Bu merak, bu ilgi aslında herkesde vardır. Senelerce bende, balkonuma uzanır, gecenin berrak karanlığında, yıldızların arasında dolaşırım. Bu gezinti esnasında '' uyduları '' yakalarım. Genelde, bir kaç uydu hariç hep güneyden kuzeye doğru yol alırlar. Akşam 9.00 ile 10.30 arasında, bulutsuz ve berrak havalarda çok rahatlıkla görebilirsiniz. Işıkları söndürerek, karanlık bir ortamdan 5 dakika gökyüzüne bakmanız yeterlidir. Bu sürede en az 3-5 tane yakalarsınız inanın. Aynı yıldız gibidirler. Yıldızların arasından kayarak ilerlediklerini rahatlıkla görürsünüz. Güneş ışınlarından uzaklaştıklarında da yavaş yavaş karararak, karanlıklara gömüldüğünü görürsünüz. Artık onlar haberleşme uydusumudur, casus uydularmıdır bilemem. Ayrıca, Son zamanlarda gerçekten ilginç cisimler belirmeye başladı. Belirttiğim saatlerde gökyüzünde asılı duran bir şamdan düşünün, yavaş yavaş aydınlanıyor, çok parlak ampul gibi oluyor ve tekrar yavaş yavaş sönüyor. Bu süre 8 - 10 saniye kadar sürüyor. Hatta bazan çocuklar görürler ve takılırlar bana '' Baba senin uzaylılar gene geldi '' diye. Hatta geçtiğimiz hafta akşam iftar yemeğinde davetlim olan arkadaşlarımında dikkatinden kaçmadı. '' Abi o ışık da neyi nesi, orada nasıl duruyorlar ?'' diye hayretler içinde kaldığını gördüm. Tabii bunu söyleyip bana gösterene kadar sonmeye başlamıştı bile. Derken bir kaç kez daha şahit oldular ve yorum yapamadılar. Sadece '' ilginç ki ne ilginç '' diyebildiler. ( Bu arkadaşlarımda kendi alanlarında elektrik,elektronik ve bilgisayar teknolojilerinde ihtisas yapmış kişiler olduğunu bilmenizi isterim. Konuya yaklaşım ve bakış açıları açısından ) Şunu belirteyim, bahsi geçen cisimler yerden 20 - 25 km. kadar yüksekte gibi duruyorlar. Meteroloji balonları olabilirmi? yoksa daha başka bilmediklerimizden bir şeylermi ? Bu cisimleri, akşam 9.00 - 10.30 arasında, Bursa'dan, Uludağ üniversitesi ile Hasanağa taraflarına bakarak, zaman zaman olmak üzere görebilirler. Bu konuda ki görüş ve değerlendirmeleriniz nelerdir ?
Bu konuların oldum olası meraklısıyımdır.. (5.2 temmuzdaki) en son son istanbul da hissedilen deprem den önce idealtepedeki halamın oğlu (yaklaşık 1 hafta) öncesinden gece gökyüzünde hareket eden ışıklar görmüştü faceden yazdı ve ona cevap verdi- - deprem olacak .... ve oldu.. _ 1999 meşhur marmara depreminden 15 gün önce rahmetli annem balkonda otururken deniz tarafında hareket eden ışık topları görmüştü.. ve deprem oldu.. hatırlamıyorum geçmiş yıllarda marmariste ikamet ettiğim senelerde 4. lı bir sarsıntı oldu 3-4 gün öncesinden aynı şekilde ışık topu görünmüştü.. kısaca bunlara deprem ışıgı deniliyor ve olabilirde..olmayabilirde ufo da olabilir..balonda... özellikler depremselliği olan bölgelerde görünen bu ışık topları nın davamında ben olsam teyakuz durumunda olurum.. size tavsiyem bu tür ışık olaylarının akabinde çevreyi çok iyi takip etmeniz.. aniden oluşacak değişiklikleri sıradışı olayları izlemeniz.. -aniden evi karınca basması - etrafta çokça fare gözükmesi - kırsalda sıra dışı salyangoz -solucan vs toprak canlılarının görünür olması.. vs.. malum hayvanlar bu olayları önceden algılıyor.. ufo denince mutlaka bizden gayrı uygarlık vardır.. bu devasa akıl sır ermeyen boşlukta.. sadece biz varız dersek egoistlik olur.. ve bu konuda asırlar boyu bir çok insan araştırma yapmış , ve bazı verilere de ulaşmış 50 seneye yakın bir süredir modern anlamda SETi projesi bu iş için ugraşmaktadır.. bu konuda Carl Sagan ın kitaplarını okumanızı tavsiye ederim..
