Hayatı İdame Teknikleri (Survival)

Konu, 'Makaleler' kısmında m-a-v-i tarafından paylaşıldı.

  1. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Beklenmedik olaylar incelendiğinde, yaşam ile ölüm arasındaki o incecik farkı yaratanların hayatta kaldığı görülmektedir. Ani olaylar karşısında insanların büyük bir kısmı donup kalmakta ve gerekli reaksiyonu gösterememektedirler. Yaşam sürprizlerle doludur. Beklenmedik bir anda ve değişik bir ortamda yaşamımızı kurtarmak zorunda kalabiliriz. Bu an geldiğinde hazır olanlar yaşamını kurtarabilirler. Hayatta kalmanın en önemli kuralları; Paniğe kapılmamak, Olayları hızlı ve serin kanlı değerlendirmek, Yaşama azmine ve morale sahip olmak, İlk zorlukta pes etmemek, Ve en önemlisi gerekli bilgi ve beceriye sahip olmaktır.

    Olabilecek her olay için hayatta kalma tekniği öğrenmek pratik olarak mümkün değildir. Buradaki amaç, temel prensipleri öğrenerek bunları farklı olaşyara uyarlamak olacaktır. Yaşam mücadelesinde muhtemel düşmanlarımızdan başlıcaları şunlardır.

    SOĞUK; Yaşam mücadelisnde düşünme ve hareket yeteneğimizi kısıtlayan ve kan akışını azaltarak uykuya yol açan çok tehlikeli ve ölümcül düşmandır.

    SUSUZLUK; Susuzlukta aynı soğuk gibi düşünme yeteneğimizi kısıtlar. Direncimizi yok eder. Su kısıtlı olduğunda gıda kesilmelidir. Sindirim gerekli suyun vücuttan kaybına yol açar.

    AÇLIK; Kilo kaybına, zayıflığa, baş dönmesine ve algı kaybına neden olur. Soğuğun ve susuzluğun etkilerini artırır.

    YORGUNLUK; Uyuşukluğa ve dışa dönük zihinsel zayıflığa neden olur. İnsanı ümitsizliğe iter. Dinlenme yaşam mücadelesindeki kişi çok önemlidir.

    İÇ SIKINTISI; Gerginlik ve depresyon hissi ve ilgi yokluğuna neden olur. Kişi iç sıkıntısını yenmek için bir amaç edinmelidir.

    YANLIZLIK; Bu duygu insanı umutsuz ve yardıma muhtaç hale getirebilir. Bunu yenmek için bir şeylerle kendini oyalamalıdır.

    HÜSRAN; Pozitif enerjinizi ve amacınızı aksi yöne çevirebilir. Bu duygunun oluşmaması için gerçekçi olmayan amaç peşinde koşmamak gerekir.



    Amerikan ordusu, Hayatta kalmayı becerebilecek insanın niteliklerini şöyle sıralamaktadır.

    Yaşam mücadelesinde kişisel beceriler insanı başarıya ulaştırır.
    • Düşüncelerine konsantre olabilmeli.
    • Sorunları çözebilmeli.
    • Kendinle yaşama yetisi olmalı.
    • Duruma adapte olabilmeli.
    • Sakin kalabilmeli.
    • İyimser ama aynı zamanda en kötüsüne hazır olabilmeli.
    • Kendi korku ve kaygılarını anlayabilmeli ve onları yenerek üstesinden gelebilmeli.

    Hiç şüphesiz ki doğa güzellinğinin ve gizeminin yanında; kendisinde yararlanmayı bilmeyenlere karşı maalesef son decerece acımasızdır. Yapılan hataların ve tedbirsizliklerin bedeli çoğu zaman insan hayatı ile ödenmiştir. Oysa çoğu zaman biraz psikolajik birazda beceriye dayalı tedbirler ile bu zor ve acımasız koşulları atlatabiliriz. Başta doğaya saygılı olmaya dayanan bu tedbirler, doğa sporcuları tarafından bilinmeli ve uygulanmalıdır.


    Kendinizin hazılıyabilceği kişisel hayatı idame kitlerine bir kaç örnek resim.[​IMG]

    [​IMG]


    Dağcılık, atıcılık, avcılık, kayak ve kampçılık vs. faaliyetlerde yiyecek, doğada yön bulma ve barınma konuları zaruret halinde başımıza gelirse ve biz bu konuda eğitimsiz isek o zaman işimiz zor olmakla beraber hayatta kalmamızda imkansız olabilir, tüm bunların göz önüne alarak bazı temel hayatta kalma prensipleri ile ilgili pratik bilgileri sırasıyla burada incelemeye çalışalım.

    [​IMG]
    Piyasada satılan hazır hayatı idame kitleri örnekleri.[/CENTER]

    HAYATTA KALMA

    1-Plan
    2-Yön Tayini&Mesafe Tahmini
    3-Barınma
    4-Ateş
    5-Su ve Yiyecek

    1-) Plan;

    İçinde bulunduğumuz durumun vahameti ne olursa olsun öncelikle sakin kalmaya çalışılamalı ve mümkünse bulunduğumuz araziyi görebilceğimiz yüksekçe bir yere ulaşıp buradan konumumuzu doğru bir şekilde saptamaya çalışmalıyız. Araziyi incelerken sakin olup ihtiyaç duyabilceğimiz su, barınma ve yicek gibi şeylerin tespitinede çalışmalıyız. Mümkünse ısınmak, kuru kalmak ve işaret verebilmek için bir ateş yakmalıyız. Ateş yakıp moral tazeledikten sonra bulunduğumuz durumdan kurtulabilmek için gerçekçi bir plan yapmalı ve bazı kararlar almayız. Öcelikle bulunduğumuz noktayı terkedip etmeyceğimize karar vermeliyiz.

    Terkettiğimiz durumda gideceğimiz yönü doğru bir şekilde tespit edip karşımıza çıkabilcek engel ve tehlikeleri ve bunlarla başa çıkıp çıkamayacağımızı mantıklı bir şekilde değerlendirip buna göre karar vermeliyiz. Bizi aksine zorlayan bir durum söz konusu değil ise bulunduğumuz bölgeyi terketmemeliyiz. Uzaklaşmamak bizi buna zorlayan şartlar yoksa en doğrusu olacaktır. Zira büyük olasılıkla sizin hangi bölgede olduğunuzu bilen kişiler öncelikle sizi bu çevrede arayacaklardır.

    • Paniğe kapılmayın, Durun, oturun, düşünün,

    • Bulunduğunuz yere, geldiğiniz yönü anlayabileceğiniz bir işaret koyun

    • İşaretli noktayı kaybetmeden, geldiğiniz yolu bulmaya çalışın

    • Başaramazsanız işaretli noktaya geri dönün O anki şartları göz önünde bulundurun ve düşünün, sizi kısa zamanda bulabilecek arkadaşlarınız var mı? Gece olmadan bulunma ve ya yolu bulma ihtimaliniz var mı? Eğer bu sorulara cevap “yok” ise,

    • Gece için bir barınak hazırlayın,

    • Hava kararmadan önce, bir gecelik yakacağınızı toplayın.

    • Hava kararmaya başlarken ateşinizi yakın Geceyi geçirince korkunuz azalacaktır. Moralinizin iyice düzelmesi için bir şeyler yemeniz lâzımdır.

    • Yüksek bir yere çıkarak, duman, deniz, akarsu, yol, patika benzeri işaretler görmeyi çalışın

    • Bulunduğunuz noktadan arazinin krokisini çizmeye veya hafızanıza kaydetmeye çalışın

    • Eğer yukarıda bahsettiğimiz işaretlerden birini görürseniz, buna doğru en kısa yoldan yürüyüşe geçiniz.

    • Eğer sizi arayacaklarına eminseniz ve yiyecekle suyunuz yeterliyse, bir süre daha bulunduğunuz yeri terk etmeyin

    • Akar suları akış istikametinin altına doğru, yani aşağılara doğru takip ederseniz, sonunda bir yerleşim yerine varırsınız. Çünkü yerleşmeler genellikle akarsu kenarlarındadır

    • Duyulup, görüleceğinizi anladığınız zaman işaret veriniz

    • Kaybolmadan önce hareket ettiğiniz noktayı, ya da kaybolduğunuzu anladığınız noktayı devamlı hatırınızda tutmaya çalışınız.

    • Kaybolduğunuz noktadan itibaren, belli aralarla, dal, taş gibi malzemelerle yere oklar çizin. Okların ucu gittiğiniz yönü göstersin

    • Hep aynı doğrultuda yürüyün, bunu başarabilmek için tabiatta düz yürüme kuralını mutlaka uygulayın, bu kuralı uygulamazsanız, mutlaka daire çizip aynı noktaya dönersiniz.

    • Durduğunuz zaman yönünüzü kaybetmemek için yere, gideceğiniz yönü gösteren işaretler koyun

    • Mesafe tahminleri yanıltıcıdır, tahmininizi 3 ile çarpın, Mesafeye küçümseyerek bakın

    • Unutmayın ki insan, düz bir arazide yaklaşık olarak saatte 4 kilometre yürür.

