Arkadaşlar bu görüntüleri gördüğümde gerçekten çok üzüldüm size iki görüntü izleteceğim sizce hangisi doğru? İşte memleketimden insan manzaraları ; http://www.izlesene.com/video/abdil-ustadan-sizlere-ozel-ayrintilariyla-aynali/2157017 Bu da memleketimden olmayan insan manzarası; http://www.martinbowler.co.uk/index.cfm?fuseaction=video.showvideo&video_id=27 Buda ne yapmamız gerektiğini akla getiriyor. Önce herkes kendini çekidüzen verecek ondan sonra yetkili makamlarda yardım isteyeceğiz. Bu da önce eğitimden geçiyor olmalı. Nedersiniz? Not: Bu görüntüler daha önce yayınlanmış olabilir fakat tekrar bi düşünmek gerekiyor.
ilk videoda sanırım yapay göletteki süs için konmuş balığı avladılar, hadi güvenlik gelmeden gidelim diyorlar, ve gölet yapay ufak bir alan gibi görünüyor. demeden edemeyeceğim antalyadaki bir parka benzettim biraz. diyecek laf yok, aslında var da..
Süs için konulmuş olduğu doğrudur. Ama Antalya değil aslında neresi olduğuda önemli değil. nedense memleketin her yerinde bu tür insanları görüyorum doğudan batıya kadar.
Bence insanlara neler verildiğine de bakmamız lağzım , gelir ve eğitim düzeylerini dikkate almamız gerekir, birisi keyfen zevken tutarken diğeri yemek veya satmak için tutuyor olabiliyor, gölettede balık tutmak yasaktır diye bir ikaz maalesef göremedim. Yasak olan yerden balık tutmak etik değildir tabiy ki ! fakat Kıyaslamayıda yapmak zorundayız, süreç işte.!!.
O zaman sizi bilgilendireyim. Balık tutmanın yasak olduğu bir park alanıdır. Zevk için tutuyor (Hepimiz onun için yapıyoruz) ama zavallı balık çitlerin arkasına nasıl atılıyor sanırım farkettiniz. Oysa artık bu ülkede sazan yatağını bile satmaya başladılar. Üstelik amatör bir olta balıkçısının tutttuğu balığı satmasıda yasaktır. Peki eğitim nasıl olacaktır? İşte bu şekilde bu tür forum alanları bir eğitim alanıdır aslında.Bu doğrudur bu yanlıştır diyebilmek gerek. Bence yinede dediğiniz gibi bu bir süreç.Avrupa balıkları yok olmaya başlayınca onları koruma altına almaya başladılar ve şuanda onun için bizden öndeler. peki biz illahi ki balıklarımızın tükenmesini mi bekleyeceğiz?
Aç insanla,tok insan arasındaki tezatı anlatan çarpıcı iki örnek paylaşımın için teşekkürler Murat kardeşim
okadar kacak ve yanlış avlanan var kı ulkemızde ve bu na ragmen balık yakalaya bılıyoruz bunlarda olmasa ozaman avrupa izlerdı bızı örneklerde izledğiğmiz gıbı medenıyetler heryerde farkını ortaya koyuyor
Selam İbrahim dünyaya medeniyeti öğreten bugunün keşiflerini asırlar öncesinden işaret eden bir dinin kültürün mensubuyken avrupa pislik içinde kokarken hatta ve hatta Frannsızlar bile pis kokularını bastırmak için bugün dünyaya pazarladıkları parfümü icad etmemişken ne oldu bize neden bu kadar değiştik yada bizi kim değiştirdi yada biz hep böylemiydikidk
hayatı, içinde bulunduğumuz dünyayı, hiçbirşeyi araştırmadan, sorgulamadan, değerlendirmeden. o bize asırlar önce empoze edilen ne ise, aynen bugünde o şekilde yaşıyoruz körü körüne. o yüzden o yaşamını kültürünü beğenmediğimiz fransızlara, almanlara, amerikalılara, bugün ağzımız açık bakıyoruz. sorun da burada ağabey, biz hiç değişmedik!
