Gizli Mabed (Sivrice)

Aslında birçok neden vardı,Sivriceye gitmek için,bir okadarda mazaret gitmemek için. Balık sevdamın tavan yaptığı son bir yılda, balık uğruna okadar çok gezdim, ama içimde hep bir yara kalmıştı Sivrice.Belkide gitmemenin, gidememenin verdiği bir yara idi bu tarifi olmayan. Ama son zamanlardaki bütün olumsuzluklara inat hava bültenlerinin verdiği olumsuz raporlara inat içimdeki o büyük eksikliği kapatmak için bulduğum en güzel fırsatlardan biri idi. 27 aralık tekne organisyonunda Ercan abi'ye sorduğum bir soru ile başladı herşey ''abi hafta sonu misafirim var nereye gidelim'' 1 hafta önceki Sivrice gezisinden kurtulamamış Ercan abinin hiç tereddütsüz ''Sivrice'' sözünün üzerine kuruldu bu güzel yolculuğumuz. Hakan abimin katılımıylada eşsiz bir doyuma ulaştı....
Katılımcılar: Ercan abi(balıkkurdu), Hakan abi(Snowman), Ben ve iki misafirim Bülent ve Emre
Yer:Sivrice
Kullanılan takımlar:Kullanılmayanları saymak sanırım daha kolay
Hedef:Mutluluk

Konu her ne kadar deniz av raporlarının içerisinde yer alsada içerikte balık kayda alınmayacak kadar azdır. Alışa gelmiş raporlardaki börek ve çeşitli yemeklerde bulunmamaktadır. Raporumuzun içiresinde sadece dostuk ve mutluluk bulunmaktadır...

2 ocak cumartesi günü saat 13de Cevizlibağda toplanarak Sivrice doğru yola çıktık. Ekip üyelerini ortak aldığı karar doğrultusunda araç içerisinde sigara içilmeyecekti. Bu karar doğrultusunda resim çektirmek içinde sigara molası adında çok fazla fırsatımız bulundu...



Yolda verdiğimiz sayısız moladan vede ufak bir adres arama problemine rağmen saat 20.30 sularında Vedat abimizin evine ulaşmıştık. Eve gitdiğimizde bizleri bekleyen hoş bir süprizimiz daha vardı. Forumumuzun sayın üyesi İlker abim vede Oktay abide Vedat abimin evinde idi.
Hakan abi Vedat abimizin güzel kedisi dudu ile selamlaşırken Ercan abim sehpahanın üzerinde bulunan İlker abinin yeni makinesini incelemeye almıştı. Vedat abimiz telefonda Levrek sevdasına düşen birilerini teselli ederken bizlerde çaylarımız yudumluyorduk.



Yaklaşık yarım saat süren sohbetimiz üzerine Ercan abinin teşviği ile sahildeki yerimizi aldık. Oltaları hazırlayıp Vedat abimizle sohbetimize başladık.



Adet yine bozulmadı ilk balığımızı herzamanki gibi Ercan abiden...



Kısa bir süre sonra bulunduğumuz yerin verimsiz geçeceğini düşünerek, sokakağzına doğru gitmeye karar verdik. Fırtınadan dolayı yer konusunda sıkıntımız bulunmakta idi. Kendimizi rüzgardan vede dalgalardan koruyabilmek için sokak ağzındaki yerimize aldık.










Çokta verimli geçmeyen avımızı saat 05:30 gibi sonlandırıp,havanın yumuşaması vede tekne ile açılabilme umutları ile Vedat abimizin evine gittik..

 

Gecenin yorgunluğunu alan Vedat abinin hazırladığı kahvatımızı yaptıktan sonra hava şartlarından dolayı tekne ile açılamama kararının verdiği üzüntüyü Vedat abinin şirin dostları ile unutmaya çalıştık...





Saat 7 gibi evden ayrılıp mendireğe Levrek avlamak üzere yola çıktık. Mendireğin yarısı yıkılmış vede insan boyu dalgalar bulunmaktaydı, bütün olumsuzluklara rağmen Levrek için 1 saate yakın atçek denemeleri olumsuz sonuçlanınca Kadırga koyuna doğru yola çıktık...



Ekibin tüm üyeleri yemli denerken,Hakan abi yeni aldığı sahteleri denemeye koyuldu..





Saat 13e kadar kadırga koyundaki avımızı 2 adet geri salınan mırmırın dışında, balık adına sonuçsuz kalarak sonlandırdık...

 

Dönüş yolunda,denizcilik adına kötü gezmek içinse çok güzel bir kış gününü değerlendirmeye karar verdik....
Asos Limanı;







Kılıç blığından geri kalan...



Tarihi Behramkale...










Yorumsuz....




Unutulmaz birgünde yanımda olan tüm ekip üyelerine vede büyük bir misafirseverlik örneği gösteren büyük insan Sayın Vedat Abayoğluna sonsuz teşekkürler....

 

Umut, av açısından verimsiz geçmiş olsada, yüzlerdeki gülümsemeden de anlaşıldığı kadarıyla HEDEFE ulaşılmış olduğu anlaşılıyor seninde söylediğin gibi, katılan herkesi gönülden kutlar, güzel görüntüleri bizlere ulaştırdıkları için hepsine teşekkür ederim.

 

İnadına sanki,israrla yatmayan havaya,dostlarım gelsede yakalasa dediğim,barınak içi yerli levreklere,aldığımın haftasına bozuluveren yeni klavyeme yazıklar olsun.İstediğin kadar yat artık ey deniz.Ya sizler balıklar nasıl olsa topunuzu yakalıyıverecek bir bıyıklı.Birkacınız daha mertce gelivereydiniz ya oltalarımıza.Hem iyice akıllanırdınızda,salıverirdik nasıl olsa.
İşte böyle gecti gece ve gündüzümüz.İlkönce İlker ve Oktay sonradan beş delikanlı.
Daha samimi olduğum Ercanın kelini ben bir daha ne zaman sevecem,Hoplayarak dolaşan Bülenti,hayvansever dostlarımı benden çok seviveren Dudum sizleri bir daha ne zaman görebilecek.
Umutun zeki cemalini,Hakanın ılık ses tonunu Emrenin efendi duruşunu hep özleyeceğim.
Ya Oktay heybetli duruşunun yanında minicik kalmak bana nasılda abide hissi vermişti.Sevgili ilker,işte geldin gördün halimi.Ah hep gelsende hep anlatsan bende hep dinlesem.
Kalleşsiniz ey balıklar bir daha oltalarıma gelsenizde neye yarar.
Köpeklerim,kedilerim daha uslu bugün.Hisli hayvanlar sizlere onlarda tutuldular.Okuyabilirsen sanada sözlerim var sevgili Birkut.Demek sende Okan moteli ve güzel insanlarını çok sevdin,eh bir daha gelirsin elbet.

Not;Sonradan gelip dalan Murat kardeşim onlarca sinagrit görmüş sırtı merasında,tepsi gibi sargozlarda aralarındaymış.Hem bir,ikisini deliverdi zıpkınıyla.Ne dersin Salavas sen baltabaşcısın nasıl olsa, ne zaman alacağız onları.
Sevgilerin en yücesi ile kalın