    • Saatte 7 kilometre de yürüyebilirsiniz ama hızlı yürümek yerine ağır ve devamlı yürümeyi tercih edin

    • Engebeli arazi, göl, bataklık gibi bir alan ile karşılaşınca, etrafını dolaşmanız gerekebilir. Böyle durumlarda gittiğiniz yönü unutmamak için alanın karşısında belirgin arka arkaya iki nokta tespit edin. Bulunduğunuz yerde de arka arkaya iki işaret tespit ettikten sonra alanı dolaşın.

    • Dikkat edin, bu işaretlerin tamamı gideceğiniz istikameti göstersin

    • Dinlenirken yüzünüz, gideceğiniz yöne dönük olsun

    • Karlı bir arazide ilerliyorsanız, sis ya da tipi bastırmışsa uygun bir barınak bularak geçmesini bekleyin

    • Böyle havalarda arazi engebeleri, uçurumlar, büyük birer tuzaktır ve siz bunu göremezsiniz. Düz yürüme kurallarını bilmek demek, kaybolmamak, bilmediği bir araziden kolayca çıkabilmek demektir. Yaradılışı gereği, insan görmeden yürümesi halinde mutlaka daire çizer. Orman, sis ve tipide yürümek de görmeden yürümek demektir. Geçen yıllarda, 4x8 km lik bir alanda 5 genç 11 gün kaybolmuşlardı. Eğer bilmiyorsanız, hemen arazide düz yürüme kuralını öğreniniz.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
    Engin79 bunu beğendi.
  2. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    2-)Yön Tayini&Mesafe Tahmini

    YÖN BULMA

    Dünya üzerinde bulunduğumuz yeri harita ve aletler kullanarak belirleyebiliriz. Bulunduğumuz noktadan diğer bir noktaya giderken, yürüdüğümüz yönü rota olarak adlandırırız. İki nokta arasında birçok engeller, tepeler, ormanlar, göller ve nehirler yer alabilir. Önemli olan bir yerden diğerine giderken, saydığımız bu engelleri aşarken rota dediğimiz yönümüzü kaybetmememizdir. Yapılan araştırmalarda bir kişi bilmediği bir arazide hareket ediyorsa bir müddet sonra yön duygusunu kaybettiği görülmektedir. Yürüyüş sırasında, yaşamlarında sağ ayağını kullanan insanların kuvvetli olan bu ayakları ile sola göre daha uzun adım attıkları görülmektedir. Bu nedenle düz bir doğru üzerinde yürüdüklerini zanneden kişilerin rotalarından sola doğru saptıkları ve zaman içinde sola doğru çok geniş bir yay çizdikleri görülmektedir. Sonuçta umdukları yere ulaşamadıkları gibi nerede olduklarını da bilememektedirler. Son yıllarda ülkemizde doğada etkinlik gösteren kişilerin sayısı artmıştır. Bu sayı artışı beraberinde kazaları ve kaybolma olaylarını getirmektedir. Yön saptama çok kesin ve net bir hadisedir. Doğada yürüyen bir kişi net olarak nerede olduğunu bilmeli veya kaybolduğunu kabul etmelidir.

    2.1.Güneş ve gölge takibi ile yön tayini
    Güneş sisteminin en temel ilişkisi güneşin doğu’dan yükselip, batı’dan kaybolmasıdır. ancak bunlar tam doğu ve tam batı yönlerine her zaman işaret etmez. bulunduğunuz yarım küre ve mevsime göre sapmalar gösterir.
    Kuzey yarım kürede güneşin tam tepede olduğu anda – yani cisimlerin gölgelerinin neredeyse sıfılandığı an- güneş güney istikametine işaret eder, elbette güney yarımkürede ise kuzeyi göstermektedir aynı durumda.
    Güneş kuzey yarımkürede saat yönünde, güney yarım kürede ise saatin ters yönünde hareket eder. bu bilgi ve bağlantılı olarak gölgelerin takip edilmesi ile yön ve zaman tayini yapılabilir. konuda ustalaşabilmek için şehir içerisinde veya arazide çalışmalar yapılması, konunun detaylarının iyice ezberlenmesi çok önemlidir.
    Gölgelerin yardımı ile yön bulma konusunda iki temel yöntem vardır. Gölge takibi ve saat yöntemi.

    2.1.1.Gölge takibi
    Yaklaşık 1m uzunluğunda düz bir sopa/dal benzeri düzgün gölge oluşturacak bir cisim, toprağa saplanır. saplanan yerin çalı ve benzeri gölgenin şeklini bozacak cisimlerden arındırılması gerekir.
    Gölgenin en uç noktası bir taş ile belirlenir. Bu gölge yönü her yarım kürede doğuya işaret ederi. yaklaşık on beş dakika beklendikten sonra çubuğun oluşturduğu yeni gölgenin de ucu başka bir taşla belirlenir. Bu taş batı istikametine işaret eder. Birinci taş solunuzda ikinci taş sağınızda kalacak şekilde durduğunuzda yüzünüz kuzey istikametine bakar. Bu sayede yön tespiti yapılır.
    bu metod hem kuzey hem güney yarım kürede aynı şekilde uygulanabilir.
    [​IMG]

    2.2.2. Saat yöntemi
    Bir analog saat ile yönünüzü belirleyebilirsiniz. bunun için öncelikle saatinizin bulunduğunuz bölgenin saat dilimine ayarlı olduğundan emin olmanız gerekir. bu da bize yabancı bölgelere giderksen saat ayarı yapmanın ne kadar faydalı olduğunu gösteriyor.

    Kuzey yarımkürede bulunuyorsanız saatin akrebini -kısa olan kol- güneş istikametine tutup, bu istikamet ile saat oniki yönü arasından çıkartacağınız bir açı ortay size kuzey güney yönünü gösterecektir. hangi yönün kuzey olduğundan emin olamıyorsanız hatırlamanız gereken temel prensip güneşin doğudan batıya doğru hareket ettiği ve öğle vaktinde de güneyi gösterdiğidir. buradan hareketle, öğleden önce güneş doğu tarafını, öğleden sonra batı tarafını gösterir. buradan hareketle kuzey yönü net olarak tespit edilir.

    Güney yarım kürede ise saatin oniki istikameti güneşe doğru çevrilir. akrebin gösterdiği saat ile oniki arasında kalan yayın açı ortayı kuzey güney istikametini verir. yine kuzeyin net istikameti için yukarıda bahsedilen güneşin doğu-batı hareketi izlenebilir.

    Eğer sadece dijital bir saatiniz varsa da, bir kağıt parçası üzerine analog bir saat çizilir ve dijital saatten okunan zaman bu kağıttan saat üzerine akrep saati, yelkovan dakikayı gösterecek şekilde işlenir ve yukarıdaki işlemler tekrarlanarak yön tespiti yapılabilir.
    [​IMG]

    2.2. Ay yardımı ile yön tayini

    Ayın kendi ışığı olmadığından bizler sadece güneş ışınlarını yansıttığı zaman ayı görebiliriz. ayın dünya etrafında yirmi sekiz günlük turu esnasında pozisyonuna göre de yansıttığı ışık dolayısıyla şekli değişiklik gösterir.

    Ayın görünmediği, yani tam dünyanın güneşe zıt tarafında olduğu zamandan sonra, yörünge hareketleri ile beraber, ayın sağ tarafından ilk dördün görünmeye başlar. daha sonra yarım ay, dolunay olur ve en sonunda sol tarafta ince bir kıymık halinde kalana kadar görünmeye devam eder ve sonra tekrar karanlığa gömülür. bu yirmi sekiz günlük süreçte ayın durumu ve konumu bize yön tayini konusunda yardımcı olur.

    Eğer ay güneşin batışından önce görünür halde ise, ayın aydınlık tarafı batı istikametini gösterir. eğer ay gece yarısından sonra yükseldiyse, aydınlık taraf doğu istikametini gösterir.
    Bu bilgi kaba bir doğu batı yön kestirmesi yapılmasına yardımcı olur.

    2.3.Yıldızlar yardımı ile yön tayini
    Öncelikle bilinmelidir ki bulunduğunuz yarım küreye göre farklı yıldızlar veya takım yıldızlar kullanılarak yön tayini yapılır.

    [​IMG][​IMG]
    Büyük Ayı Yıldız Takımı ==========- Cassiopeia Yıldız Takımı


    KUTUP YILDIZININ BULUNMASI​

    [​IMG]

    2.3.1. kuzey yarım kürede yıldızlar ile yön tayini

    Yıldızlar ile yön tayinin temeli, kutup yıldızı diye isimlendirdiğimiz ve daima kuzey yönünü gösteren yıldızın tespit edilmesi esasına dayalıdır.
    Gökte kutup yıldızını konumlandırabilmek için bilinen takım yıldızlardan yardım alınır. bunların en bilinenleri büyük ayı ve andromeda takım yıldızlarıdır.

    Özellikle açık havalarda daima görünen, şekli itibarıyle kolaylıkla farkedilebilen büyük ayı takım yıldızı kuzey yıldızının bulunmasında en büyük yardımcıdır. görseller bölümünde büyük ayı takım yıldızının çizimi görülebilir.

