Haliç'in sualtı belgeseli ile ilgili video İyi Seyirler. http://www.youtube.com/watch?v=nCYYJPWl1ME http://www.youtube.com/watch?v=eFKwIYHQTBI
hani altınlar nerde ) istanbul efsanesi haliç.. paylaşım için teşekkürler, haliç sanırım giderek daha da güzelleşiyor..
Videoyu dikkatli izlememişsin anlaşılan iğne balığı . Paylaşım için teşekkürler yanlız ben neden o kadar çok midye var onu anlamadım . Hiç deniz tabanı görünmüyor alabildiğine midye .
midyeler suyu filtre ederek yaşar muhtemelen suyun kirliliğindendir.bol olmalar.. suda serbest haldeki partiküller dikkatinizi çektimi??? her tarafta var ışık vurunca gözüküyor.. acaba nedir bunlar?
Denize verilen kirlilik önce denizi besliyor. Bu beslenme güneş enerjisiyle birleşince alg yoğunluğu başlıyor. Suyun yeşermesinden bu belli. Bu yeşeren suyu midyeler bir güzel süzüyor. Serbest haldeki partiküller ise dipte yığışan "alg" lerin topaklandıktan sonra akıntıyla dağılmaları sonucu oluşan görüntü. Tabi onlarla belenen deniz pireleri de var. Çıkarttığım yosunlar içinde bir sürü deniz piresi ve deniz böceği var. videoya bakılırsa denizsuyu gayet berrak. http://www.youtube.com/watch?v=BmbboZhSQIM&feature=related
Sevgili Bünyamin...Haliç temizmi diyorsun bu videoda..? bir zamanlar bakanın biri radyasyonlu çay yoktur diye habire çay içerdi..yetkilere bakarsan??? http://www.videomaximum.com/play__v...ya-ege-nin-sualti-guzelliklerini-gorecek.html bence temiz deniz bu..
Burada Haliç'te yaşamın başladığına vurgu yapılıyor. Bir zamanlar Balat kısmının pislik yığınlarından adalaşmaya başladığı Ayvansaray'daki köprünün altındaki kısmın bataklığa dönüştüğü bir bölgeden bugün dipyapısı midye dolan bir Haliç'ten bahsediyoruz. Burada vurgulanmak istenen Haliç'te artık yaşam başladı. Yoksa Haliç, yüzülecek yer değil. O apayrı bir şey. Fakat Temiz Deniz dediğimiz hadise de tek başına balık varlığına yeterli değil. mesela Ege ve Akdeniz'de tutulan balık miktarı neden az da balığın çoğunluğu Karadeniz'de Çünkü Ege suyu oksijen bakımından zengin olmasına rağmen nitrat ve mineral içeriği bakımından zayıf. Bu yüzden balık az. Karadeniz'e akarsu ve nehirlerin taşıdığı besleyici elementler ve kirlilikle gelen nitrat denizde alg fitoplankton oluşumunu artırıyor. fitoplankton zooplanktonları zooplanktonlar da hamsi çaça, istavrit gibi yemik balıkları onlarda lüfer palamut gibi yırtıcıların nüfusunu zamanla artırıyor. Bu durum denizde, ötrofikasyon sürecine kadar yararlı oluyor. Ötrofikasyon sürecine gelindi mi bu sorunu yaşayan bölgelerde balık anormal azalıyor. Bu da ayrı bir hadise
Öncelikle herkese merhaba ismim Berkay 22 yaşındayım öğrenciyim aranıza yeni katıldım, bu sitede ki ilk mesajım. Yaklaşık 7-8 senedir bende kendi çapımda (genellikle haliç çevresinde) hobi olarak balıkçılık yapıyorum... Bende bir Haliç sakini olarak hep Haliç'in sualtı yaşamını gösteren bir belgesel arıyordum sayenizde izledim, teşekkür ederim. Belgeselde gördüğüm şeyler beni bölge sakini olarak gerçekten mutlu etti ve umuyorum ki daha da iyi olacak, Haliç'te biyolojik çeşitlik iyice artacaktır... Biliyorsunuz Haliçte ki biyolojik çeşitliliği arttırmak adına İSKİ'nin de yaptığı bir çalışma var... Boğazdan Haliç'e Deniz suyu tüneli adı altında... Aşağıda ki adreste de görüldüğü üzre; http://www.iski.gov.tr/web/statik.aspx?KID=1001138 Bu ve bunun gibi çalışmalar meyvesini verecek Haliç eski günlerine dönecektir diye umuyorum... Zaten son yıllarda yapılan temizleme çalışmaların meyvesini aldık ki bugün galata köprüsünde hatta unkapanı köprüsünde lüfer, levrek, istavrit, palamut mezgit, zargana, izmarit, eşkina gibi daha bir çok değerli balık türü avlanabiliyor. Yalnız tüm bunlara rağmen ne yazık ki Unkapanı köprüsünün Haliç'e bakan tarafından itibaren ilerledikçe pek balık türüne rastlanmıyor. Özellikle haliç'in Eyüp, Sütlüce, Ayvansaray, Hasköy, Balat, Kasımpaşa gibi daha sığ tarafta kalan ve Boğaz'dan uzak bölgeleri tamamen kefal yatağı olmuş durumda ve başka balık türleri ya yok yada yok denecek kadar az. Açıkcası bu durum beni rahatsız ediyor. Mesela ben Haliç'in Hasköy semtinde yaşıyorum ve evimin denize uzaklığı sadece ama sadece 300 metre. Ama ne yazık ki burada kefalden başka balık yaşamadığından avlanmak için Unkapanı yada Galata köprüsüne gitmek zorunda kalıyorum. Aslında bu duruma pek anlamda veremiyorum, Haliç'in bir tarafında Lüferler, Palamutlar,Levrekler avlanırken diğer tarafında kefalden başka balık olmaması gerçekten ilginç. Tabi gönül isterki kendi evimizin önünde balık tutalım başka semtlere gitmek zorunda kalmayalım, öğle yemeğinde evimize dönelim, ihtiyaçlarımızı giderim sonra tekrar gelelim vs. Ama nedense bu olmuyor. Bununla ilgili tek umudumuz iskinin bu projesinin hayata geçmesi, dört gözle bunu bekliyoruz