Gitti de gitti....

Tarih : 20/04/2013
Yer : Bergama
Saat : 16:00 sıraları.

Bir gün önce İzmir'den Bergama'ya giderken yemcilerde mamun aramış bulamamıştım.
Amacım eşkina denemesi yapmaktı. Düşündüğüm de bir avlak vardı eşkina için.
Bazen şans balıkları almaktaydık ama hiç hedef avımızı eşkina olarak seçip ciddi bir av yapmamıştık. Lakin yemcilerde mamun olmayınca 2 paket boru kurdu aldım.
Hedefi de mırmıra çevirdim. Gene mırmır için denemeyi düşündüğüm bir avlak vardı.
O avlağı genelde levrek için yoklardık, dedim hem avlağın levrek durumu nedir bir göreyim, hemde akşam suyu için yemli ciddi bir av yapayım.

Evden çıkmam 16:30'u buldu. 17:15 gibi avlaktayım. Set çok kalabalık, demek ki levrek çıkıyor şu sıralar diye düşündüm. Lakin levreği hedeflemediğimden olta malzemelerini yüklenip, 300 metre ilerideki sahile yürüdüm. 2 kamış, 2 makinayla avlanacaktım. Makinaların biri 25'lik biri 40'lık.

Maalesef ki emcast plus'ıma henüz kavuşamamıştım. Benim emcast plus o okyanus senin bu ülke benim gezip duruyor, gününü gün ediyordu. Şu an hangi ülkede hangi gümrükte hiç haberim yok, nerde olduğuna dair bir bilgi de yok henüz internet takip sayfalarında. En son görüldüğü yer İstanbul. O da eğer duyumlar doğruysa. Hayırlısı bakalım. Jay762 kodlu satıcı, seninde gözüne dizine dursun. Sana mektup arkadaşı olacak kadar çok email attım. Bana yazdığın tek cümle: Makine gelince email atarım oldu.

Bizim ülkenin satıcılarının gözünü seveyim. En azından elimizde o kalmamış bunu verelim mi diyorlar. Bi daha mı, tövbe.

17:45'gibi takımları hazırlayıp sahilde yerimi almıştım. Hemen 20 metre sağımda atçek yapan ihtiyar bir amca, 60 metre kadar denizin içine girmiş gene atçek yapan bir avcı vardı.
Acaba Spro Red Arc'ın performansını mı denesem diye aklımdan geçse de, mırmır randımanını merak edip vazgeçtim. Ne de olsa levrek tutmuştum ve yemli avcılığa hazırlanmam lazımdı yavaş yavaş.

İlk atışlarımda yarım saat kadar tık demedi. Kumlarda oturmuş emcast plusı düşünürken ilk vuruş geldi. Pek önemli bir vuruş değildi ve pek isteksizce yerimden kalktım. Takımı konrol edecektim ki vuruşlar tekrar etti. Hafif bir tasmalamadan sonra balığı yakalamıştım. 40'lık penn fierce le yağ gibi çektim. Hiçbir zorlanma, sorun yok. Yoksa emcast plusa boşuna mı para verecektim. Bırak boşuna para vermeyi, makine da yok ortada dedim. Ulan Jay Jay Okaça, sen o makinayı gönderme de bak ben nasıl taaa Amerikalara gelip seni buluyorum dedim.

Çektiğim balık genelin kaba lidaki dediği, gayet kibar ve zarif bir balıktı. İlk balığı iğneden kurtarıp saldım. İkinci balık karnından yakalanmış bir isparoz du. Hemen çevreden bir dondurma kutusu bulup içine biraz su koyup isparozu içine bıraktım. Soğuk günlerde yakalanan balıklar kolay kolay ölmüyorlardı. Bunu bildiğim için hemen bırakma takımı yapıp isparozu Lagos Hüseyin'den öğrendiğim şekliyle dudaklarından takarak 20 metre kadar ileriya attım. Böyle avlanmak, balığın yaşama süresini görmek açısından da bir deneme olacaktı. Bırakmanın hedefi levrekti ama atçek yapanlar henüz Bir şey tutmuş değillerdi. Biraz sonra 2. lidakiyi yakaladım ve dondurma kabının içine bıraktım. Alacağım boyutta bir balık değildi ama isparoz çabuk ölürse, bırakma takımı için stepne olacaktı.

Sağımdaki amca 30 küsür cm'lik bir balık yakaladı. 20 dakika sonra da 20 – 25 cm arası bir palaz yakaladı ve bana seslendi. Koşarak yanına gittim. İstersen al diyordu.
Senin yakaladıklarından büyüktür bu dedi gülerek.
Palazın üzerinde halen benekleri vardı. Amcanın gülerek söyledikleri beni üzmüştü. Açıklamaya çalıştım bir an, sonra vazgeçtim.
Aklımdan, sen kimin adamısın amca? Beni sinir etmek için mi geldin diye geçirdim.
Amca, eğer almayacaksan ben salacam dedi.
O an dur amca salmadan bir çekim yapayım dedim. Balığı sahteden kurtardım, amcaya verdim. Çekime başladım. Amca da saldı palazı. Avlaklarda güzel bir hareket görmek hoşuma gitmişti.
Amca bana bohçacı muamelesi yapmıştı ama iyi niyetliydi. Stepne balığımı, oltalarımın yanına giderken salmaya karar verdim ve dondurma kutusundan çıkartıp saldım. O sırada amca da beni süzüyordu.

Amca hava kararırken avı bıraktı, ayak üstü sohbet ettik ve gitti. Denizin içindeki diğer avcı da amcadan 2 saat sonra avlaktan ayrıldı. O da 800 gr'lık ispendek almış söylediğine göre. Setten de 2 kiloluk almışlar dedi.

Birbirimizi tanımasak ta kaliteli avcılık yapan insanlarla aynı avlakta bulunmak hoşuma gitmişti.
Daha sonra yemliyle bir lidaki daha tutup saldım. Bırakma oltasındaki isparoz 3-3,5 saat canlı kalmıştı. Onu da saldım, teşekkür ederek. Bana güzel bir tecrübe olduğu için.

Hiç balık almadan huzurlu bir şekilde dönüşe geçtim. Aynen emcast plusın dönüşe geçtiği gibi.

Herkese iyi haftalar dilerim.









Lidakiler ve Levrek Palazı

http://youtu.be/UmgSMDPhEwg

 

Volkan umarım makinen en kısa sürede sana ulaşır.. bu arada resimler çok güzel.. balık her zaman olmaz, kafayı dağıtabiliyorsak gerisi teferruat :thumb:

 

Burada iyi güldüm
"Ulan Jay Jay Okaça, sen o makinayı gönderme de bak ben nasıl taaa Amerikalara gelip seni buluyorum dedim"

Burada da güldüm ama pis pis hihi hihi
"40'lık penn fierce le yağ gibi çektim. Hiçbir zorlanma, sorun yok. Yoksa emcast plusa boşuna mı para verecektim."

Keyifli bir gün geçirmişsin be Volkan Gerisini geç hakikaten. Şu makina da inşallah yalan olmaz

Ben de geçenlerde, uzun bir aradan sonra surf avı yaptım. 3 tane mırmır yakaladım Bu aralar var bir ....lik