    Büyük ayı takım yıldızı hafif kırık sapı olan bir cezveyi andırır. toplam yedi yıldızdan oluşan bu şekilde dört yıldız cezvenin dört köşesini ve diğer üç yıldız da sapını oluşturur. sapın karşı köşesinde bulunan yıldızın, (fotografa göre en sağ üstteki yıldız) istikametinde kutup yıldızı vardır. elinizi göğe doğru kaldırı ve parmaklarınızı baş parmağınız cezvenin ilgili köşesine gelecek şekilde koyarsanız, küçük parmağınızı kutup yıldızını işaret eder ve bu da kuzey yönünü buldunuz anlamına gelir.

    2.3.2. güney yarım kürede yıldızlar ile yön tayini

    Güney yarım kürede özellikle kutup bölgesine yaklaştıkça takım yıldızlarının görülebilirliği azaları. bu bölgelerde yön tespiti güney istikametinin tespiti ile gerçekleştirilir.

    Bunun için öncelikle güney yarım küreden kolaylıkla görülen ve güneyin hacı ismi verilen takım yıldız tespit edilir. Takım yıldızın çizimi ve güneyin tespiti için yapılması gerekenler görseller

    Özel işaretlerle yön tayini usulü:
    a. Minare kapıları GÜNEY istikametindedir.
    b. Müslüman mezar başları BATI istikametindedir.
    c. Ağaçların yosunlu tarafı KUZEY istikametindedir.
    d. Karıncalar yuva yaparken çıkardığı toprağı yuvanın KUZEY istikametine yığar
    e. Kuzey yarım kürede Karlı dağların Güney kısımları, Güney yarım kürede ise Kuzey kısımları daha önce erir.

    UZAKLIK TAHMİNLERİ

    Aşağıdaki mesafeleri ve belirtilerini ezberleyiniz ve normal zamanlarda da sık sık uygulayınız.

    • 15 Km Büyük binalar
    • 10 Km Düz ufuk ve yüksek binalar
    • 7 Km Orta büyüklükteki evler
    • 5 Km Baca ve küme evler 4 Km Baca ve ağaçlar
    • 2 km Ağaç ve cinsleri
    • 1.5 Km Yollar, panolar
    • 800 m İnsan ve canlı siluetleri
    • 700 m Yürüyenin bacakları belirlenir
    • 500 m Çadırlar, hareketler, insanlar netleşir
    • 300 m Detaylar
    • 150 m Canlının başı
    • 75 m Göz çizgisi
    • 50 m Kiremitler, çizgiler Ses, saniyede 333 m kat eder.

    YÜKSEKLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

    Kalem Metodu :
    Bir arkadaşına ağacın yanında durmasını söyle ya da ağacın gövdesine dayanarak kendi boyunu ölç ve gövdeye boyunu belirleyen bir işaret koy. Ağaçtan uzaklaş eline bir kalem ya da kaleme benzer bir çubuk al, kalem ve arkadaşın aynı doğrultuda olacak şekilde kolunu ileriye uzat tek gözünü kapatarak arkadaşının boyunun bir kalem üzerinde nereye geldiğini belirle. Daha sonra kolunu yukarıya doğru yavaş yavaş kaldırarak ağacın arkadaşının boyunun kaç katı olduğunu bul. Bulduğun sayıyı arkadaşının boyu ile çarparak ağacın yüksekliğini hesapla.

    Devirme Metodu:
    Eline bir çubuk al çubuğu dik tutarak kolunu ileriye doğru uzat. Yüksekliğini ölçmek istediğin bayrak direğinden ya da ağaçtan uzaklaş. Çubuğun arkasında kalan direk veya ağacı çubukla aynı boyda görünceye kadar uzaklaşmaya devam et. Bayrak direğinin üst ucu ile çubuğun üst ucu, direğin alt ucu ile çubuğun alt ucu aynı yerde göründüğü zaman dur. Çubuğu yana doğru 90 derece devirerek yatay pozisyona getir. Bir arkadaşına çubuğun ucunun gösterdiği yere gitmesini söyle. Arkadaşın ve direk arasındaki mesafeyi ölçtüğünde direğin yüksekliğini bulacaksın.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  3. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Çamurlu Su Metodu:
    Yere, ağaçla senin arana çamurlu suyla dolu bir leğen koy. Leğeni öğle bir yerleştir ki leğenle ağaç arasındaki uzaklık aşağı yukarı ağacın tahmini yüksekliği olsun. Leğenden kendi boyuna eşit bir mesafeye kadar uzaklaş. Şu anda suda ağacın tepesinin aksini görüyor olmalısın. Eğer suda bu aksi göremiyorsan, leğeni biraz ileri geri çek, senin leğenden uzaklığın yine aynı olmalı, suda ağacın tepesinin aksini gördüğün zaman leğenle ağaç arasındaki uzaklık ağacın yüksekliğine eşittir.

    GENİŞLİĞİN ÖLÇÜLMESİ

    Napolyon Metodu:
    Genişliğini ölçmek istediğin nehir ya da derelerin kenarında dur. Başını çenen göğsüne değecek biçimde eğ, elini avuç içi yere paralel gelecek şekilde alnına daya. Elini dış kenarı karşı kıyıya değiyor gibi görününceye kadar aşağıya doğru eğ. Bulunduğun yeri değiştirmeden ve elinin eğimini bozmadan 90 derece sağa dön. Elinin dış kenarının bulunduğun kıyıda gösterdiği nokta ile durduğun yer arasındaki uzaklık nehrin genişliğine eşittir. Napolyon bu işlemi eli yerine şapkasının kenarı ile yapar, elini değil şapkasının kenarını aşağıya doğru eğerdi. Sen de bu ölçümü yaparken geniş kenarlı bir şapka kullanabilirsin.

    Kazık Metodu:
    Nehrin karşı tarafında bir nokta, örneğin bir kaya belirle. "A" noktası kayanın karşısına bir kazık dik "B" noktası A.B doğrultusuna dik olarak kıyı boyunca yürü, Yürüdüğün mesafeyi adımla. Diyelim 30 adım attın. Belli bir sayıda adım atman şart değil. Geldiğin nokta "C" noktası olsun. Buraya da bir kazık dik. Kıyı boyunca yanı doğrultuda yürümeye devam et. Daha önceki adım sayısı kadar ilerledikten sonra geldiğin noktaya bir kazık dik. "D" noktası. Bu D.B. doğrultusunda dik olarak yürü. C noktasına diktiğin kazık ile A kayasını aynı doğrultuda görünceye kadar ilerle. C ve B'yi aynı doğrultuda gördüğün noktaya "E" de ve bir kazık da buraya dik. D ve E kazıkları arasındaki mesafeyi ölçtüğünde nehrin genişliğini bulmuş olursun.

    Pusula Metodu:
    Nehrin kayısında dur. Buraya "B" noktası diyelim. Nehrin karşı kıyısında tam karşısına gelen yerde bir nokta belirle, örneğin bir kaya (A noktası) pusulayı pusulanın tabanındaki gideceğin yönü gösteren ok karşı kıyıdaki kayayı (A''I) gösterecek şekilde tut. Pusulanın gövdesini pusula iğnesi oryantiring okunun (pusula gövdesindeki sabit kuzey oku) üzerine gelinceye kadar çevir. Pusula iğnesinin kuzeyi gösteren ucu N'yi (kuzeyi) göstermeli. Dereceye bak (diyelim ki 120 derece). Dereceye 45 derece ekle (165 derece eder).
    Pusulanın tabanındaki gideceğin yönü gösteren ok A'ya dönük olarak nehir oyuncu yürü. Puslanın iğnesinin kuzey ucu ile oryantiring oku (pusula gövdesindeki sabit ok) çakıştığında dur (C noktası) CB arasındaki mesafe nehrin genişliğine eşittir.

    Sonuç;
    Yön bulma tekniklerinin bilinmesi ve uygulanması çoğu zamanda yaşam ile ölüm arasındaki farkı belirler.
    Sadece askeri amaçlar için değil, kampçılık, yürüyüş, dağcılık, trekking gibi doğada yapılan sporlarda ya da kaybolma anında tatbik edilmek üzere bilinmelidir.
    Yabancı bölgelerde bulunulduğunda bölgenin coğrafyası, bitki örtüsü, rüzgar şekilleri, ağaç türleri gibi doğal bilimleri kapsayan özellikleri hakkında bilgi edinmek son derece önemli ve hayatidir.


