Gümüşlük Avları - 6 (Kaçanlar ve kaçamayanlar)

Konu, 'Denizlerimizden Güncel Av Raporları' kısmında John Dory tarafından paylaşıldı.

  1. John Dory

    John Dory Emre

    Mesajlar:
    632
    Şehir:
    istanbul - bodrum
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz 70 cl, İstanbul Boğazı
    Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu sefer yakaladıklarımdan çok, yakalayamadıklarım üzerine kafa yorduğum bir av serüveni geçirdim. Tatil uzundu; yıllık iznim ile bayram tatilinin birleşmesi sonucu 16 gün iznim vardı. Buna karşın tatilin nispeten çok az bir kısmını balık tutmaya ayırabildim. Aslında tatilim Gümüşlük'ten ibaret değildi, Bodrum yolunda önce Bozcaada'ya sonra Sivrice'ye uğradım. Ancak beraber tatile çıktığım kız arkadaşımı yalnız bırakmamak adına, bir gözüm sürekli denizde olmasına karşın buralarda olta atmadım. Yine de bu sürede deniz özlemimi Sivrice'de dalış yaparak ve Vedat amca ile balık konusunda fikir alışverişinde bulunarak dindirdim. Gümüşlük'te ise avlarımı kısıtlı zamana sıkıştırmak durumundaydım. Çoğunlukla sabahları avlandım: Gün doğmadan saat 4 gibi deniz kıyısına inip, güneş tepelerin arkasından sıyrılıp denize vurunca da avımı bitiriyordum. Akşamları pek avlanma fırsatım olmadı. Çok da bir şey kaçırdığımı sanmıyorum. Nitekim sahil inanılmaz kalabalıktı. Onca insan gürültüsünde ne balık olurdu, ne de ben ava konsantre olabilirdim.

    İlk sabahımda açılışı minik bir ahtapotla yaptım. Parlak her cisme ilgi duyan kafadanbacaklılar, önlerinden sahte geçmesine kayıtsız kalamıyor. Ahtapotlar yakalandığında taşlara yapışmaları nedeniyle genellikle sahtenin çarpmalarından kolaylıkla kurtuluyorlar. Sahtenize bir ahtapot atladıysa büyük ihtimalle oltanın dipte ota, taşa takılıp kurtulduğunu düşünürsünüz. Herneyse, daha önce yakaladığım ahtapotlar gibi bu minik misafirimi de geldiği yere uğurladım.

    http://www.dailymotion.com/video/xkxfcv_ahtapot-salynyrken_animals

    İkinci gün, hava alacakaranlığa dönmeye başlamışken sahte ile açığa yaptığım atışlardan birine cevap aldım. Balığın büyük olduğunu kestirebiliyordum, ancak çok da dirençli değildi. Balık sığlığa yanaşırken son bir kez daha şansını denedi, ama kurtulmayı başaramadı. Dalgasından balığın boyunu görebiliyordum, iri bir levrek olmalıydı. Balığı ayaklarımın dibine kadar yanaştırınca yanıldığımı anladım. Oltanın ucunda güzel bir turna vardı.(Geçen seferki levrekten sonra alışkanlık oldu, artık gece gündüz farketmeden suya girip olta atıyorum :) ) Balığın galsamasından tutup karaya aldım. Balığın fotografını çekmek için fotograf makinesini ararken, balık bir anda debelenmeye başlayıp üzerinde durduğu masadan kaydı. Düşmesini engelleyeyim derken balığın ağzındaki sahtenin çarpması elime girdi. Çarpma baş parmak ile işaret parmağı arasındaki yumuşak bölgeye girmişti ve ucunda balık tüm ağırlığıyla debeleniyordu. Balığı yere indirdim. İğne elime korktuğum kadar kötü oturmamıştı, kancaları zorlanmadan saplandığı yerden çıkardım. Balığın keyfinden, elimdeki acı umrumda bile değildi. Ancak siz siz olun, özellikle sahte balık ile yaptığınız avlarda sahtenin iğnelerini elinize maksimum uzaklıkta tutun. Balığı iyice sabitledikten sonra iğneleri çıkarmaya çalışın. Eğer mümkünse yanınızda bir kargaburun bulundurarak işinizi halledin. Balıkla karadaki boğuşmamız esnasında zaten gün ışımıştı. Birkaç atış daha yaptım. Sonuç alamadım.

