Benim hayalimdeki teknenin özellikleri 8 metre trandil tek direk ahşap 58 ve ya 120 beygir motor, kıçta 6 kişi oturma yeri ... içinde 1 kabin (çift kişilik) mutfak ve duş ( jakuzide olabilir ) wc vs vs. olan nostajik, sahip olmaya değer bir tekne. resimdede gördüğünüz gibi korsan gemisinin küçültülmüş hali sanki, korsan gemisinin en küçük kardeşi bu tekneye bittim, ilerde imkanım ( yani çok param ) olursa aynen bunun benzeri bir tekne alacam. Sizlerin hayalindeki tekne veya yat nasıl bisey ?
Benimkide yelkenli zaten, bak özelliklerde trandil tek direk yazıyor ama benimki yatmıyor. Denizcilik kuralı birinci madde de derki: madde 1. Delikanlı kaptanın teknesi yatmaz...
madem hayal kuruyoruz sınır olmasın madem. teknenin ismi volitan güneş enerjisinoen ve güneş panellerini yelken gibi kullanarak rüzgar enerjisinden faydalanıyor. Dr.Hakan Gürsu , yardımcı tasarımcı Sözüm Doğan ve ekibinin tasarladığı çevreci ve üstün yeni özelliklere sahip tekne IDA 2007’de büyük jüriden 2 kategoride birincilik ödülü aldı. http://www.designnobis.com/ Bu teknenin görünüşüne hayran olamamk mümkün değil. tasarımın hikayeside ayrıca ilginç. Volitan ve Dr.Hakan Gürsu Türkiye için süper bir şey oldu. Moral olsun diye söylemiyoruz; gerçekten süper bir şey: Aramızdan biri çıktı ve dünyanın en sivri, en garip, en özgür zekalarının katıldığı bir yarışmada birinci seçildi. Bu öyle bir yarışma ki para ödülü bile vermiyorlar. Çünkü hayallere para biçmiyorlar. O yarışmada insanlar birbirleriyle devil, birbirlerinin hayalleriyle yarışıyor. Aklına esenlerle... Uykusunu kaçıranlarla... Düşünde gördükleriyle ve düşünü gerçekleştirenlerle... Bu yılın 100 küsur milletten "düş birincisi" ODTÜ Öğretim Üyesi Dr. Hakan Gürsu... Gürsu önce bir tekne düşledi. Öyle bir tekne ki yakıtı olmadan da gitsin. Yelkeni olsun ama rüzgar esmediğinde bile yüzsün. Gürsu düşlediği bu tekneyi gerçekten yaptı. Hem de o kadar eşsizini yaptı ki dünyanın bütün diğer özgür zekaları hayran kaldı. Gürsu'ya 13 Ekim'de New York'ta Uluslararası Tasarım Ödülü'nü (IDA 2007) verdiler. Üstelik iki dalda. Hem deniz araçları hem de tüm ulaşım araçları dalında... Yani 1438 projenin içinde iki kez birinci! Hatta birincilerin birincisi... Çünkü bu yarışma "kazananların", daha önce birincilik almış tasarımların müsabakası... Bu kadarla da bitmiyor. Asıl sorun başka. Ne olduğunu şimdi siz de tahmin etmişsinizdir ama bakın o sorunu Hakan Gürsu nasıl anlattı... "Volitan" adı nereden aklınıza geldi? "Volitan" Latince "hızlı yol alan" demek. Bir de bizim Akdeniz sahillerinde görülen bir uçarbalığın adı... Bu balığın çok saygılı duyulacak bir performansı var. 200 metre falan suyun üzerinde gidiyor. Balığı da, kelimenin anlamını da çok sevdik. "Xmr21" gibi bir isim yerine "Volitan" dedik. Ayrıca uluslararası yarışmalarda menşeinizi belirtecek her şeyden de kaçınıyorsunuz. Bunu hem etik açıdan yapıyorsunuz hem de stratejik... Bu ödülü kazanan Zaha Hadid dışında başka bir Müslüman var mıydı? Literatürü bildiğim kadarıyla -ki takip ettiğim bir literatürdür- başka