Geçen raporumdaki mecburen kıyadan avımızdan sonra bu hafta azimliydik tekne avı için. Çünkü geçen avımızda 1 lidakiyle dönmek evde bıyıkaltı gülüşmelere neden olmuştu. Tarih: 19/05/2012, yer : gene Bergama. Serhat abiyle havadan sudan konuşuyoruz. 5 dk demiyor, Serhat abi balık duyumlarına geçiyor. Bende 5 dk zaten zor dayandım, o geçmese ben soracam zaten. Yarım kiloluk kefaller çıkıyor bir yerden, bir yer ara kere levrek veriyor, melanur başlamış. Evet beklenen haber Melanur. Hem kolay bir av hem zevkli. Sürüye de denk gelirsen raporlayıp hava atması da cabası (Suyundan da koy gibi , her yönüyle güzel ) Tekneciyi arıyoruz, Edremit'e gitmiş 3 te gelirim diyor. Tamam deyip, başlıyorum topitop saplarıyla takım yapmaya. Tam takımları yapmış hayran hayran bakarken tekneci arıyor: Benim işim uzadı, ben akşama anca gelirim. Zaten pek balık ta çıkmıyor. Bu sözlerden sonra bizim tekne işi yatıyor. Elimde topitop saplarıyla uzaklara dalıp gidiyorum... (Aldırcaklar bi tekne...la havle.....) Dikili'deki tekneci de tekneyi karaya çekmiş. (Bizden başka türlü kurtuluş yok) Serhat abi Foça'ları bile deniyor. Nasip değil, olmadı mı olmuyor. Saat 14:45 falan, tamam bu hafta da kıyıdan deneyelim diyoruz. Saat 15:00'te çıkalım diyor Serhat abi. Sözde ben mantarlı takım yapacaktım. Ne zaman var, ne sabır. Haydi diyoruz çıkalım, bunalmışık zaten. Bergama'dan Cüneyt'i de alıyoruz. 3 kişi ilk hedef dikili. Dikili'ye 16:00 da ulaşıp malzemeciye gidiyoruz. Bir sürü mamun, 2 paket boru kurdu, 1 paket sülünez, 20 adet madya alıp (Sanki 5'er kilo balık tutacaz ) Kipaya uğrayıp oradan da mangallıkları alıp yola düşüyoruz. Önce dikili'den yol üzeri bir yeri deniyoruz. Yer çok hareketli. Atar atmaz vuruyor ancak her atış taşlara takılıp, takımı bırakmamak için bol dualı geçiyor. Çıkan bir karagözden de balıkların küçük olduğuna kanaat getirip bademli'ye geçiyoruz. Mangalımızı orada yapıp, küçük iskelesinden oltaları yemleyip bırakıyoruz. Bir saat kadar birşey yok. Sonra Cüneyt iri bir Karagöz çekti, bir saat sonra gene Cüneyt bir eşkina çekti. Bizde suratlar kapı duvar. Balık kıskandığımızdan değil de niye bize vurmuyo suratı. 2 saat kadar sonra hadi gidelim diyoruz. Oltayı topluyorum ucunda karagöz. Ne vuruş gördüm ne zil çaldı. Eeeee napim ben böyle balığı, heyacan yaşamadık ki... Kurşun mu ağır yoksa benim kamışla çok uzak atışlar yapılabildiğinden mi nedir tuttuğum balıkların hiçbiri zili öttüremedi. Nedendir çözebilmiş değilim. Linneaffe Spirit Surf 3,90'a alışmam uzun sürecek. Saat 23:30'da başka bir avlağı yokluyoruz, oradan da bir balık tutup geldiğimiz Dikili'ye geri dönüyoruz. Saat : 00:40 gibi. Evet bu avlaktan geçen avımda da bahsetmiştim. Erişteler hakkında fikir yürütmüştük. Hatta bir arkadaşım (arkadaşlıktan bir kerte yukarı da olabilir , emin değilimhihi ) ilkokul 3 seviyesinde resimler çizmiş bana durumu iyice belletmişti. Ya benim zekamı o seviye de bulmuş, yada yeteneği buna müsaade etmişti. Lakin benim de kimsenin resim çizme yeteneğiyle dalga geçecek halim yoktu. Benim resim yeteneğim de pek parlak değildi. İlkokulda masanın üzerine bir sandalye koyarlardı. Üzerine de sınıftan bir arkadaş tünettirirlerdi. Bize de hadi bakalım çizin derlerdi. Benim çizimlerimde modelin kaba etleriyle sandalye hiçbir zaman temas etmemiş. Bu durum ortaokul, lise, hatta yüksekokul