2 sene evvel kulelinin önü sabah saatleri.... bir grup arkadaş balığa gittik içlerinden birisi acemi,buna rağmen iyi olta atıyor. yanlız fujilerden birkaçı yerinden oynamış. Getir japonla yapıştırıyım diyorum,balık bol çıkıyor diye yanaşmıyor. Ama sesine uyuz oldum her atışta;trrrrrrr,tak,tak,tak,takır takır,takır.. Birşey yapmalıyım,teklifimi yineliyorum oralı olmuyor. Eh bunu sen istedin! Kamışını tekrar atmak için gerildiğinde;usulca arkasına dolanıyorum. Trrrrrr,tak,tak,tak,takır takır takır. Çığlığı basıyorum. Aaaaaaaahhhh...oyyyyy...gözüüüümmmm,,gözüümmmmm. Bir elim gözümde çığlıklarıma oradakiler toplanıyor... Ne oldu, ne oldu? Oltayı gözüne taktı arkadaşı atarken. Kardeş çabuk hastaneye. Alttan alttan bizimkine bakıyorum. Yüzü neon ışıkları gibi.bir bembeyaz,bir kızarıyor,bir sararıyor...eli ayağı boşalmış.. Kekeliyor. Haline acıyorum,bir elim gözümde onun tuttuğu balıklardan canlı olan 2 tanesini alıyorum kovadan. Açık olan gözüme dayayıp. İyice bak işte bunun öteki teki,siyaha yakın kahve,git arkadaşlarınla beraber arayın.bulursanız getirin tamammı. Kaldırıp denize atıyorum. Birşey olmamış gibi oltamı alıp savuruyorum. Kendine gelen bizimki,geliyor kovamdan bir avuç balık alıp kovasına atıyor. Çok komik değilmi? diyor Bir daha balıklarımı suya atma.