yok. Bir de biz. Tesadüf mü yoksa Müslüman ya da Ortadoğulu olmak gerçekten ciddi bir engel mi? Kesinlikle engel. Bu bize bazı yarışmalarda off the record söylendi de. "Katılmayın, size ödül vermezler" dediler. Biz buna "handikap puanı" diyoruz. Yani birinci torbadan değil, üçüncü torbadan geliyorsunuz. O yüzden de mükemmelin mükemmelini yapmanız gerekiyor. "Bize Doğu Avrupalı dediler" En mükemmeli yapmak böyle bir önyargıyı kırmaktan daha mı kolaydır? Neredeyse... Bakın size çok ilginç bir şey anlatacağım: ABD'de çok saygın, önemsenen bir internet sitesi var: Pure Contemporary Behind the Curtain. Orada çok etkili bir kadın yazar var: Diane Burley. Bu hanım bizim tasarımlarımız hakkında daha biz ödül almadan önce bir makale yazmış, "Bu ekibe dikkat, bunlar bir şey yapacak" diye... Ama asıl önemlisi şu: Bizi tanıtırken "Ortadoğu" dememiş de "Doğu Avrupa" demiş. Çok şaşırdım. Kendimi hiç Doğu Avrupalı gibi düşünmemiştim ama onlar beni orada görmüş. Sizce niye? O ürünleri Ortadoğu'ya yedirmek istemiyorlar. Belli kalitede bir ürün yaparsanız "Bu Ortadoğu değil, olsa olsa Doğu Avrupa'dır" diyorlar. Ve bir şekilde sizi Avrupalı diye kodluyorlar. Bir Türk ve Müslüman için Avrupalı dedirttiğinize göre demek ki gerçekten zor iş başarmışsınız. Valla bu ödül için "Tasarımın Oscar'ı" diyorlar. Tabii ödülü alanın böyle bir şeyi söylemesi çok zor ama ben bir aydır birçok kişiden "Orhan Pamuk'un Nobel'inden sonraki en büyük ödül" sözünü duydum. Bu ödülü aldığınızı kaç kişi biliyor? Çok da bilinmiyor. Komşularınız biliyor mu? Galiba onlar biliyor. "Bir teşekkür bile yok" Köşk? Siyaset? Herhangi bir kutlama? Hiç! Yok öyle bir şey! Bir tek Deniz Kuvvetleri'nden gelip tebrik ettiler, projeyi incelediler ve benden bir brifing istediler. Dünya farkında mı? Olmaz mı! Daha da farkında olacaklar çünkü bu yarışmada ödül yerine sizin bir yıllık tanıtımınızı üstleniyorlar. En saygın müzelerde Volitan sergilenecek; 100 bin tirajlı bir kitap basılıp dünyaya dağıtılacak. Ama bizde bir teşekkür bile yok. "Çocukluğum yelkenlilerde geçti" Deniz olmayan bir şehirde yaşayıp dünyanın en müthiş teknesini yapmak... Nasıl oluyor bu? Çünkü ben aslen Kalamışlıyım. Üstelik Kalamış'ın marina olmadığı zamanlarda Kalamışlıydım ve o zamanlar çocuklar top yerine suyla oynardı. Bütün çocukluğum yelkenlilerde, teknelerde geçti... Hâlâ ne zaman İstanbul'a gitsem asla köprüyü kullanmam, vapura binerim. Ne zaman boş kalsam gidip suyun kenarında otururum Volitan nasıl bir tekne? - Volitan'ın en üstün özelliği çok çevreci olması. Hiçbir petrol ürünü yakıt kullanmıyor, asla karbondioksit atığı üretmiyor. - Herhangi bir limana girip yakıt almasına gerek olmadığı için Volitan'la hiç durmadan dünya turu yapabilirsiniz. - İçme suyu almanıza gerek yok çünkü tekne bir yandan giderken bir yandan deniz suyunu tatlı suya çeviriyor. - Volitan sonuçta bir yelkenli ama rüzgar esmediğinde de gidiyor. Çünkü üzerindeki o iki katı yelken aynı anda iki işe yarıyor: Rüzgar varsa yelken vazifesi görüp tekneyi yüzdürüyor. Rüzgar yoksa da tekneyi güneş