    YARDIM ve UYARI İŞARETLERİ

    Doğada kaybolduğumuzda bizleri arayanlara bir şekilde varlığımızı ve yerimizi göstermemiz gerekmektedir.Üstelik siz veya bir başkası yaralı olabilir.Yaralı kişilere acil yardım gerekebilir.Bu durumda arayanlara yerimizi belli etmek zorundayız.Havadan yapılan aramalarda siz arayanları net bir şekilde görmenize rağmen,onların sizleri mevcut doğal şekillerden ayırması oldukça zordur.Giymiş olduğunuz parlak ve göz alıcı renkler ihtiva eden giysiler doğada fark edilmenizi kolaylaştıracaktır.Tersi giysilerinizin renginin çevre ile uyumlu olması halinde sizi fark etmeleri imkânsız hale gelecektir.Doğa gezilerinde yanınızda küçük bir yaşam kurtarma çantası bulundurmanız çok yararlı olacaktır.Bu çantada bulunduracağınız bir lamba,bir düdük gerektiğinde yaşamınızı kurtarabilir.Dağlarda sizi arayanlara sesinizi iletmeniz çok zordur ve ses uzun mesafelere ulaşmamaktadır.Birçok dağ yöresinde insanlar ıslıkla vadiden vadiye işaretleşmektedirler.Islık çalmayı da öğrenmek gereklidir.Yanınızda bulunduracağınız bir düdükle çok uzak mesafelere işaretinizi iletebilirsiniz.
    Bulunduğunuz çevrede yer alan materyaller yardım istemeniz için sizi yönlendirmelidir. Örneğin bir tekne kazası sonucu bir kumsala ulaşmış olabilirsiniz. Çevreden bulduğunuz taşlarla kuma yazı yazılabilir. Arayanları daima doğal olmayan farklı olan bir şey ilgilendirecektir.

    [​IMG]

    Çeşitli İşaret ve Anlamları
    Ateş ile arayanlara işaret vermek mümkündür. Dünyada bir şeyin eşkenar üçgen şeklinde yerleştirilmesi İMDAT anlamındadır. Evvelden hazırladığınız kenarları 30 metre olan eşkenar üçgenin köşelerinde yer alan odun yığınlarını uçak veya helikopterin sesini duyunca ateşlemeniz yerinizi belli edecektir.



    [​IMG]

    Yaktığınız bir ateşin üzerine gündüz ıslak ot atmanız bol duman elde etmenizi sağlar. Uzak mesafelerde bu duman fark edilebilir. Geceleyin yakacağınız ateşte yerinizi belli edebilir.



    [​IMG]

    Yanınızda işaret fişeği varsa yerinizi belli etmeniz çok daha kolaylaşacaktır.



    [​IMG]


    Dağda Kurtarma Kodları
    Her tekrar arasında bir dakika ara verilmelidir.

    Mesaj : S O S (İMDAT)
    İşaret Fişeği : Kırmızı
    Ses Sinyali : 3 Kısa - 3 Uzun - 3 Kısa
    Işık Sinyali : 3 Kısa Işık - 3 Uzun Işık - 3 Kısa Işık

    Mesaj : YARDIMA İHTİYACIMIZ VAR
    İşaret Fişeği : Kırmızı
    Ses Sinyali : 6 Kez Çok Kısa Aralıklarla kuvvetli ses
    Işık Sinyali : 6 Kez Çok Kısa Aralıklarla Işık

    Mesaj : MESAJ ANLAŞILDI
    İşaret Fişeği : Beyaz
    Ses Sinyali : 3 Kez Çok Kısa Aralıklarla kuvvetli ses
    Işık Sinyali : 3 Kez Çok Kısa Aralıklarla Işık

    Ayna İle İşaret Verme
    İşaret aynasının her iki tarafı da aynadır ve ortasında delik bulunur.Böyle bir aynaya sahip değil isek her iki yüzü de parlak bir saç parçası,üzeri folyo kaplanmış bir ağaç parçası da işimizi görür.Bu materyallerinin üzerine bir delik açmak gereklidir.Bu ayna yardımı ile bir uçağa veya helikoptere işaret verebiliriz.

    İŞARET AYNALARI: ÜRETİM YAPAN FABRİKA VE ÜRETEN ÜLKENİNİN STANDARTLARINA VE KULLANIM AMAÇLARINA GÖRE FARKLI BOYUTLARDA VE DEĞİŞİK ŞEKİLDE YAPILMIŞLARDIR .

    ASIL AMACI : KAZAZEDE VEYA KURTARMA EKİBİ ARAMA YAPAN NESNELERE
    İNSAN ,HELİKOPTER , UÇAK VS . İŞARET VEREREK BULUNDĞU YERİ BELİRTMEKTİR .



    KULLANILMASI

    1 . GÜNEŞ IŞIĞINI AYNADAN YANINIZA YANSITIN.

    2 . AYNAYI YAVAŞ YAVAŞ GÖZ SEVİYESİNE
    GETİRİN VE GÖZLEM DELİĞİNDEN BAKIN .
    UZAYIP GİDEN PARLAK IŞIKLI BİR NOKTAYI
    GÖRÜN . BU IŞIK NİŞAN ALMA VEYA HEDEF
    GÖSTERGESİDİR.

    3 . AYNAYI YAKLAŞIK OLARAK GÖZ HİZASINDA
    TUTUN VE PARLAK IŞIKLI NOKTA HEDEF ÜZERİNE
    GELİNCEYA KADAR AYNAYI HAREKET ETTİRİN .

    4 . ETKİLİ KULLANILAN BİR AYNA İLE 100 KM .
    UZAĞA İŞARET GÖNDERİLEBİLİR.




    [​IMG]

    Aynayı yüzümüze 7-8 cm yaklaştırırız.Ortasındaki delikten, işaret vermek istediğimiz uçağa veya bir tepeye nişan alırız.Bu işlem için işaret verilecek objenin güneşe yaklaşması gereklidir.Nişan aldığımızda delikten geçen güneş huzmesi yüzümüze bir nokta şeklinde gelir.Biz bunu aynanın bize dönük yüzündeki görüntümüzün hayalinde görürüz.Dikkat edilecek husus şudur;nişan hattındaki objeyi kaybetmeden yüzümüze düşen güneş huzmesinin oluşturduğu ışıklı beneği aynayı yavaşça ekseninde oynatarak deliğin üzerine getirmeliyiz.Bunu yaptığımızda ayna güneşten gelen ışıkları yansıtarak hedef aldığımız objeye gönderecektir.Pozisyonu bozmadan ve hedefi kaçırmadan,ışığın delikten ayrılmasına müsaade etmeden ayna titretilirse hedefteki kişi parlayıp sönen kuvvetli bir yansıma görecektir.Yanıp sönmesi yansımanın herhangi bir cisimden gelen bir yansıma olmadığını ve birinin işaret verdiğini o kişiye gösterecektir.


    [​IMG]

    Şekildeki kesikli a çizgisi uçağa bakış doğrultumuzdur.İnce kesikli b çizgisi ise yüzümüze gelen güneş huzmesidir.Aynanın bize dönük yüzünde görünen c yuvarlağı yüzümüze düşen güneş huzmesinin hayali görüntüsüdür.Yapılacak iş c yuvarlağını uçağı delikten kaçırmadan aynadaki delik üzerine getirmektir.

    İşaret Bayrakları İle Mesaj Verme
    Parlak renkli kumaş veya benzeri malzemeleri sopa uçlarına(Semafor Bayrakları) bağlayarak işaret vermek mümkündür.İki sopa ile oluşturulan mesaj tablosu(Semafor Tablosu) aşağıdaki gibidir.



    [​IMG]

    Mors Alfabesi İle Mesaj
    Mors Alfabesi kullanarak mesaj iletmek mümkündür.Bir lambayı kısa veya uzun yakarak mesaj oluşturulabilir.Aşağıda mors alfabesini görmektesiniz.



    [​IMG]

    Mors Sinyali Gönderilmesi

    * Tek kelime gibi gönderin ve ara vermeyin.
    AAAAA *-Çağrı.Mesajım Var.
    AAA *- Cümle Sonu.
    EEEEE *- Hata.
    AR - Mesaj Sonu.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  4. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Mors Sinyali Alınması

    * Tek kelime gibi gönderin ve ara vermeyin.
    TTTTT *-Sizi Dinliyorum.
    K - Hazırım.Mesajı Gönderin.
    T - Cümle Alındı.
    IMI *- Tekrar Edin.Anlayamadım.
    R - Mesaj Alındı.

    Yerden Havaya Haberleşme
    Çeşitli malzemeler kullanılarak aşağıdaki şekiller oluşturulabilir.Bu işaretler uluslararası nitelik taşıdığından görüldüğünde ne anlama geldiği anlaşılacaktır.Önemli olan uçaktan görülebilecek boyutta olmalıdır.Bu şekiller parlak giysileri alt alta ve yan yana yerleştirilerek yapılacağı gibi başka malzemeler kullanılaraktan oluşturulabilirler.



    [​IMG]

    Havadaki uçak veya helikoptere yerimizi belli ettikten sonra vücudumuz ile ne yapmak istediğimizi ifade edebiliriz.



    [​IMG]

    Yön Belirtme İşaretleri
    Kural olarak kaza yerinden fazla uzaklaşmamak gerekir.Çünkü insanların kaza yapmış aracı bulmaları daha kolaydır.Bu yeri terk etme zorunluluğu varsa,mutlaka üçayaklı bir sehpaya bağlanan ipucuna bir muhafaza içinde gittiğiniz yönü,kişi sayısını,durumunuzu bildiren bir mesaj bırakın.Yürüyüşünüz boyunca çevredeki materyalleri kullanarak gidiş yönünüzü belirtin.Bu işaretler sizi arayanlara yol göstereceği gibi aynı zamanda yolunuzu kaybedip geri dönmek gerektiğinde size yol göstereceklerdir.Aşağıda çeşitli yön belirleyici işaretleri görmektesiniz.