Volkanım hani bir laf vardı ya Fransız kaşığıyla Amerikan maması da yemeyeceğiz herhaldeidkesasında asırlar öncesine de gitmeye gerek yok dünya çok değişti insanlar birşeye daha çabuk adapte olabiliyor değişebiliyorlar kısacası kör zamanlar artık geçti geride kaldı,herşey ailede çocukluktan bu yana süregelen aldığımız terbiyede bence,öyle değilmi ya alanı daha da küçültüp düşünelim büyüklerimiz bize ne öğrettiyse bizde öyle gittiklaf aramızda ben yeni nesilden çok umutluyum:gossip:
-1- cehalet bir sebep değildir.. Bu balıgı alıp telin öte tarafına atmamak için ona canlı gözü ile bakmak için bu adamaın balıgın anatomisini öğrenmesine gerek yoktur.. elinde kıvranan bir nezne canlı demektir...ona saygılı olmak gerekir..mantık tır bu insanın , insan olmasından kaynaklanan ve olması gereken bir özelliktir bu..bu özellik yoksa bu durumda o şahısa primat yöntemi ile eğitim vermek gerekir..hem parkın yaska balıgını tut hemde videoda yayınla.. -2- satmak konusu.. bu olaya bende katılıyorum bir çok insan ekmek parası için kural , kanun tanımıyor .bu bir yara ..devletin çözmesi gereken yara..ancak burdaki olay farklı eve götürüp yiyecek..eleman
Ben videoları izlemedim ama. Milletimizde gerçekten benimsenemeyecek kadar rezil şahıslar mevcut. Kimse Avrupalıya felan laf etmesin boşa. Adamlar bizden hep ilerideydi hepde öyle olacak. Ülkemizin acı gerçeği. Kişisel zekâ önemli değildir.Önemli olan toplum bilincidir ve malesef ki bizde hiçbir zaman yeterli seviyeye gelmeyecektir.
Bak yukarıdaki örneklerde kendimizi yargılama yapabiliyorsak her zaman için bir umut vardır bence. Doğrusunu onlar yapıyorsa bizim de bu doğruları yapmamak için hiç bir sebebimiz yok. Önemli olan yanlışın farkında olmak. Yemek için yada hobi için hiç farketmez bir canlı bu derece muamele görmemelidir. Yemek konusunda şunu söyliyeyim bu insanlar 10cm tatlı su kefalini bile yer.''Hamsi de bu kadar küçük onu yiyoruz'' gibi komik bir bahane ile sana empoze eder ve kendini de kandırır. Aşmamız gereken şey budur aslında eğitim. Biz avrupalılar kadar olamayız dersek o zaman bu ülkede yaşamam için bir sebebimiz kalmaz. İnan bana daha iyisini bile yaparız.
Bir egitim meselesi. Basit bir örneklendirme yapmakta fayda var. Benim bulundugum ülkede balikci tezgahinda küçük balik görmek zordur ( her tür için ) balikci halden balik alirken buldugunu alir. Hallerde kontroller adam gibi yapilir gerekirse el konur telef edilir ama artik avlanmis izin verelim denmez. Tezgahta ufak balik göremeyen halk yenmeyecegini , avlasa bile geri salmasi gerektigini , ticaretini yapanda satamayacagini düsünür. Bir nevi bilinçalti mantiksal döngü gibi düsünür. Elbette bu isi hobi olarak yapanlardan ufak baligi yiyen de olur fakat global düsününce bunun devede kulak kalacagi asikardir.
Eğitim !!!??? Adamın biri ilçedeki en yetkili koruma memuru (tarım müdürü )+ Denizalası yasak balık = Elinde benim balıktan var mı? (Soruyorum benim balık ne ...? Balıkhane sahibi öğrencim; hocam deniz alası soruyor da...) Başka örnek; yine aynı kurumda bir tarım mühendisi alayı korumak, sürküleri uygulamakla yükümlü. Olay nedir? "Hocam geçenlerde daha dereye inmeden yavru balıkla yol kenarından olta attım bilmem ne kadar kiloluk deniz alası..." buyrun size eğitim. Ben coğrafya derslerini anlatırken çevre koruma uygulamalarından ve bu tür yanlışlardan da bahsederim ama uygulama böyle olunca öğrencilerim lafta öğreniyor, uygulamada tırıvırı, serpme ve daha nice yasak yöntemleri uyguluyor, uyarmamıza rağmen. Bizde bilinçaltı olayı tersine işliyor galiba. Denetimi yapan, yapacak olan uygulamayı kendi yanlış yaparsa imamla cemaat hikayesine döner işimiz. Yine de umutsuz olmayalım, çevremizden başlayarak uygulamaları düzeltmeye çalışalım. Önce iğnenin acıttığını gençlere öğretelim, gelecek nesilden umutlu olalım. Saygılar, sevgilerle.