yıllarıma kadar böylece sürüp gitmişti. Her ne kadar yüksekokulda epey bir yaklaştırabildiysemde okulun 2 senelik olması nedeniyle öğrenim hayatım o kutlu ana şahit olamamıştı. (4 yıllık fakülte olaydı... ) Ondan kendimi bilen birkişi olarak kimseyle dalga geçmem. Avlak eriştelikti 2 hafta önce. Ya nasip diyerek takımları mamun ve boru kurdu ile yemleyip salladık uzaklara. İlk balığı Serhat abi çekti ama sudan tam çıkartırken düşürdü. Ardından atlıyordu ki zor tuttuk. Başka da doğru düzgün vuruş yoktu ki hadi gidelim dedik. Sabah evden çıktığımızdan zibidi gibi bir kıyafetle çıkan ben donmuş, maça girecek yedek oyuncu gibi durmadan ısınma hareketleri yapıyordum. Bu kadar eziyet yeter bi balık için hasta olmaya değmez diyerek oltaları topladık ve yine aynı şey. Benim takımda bir balık çıktı geldi. (Karagöz - Fotodaki iğnede salınan ) Bunda da 3 kişi balığın vurduğunu hissedememiştik. Volkan sen bu kamışa abanacan 100 metre ileri atıp, her 15 dakka da bir çekecen. Zaten kendi tasmalıyo, %90 balık çekersin dediler, gülüştük Kamış çok beğenildi (Leneaffe Spirit Surf 3,90). Boncuklu takımlarım Cüneyt'e ilginç geldi, beğendi. Sonuç olarak birkaç balık yakalayıp (Ellerimiz pula değdi ) eğlendik. Onlar bilmiyor ama zaten (-,+) gündü. Gece yarısından sonra balık yapacaktı, ay takvimine göre. Tabi söylemedim, yoksa cayabilirlerdi. (Yaşasın kötülük ) Cüneyt tuttuğu balıkları da bize verdi. (Bu Cüneyt'i daha fazla sevmeme neden oldu. ) Bi daha ki sefere de biz veririz. Balık sorun değil, gönüller bir olsun. (Er veya geç bu melanuru denkgetirecem ) Bu arada malzemeciden, su üstü sahte balık aldım. (Vallahi hastalık) Ben çok yazdım, okuyanlara Allah sabır versin. Hepinize rastgelsin...
Maşallah abi hiç durmuyorsun Eşkina hoşuma gitmedi değil hani tutması çok zevkli bir balık etini sevdiğim söylenemez Karagöz daha hiç tutmadım, yemini kullandım ama herhalde merada yoktu Tebrikler abi daha büyükleri denk gelsin
Yok be Çağrı 2 hafta da birkere. En iyi ihtimal hafta sonları. Bazıları levrek sezonunda hergün avlakta, uyku tulumuyla gidiyorlar. Temennilerin için teşekkür ederim. Sana da rastgelsin. Karagöz tutmak güzel de Çupra çekmek daha zevkli.
Yine tadına doyum olmayan enfes üslubuyla ne güzellikler getirmiş benim kardeşim, maşşşallah kırkbin kere. E, hani erişteliğe bir sürü laf döktün sonucundan bahsetmemişsin. Meranın durumu neydi? Yoksa ben mi kaçırdım?
Tebrikler balılar az ama güzelmişler. Neyse bir daha ki sefere daha irileri ve çoğu senin oltana gelir inşaallah. Bu arada sizin oralardaki eşkinelerden taş çıkıyor mu? Neden sordun dersen sadece Marmara'daki eşkinelerde taş çıkıyor diye biliyorum.
Karagozun kralisin vallahi Volkan! :thumb: Tebrik ederim, guzel raporun icin de tesekkurler. Senden daha buyuklerini ve farkli turden baliklari da gorecegiz yakinda, hic suphemiz yok. Selamlar..
Volkan tebrik ederim cok guzel karagozler.Gecen hafta arkadasla gitti iki tane karagoz yakaladim ama bir tane kacirdimki sorma.Oltayi goturuyodu az daha.Ama tasin altina girdi sonrada misina koptu idk Nasip Dahasi rastgelsin nice guzel avlara:thumb:
Teşekkür ederim Nuri abi. Gözünden de birşey kaçmıyo . 2 Hafta önce zor bir av yaşatan erimek üzere olan eriştelik tamamen erimiş, yok olmuş. Temiz bir avlak haline gelmiş, Dikili liman dışı. Sizlere de gönlünüzdeki balıklar rastgelsin...