    [​IMG]


    YARDIM VE UYARI İŞARELERİ başlıklı kısım http://www.yalcin.iwarp.com sitesinden alıntıdır.




    BARINAK YAPMA

    Doğada yaşam mücadelesinde insanın yağmurdan,kardan,rüzgardan ve güneşten korunarak dinlenmesi gereklidir.Fiziksel iyi bir dinlenme,ruhsal yapımızıda olumlu etkileyecek ve moralimizi yükseltecektir.Bulunduğumuz çevre ve iklime göre içine girip korunacak bir barınağı inşa etmeyi öğrenmemiz gereklidir.Barınağı, hangi etkenlerden korunmak istiyor isek ve kalacağımız süre ne kadar ise ona göre hazırlamalıyız. Barınağı hazırlamak için bulunduğumuz ortamdaki metaryellerde çok önemlidir.Sonunda barınak bu metaryallerle inşa edilecektir.
    Öncelikle çevremizi dikkatle gözden geçirmeliyiz.Bulabileceğimiz bir mağara,terkedilmiş bir kulübe,doğal bir barınak bizi büyük bir enerji kaybından kurtaracak ve zaman kazandıracaktır.Hazır bir barınak bulamaz isek,kuracağımız yeri iyi seçmeliyiz. Yakın çeveremizde kampımızdan fazla uzaklaşmamıza neden olmaycak kolay ulaşabileceğimiz su kaynağı, ateş için ağaç dalları vs temin edebilceğimiz yerler bulunaması bizlere yardımcı olacak önemli noktalardır. Bu yer rüzgarın estiği tepe üstü veya derin vadilerin kanal gibi esen tabanlarından uzak olamalı ayrıca dere yatakları gibi taşkın tehlikesi bulunan yerlere, üstümüze düşme ihtimali olan kuru ve büyük daların olduğu ağaç dipleri, çığ tehlikesine açık olan yerlere uzak ve korunaklı olmalıdır. Rüzgarlardan korunmalı kuytu bir yer seçmeliyiz.Barınağımızın girişi rüzgar yönünde olmamalıdır.Bu mümkün değilse kaya ve toprak yığını,kar duvarı,buz parçaları veya çalı çırpı ile inşa edilecek bir duvar ile rüzgar engellenmelidir.Bu rüzgar engeli barınağımızın kolay ısınmasını sağlayacaktır.Seçtiğimiz alan hafif eğimli olmalı yağmur suyunun birikmesini önleyecek yapıda olmalıdır. Barınak mümkün olduğu kadar basit fakat en iyi konforu verecek bir yapıda olmalıdır.

    Barınağı inşa ederken şu kural unutulmamalıdır.Hava sıcak veya soğuk olsun vücudumuz yattığımızda zemin ile temas etmemelidir.Isınmış bir zemin vücudumuzun su kaybına yol açacaktır.Soğuk bir zemin ise vücudun ısı kaybetmesine yol açar.Hazırlıyacağımız basit bir yer yatağı ihtiyacımızı görecektir.Kuru otlardan,taze çam dallarından hazırlayacağımız bir yatak vücudun dinlenmesini kolaylaştıracaktır.Yatağı boyumuzdan biraz uzun, 90 cm eninde ve 30 cm yüksekliğinde hazırlamalıyız.Yattığımızda rahatsız eden dallar var ise ayarlıyarak en uygun şekli bulmalıyız.Yattıkça dallar ezileceğinden iki günde bir yeni dallar ile yatak takviye edilmelidir.
    Çam yaprak ve dallarından yapılan kamp yatağı ve basit bir barınak.
    Eğrelti otu ve kuru otlardan yapılan şilte.

    EĞİK DAMLI BARINAK
    Ağaçlık alanlarda rahatça inşa edebileceğimiz ve araları 2.5 m geçmeyen iki ağacın çatallarından yararlanarak barınağı yapabiliriz.Uygun ağaç bulamadığımız taktirde yere tutturacağımız 3 direk ile bu barınak inşa edilebilir.
    Zemine 45 derece açıyla konan ana dalların çatallarına yere paralel dallar yerleştiririz.Alttan döşenmeye başlanan dalların bir üst sırasındaki dallar alttakilerin üstüne konur. 45 derecelik eğim suyun akmasına yeterlidir.Akan suyun barınağa girmesine engel olmak için barınağı çevreleyen, dal veya kaya parçası ile kazılan 4 parmak derinliğinde bir drenaj kanalı yapılmalıdır.

    [​IMG]
    Dalların kiremit gibi yerleştirilmesi

    KUBBE ŞEKLİNDE BARINAK

    Çevremizde barınak için ağaç bulamadığımız taktirde,ince sazlardan,kısa boylu ağaççıklardan aşağıdaki gibi kubbe tarzında barınak inşa edebiliriz.Bunun için yere 2 m çapında bir daire çizeriz.Bu dairenin kenarlarına kalın uçları toprağa sokulan ince dalları yerleştiririz.Dalların ince uçları kubbenin tepesinde karşılıklı bağlanmalıdır.Önde giriş için, tepedede ateş dumanının çıkışı için açıklık bırakırız.Yan duvarları ince dallar ile sepet gibi öreriz.Kubbenin üstü ot,saz,dal ve çamur ile kapatılır.Otlarla kapatılırken alttan başlıyarak yukarı çıkılmalıdır.Her ot-saz katı altakinin üstüne konmalıdır.

    [​IMG]

    AĞAÇ ALTI BARINAKLAR
    Barınak inşa edecek zaman ve enerji olmadığı taktirde nispeten kolay yapılabilecek barınaklardır.Bu barınak için devrilmiş bir ağaç gövdesi gereklidir.
    Kar kalınlığının yüksek olduğu ağaçlıklı dağ tepelerinde yapabileceğimiz bu barınaklar yolunu kaybetmiş doğa gezginleri,kayakçılar ve dağcılar için uygundur.Önemli olan geceyi veya fırtınayı atlatmak ve hayatta kalmaktır.Bu amaçla rüzgarın az olduğu bir noktada 1.5-2 m derinlikteki karı ağacın gövdesinden 1 metre yarıçaplı ve içinde oturduğumuzda rüzgardan etkilenmeyecek derinlikte kazarız.Kazmayı kayaklar,ağaç dalları,hedik gibi malzemelerle yapabiliriz.Bu işlem sırasında minimun kıyafetle ve terlemeden dinlenerek yapmalıyız.Çukurun üzeri kayaklar,ağaç dalları ve kar blokları ile örtülür.Gerekirse gövdeden uzakta minik bir ateş yakılabilir.Bu çukurda yere koyacağımız dallar üzerine oturulmalıdır.

    [​IMG]


    KAR BARINAKLARI
    Kar iyi bir yalıtkandır.Dağlarda mahsur kalan birçok dağcı hayatını kar mağaraları sayesinde kurtarmışlardır.Hiçbir zaman kuvvetli bir tipide yolu bulmaya çalışarak ve enerjinizi sonuna kadar tüketerek mücadele etmeyiniz.Doğru yapacağınız bir kar barınağı, fırtına geçene kadar beklemenizi ve ısınızı korumanızı sağlıyacaktır.Amaç hayatta kalmak olmalıdır.Dikkat edilecek husus çok kuytu bir yere bu barınağı yapmayın.Yoğun kar bu noktalarda birikeceğinden yaptığınız kar barınağının hava deliklerinin tıkanmasına ve havasız kalmanıza neden olacaktır.Rüzgar alan ve yeterli kar olan bir noktada bu barınağı inşa edin.Barınağınız yüksek yamaçların ve tepelerin dibinde çığ tehdidine açık alanlarda kurulmamalıdır.Kar barınağınızı 2-3 metre kalınlığındaki kar yığının kayak,hedik,yemek tabağı,kürek,ağaç dalı ile mağara şeklinde kazılması ile yapabilirsiniz. Kar barınağınızın iç ısısını, girişte yapacağınız bir delik ve üstte açacağınız ikinci bir havalandırma deliği vasıtası ile ayarlamanız gerekmektedir.İç ısı duvarların terleme yapıp damlamayacağı ve gevşeyip çökmeyeceği ısıda olmalıdır.Bu barınağı karda kazarken soyunmak ve en ince giysi ile çalışmak gereklidir.Kazı terlemeden yapılmalıdır.Düşük olan ısı derecelerinde terlemek ve bu terle oturmak çok tehlikelidir.Bu barınak geçici süre için yapıldığından tehlike geçene kadar barınakta yatmamak, yere uzanmamak gereklidir.Amaç ısı kaybetmemek olmalıdır.Barınağın zeminine konan dallar zemin ile ısı alışverişimizi nispeten azaltacaktır.Bu dallar üzerinde oturmak gereklidir.

