Bu makale virahaber.com sitesinden alınmıştır. Avlanma sırasında kopan ve Hayalet Avcılık olarak tabir edilen av araçları, canlıları tehdit ediyor. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Su Ürünleri Fakültesi Avlama ve İşleme Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Adnan Ayaz, ''hayalet avcılığın'' deniz ve iç sularda çeşitli nedenlerle kopan ve bulunamayan av araçlarının yarattığı istenmeyen balıkçılık durumu olduğunu bildirdi. Genelde uzatma ağları ve tuzaklar gibi pasif olarak kullanılan av araçlarının neden olduğu hayalet avcılığın, çeşitli şekillerle ortaya çıktığını belirten Yrd. Doç. Dr. Ayaz, avcılık takımlarının sentetik lifler, plastik materyaller ve demir çelik ürünleriyle yapılması nedeniyle 10 ile 30 yıla kadar su altında bozulmadan kalabildiğini söyledi. Hayalet avcılıkta, av takımlarının balıkçılar tarafından kaybedildikten sonra bile su canlılarını yakalamaya devam ettiğine işaret eden Yrd. Doç. Dr. Ayaz, ''Tüm av araçlarının kaybolma ihtimali vardır. Fakat trol ve sürükleme ağları gibi aktif avcılık takımları kaybolduklarında av etkinliği gerçekleştirmez. Diğer taraftan özellikle pasif olarak kullanılan uzatma ağları ve tuzaklar belli bir süre su altındaki ava devam eder'' dedi. Binlerce deniz kuşu, deniz kaplumbağası ve deniz memelisinin kaybolan av takımlarında tuzağa düşerek ya da dolanarak öldüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Ayaz, hayalet avcılığın balıkçılığa, balıkçıya ve deniz eko sistemine verdiği zararı azaltmak için alınması gereken tedbirler hakkında şu bilgileri verdi: ''Hayalet avcılığın önlenmesine yönelik çalışmaların başında çözünebilir kaçış mekanizmaları gelmektedir. Kayıpları önlemede bir başka yol ise av aracının yerinin mutlaka diğer avcılar tarafından görülmesinin sağlanmasıdır. Özellikle gece yapılan avcılıklarda ağların şamandıralarında mutlaka ışık kullanılması önemlidir. Kooperatif birliklerine her yıl en az bir kere kayıp ağları arama ve imha etme çalışması yapma zorunluluğu getirilmeli, balık hallerinde yapılan kesintilerden karşılanacak bir ödenekle sivil toplum örgütlerine akaryakıt temin edilerek, kayıp ağları arama çalışmalarının yürütülmesi hayalet avcılıkla mücadele çalışmalarına örnek oluşturabilir.''
hayalet avcılığı önlemek için sürütme ağı ve trol mü kulansın balıkçı o zaman. kayıp ağları arama denizi temizleme güzel de bu yazı araya yakışmamış bence
Bildiğim kadarıyla sürükleme ağlarıda zarar verir.Bazı yörelerde tatlı sularda özeliklede akar sularda kullanıyorlar. Ağaç veya kayalara takılan ağlaıda kurtaramadıkları için bırakıp gidiyorlar.Ağlarda aynen suda kalıyorlar.
Evet Cüneyt abi haklısın. Ben uzmanın söylediğine şaşırdım sadece , deniz olarak düşündüğüm için. Deniz dibini sürüterek yapılan trol tipi avlar yüzünden balıkların yuvalarınıda bozuyorlar. Bu tür ağların kaybolma şansı çok az tabiki bilek kalınlığındaki çelik halatlar sayesinde 5 tonluk kayayı yerinden sökebiliyorlar
geçenlerde bir video izlemiştim dalış yapıyorlar çanakkale idi yanlış hatırlamıyorsam taşlarda hep ağ parçaları vardı ve bunların üzerinde balıklar
Voli diye tabir edilen fanalı ağlarla yapılan çevirme türü avlanmada çanakkale gibi akıntısı kuvvetli sularda ağlar çabuk kaldırılmazsa akıntının etkisiyle ağlar kurşun yakalarından taşların altına, etrafına sıkışabiliyor.Balıkçı arkadaşlarda kurtaramıyacakları zaman ağları kesmek zorunda kalabiliyorlar. Başka bir durumda bırakma ağları; Bu tip ağlar kıyıya yakın bırakılıyor.Böyle olunca gece balık kovalayan başka teknelerin pervanelerine dolanmakta. Pervanesi ağa takılan arkadaşımızda bıçakla ağları keserek denize tekrar bırakıyorlar.
Maalesef çözüm yok gibi.Zaten sürdürülebilir balıkçılık ve su ürünlerini koruma konusunda yasalarında bir caydırıcılığı yok.Belirlenmiş balık meralarında her türlü balık ve su ürüleri avcılığını yasaklayarak koruma ve üreme bölgeleri oluşturulabilinir. Ancak bu iş ne kadar ve ne şekilde yapılabilinir, orası meçhul. Forumda varmı bilmiyorum ama bu konuda su ürünleri meslek yüksek okulları ve fakültelerindeki hocalara ve görevlilere iş düşüyor.İnsanları bilinçlendirmek adına bir takım kampanyalar veya benzeri çalışmalar düzenleyebilirler. Bu konu sadece Tarım Köy İşleri Bakanlığına bırakılmamalı. Bazı sivil toplum örgütleride bu tip konulara sahip çıkmalıdırlar.
Cüneyt Bey bu önemli konuyu ele aldığınız için teşekkürler..Ben uzun yıllar dalış yapmış biri olarak özellikle Mendireklerde kopan misinaların denize doğru bir bariyer oluşturduğunu üzülerek gördüm..En son Küçükkuyudaki mendireğein dibini gördüğümde tam bir şok yaşadım..Abartmıyorum binlerce kopmuş misina kayalardan dibe doğru resmen ağ gibi örmüş kayaları.Hatta bir arkadaşımla bunu nasıl çözebiliriz diye konuşmuştuk..Güçlü bir tekne ve dalgıç yardımı ile bu misinalar çapa benzeri bir malzemeye takılarak temizlenebilir diye düşünmüştük..
Mendirek dipleri balıkların sevdiği yerlerdir. Buralardaki misina parçaları ağ atıkları ve maalesef tırıvırı kalıntıları mutlaka temizlenmeli.Ancak bu iş çekilerek değilde dalgıçlar tarafından yapılmalı. Çünki çektiğimizde veya çapayla tardığımızda saadece çürüyen kısımlar kopacak, (misinalarımızdaki düğüm veya gam yapan kısımlar gibi) kesin bir çözüm olmuyor.İnsanları eğitmek lazım.En etkili çözüm eğitim.Eğitimde bir süreç olayıdır.Bizim forumumuz gibi oluşumlar bu eğitim süreçlerinin başlangıcını teşkil edebilirler. Üye sayımız bir hayli var.Nekadar çok insana ulaşabilirsek o kadar etkili oluruz.Forumda tırıvırı ya karşı yürütülen çalışmalar, gerçekleşmese bile ortaya konan fikir ve düşünceler bile çok çok önemli.Bu konuda hassasiyet sahibi bütün arkadaşlara teşekkürler. Forum sayesinde bir çok insan bilgi sahibi oldu. Umarım duyarlı konuya duyarlı insanların sayısı artar, veya duyarsız kimse kalmaz.