Teşekkür ederim, temennilerin için. Buradaki eşkinalardan da taş çıkıyor. Birkaç sene önce de yakalamıştık Dikili'den taş çıkmıştı. Bu Bademli eşkinası, taş çıkar diye zannediyorum ama henüz yemediğimizden bilemiyorum. Daha irileri sana rastgelsin... Teşekkürler abi, sana da rastgelsin.
Teşekkürler İbrahim abi, güldürdün beni, sağol. Karagözün kralı olmak ne haddime, bu sıralar buralardan karagöz çıkıyor da o yüzden. Başka balıklar yakalamayı bende istiyorum. Kıyıdan Çupra, Mırmır, Sargoz gibi balıklar denk gelebilir diye düşünüyorum. Avdaşlarım kayalık avlakları seçtiğinden genelde döküntülerde bulunan balıklar yakaladık. Sana çok daha güzelleri rastgelsin. Kıyıdan balık yakalamanı, bunun da zevkini tatmanı çok isterim. Sevgilerimle... Teşekkür ederim Levent. Yakaladıkların afiyet olsun da, asıl kaçan hep aklında kalacak olan. Ne kaçırdım acaba düşüncesi insanı yiyip bitiriyor. İri bir balık olmasa taş altına kaçamazdı diye düşünüyorum. Rastgelsin...
volkan tebrikler bendede aynı kamıştan var ve zil konusunda haklısın koca koca çipuralar öttürmüyor. kamış çok esnek olmasına karşın bir o kadarda kuvvetli. kamışa güvenim tam fakat zil ötmüyor. benim tahminim balık vurunca esnemesi sayesinde yumuşak hareketlerle eğilip kalkıyor zil içerisindeki toplar yuvarlanıyor sadece o yüzden pek ses çıkmıyor ama kamışı çok seviyorum hatta arkadaşın biri tavsiyede bulunmuş ilerilere at 15 dk da bir kontrol et diye. Bu kış aynı taktiği ben yaptım. Hatta attığımda ipide mümkün olduğunca gevşek bıraktım. Sonuçmu muhteşemdi. İp gergin oltada balık boyları küçük olmasına karşın suya yatırdığım misinalı oltadakiler porsiyonluk geliyordu mırmır ve çipuralar (şöyle rakamlı dersek ip gergin olursa 18-20 cm mırmır 20-23 cm çipura yatırdığım zamanlarda her iki türde 25 cm üzerine çıktı.) sonra acaba benmi yanılıyorum diye kalan yemlerle diğer oltayada aynı taktiği uyguladım ve sonuç ondada aynı oldu. balık boyları büyüdü ama yem bitti. Tabi deniz dalgalı olursa bu taktik iş görmüyor misina kıyıdaki kumların arasına gömülerek istenmeyen sonuçlara neden olabiliyor
Tebrikler Volkan yine elin boş dönmemişsin Geçen konuştuğumuzda alacağım diyordum senin kamıştan ama hala aynı moddayım. Öve öve aldıracaksın sonunda bu kamışı bana Kamış esnek ama değil mi? Ufak balıklarda sağır mı kalıyor diye şüphelenmeye başladım şimdi
Gültekin tam aradığım sorulara cevap olmuş, teşekkür ederim. Gerçekten kamıştan çok memnunum. 75 gr'la atıyorum gayet tatmin edici uzaklıklara ulaşıyor. Daha ileri atmak için 100 hatta 120 gr lara bile çıkılabilir zannediyorum. 150 gr la bir arkadaş kırmıştı ucunu o aklımda. 120 gr üzerine çıkılmamalı. Tek şikayetim 2 avdır başıma gelen şey balığın vuruşunu hissedemiyorum. Hissetmek için zannedersem 750 gr ve üzeri bir balık vurmalı. Başka da bir şikayetim yok, bi ara ip misina mı taksam dedim ama gece karanlığında dolaşır falan, eziyete dönüşür av. O yüzden vazgeçtim. Geçen avda 20 küsür cm'lik lidakiyi zor hissetmiştim, bu karagözler de 20 cm'den büyük ama bunları hiç hissedemedim. Balık aldım ama zevk almak konusunda aynı şeyleri yazamayacağım. Sana da rastgelsin...