    AŞIRI SOĞUK İKLİMLER İÇİN BARINAKLAR
    Aşırı soğuk iklimlerde yağan karlar donarak sertleşir ve dayanma dirençleri artar.Eskimoların inşa ettikleri igloların kutup ayılarının saldırılarına dayandığı söylenmektedir.Kar tabakaları bir testere yardımıyla istenen kalınlıkta bloklar halinde kesilerek bu barınaklar inşa edilirler.

    İGLO YAPIMI
    İglo yapımına yere bir çember çizerek başlarız.Minimum 2.5m olan çemberi eşit yay parçalarına böleriz.Kestiğimiz her blok bu yay parçası kadar olacaktır.
    Temel sayılacak bloklar düzgün yerleştirilmelidir.
    Kubbenin yapımı spiral şeklinde olacağından ilk sıra şekilde görüldüğü gibi kesilmelidir.Yapım salyangoz kabuğu gibi dönerek sürmelidir.Blok parçaları içe dönük olacak tarzda kesilmelidir.Bu tarz kesim yaptığımız taktirde kubbe şekline alacaktır.Her blok yerleştirilirken yanlızca köşelerden temas edecek tarzda traşlanarak yerleştirilmelidir.
    En tepede yer alan kilit blok içeri girerek ve içerden traşlanarak yerleştirilmelidir.İglo bitiminde aralıklar karla sıvanmalıdır.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  5. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    ATEŞ YAKILMASI;

    İyi bir ateşin yakılabilmesi için önce onun çok iyi bir biçimde hazırlanmış olması gereklidir. Ateş yakılacağı zaman ilk olarak nerede yakacağımızı saptarız. Ateşin yakılacağı yerin yakınında kuru dallar, otlar, çadır veya kolay tutuşabilecek şeyler bulunmamalıdır. Bu alan 2,5 metre çapında bir daireyi kapsar. Yine ateşi güvenlik altına almak için etrafı taşlarla çevrilmelidir. Ateşin hazırlanmasına gelince, önce bir iki tane kalınca dal çatılarak aralarında bir boşluk oluşturulur. Bu boşluğun ortasına tutuşturucu olarak bir kâğıt parçası veya kolayca tutuşabilen her hangi bir şey konur. Sonra ince ve kuru dal parçaları bu boşluğun içinde tutuşturucuya dayamadan çatılır. Dışa doğru daha kalın dallar konur.
    Çam ağaçlarından toplanan reçineler de iyi birer yanıcıdırlar. Bu arada dikkat edilmesi gereken bir konu da ateşin hava alabilmesidir. Hafif bir rüzgâr bize bu konuda yardımcı olduğu gibi ateş tutuşmaya başlarken biraz üfleyerek iyice tutuşması sağlanır. Kibriti yaktıktan sonra çatılmış dalların arasındaki tutuşturucuyu hemen yakmak gerekir. Ateş bir kere tutuştu mu artık korkmayın, gittikçe daha kalın odun atarak birkaç koca kütüğü bile tutuşturabiliriz.

    [​IMG][​IMG][​IMG]

    Yanımızda kibrit, çakmak vs. olmadığı durumlarda ateş yakmak için çeşitli yöntemler kullanılır. Bunlara birkaç örnek vermek gerekirse kav benzeri kolay tutuşa bilen malzemeyi ince dallarımızın altına doğru yerleştirdikten sonra çelik bıçak gibi malzemelerimizi bir birine sürterek kıvılcımlarla kavımızı tutuşturmaya çalışırız. Yine gözlük camı gibi mercek görevi görebilen malzemeler ile kavı ısıtıp alev almasını sağlayabiliriz.Potasyum permanganat tabletleri iyice ezilir. Bunu daha önceden yapıp bir ilaç kutusunda taşımak kolaylık sağlar.

    [​IMG]

    [​IMG]

    Potasyum permanganat tabletleri iyice ezilir. Bunu daha önceden yapıp bir ilaç kutusunda taşımak kolaylık sağlar.


    [​IMG]


    İyice ezilmiş tabletlerin üzerine birkaç damla gliserin damlatırız. Potasyum permanganat ununun olabildiğince bir yerde toplanmış olması alevlenme süresini artırır.

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    Ateşimizi yakmak için kullanabileceğimiz bir kimyasal olan Potasyum permanganatı toz haline getirip birkaç damla gliserin damlattığımızda tutuşacaktır. Burada dikkat etmemiz gereken alevin uzun süreli olmaması bu yüzden tutuşturacağımız kav, çıra vs. gibi ateş yakmaya yardımcı malzemeler mutlaka hazır olmalıdır.
    Potasyum permanganatı ayrıca içme suyu temini ve yiyeceklerimizin dezenfektanından kullabilceğimiz için bence doğa sporları ve avcılık ile uğraşan herkesin yanında bulundurması gereken temini kolay ve ucuz olan önemli bir kimyasaldır. Tablet şeklinde eczanelerde permasol adı altında bulabilirsiniz. Gliserinide yine eczanelerden temin edebilirsiniz.

    SU ve YİYECEK BULMA


    DOĞADA SU BULMA TEKNİKLERİ

    Hayatta kalma mücadelesinde su kadar önemli başka bir şey yoktur. Vücudumuzun % 70’ i sudur. Bir insan düzenli ve minimum oranda su almaz ise, o insanın hızlı ve verimli olması beklenemez. Bir insanın iklime, doğadaki aktivitesine ve ortam ısısına bağlı olarak her gün en az 2.5 lt. su içmesi gerekmektedir. Yemek yemeden 30 gün dayanabilen insanlar su içmeden 7-10 gün ancak dayanabilmektedir. Bu süre sonunda ölüm kaçınılmazdır.
    Sadece gölgelik bir yerde yatsa bile insan solunum ve idrar yoluyla günde bir litreden fazla su kaybeder.

    Özellikle sıcak havalarda terleme yüzünden su kaybı artacağı için eğer suyunuz azsa bol bol dinlenmeli ve geceleri yolculuk yapmalısınız. Terlememeye ve gölgede kalmaya gayret edin. Su kaybını azaltmak için burnunuzdan nefes alın ve sigara içmeyin. Sıcak toprağa yatmayın. Sağ kalmanıza yetecek kadar yiyin. Yağlı yiyeceklerden kaçının ve kesinlikle alkol almayın. Yağ ve alkolün sindirimi sırasında çok fazla su harcanır. Su aramaya çıkmak için de suyunuzun tamamen tükenmesini beklemeyin.

    Susuz bir ortamda, vücudumuzdaki var olan suyu korumak için :
    1- Su kaybını önlemek ve güneşten yanmamak için vücut derisi örtülmeli,
    2- Sıcak saatlerde aşırı çalışmaktan kaçınmalı, yürümeniz zorunlu ise acele etmeden yürünmelidir.
    3- Su yoksa yemek yenmemeli, konuşarak ağız ve boğazın kurumasına neden olunmamalıdır.
    4- Var olan su akşam serinliğinde veya gece küçük yudumlarla içilmeli,
    5- Çevrede bulunan deniz suyu veya içilmez su ile yalnız giysiler ıslatılmalı,
    6- Alkol ve sigara içilmemelidir.

    Susuzluk nedeniyle durgun ve pis yüzey sularını arındırmadan asla içmeyiniz. Bu sular sizde hastalık yapacak bakterileri içerir. Susuzluk hızlı bir ölüm ise, pis suları içmek de yavaş bir ölümdür.

    SU ARITMA VE SU BULMA TEKNİKLERİ

    Pek çok yerde yüzey suyu bulmak mümkün değildir. Doğada su ararken memeli hayvanlara ve kuşlar izlenmelidir. Vahşi hayvanların ayak izlerinin yoğunlaşması suya giden hayvanlar hakkında ip ucu olabilir. Düz araziden yükselen kayalıkların yamaçlarında su olma olasılığı fazladır. Bu gibi yerlerde bulunan yeşil bitkiler ve onların dibindeki nemli toprak kazıldığında bulanık bir suya ulaşmak mümkündür. Bulunan su önce bulanık olacak,suyun bulanık kısmı atıldıktan sonra gelen su temiz olacaktır.

    Sabahları güneş doğmadan çimenler üzerinde biriken çiğ damlaları ince bir bezle toplanarak ve yeterince ıslanan bez sıkılarak içilecek su temin edilebilir.
    Doğada dar ve güneş almayan derin kaya yarıklarında Su bulunabilir.
    Kurumuş görünen dere yataklarının zemininde, kum altında su olabilir. Dere yatağının bir engel veya bir kaya ile karşılaştığı bölümünün ön tarafı kazılarak su bulunabilir.

    Kurumuş dere yataklarının tam tersine arazi çok ıslak ve bulunduğumuz yer bataklık olabilir. Suyun az ötesine kazacağımız çukura dolan su başlangıçta bulanık olacak ancak beklenildiğinde su berraklaşacaktır.

    Deniz kıyısında ve geniş kumsalda isek, denizden karaya doğru en az 100 m. ileride kumu kazdığımızda az tuzlu ama içilebilecek suyu bulabiliriz.

    Eğer deniz kenarında isek ve elimizde su kaynatacak bir kap varsa şekilde görüldüğü gibi bir sistem oluşturarak ve kabın üzerine konulan kumaş parçası buhardan ıslandıkça sıkarak su elde edebiliriz.