Konuyu fazla dağıtmış gibi mi oldum ama İlginç gelecek tarihte İstanbul'da çok büyük yıkımlar yapan dev dalgalar oluşturan iki depremin istatistiğine baktığımız zaman çok ilginç bir sonuca ulaşıyoruz Aşağıdaki resmi inceleyin.
Bende bundan 17 sene önce Giresun'daki köyüme gitmiştim. O sene sizin bu bahsetiğiniz uyduları bende görmüştüm.Zaten gece olunca ay yoksa eğer tek aydınlatıcı bu yıldızlar kalıyor deniz kenarında olduğumuzdan. Düşünün ne kadar detay görebileceğinizi . Gerçekten izlemesi çok eğlenceli oluyordu birdahada göremedim o günlerden beri. Ama ben dürbünle baktığımda daha çok büyük kayalar gibi bir görüntü veriyolardı kahve rengi tonlarında. tabi çok eski seneler 8 yaşımdaydım : ) Şimdi yanyana gelsek o yaştaki halimle. Oturup ağlarım yemin ediyorum
Bu tip hesaplar ile çok ugraştım ama yinde tam tahmin olmuyor.. sana daha da ilginç bir şey söyeleyim araştır bak enteresan sonuçlara varacaksın... bildigin gibi kaf marmara bölgesine geldiği yerde 2 ye ayrılır ana hat olarak biri marmara içinde devam eder diger. güneye döner ve bursa taraflarına dogru iner..orhangazi yani boludan sonra güney ve kuzey kol oluşur.. şimdi eline bir marmara bölgesi haritası al iller ve ilçeler i belli olsun.. ardından bulabildigin en eski kayıtları dan bu güne 7 lik ve üstü. depremleri in listesini çıkart ki en yıkıcı olanları.. bunları tarih sırasına koy.. ve ardından harita üzerinde işaretle.. ilginç bir sonuca varacaksın 7 üstü depremler 1400 lerden den bu yana depremlerin seyri.. sırayla : 1. bölge orhangazi ve civarı 2.bölge marmaranın batısı tekirdag civarı 3 bölge bolu ve civarı sanki bir üçgenin köşeleri üzerinde yogunlaşmakta .. ancak sırası tam düzgün değil.. bu konuyu 2001 de İTU de şu an prof olan arkadaşım ile de konuşmuştum..enteresan bir olay.. sonuçta körfezdeki bir 7 nin ardından(99 daki) muhtemel tekirdag önü veya orhangazi bolu arası bir yer kırılabilir diye düşünmüştüm tabii bunlar tamamen bir tahmin..arazi araştırması sismik takip vs olmaksızın sadece bir tahmin... anadolu toprakları yunanistana dogru kıvrılarak itelendiğine göre marmara bölgesindeki bu silsile dogal gibi gözüküyor.. ege bölgesinide ben bir şeye benzetmiştim.. elinize bir geniş boya fırçası alın yere yatay olarak tutun bir duvara vs hafifçe dayayın ilk anda tüylerebasınç uygulamayın..daha sonra çok hafif ve milimetrik bir basınç yapın kılların aldıgı şekil ege bölgesinin karasal şekli milyonlarca yıl öncesinden bu güne kadar geçirdiği sürecin özeti gibidir..kımi kıllar yukarı aşagı kalkar kimisi ileri geri ..kimisi nin arası açılır..vs.. buda egedeki fayların düşey veya dogrultu oldugunu gösterir egedeki grabenlerin de geçmişi yine milyon yıllara gider.. menderes ve gediz gibi.. sıkışma sonucu yukselen yerler dagları alçalan yerler nehirlerin düzlüklerini - ovalarını oluşturmuş... dagıldık gene.. dünya - uzay - canlılar.. bunlar çok güzel konular.. meslek olmasada okumak araştırmak boş zamanları degerlendirmek açısından tevsiye ederim..