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    Üçüncü gün, ava giderken balıkçıdan aldığım kalamarın bacaklarını da yanımda götürdüm. Avlağa biraz erken varmıştım. Kalamarın kafa ve ayak kısmını olduğu gibi 2/0 tek iğneye takıp 10 metre ileriye attım. Akıntı veya dalga olmadığı için kurşun da kullanmadım. Yemli olta bekleyedursun, diğer köşede at çek yapmaya başladım. Çok geçmeden diğer kamış dayamış olduğum sandalyeden kaydı. Oltanın yerinden oynamasını ilk başta etrafta oynayan kedilerden bilsem de ortada kedi filan göremeyince doğru oltaya koştum. Oltayı tarttım,boşalmıştı. Kıyıya çektiğimde misinanın iğnenin biraz yukarısından kesilmiş olduğunu gördüm. 0,30 beden sanki kayalara sürtüne sürtüne deforme olmuş gibiydi. Olan bitene anlam veremeyerek ava devam ettim ancak gelen giden olmadı.

    Ertesi gün önceki günün hırsıyla aynı saatte aynı yerdeydim. Yemim aynıydı, misinayı kalınlaştırmış (0,37), ve denizdeki hafif çırpıntı nedeniyle takıma bir gezer kurşun eklemiştim. Oltayı hemen hemen aynı yere attım. Derinlik tahmini olarak 1 metreden azcaydı. Çok geçmeden oltanın ucuna inceden bir şey vurmaya başladı. Bir ara vuruşlar şiddetlenir gibi oldu, sonra kesildi. Derken son bir sağlam vuruş geldi. Tasmayı attım; balık üstündeydi. Oltanın diğer ucunda olağanüstü bir güç vardı. Buna rağmen balığı çok yakında olmasının avantajıyla hemen kıyıya yaklaştırdım. Balığın kendisini değil ama izini görebiliyordum. Dalgalandırdığı su kütlesi oldukça büyüktü. Ancak balığın kendisini görmediğim için suya inip elle almak istemiyordum. Zira az da olsa müren veya mığrı olma ihtimali vardı, geceleyin elimi kolumu kaptırmak istemiyordum. Bulunduğum yer sudan iki karış yükseklikteydi, ancak bu irilikte bir balığı kaldırmak misina kalın da olsa büyük risk olurdu. Bunları düşündüğüm esnada balık misinayı yine iğnenin dibinden kesip gitti. Elim ayağım titriyordu. Misina bir gün önceki gibi yine zedelenerek kesilmişti. Moralim oldukça bozulmuştu. Her zaman balık avında içinde bulunulan ruh halinin çok önemli olduğuna inanırım. Eğer stresliyseniz, kızgınsanız, hırslıysanız balık oltanıza uğramaz. Belki çevreye yaydığımız olumsuz elektrik, belki de ruh halimizin oltadaki hareketlere yansımasından, balıklar bu gibi durumlarda kesinlikle daha az oltaya vuruyorlar. Böyle olacağını bildiğimden, ısrarcı olmayıp güneşin doğmasını beklemeden meradan ayrıldım.

    Sonraki iki üç gün daha balığa çıktım. Ancak kaçırdığım balık her neyse oltama bir daha uğramadı. Bu esnada sahte ile denemelerim de sonuçsuz kaldı. İki kere levrek vuruşu aldım, ancak ikisi de yolda iğnelerden kurtulmayı başardı. Sahtelerim her nasılsa bir kere mırmır, bir kere de kayabalığı olmak üzere iki kere ufak balık yakaladı, daha doğrusu çarptı.

    [​IMG]

    Kapanışı ise açılıştaki gibi bir kafadanbacaklı ile yaptım. Bu seferki konuğum sübyeydi. Sualtında ahtapottan bile daha güzel seyir zevki olan bu canlıyı da geldiği yere iade ettim.

