Dün akşam evde otururken birden kaşıntı tuttu, ne yapayım derken kendimi malzemeleri hazırlarken buldum. Çok bir şey almayacaktım yanıma, zaten tutamayacağım diye. İki tane rapala ve iki kaşığı cebime attıktan sonra oltayı da alıp çıkıverdim dışarı. Sahile vardım, kalabalığı görünce önce bir duraksadım. Bir süre gözlem yaptım, balık çekeni göremedim. Biraz daha ilerleyip atış yapacağım yere yerleştim. Uzun bir süre vuran olmadı. Bu arada Kendo LV-Minnow'la çalışıyorum. İlkin güzel bir vuruş geldi kıyıya yakın bir mesafeden. Balık hem ağzından hem sırtından yakalandığı için ağır gelmişti. Elde var bir... Sonra rapalayı çıkarıp Fladen Nidingen kaşığı taktım. Bir süre at-çek'in ardından vuran olmadı. Ancak aksiyonunu gerçekten beğeniyorum bu kaşığın. 18 gram olanı özellikle. Sonra tekrar rapalaya döndüm. Biraz sonra bir abi geldi at-çek yapmaya meraya. Bir süre muhabbet ettik, yemliye gelmiş arkadaşlarıyla; bir şey çıkmayınca at-çek yapayım demiş. Bir süre beraber atıp çektikten sonra kaşığa döndüm tekrardan. Hansen Pilgrim ile bire bir aynı olan Oskar Starmax 18g (3 buçuk TL'ye aldımdı.) kaşığını taktım. Onunla da bir tane yakaladım. Av süresi boyunca sürekli sahte değiştirip durdum. Hepi topu dört tane getirmiştim yanımda; En az yirmi kere açıp kapattım klipsi Tekrardan Kendo'ya döndüm. Bir balık daha aldım bu rapalayla. Yüzüşü çok güzel, fiyatı güzel, atış performansı ortalamanın üzerinde. Lafı çok uzatmadan güzellerin fotoğrafını paylaşayım. Yanlış anlaşılmaya mahal vermemek adına söylüyorum; balıklar boy limiti üzerindedir. Küçük olandan tuttuğumda ben de şüpheliydim. Ancak hem ağzından hem sırtından derin bir şekilde yakalandığı için bırakamadım. Küçük olan 21 cm, diğerleri 23 ve 24.5 cm geldi.
Tebrik ederim, balıkları gördükçe kıyı kesimlerinde oturmadığım için kendime söylenip duruyorum ama elden ne gelir.. Bol bol bereketli limit üstü avlar dileğiyle ! Rastgele !
İki farklı şehirde yaşıyorum, kıyı kesimi ikisi de. Ancak inanın her şeye vakit bulan ben bu güzel uğraşa vakit ayıramamaktan yakınıyorum. Çok teşekkür ederim temennilerine, darısı senin de başına Usta'm Eyvallah abim, rastgelsin Öncelikle iyi dileklerin için teşekkür ederim Volkan Abi. Fotoğraf konusuna gelince ilk defa PC'den efektledim, efektin azizliğine uğramış olabilirim Tabi en güzeli merada yakalandığı gibi çekmek, ama tek başıma ava çıktığım için buna pek fırsatım olmuyor. Nasipse yarın sabah suyu denemek istiyorum, gelirse bir şeyler balıklara bayramlıklarını giydirip çekeceğim senin için
Kardeşim tebrikler.Maharet az malzeme ile balığı kandıra bilmek...Bi alışveriş sitesinde bi sahtenin bi modeli üzerinde bi kullanıcı yorumu dikkatimi çekmişti. adam çantasını alıp spin e gidiyo meraya vardığında kutuyu bi açıyo sahte kutusu yok sadece su üstü o sahte var... mecburan onunla çalışıyor ve adam 20 sarıkanat ile eve dönüyo....
Çok doğru söylüyorsun Metin Abi, balığın ne zaman ne türlü yem yiyeceği belli olmuyor. Tamamen lüferin o anki damak zevkine kalmış bir şey. Bir gün kaşığa atlarken diğer gün kaşığa yüz vermiyor, sahteyle alınıyor. Tebriğin için de teşekkür ederim abim
Eskiden haliçte lüferi bırak ördek bile gezemezdi kirlilikten.Çok güzel balıklar o pilgrim çakması oskar kaşıkla da terkosta çok güzel turna aldım.İş yapıyor yani.Balıkları sosyal tesislerin solundaki yerde mi tuttunuz acaba?Bildiğim kadarıyla haliçte sadece o tarafta atılıyor kıyıdan olta.
Haliç'te burun şeklindeki her türlü yerden spin yapılabilir diye düşünüyorum. Bir kaç yer var zaten bu şekilde çıkıntılı, kısmetse diğerlerinde de deneyeceğim. Bu kaşığı ben de çok seviyorum