Evet egitim ! Egitimi okul bitirmek bir mevkiye ulasmak , kagit parçasi bir diploma sahibi olarak algilamamak lazim. Iyi egitim demek benim için insanin bilgisini akliyla mantigiyla birlestirebildigi sürece mümkündür. Üniversite mezunu olmakla egitimli olmayi birbirine karistirmayalim. Umarim ne demek istedigimi anlamissinizdir.
Doğru demşsin Roy kardeşim. Eğitim, hayatımızın her evresinde gerekli olan ve insanın yaşamının sonuna kadar devam eden bir süreçtir. Ne yazık ki toplumumuzda Y.Okulu bitirip, mazbatasını cebine koyarak '' Tamam, artık ben oldum. '' diyen, nice zavallı kişiler vardır ki, bunları ayırt etmek son derece basittir. Kendilerini hemen ele verirler; davranış ve hitap şekilleriyle. Bunlar, kaprislidirler, kimseleri beğenmez ve değer vermezler. Hazımsızdırlar, kendi bilemediklerinin başkaları tarafından doğru bilinmesini kabul edemezler ve karalamaya başlarlar. 3-5 sene sonra da geriye baktıklarında, ne kadar cahil olduklarını görürler, ama bildiklerinden de vaz geçmezler. Bu süreç hayatlarının sonuna kadar surer ve bir hiç olarak giderler. Eğitim ve terbiye ilk önce ailede başlar. Bunu iyi alan kişi, okul hayatında alacagı eğitim ve öğretim ile pekiştirir, sonrada hayat mücadelesinde pişirerek yer ve beslenir. Bu süreçte iyi bir şeyler almışsa iyi, vasat bir şeyler almışsa vasat beslenir ve yaşar. Bu görüş ve düşüncemi çok geniş kapsamda değerlendirmenizi isterim. Burada zincirin halkalarını ve dişlilerini en sağlıklı şekilde kullanmanın önemi ortaya çıkıyor. Dişlide ki küçük bir boşluk ve aksaklık, sürekli olarak sıkıntı yaratacak ve size eziyet vererek üzecektir. Dolayısıyla işin özüne gelirsek, bireyler olarak hepimize ama küçük, ama büyük olmak üzere görev düşüyor. Herkes üzerine düşen görevleri layıkıyla yerine getirirse, tüm sorunlar kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Yetişen yeni nesil insanlarımızın bunu başarabilecek altyapıyı aldıklarına inancım sonsuzdur. Bu bir geçiş dönemidir ve uzun süreçlidir. İnanın ki gelecekte her şey çok daha güzel, çok daha bilinçli olacaktır. İyi dileklerimle.
gördüğüm kadarıyla ağabeylerim yeni nesilden umutlu, fakat ben bir yeni nesil olarak(sizlerin jenerasyonuna göre) kendi akranlarımdan pek umutlu değilim. çok büyük çoğunluğu; elimde moda telefon varmı, hangi ünlü kafeye gideyim, bir oturuşta kaç duble içtim, kaç gündür üstüste barlara gittim, bak 3 gündür uykusuzum ama hala dinçim, şöyle hızlıyım böyle hızlıyım, boşboş işlerle uğraşıyorlar, umarım bu bir geçiş sürecidir ve ilerideki yaşamları bu şekilde sürmez. şunuda açıkça söyleyeyim, arkadaşlar balığa tekrardan merak sardığımı öğrendiklerinde ya tepkisiz kalıyorlar yada negatif tepki veriyorlar bir kişininde aa ne güzel dediğini duymadım. genel kanı bu yaşta balığa mı gidilir? oluyor. bir yandan da çoğu kişiye göre balık tutmak, can sıkıntısından kurtulmak hemde olursa bedava balık yemek şeklinde görülüyor. o yüzden neden niçin kısmını sorgulamaya gerek görülmüyor. çünkü zaten normalde bir insanın balık tutması gereksiz görülüyor.
Afyonlu dernekçi arkadaştan ögrendim belediye parkı imiş orası süs diye sazan salmışlar .. özel güvenlik teşk. bakıyormuş ama demekki es geçmişler..bu tip insanlarda..bedava balık bulmuş hak hukuk insanlık tanımadan atılan balıkları tutuyorlar..