Bimer'e atıığımız israil sazanı ile alakalı başvurumuza gelen cevabı paylaşıyorum yorumlar size kalmış artık Uploaded with ImageShack.us
Bimer'e ne sordunuz tam açık değil ama nasıl bir cevap bekliyordunuz merak ettim? Sizin bir öneriniz var gibi sanki?
Bence yapılabilecek daha fazla birşey yok gibi, nedenine gelecek olursak göleti, barajı vs. boşaltmak ne kadar doğru olur bilmiyorum ama bizim ülkemizde boşaltılan suyun içerisindeki balıkları canlı tutup istenmeyen tür temizlendikten sonra (yumurtaları ve diğer canlı organizma vb. saymıyorum bile) tekrar suya iade edeceğimiz bir sistem olmadığı için (en azından varsa da ben bilmiyorum) ya bütün balıkları katledecekler ya da kalan sağlar bizimdir diyerek yürüyecekler. Bence doğru olan seçeneği yapıyorlar ki bizler limit altı diye sadece 1 tane bile olsa geri suya iade edince içimize dolan huzurla mutlu oluyorsak ve bunun için mücadele veriyorsak balıkların katledilmesine ne kadar üzüleceğimizi varın siz tahmin edin. Hatta şu forumda açılacak başlıkları ve yapılacak yorumları tahmin bile edebiliyorum. " Katil Bakanlık, Türk Usulü v.s." gibi. Ne kadar balık türünü azaltsa ve cinsini değiştirse de değişmeyen ve/veya değiştiremedikleri balıklar o sularda hep olacaktır diye düşünüyorum. Bu konu insanoğlunun doğa ile başa çıkamayacağının ufak bir örneğidir ve fazla üzerinde tartışılmaması gerekir diye düşünüyorum.
Özellikle İsrail sazanı ile mücadele için Su Ürünleri Fakültesinde mühendis bir arkadaşım ciddi araştırmalar yapıyor. Maalesef tek bir türü yok edebilecek bir mücadele yöntemi mümkün değil. Bu konuda çaresizler. Israrla araştırıyorlar ancak sonuç nafile.
bence sularımızda olmasının zararları kadar yararlarıda var kendisi hem avcı pozizyonunda hemde av. Fatih Abiyle görüşmemizde buna benzer bir sohbet etmiştik kendiside hatırlayacaktır
İsrail sazanını getirip sularımıza atmadan önce iyi düşünmek gerekirdi, şimdi nasıl kurtulacağız diye düşünülüyor. Yapılacak tek şey avcılığını serbest bırakmak hatta teşvik etmektir diye düşünüyorum. Garantili bir yol daha var ama yaparlar mı bilmem bir tane gırgırı salsınlar o göle, birkaç günde kurutsun ne varsa.
abdurrahman bey, mücadeliniz ve girişimciliğiniz için tebrik ederim. bakanlık umaraım gerekli hassasiyeti gösterir. yazılanların %20 sini uygusalar popülasyonu biraz yavaşlatırlar. ama asla kalıcı çözüm değil.
bimere sorumuz bu balık ile ilgili rahatsızlığımızı diğer balıkları yok edişini ve bu konuda ne gibi çalışmaları oldugunu sorduk tabiki beklentimiz büyük sonuçta bunu bırakan kendileri çözümünüde kendileri bulmalı
ben *** ederim amacımız amatör ruhumuzun ölmemesi için balıktan soğumamız için bişeyler yapmak umarım tarım bakanlığı dikkate alırda kurtarır göllerimizi bu balıktan
arkadaşlar bizim amacımız balık katletmek değil bizim bu çabamızı isyanımızı balık katili diye gören arkadaşlara söylüyorum belliki siz bu balıkla hiç karşılaşmamışsınız her hafta göle gittiğinizde sazanın s sini bile görmediğinizde canlı cansız hamur ne atarsanız atın bu balığı bulursanız ozaman isyanımızı anlarsınız...
Evet kim aşıladıysa çözümü de o bulmalı bencede. Lakin mantıken düşününce büyük beklenti içine girmemek te lazım. Bir havzadan yalnızca bir türün yok edilebilmesi nasıl mümkün olabilir? Bir ilaç, bir yırtıcı yalnızca bu türü tehdit edebilir mi? Ben hiç sanmıyorum. O sebeple şaşırdım beklentinizin büyüklüğüne ve başlıktaki acizlik kelimesine. Tabiki şu anki teknolojiyle başka türleri tehdit etmeden, yok etmeden bu türün temizlenmesi mümkün değil bildiğim kadarıyla. Oysa daha yapıcı sorular sorulabilirdi. Mesela; ................. gölettiki veya havzadaki israil sazanı zararları ve baskısı ortada, biz avcılar olarak diğer türlere çok az rastlar olduk ve bu durumdan hoşnut değiliz. Balık popülasyonu da israil sazanı hariç epey azaldı. Kocaağızlı levrek veya tatlı su eşkinası aşılaması yapılabilir mi bu bölgelere, bu yönde çalışma varmı? Varsa sonuçları nelerdir gibi daha sonuç odaklı, daha yapıcı ve beklentinin sağlam zemine oturtulduğu sorular sorulabilir. Buradan, gelen cevap duyurulabilirdi. Ben dahil, bir çok kişi de merakla cevabı okur, masaya yatırırdık. Belki öneri olarak bi faydamız olurdu diye düşünüyorum.