    [​IMG]

    Deniz kıyısında isek ve elimizde büyük bir naylon torba varsa, deniz suyunu kaynatarak buhardan su elde eden bir imbik yapabiliriz. Tencereden çıkan buhar naylon torba içinde yoğunlaşarak su haline gelecek ve içeri kıvırdığımız naylon torbanın kenarında toplanacaktır.

    [​IMG]

    Kar olan bir ortamda ise, bir bezin içine doldurduğumuz kar, aynı zamanda ısınmak amacıyla yaktığımız ateşin ısısı ile eriyerek alttaki kapta toplanacaktır.
    Yenen kar susuzluğu gidermemekte aksine artırmaktadır. Bu nedenle kar yenmemeli, avuç içinde sıkılarak şekildeki gibi içilmelidir.
    Bir bitkinin yaprakları üzerine geçirilen naylon torba içinde yapraklardan çıkan nem yoğunlaşarak toplanacak ve susuzluğumuzu giderebilecektir.

    [​IMG]
    Bir bitkinin üzerine geçirilen ve yanda oluşturulan kanallarda kıvrılan naylon içinde yapraklardan ve zeminden çıkan nem yoğunlaşarak kenarlarda toplanacaktır.

    [​IMG]

    Su imbiği en kurak ortamlarda bile çalışan bir sistemdir. Bunun için 180x 180 plastik örtü, bir kap ve ince bir hortum gereklidir. Ağız genişliği 100 cm. ve derinliği 70 cm. olan bir çukur kazılır. Çukur dibine bir kova ve kovanın içinden gelen yaklaşık 150 cm. boyunda hortumun ucu çukur dışına alınır.

    Çukurun üstüne örtülen naylon Torbanın kenarlarına toprak örtülür ve tam ortasına taş konur. Güneş doğup hava ısındığında henüz serin olan topraktan çıkan buhar yoğunlaşarak aşağıdaki kaba damlar. Gece ise hava soğurken henüz sıcak olan topraktan çıkan buhar yoğunlaşarak kaba damlar. Böylece gece ve gündüz su toplamak mümkündür.

    Gündüz geceye oranla daha çok su toplanır. Biriken su plastik hortum aracılığı ile emilerek alınır. Plastik hortum konulmasındaki amaç sistemi bozmadan su elde etmektir.

    Ayrıca Potasyum permanganat tabletleri, tentürdiyot gibi kimyasalları su ve sebzelerimizi arıtmada kullanabiliriz. Bunların kullanım şekli ve oranlarını daha sonra buraya ekliyeceğim.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  6. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    YİYECEK BULMA


    BİTKİSEL YİYECEKLER

    Hayatta kalabilmede ilk temin edilecek ihtiyaç su ihtiyacıdır. Sudan sonra en acil ihtiyaç yiyecek ihtiyacıdır. Eğer suyunuz varsa besinsiz üç dört hafta yaşayabilirsiniz. Bundan dolayı hayatta kalabilme durumunda her zaman yabani yiyecekler aranmalı ve mümkün olduğu kadar toprak üzerindekilerle yaşamaya gayret edilmelidir. Bitkisel yiyecekler, hayvansal yiyeceklerle beraber hayatta kalabilmede besin kaynaklarını oluşturur. Yeryüzünde uzmanların tahminine göre ortalama 300.000 çeşit bitki türünün yetiştiği bunlardan 120.000 çeşidinin yenilebileceği söylenmektedir. Tek başımıza kaldığımız bölgede nelerin nasıl yeneceğini bilmemiz gerekir. Onun için yenilebilir bitkisel besinleri çok iyi tanımak gerekir. Bitkisel besinler,insana dengeli bir gıda temin etmese de insanın ayakta kalmasını sağlar. Vücudun ana ihtiyaç maddeleri olan ve ona enerji ve kalori veren karbonhidratları ve proteinleri ihtiva ederler. Üstelik hayvansal besinlere nazaran daha kolay ve rahat temin edilir.

    Yalnız Kalındığında Alınması Gereken Tedbirler :


    • Yiyecek ve su miktarını tespit edin.

    • Yalnız kalacağınız süreyi tahmin edin.

    • Mevcut yiyeceğinizin 2/3’sini yalnız kalacağınız sürenin ilk yarısında, 1/3’nide kalacağınız sürenin ikinci yarısında yiyecek şekilde bölün.

    • Yapacağınız hareket ve faaliyetleri en az enerji sarfı ile yapmaya çalışın.

    • Muntazam yemek yiyin.

    • Eğer yabani yiyecek bulursanız bir öğün sıcak yemek yemeyi planlayın.

    • En iyi yiyecekler şeker ve meyve gibi karbonhidrat bakımından zengin yiyeceklerdir.

    • Daima yabani yiyecek arayın, imkan oldukça tabiattan geçinin.


    Bitkilerin Yenilmesiyle İlgili Genel Kurallar :

    Yenilebilir 120.000 çeşit bitki olmasına rağmen bunların ancak bir kısmı tümüyle yenilebilir cinstendir. Karşılaştığınız bir çok bitkilerin yenilebilecek veya susuzluğu giderebilecek birkaç kısmı vardır. Yetiştiği bölgelerde oldukça çok bulunan genellikle kabuklu veya kabuksuz olarak meyvesi olan bitkiler yemek için seçilmelidir. Ancak yemeden önce şu kaidelerin bilinmesi gerekir.

    • Hiçbir mantar çeşidi yiyecek olarak seçilmemelidir.
    • Şemsiye biçiminde çiçeği olan bütün bitkilerden sakınılmalıdır.

    • Genel bir kaide olarak bütün çiçek soğanlarından sakınılmalıdır.

    • Parlak yapraklı bitkiler zehirlidir.

    • Sütlü öz suyu olan bitkiler zehirlidir.

    • Bir dal üzerinde tek meyveler genelde yemek için emindir.

    • Deriye sürüldüğünde tahriş eden bitkiler yenmemelidir.

    • Ekim yapılan bölgelerden toplanan bütün bitkiler yıkanıp yenilmelidir.

    • Tanımadığınız bir bitkiyi yemek için yenilebilirlik testi uygulanmalıdır.
    • Mide boşken çok miktarda bitkisel yiyecek yemenin ishal veya şiddetli karın ağrılarına yol açacağını unutulmamalıdır. (Yeşil elma, taze böğürtlen)


    Yenilebilirlik Testi :

    • Bitkiyi yaprak, sap, kök, tomurcuk ve çiçek gibi ana elemanlarına ayırın.

    • Bitkiyi koklayarak asit ve keskin kokusu olup olmadığını tespit edin.

    • Teste tabi tutacağınız bitkiden dirsek ve bileğin iç kısmına bir parça temas ettirin, 15 dakika süre zarfında bir reaksiyon yoksa (kaşıntı, acıma) teste devam edin.

    • Bitkiden bir parça alarak yenecek duruma getirin ve dudak veya dilinize değdirin.
    • Eğer 3 dakika içerisinde dudak veya dilde bir reaksiyon yoksa bitkiyi dilinizin üzerinde 15 dakika tutun.

    • Eğer reaksiyon yoksa küçük bir lokmayı çiğneyin ve ağzınızda 15 dakika bekletin SAKIN YUTMAYIN!

    • 15 dakika içerisinde yanma, kaşınma, acıma hissedilmezse çiğnediğinizi yutun.

    • Yuttuktan sonra 8 saat bekleyin. Eğer rahatsızlık görülürse yuttuklarınızı çıkarın ve bol su için.

    • Eğer 8 saat sonunda reaksiyon yoksa bitkiden iki yemek kaşığı yiyin ve 8 saat daha bekleyin.

    • Bu 8 saat sonunda bulantı, kramp, ishal ve rahatsız edici bir belirti yoksa bu bitki yenilebilir.


    Bitkilerin Yenilebilen Kısımları :

    Kökler:

    a-) Yumruları : Bütün yumrular toprak altında bulunurlar. Kazılarak topraktan çıkarılması gerekir. Yabani patates, yer elması, mühr-ü süleyman yumrulara örnektir.

    b-) Kök ve Kök Gövdeleri : Bitkilerin bu kısımları zengin nişasta depolarıdır. Kökler genellikle 40-50 cm. uzunluğunda olup yumrular gibi şişkin değildirler. Çoban düdüğü, ayrık otu, su kamışı bu guruba örnektir.

    c-) Soğanları : Bütün soğan kökleri yüksek derecede nişasta ihtiva ederler. Yaban soğanı hariç pişirildiklerinde daha lezzetli olurlar. Bu guruba örnek olarak yabani soğan, yabani lale ve yabani sarımsak ,verilebilir.

    Filizler ve Saplar : Yenilebilen filizlerin büyümesi kuş konmaza benzer. Eğrelti otu ve bambunun genç filizleri mükemmel besin kaynağıdırlar. Her ne kadar filizlerin bazıları çiğ olarak yenilse de bazı filizler 10 dakika haşlanıp suyu süzülür, tekrar kaynatılır ve yumuşak hale geldiğinde yenir. Yabani kabak, bambu kamışı, eğrelti otu filizleri yenilebilir bitki türlerindendir.

