Bütün bir kış yazın gelmesini beklemiştik...Abimle stratejiler geliştirip devamlı trofe balıklar alabilmek için yapmamız gereken hamleleri tartışıyorduk. Sonunda yaz gelmişti ve biz kayığı suya indirmiştik. Fakat bitmek bilmeyen rüzgarlar istediğimiz avı yapmaya engel oluyordu ve biz rotamızı vede avlanma seklimizi değiştirme zorunda kalarak avuntu avlar yapıyorduk. Taki bu geçtiğimiz haftasonuna kadar amacımız Marmara'nın fay kırıklarına ulaşarak takriben 90-120 metre derinliklere canlı zargana indirmekti ve hava bunun için çok müsaitti! Depomuzu full doldurup yola çıktık. Fay kırıklarına ulaştığımızda suyun dümdüz dere gibi olduğunu gördük ve bu bizi çok sevindirmişti çünkü rahat bi şekilde çalışabilcektik. Hemen canlı zarganamızı çıkarıp hızlı bir şekilde uzunoltaya takıp balık sersemlemeden suya bıraktık, arkadan yılan gibi geliyordu. Çok derinlere indireceğimizden dolayı balığın vurgun yememesi için makinenin kalamasını çok az bir şekilde açıp bir kiloluk kurşunun onu 120 metre derinliği indirebilmesi için sabırla bekliyorduk. 2-3 dakika içinde oltamız dibi bulmuştu, takımı 2-3 kulaç kaldırıp rölantide kırıkların üzerinde gezmeye başladık. Aradan bir saat geçmişti ama tek bir vuruş bile alamadık. Zargananın yaşadığından bile emin değildik, oltamızı yukarı çektiğimizde balık hala yaşıyordu. Bunun üzerine takımı değiştirip klasik üçlü benzeri mavrukadan oluşan dörtlü takımımızı indirdik. Oltamızı istavrit, karides ve canlı tekeden oluşan yemlerde donattık bu sistemle tutmak istediğimiz balık mırlandı. Fakat bir saat denemimize rağmen gene tek bir vuruş alamadık. Artık tası tarağı toplama vakti gelmişti, moralimiz çok bozulmuştu. Bütün bir kış başarıya konsantre olup trofe balıkları hedefliyip tek bir vuruş dahi alamamak bizi şu gerçeği göstermişti, ya aradığımız balıklar şuan burda yok yada hiç yoktu. Karaya dönerken bari bi teselli olsun diye eskiden bildiğimiz verimli bi taşa uğradık, bir kaç mercan ve taşın üzerinde yemlenmekte olan istavritleri teselli amaçlı tutup evimize hüsranla döndük. Bizim için bir fay macerası bitmişti artık kendimize farklı bölgeler belirleyip Marmara'nın yokluğunda yeni maceralara atılcaz
merhaba, güzel bir yaşanmış hikaye yazmışsınız seve seve okudum, emeğinize sağlık, kısmetiniz bol olsun.
Aradığınız trofelere kavuşamasanızda kavuşma hayali sizi hep canlı tutacaktır eminim. Bizler tutmak kadar tutma peşinde olmayıda seviyoruz... Mecnun'un Leyla'ya olan sevgisi gibi bizim iş... Raporlarınızı keyifle okuyoruz elinize emeğinize sağlık. Devamını diliyorum, rastgele...
ellerinize saglık abim inşallah daha iyileri rastgelir birşey dikkatimi çekti neden rölantide avlandınız 120 derinlik mesafesinde tekneyi akıntıya bıraksanız sanki daha verimli avlar yapabilirdiniz iskenderun da biz öyle yapıyoruz suyu röfle yapmak motorun titreşimini oltaya vermek pekde iyi birşey degil diye düşünüyorum tabi bu benim şahsi fikrim
İnşallah bir gün trofelere ömrümüz yeterse kavuşacaz ...raporlarımdan keyif almanıza çok sevindim..rastgele
Aslında söylediğiniz gibi daha verimli olur öylede planlıyorduk ama hava çok durgundu ve akıntı oldukça azdı..tebrikleriniz için çok sağolun
Ne hüsranı Tuncay, Marmara'da bu mercanları bulmaktan daha güzel bir av olabilir mi ? Tebrik eder devamını dilerim.
Tebriklerin için çok sağol Aret...insan hep daha iyisini yapmak istiyor..Bu balıkları 2-3 senedir istediğimiz zaman yakalıyabiliyoruz..Dolayısıyla hep daha iyisini ve daha büyüklerini yakalamak istiyoruz..Olmayıncada malesef hüsrana uğruyoruz