Geçen hafta çalan alarm ile uyuya kaldım. Telefon çaldığında yataktan fırladım. Geç kaldım, geeçç. Arayan babam " kapının önünde bekliyorum". Apar topar indim ve yola düştük. Cengiz son dakka çıkan işinden dolayı biraz geç gelecekti. Avlağa vardık, başımda inanılmaz bir ağrı birde üstüne patırtı kütürtü yapıp balık tutmayı bekleyen arkadaşları görünce yeleğimi, şapkamı, oltamı alıp dere boyunda koyuldum yola. Babam yemli oltasını suya atıp gölgeye oturmuştu bile. Aralardaki çağlakları kontrol ederek yürüdüm dere boyu. İlk durakta üçüncü atışta atlamıştı Fly ıma, Cegizin tabiri ile " Sadık Yarim Kara Kefal" aldım kıya kurtardım kancadan gönderim ait olduğu yere. Aynı bölgeden iki üç balık daha aldım ve yola devam. Suya sarkan sögütlerin önünde çok iri değil ama belliki yem arayan bir kefal gördüm. Biraz eğildim sazları siper edip kendime, uçurdum yemi önüne ve süratle gelip daldı yeme. Tasmayı atıp ipin gerilmesi ile kendini kurtarmak için başladı çırpınmaya. Üç dört sefer takla attı, otlara çekti ipi. Aldım kenara tam o ara çimlerin arasındaki çiçek gözüme ilişti. Sen bir vesikalığı hak ettin dedim kendi kendime ve çiçeğin yanında aldım hatıra kaydını. Saldım suyuna pırr gitti. Güzel bir durum balığı görüp sonrada yakalamak. Cengiz geldi, geriye döndüm ve klasik kefal kovalamasına devam. Güzel bir gündü taki su bulanana kadar. Yukarıda neler oluyorsa artık su feci şekilde bulandı ve avı bırakıp döndük. Fotoyu hak eden yakışıklı arkadaşım Herkese RASTGELSİN
Ne diyeyim Murat ağabey. Avatarınızdaki eğer kefalse bir sefer fly ile yakalayın sonra birdaha konuşalım. Ben şu anda spin dahil diğer oltaları kullanırken zorlanıyorum. Bir yardımımız olusa elimizden geleni yaparız Fly konusunda.