götürüyor. - Güneşle tekne gider mi? Volitan gidiyor. Çünkü teknede güneş enerjisiyle çalışan iki adet elektrikli motor var. Güneş varken o tepedeki iki panel sayesinde şarj oluyor ve rüzgar çıkmasa da, güneş batsa da tekneyi götürüyor. Hemen belirtelim motorun aküsü de öyle kurşun pil falan değil; o da çevreci, yani jel akü. - Volitan'ın hareket kabiliyeti inanılmaz. Olduğu yerde nokta dönüşü yapabilen ilk deniz aracı. - Volitan bir de kapanabiliyor... Üstte paneller, altta kanatları falan görünce "Ben geldim, boşaltın bu limanı" havasına hiç bakmayın çünkü sudaki kanatlarını teknenin altına toplayıp, yukarıdaki panellerini de tek parça yapabiliyor. - Çevreciliğin kurallarından biri de dayanıklı tüketim malı yapmak: Volitan'ın ömrü 80 yıl. - Volitan keyfine düşkün. 12 kişinin çok rahat yaşayabileceği, lüks yat kıvamında konfora sahip. - Volitan'ın tek eksiği pek romantik bir havasının olmaması... "Mehtaplı bir gecede Burgaz açıklarında demirleme" hissi vermiyor. Ama zaten ABD'liler de "2040'ın teknesi" diyorlar Volitan için.
Resimdeki tekneyi ikinci el olarak 15000 ila 20000ytl arasında bulunabilir. Ama sıfır olarak almak için çok uzun zaman gerekeceği ya da varmısın yokmusuna katılak gerektiği açıktır. Böyle bir teknenin yıllık masrafına gelince : 58 beygir için vergi 2.300ytl 120 beygir için vergi 5040ytl yıllık boya bakım masrafı 2000.YTL Yıllık garaj marina ücreti 2000.YTl benzin masrafı ..................? Toplamda ortalama yıllık 10.000. ila 20000 arası bakım ücreti bulunmaktadır. Unutulmamalıki tekne çocuk gibidir. Uzaktan güzel görünür ama iş onun sahibi olmaksa çocuğunmu var derdin var misali TEKNENMİ VAR DERDİM VAR Ama ben teknemden vazgeçememmmmmmmmmm
Boat Show a gitmiştim orada cok fantastik tekneler vardı ,ama bir ihtimal gerçekleşebilir hayal olması için ben stingray tekneleri begenmiştim http://www.stingrayboats.com/products/models08/models.php?model=230sx yada http://www.stingrayboats.com/products/models08/models.php?model=195fx
Benim yavrunun 2. eline 35 bin YTL istiyorlar, pazarlıkla 30 bin e kadar düsülebilir belki, tekne yavru ama parası değil...
Doğru bir laf olsada tekne sahibi nereye gitmek isterse ne zaman dönmek isterse ona bağlı kalırsın en iyisini ben söyleyeyim. En iyi tekne parayı verip kiraladığın teknedir
arkadaşlar 4.20 bi teknem var. aldığım günden bugüne hiç pişman olmadım. ilk fırsatta en az 7-7.5 m. denk gelirde gücüm yeterse tercihan 10-12.5 arası bir modele geçiş yapmak isitiyorum. bakmayın söylenenlere eziyetli iş ama sabah kalkıp denize istediğin saatte indinmi, canının istediği yere istediği zaman gidip canın isteyince dışarı çıktınmı keyif işte 4x4 oluyor. balık işi keyif işi ozaman biraz masraflı olacak tabi
Ozan üstad yakında antalyaya gelecegim, eh ozaman geldiğimde bi tekne turu yaparız diimi, şöyle babacta bi balık yakaladık mı değme keyife, çokmu yüzsüzce davrandım
anatalyada mayıs 15 kadar pek bişey çıkmaz. ardındn 1 ay kıyıda yaladerma avlayacağız. kolyoz la birlikte tekne avına başlarız oda haziran sonu uygun olursa neden olmasın