    [​IMG]

    Kalamar ayağıyla yaptığım avlar dışında da yemli denemelerim oldu. Ağustos başındaki gidişimde iri melanur yakalama beklentim vardı ancak beklentim gerçekleşmemişti. Belki bu sefer gelirler diye umuyordum, yanılmışım. İri melanur olacağı yerde kıyılarda yavru mırmır istilası vardı. Sürekli yemlerimi çalan bu hırsızlar iğneleri biraz küçük tutmaya kalkınca izmarit gibi yakalanmaya başladılar. Elbette hepsi iade edildi.

    [​IMG]

    Mırmırlar dışında birkaç el kadar sargoz, bolca ispari ve karagöz oltama takıldı. Misafirlerim arasında bir domuz balığı (çütre) dahi vardı.

    [​IMG]

    [​IMG]

    Hiç mi adam gibi balık yoktu derseniz, ender gerçekleştirdiğim gece avlarından birinde güzel bir çupra ve karagöz aldım. Hepsi o...

    [​IMG]

    [​IMG]

    Ancak en başında da belirttiğim gibi benim aklım halen kaçan balıkta. Kaçan levreğinde filan değilim, ama keşke oltamı iki kere kesen bu balığın ne olduğunu görebilseydim. Aklımda birkaç ihtimal var ama hepsi bazı yönlerden eksik kalıyor.

    Sabaha karşı 1 metre dahi olmayan, çakıllık bölgede geldi vuruş. Çok değil 10 metre sonra deniz bir anda derinleşip 8-9 metre derinliğe ulaşıyor.

    Sığlık mera akla ilk levreği getiriyor. Ancak levrek boşluk bulup misinayı galsamasına denk getiremezse oltayı kesemez.

    Misinanın kesilmesi benim aklıma her daim lüferi getiriyor. Civardaki balıkçılarla konuşmalarımdan da civarda kofana çıktığını biliyorum. Ancak makas gibi dişleri olan lüferin misinayı bu kadar deforme ederek kesmesi pek mümkün gelmiyor bana.

    Gece avlarında müren her daim bir ihtimal. Ama balığın sudaki dalgalanması, verdiği mücadele, su yüzeyinde çıkardığı ses bile müren olma ihtimalini oldukça azaltıyor.

    Ve maalesef en güçlü ihtimal olarak balon balığı... Bu kadar sığa girer mi, birkaç kilolukların çıktığını biliyorum ancak bu denli mücadele edebilir mi hiç bilmiyorum. Ancak misinayı bu denli deforme etmesi bana sanki balon balığının işi gibi geliyor. Ben yine de diğer ihtimalleri düşünmek istiyorum. Malum kaçan balık her zaman büyüktür :)

    Rastgele.
     
  2. Sahilteam

    Sahilteam Orhan YÜREKLİ

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    94
    Şehir:
    İSTANBUL / Sultangazi
    Favori Kamış:
    Balzer & Linea Effe Oyster & Okuma Salina
    Favori Makine:
    Ryobi ARCTICA 8000 & Daiwa 7000 C & Okuma Avenger 65A
    En İyi Avı:
    İstavrit 46 cm. & Turna 88 cm. 6 kg.
    Emre Ellerine sağlık.
    Paylaşımın için Teşekkür ederim. okurken adeta yaşamış kadar oldum.
    Avlarının daim olması dileklerimle.,
    Rasgelsin...
     
  3. alienderakman

    alienderakman Ali Ender AKMAN

    Mesajlar:
    57
    Şehir:
    Kdz.Ereğli - İstanbul
    Favori Kamış:
    Shimono Vengeance AX Surf 4,20m Catana CX Spinning 240ML 7-21gr
    Favori Makine:
    Shimano Nexave 10000 FB
    En İyi Avı:
    Karagöz 1480 gr.
    Emre bey elinize dilinize sağlık,sayenizde sizenle beraber balığa çıkmış gibi heyecenlandım.Benim aklım kesilen misinede kaldı tekbir noktadan mı kesilmişti, yoksa misine üzerinde pek çok noktada zayıflama varmıydı? Eğer pek çok noktada deforme varsa lüfer veya kofana daha büyük bir ihtimal gibi geldi bana.
     