Benim yazdığım yazıya istinaden bunu yazdığınızı umarak şunları söylemek istiyorum, kendi adıma söyleyeyim Sazan için verdiğim mücadeleyi siz bilemezsiniz ayrıca bulunduğumuz bölgedeki avlaklarda bizimde karşılaştığımız sıkıntılar var. Mesela Perch diye tabir edilen ve avlaklarımıza girdikten sonra diğer türleri daha az gördüğümüz meralarımız gittikçe artmakta. Yapılacak bir şeyin olmadığını belirtmeye çalışmıştım. Bahsettiğiniz israil sazanı diğer türlere göre çok daha çabuk ürediği ve beslenme alışkanlıkları bakımından hep maça 1-0 önde başlıyor ve bu nedenle avlağınızda birkaç tane bile kalması demek 2 sene sonra aynı şikayetlerle karşılaşacaksınız demektir. Şu andaki imkanlarla tamamen temizlemek mümkün olmamakla beraber tek çare diğer balık ve organizmaları da KATLETMEKten başka birşey değildir. O nedenle bu balıkların varlığına alışmamız gerekmektedir. Yok inatla temizlensin diyorsanız bunun için bir yöntem veya bir teknoloji geliştirmeniz gerekmektedir.
Konu Güzel, Duyarlılık Güzel ...Ama Soruyu sorduğumuz ve sıradan bir cevap aldığımız bakanlık, aslında carassius faciasının ana müsebbibidir. Carassiusların Avrupa'dan Anadolu topraklarına (evet, suya değil, toprağa)girişi DSİ'nin sazan yavrusu taşıyan kamyonlarıyla meydana gelmiştir. Bundan iki veya üç yıl önce okuduğum , Ege Ünv. Su Ürünleri Fakültesi'nde görevli olan bir akademisyenin yazısında "özetle" şöyle deniyordu:"Aslen bir Asya türü olan ve soğuk iklim şartlarında yaşamayı başaran carassiuslar, 1500' lü yıllarda süs balığı olması amacıyla Avrupa'ya Asya topraklarından götürülmüştür.Yakın zamanda akarsular vasıtası ile Trakya topraklarımıza giren ve bu yörenin tatlısu meralarında görülen bu tür DSİ'nin yavru havuzlarına Meriç Nehri'nden kontrolsüz olarak (anladığım kadarıyla herhangi bir filtreleme işlemine tâbi olmadan) aldığı su ile Anadolu'ya taşınmıştır." Carassius( özellikle gümüşi olan GİBELEO cinsi)ve sazan familyasının yavruları birbirinden ayırt edilemediği için , biz bugün, bu eziyeti çekiyoruz. Artık sazan avını neredeyse tamamen bıraktım ve levrek(perch) avına meylettim.Buna sebep olan sorumsuzlara hakkımı helal etmiyorum. Hiç bir zaman da eli boş bir zatı muhteremin bu türü sırf fantazi olsun diye Trakya'dan Anadolu'ya taşdığına inanmıyorum. Sazan kaldıysa rastgele
Tam olarak temizlemek ne kadar mumkun olur bilinmez ancak diger canli turlerini katletmeden veya suyu bosaltmadan mumkun olan tek mantikli cozum bu baliklarin bulundugu gol ve goletlere elektrik soku sistemi uygulanarak en azindan sayilarinin azaltilmasidir. Bu Avrupada basariyla uygulanabilen bir sistemdir. Balik populasyonu kontrolu veya dagilimi icin kullaniliyor. Bir tekneye binip ellerinde elekrik soku veren ekipman ile baliklarin gecici bir sure bayilmalari saglaniyor , o civardaki tum baliklar sokun etkisiyle son derece kisa bir surede suyun yuzune vuruyor, eger o suda diger balik turlerine zarar verecek kadar sayisi artmis, tehdit haline gelmis bir balik veya canli turu varsa suyun yuzune ciktikca kepceyle toplaniyor, teknedeki pompali kuvetlere konuluyor baska bir yere goturulebiliyor veya gerekiyorsa telefde edilebiliyor. Cok zor veya masraf gerektiren bir sistem degil. Ben sahsen gozumle bunun uygulmasini gordum. Bunu uygulayan devletlerin cevre sistemleri cok saglikli olarak calisiyor ve kontrol altinda tutulabiliyor.