Yaklaşık bir yıldır Bandırma Bursa arasında kalan ve 700-800 metre yükseklikte bulunan bir dağda rüzgar enerji santralında çalışlıyorum. Bulunduğum yerde çok az yer değiştirmek suretiyle ve de dürbün kullandığım zaman Çanakkale'den Uludağ zirvelerine, Marmara adası ve Tekirdağ kıyılarından İmralı ve İstanbul kıyılarına kadar geniş bir alanı , hava şartlarının da uygun olması durumunda gözlemleme şansı buluyorum.Ayrıca havacılığa da meraklı bir insanım.Küçük yaşlardan beri gözüm hep gökyüzünde oldu.Zaman zaman ben de farklı gökyüzü olaylarına şahit oldum. Geçen kışın başlarıydı sanırım.Bulunduğum hakim yükseklikte sizinde bahsettiğinize benzer aktivitelere şahit oldum.Gördüklerim Kuzey yönünde orta yükseklikte önce yavaşça parlayıp daha sonra yine yavaşça sönen hareket eden ışıklı hava araçlarıydı diyebilirim.Aynen böyle idi.Yoğun ve sürekli bir hareketleri vardı.Üzerimizden seslerini dahi duyamayacağımız yükseklikte geçen ancak gündüzleri beyaz bulutumsu izler ile gece de küçük ve uzak yanıp sönen ışıklarıyla fark edilen yolcu jetlerine benzetebilirdim ama sanırım değildiler...Bu gözlemimi orada bulunan arkadaşlarlada telsizimden paylaştım ama tabii ilgilenen yok... Aradan bir gün geçince haberlerde gözüme ilişen bir olay vardı.Bahsettiğim tarihte (Kurban bayramı sonu olabilir) uçuşları hayli yoğun olan ve hava şartları yüzünden görüş mesafesi azalan İstanbul Atatürk hava limanına inişler durdurulmuş ve uçaklar Tekirdağ Çorlu hava limanına yönlendirilmişti.Ben de Kuzeyde tam da Çorlu yönünde oluşan bu hareketliliğin havada iniş için uygun rotaya giren ve Çorlu pistine yaklaşma yapan yolcu jetlerinin genellikle ön iniş takımlarında bulunan ve kuvvetli ışık yayan projektörden kaynaklandığını anlamıştım. Özetle diyebilirim ki eğer yakınlarınızda yoğun bir sivil ya da askeri hava alanı var ise benzer değişik hareketliiklere de raslamak mümkün.Bunu söylerken başka olasılıkları da red ve inkar etmiyorum elbette bilime inanan önem veren bir insanım.Evrende her an farklı ve yeni oluşumlara ya da sistemlere rastlamak bilimsel ve gerçekçi bir öngörü olur reddetmek bağnazlık olur sanırım. Bakalım zaman bize neler gösterecek.
Aslıhan kardeşim merhaba. Bahsettiğim bölgede hava trafiği, FIR hattı dediğimiz rotanın çok çok dışında kalan bölgelerdir. Çok çok yükseklerden giden bir ucağın ışıklarının yanıp sönmesini rahatlıkla algılayabilir, bahsettiğim nesnelerlede birbirinden ayırt edebilirim. Cisimler çok yükseklede olduğu için, bize göre batan günesi 2-3 saat daha görebilmekteler. Bu esnada güneyden kuzeye doğru yol aldıklarından, konumları dogrultusunda güneş ışınlarıyla temaslarında, o ışığı, havanında kararmış olması nedeniyle, bizlere rahatlıkla yansıtabilmekte olduklarına inanıyorum. Tamam bunlar haberleşme uyduları, casus uydular olasıdır büyük ihtimalle. Ama 2. paragrafta belirttiğim, Bursa'dan bakışla, Karacabey taraflarına doğru ( İzdüşümü neresidir kestirmek çok zor ) gördüğüm, şamdan şeklinde, balon şeklinde asılı duran ve yavaş yavaş yanarak çoğalan bir ışık ve tekrar yavaş yavaş sönen bir ampul düşünün. Bu yanma ve sönme süreci 8- 10 saniye kadar oluyor. Bunu gün batımından sonra sonra 2-3 saat içerisinde görebiliyorsunuz. Daha sonraki saatlerde böyle bir hareket görme şansınız olmuyor. Kesinlikle ve kesinlikle hava ulaşımıyla uzaktan ve yakından alakaları yok. Ama derseniz ki meteoroloji balonlarıdır onlar, ona birşey diyemem. Nasıl bir şey oldukları hakkında bilgim yok çünkü. Muvaffak beyin dediği gibi, '' Gözetliyorlar bizi '' Aman dikkat.