  4. balli

    balli m.nuri akkaya

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    9.049
    Şehir:
    erzurum
    Favori Kamış:
    D.A.M Telespin 3 mt. 10/30gr.
    Favori Makine:
    Shimano Hyperloop 4000 RB
    En İyi Avı:
    11,7 Kg. Aynalı sazan
    Teşekkürler Emre. harika günlerden güzel anlatımın sayesinde bizler de nasiplendik, sağolasın.


    Balon "kıt" diye kesiyor. Demiryiyen balık O, misinayla uğraşmaz. Gece de av vermezmiş pek.

    Balık tahminim: Esaslı boyda Eşkina. Derinleşen bölge kenarı büyük ihtimalle midyelik.:)
     
  5. isottevfik

    isottevfik Tevfik

    Mesajlar:
    4.310
    Şehir:
    B U R S A
    Favori Kamış:
    SHIMANO Catana BX 240 Tele
    Favori Makine:
    SHIMANO BIOMASTER 5000 CFB
    Emre kardeşim,

    Güzel avlarının her karesi, gerçekten heyecan vericiydi. Paylaşım için teşekkürler.

    Balon balığı konusuna gelince, hergün onlarca beden ve köstek bozmuş birisi olarak, deneyimlerim o dur ki, bu balık gün doğumuyla ortaya çıkar ve gün batımı çekilirler. Yakalandığında ise, iğneyi çok yutmamışsa, teke gibi, koç gibi kafa vurur. hissedersin bunu, Şayet iğneyi derin almış ve misina dişlerinin arasına gelmişse, o ustura gibi keskin dişleri için tek hamle % 99 fazla bile gelecektir.:p :p

    Darısı daha güzel avlara olsun.
     
  6. 3182

    3182

    Mesajlar:
    1.186
    Güzel avlarınızın devamını diliyorum. Daha bereketli avlar yapmanız dileğiyle.

    rastgelsin saygıdeğer emre bey.
     
  7. John Dory

    John Dory Emre

    Mesajlar:
    632
    Şehir:
    istanbul - bodrum
    En İyi Avı:
    Büyük beyaz 70 cl, İstanbul Boğazı
    Teşekkür ederim.

    Beğeninizi belirttiğiniz için teşekkür ederim. Profilinizde Karadeniz Ereğli yazıyor, ben de Ereğliliyim. Hala o civarda avlanıyor musunuz?

    Misina belirttiğim gibi 2-3 cmlik bir kısmı ciddi şekilde yıpranarak kesilmişti. Dibe oltayı taktırır da midyelere sürterek kopartırsınız ya, aynı o şekilde. Kofana olma ihtimali var, benim avlandığım esnada balıkçı tezgahlarında çevreden yakalanan kofanalar mevcuttu.

    Nuri abi,

    Eşkina olacağını pek sanmıyorum. Zira eşkinanın da kesici dişi yok. Mera ani derinleşmesine rağmen çakıllık ve kumluk. Eşkina barındıracak taşlar bulunmuyor. Bundan önce defalarca eşkina yakaladım. Eşkina olsa eminim kolaylıkla alabilirdim bu balığı.

    Bu şekilde balığın balon balığı olma ihtimalini eleyebiliriz o zaman. Çünkü hem misina defalarca dişlenerek kesilmişti, hem de avlandığım vakitte gün henüz ağarmamıştı.

    Sağolun Kadem Bey.
     
  8. SahEmre

    SahEmre Emre

    Mesajlar:
    2.481
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Okuma Salina 4.20 Salina 100-200 - Lineaeffe Extreme Cast 4.40 180gr. - Okuma V-System 240 10-40g
    Favori Makine:
    Ryobi Proskyer Nose Power - Shakespeare Mach 1 XT
    En İyi Avı:
    Küçük beyaz; 7 cm. Kuzey batı Antartika Sığlıkları..
    Güzel güzel öğreniyosun bu işleri yavaş yavaş :)
    Baracudayla bi iki kadeh parlatmışsındır tahmin ediyorum :)
     
  9. orumcektr

    orumcektr Gökhan

    Yaş:
    52
    Mesajlar:
    16
    Şehir:
    İstanbul
    Güzel anlatım ve fotoğralar için teşekkürler. Avlar için de tebrikler...