    Yapraklar : Yaprakları yenen bitkiler kuzu kulağı, eğrelti otu, madımak, kadın tuzluğu, yelmik gibi bitkilerdir.

    Çiçek Kısımlar : Taze çiçekler salataya doğranmak suretiyle veya haşlanmış diğer yiyeceklere karıştırmak suretiyle yenilebilir.

    Meyveler : Yenilebilen meyveler;tatlı meyveler,sebzeler veya tatsız meyveler diye iki gruba ayrılır. Bunların her ikisi de meyvenin tohum taşıyan kısımlarından ibarettir.

    Zamk ve Reçineler : Bitki özsuları bitkinin dışına akıp, sert bir birikinti halinde ,kalın ve suda yumuşayıp erirse sakız ;sertse ve suda erimezse reçine adını alır. Bitkilerin bu tali ürünleri yenilebilen ve ihmal edilmemesi gereken çok besleyici bir gıda kaynağıdır.

    Bitki Özleri : Asmalar ve hurma ağacı gibi bitkilerin bazı kısımları ezilmek suretiyle içme suyu veya hararet giderici olarak kullanılabilir.


    Yenilebilir Yabani Bitkiler :

    Sebzeler:
    a) Beyaz Hardal : 60 cm. boyunda, tüylü kökleri, soluk sarı renkli çiçekleri olan, kıraç topraklarda yetişen bir bitkidir. Taze yaprak ve çiçekleri çiğ olarak yenir.
    b) Çoban Çantası : 60 cm boyunda gül şeklinde lopları, mızrak şeklinde yaprakları olan bir bitkidir. Başak şeklinde beyaz çiçekleri vardır. Kıraç ve çorak arazide bulunur. Yaprakları kaynatılarak yenir.
    c) Çuha Çiçeği : Otlak ve gölgelik yerlerde yetişir. Gül şeklinde kırışık yaprakları, uzun saplı gövdesi, sarı ve pembemsi çiçekleri olan ve taze yaprakları yenilen bir bitkidir.
    d) Kara Hindiba : Yaprakları mızrak şeklinde uzun ve derin dişli sarı çiçekli bir ottur. Genç sürgünleri çiğ olarak salata yerine, büyük yaprakları pişirilerek sebze olarak yenir. Çayır ve yol kenarlarında çok rastlanır.
    e) Hindiba (Radika) : Mavi çiçekli, uzun yaprakları olan 50-100 cm. yüksekliğinde bir bitkidir. Taze yaprakları kaynatılarak salata olarak, kökleri kaynatılıp sebze olarak yenilebilir.
    f) Kuzu Kulağı : Yaprakları ok biçiminde ve 50-100 cm. kadar boyu olan bir ottur. Küçük, kırmızımsı yeşil çiçekleri vardır. Ekşi bir tadı olup yaprakları çiğ olarak yenir veya ıspanak gibi pişirilebilir.
    g) Kara Buğday : Otlak ve ılıman yerlerde yetişen, 60 cm. boyunda ve gövdesi kırmızı olan bir bitkidir. Küçük pembe ve beyaz çiçek salkımları vardır.
    h) Kıvrık Kuzu Kulağı : Uzun ve dalgalı kenarlı yaprakları olan, halka şeklinde dizilmiş yeşilimsi çiçekleri bulunan bir bitkidir. Taze yaprakları suyu değiştirilerek kaynatılıp yenir.
    i) Güzel Kral Henri : 60 cm. boyunda, yeşil üçgen yapraklı, küçük yeşilimsi çiçek salkımları olan, çorak topraklarda yetişen bir bitkidir. Yaprakları ve genç filizleri çiğ olarak yenir.
    j) Şişman Tavuk : 1 m. boylarında kırmızı gövdeli, mızrak şekline dönüşen yaprakları ve yeşilimsi çiçek salkımları olan bir bitkidir. Kurak topraklarda yetişir. Yaprakları ıspanak gibi pişirilir.
    k) Kuş Otu : Dağınık yayvan bir vaziyette, 30 cm. yüksekliğinde, ana gövde üzerinde çizgi halinde tüyleri olan, sivri uçlu yaprakları ve küçük beyaz beş yapraklı çiçekleri olan bitkidir. Çorak topraklarda bol bulunur. Lezzetli, taze yaprakları kaynatılarak yenir.
    l) Su Teresi : Çoğunlukla tatlı su kenarlarında bulunur. Sürüngen bir bitkidir. Karşılıklı çift büyüyen parlak yaprakları ve küçük beyaz dört yapraklı çiçekleri vardır. Yaprakları ve kökleri çiğ olarak yenir.
    m) Yakı Otu : Seyrek ormanlarda, kayalık ve çorak arazide bulunan, 1.5 m. boyunda,mızrak şeklinde yaprakları olan bir bitkidir. Parlak pembemsi çiçek salkımları vardır. Taze yaprakları, çiçekleri ve gövdesi çiğ olarak yada kaynatılarak yenir
    n) Ballı Baba : Isırgana benzer,fakat ondan daha küçük,kalp şeklinde yaprakları olan ve batıcı tüyleri bulunmayan, beyaz yada pembemsi-mor çiçekli bitkidir. Taze yaprakları haşlanarak yenir.
    o) Isırgan : Yaprakları testere dişli ve üzeri yakıcı tüylerle örtülüdür. Taze yaprakları salata olarak yenilebilir. Isırgan otu hafif tuzlu suda kaynatıldıktan sonra ıspanak gibi pişirilerek veya gözleme içi olarak yenilebilir.
    p) Sinir Otu : Uzun mızrak şeklinde yaprakları olan bitki türüdür. Çiçek açmadan önce genç yaprakları çiğ veya pişirilerek yenilir. Çayır, mera, tarla ve yol kenarlarında yetişir.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  7. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Meyveler :
    a) Yabani Gül Meyvesi (Kuşburnu ) : Yağışlı, rutubetli bölgelerde yetişmez. Orman kenarlarında ve tarlalarda yetişir.2-3 m. boyunda,asılı güllere benzeyen parçalı yaprakları bulunan ,dikenli dalları bulunan bir bitkidir. Salkım şeklinde kırmızı veya portakal renginde meyvesi vardır. Sonbaharda olgunlaştığında meyvenin etli kısımları yenir. A vitamini açısından zengindir.
    b) Böğürtlen (Yabani Ahududu) : Yaprakları dikenli 2 m.ye kadar boyu olan bir çalıdır. Çileği andıran ekşimtırak siyah renkli meyveleri yenir. Orman ve dere kenarlarında bol bulunur.
    c) Ahududu : Yuvarlak ve kenarları dişli birkaç yaprağı olan, bitkinin tepesinde önce pembe sonra kehribar renginde, olgunlaşınca sarı ve çok sulu olan bir bitkidir. Olgunlaşmış meyveleri yenir.
    d) Çilek : Kenarları testere dişli ve üç parçalı yaprakları olan beyaz çiçekli bir ottur. Tadı hoş ve lezzetli kırmızı renkli meyveleri yenir. Marmara ve Ege bölgesinde yetişir.
    e) Alıç : Parçalı yaprakları olan 2-4 m. boyunda dikenli bir ağaçtır. Küçük kırmız renkli meyveleri yenir. Orman ve fundalıklarda rastlanır.
    f) Yabani Elma : Açık ormanlık arazide ve nadiren sık ormanlıklarda yetişir. Adi elmaya benzer, küçük meyveleri olan bir ağaçtır. Çiğ olarak ve pişirilerek meyveleri yenir.
    g) Yabani Kiraz (Vişne) : 24 m. ye kadar boyu olan kirazımsı bir ağaçtır. Soluk yeşilden kırmızıya doğru yaprakları, parlak kırmızı-kahverengi kabuğu ve beyaz yada pembe çiçeği vardır. Meyveleri kırmızı veya siyahtır. Meyveleri yenir.
    h) Çakal Eriği : 4 m. boyunda irice bir çalıdır. Koyu kahverengi dalları, uzun dikenli ve oval yaprakları, beyaz çiçekleri vardır. Ormanlarda ve fundalıklarda yetişir. Küçük mavi-siyah meyveleri çok ekşidir.
    i) Çitlembik : Sivri uçlu yaprakları olan 10-20 metre yüksekliğinde bir ağaçtır. Sert ve mor renkte güzel kokulu meyveleri vardır. Akdeniz iklimi olan bölgelerde yetişir.
    j) İncir : 6 m’ ye kadar boyu olan el şeklinde yaprakları olan ve her kısmında süt bulunan ağaçtır. Meyveleri sarımtırak yeşil veya siyah kabuklu olup iç kısımları yenir. Ege bölgesinde çok yetişir.
    k) Döngel (Muşmula) : Dikenli dalları uzun yaprakları olan bir ağaçtır. Küçük armudumsu esmer renkli meyveleri yenir.
    l) Kuş Kirazı : Testere dişli,yumurta şeklinde yaprakları olan 18 m. boylarında bir ağaçtır. Siyah renkli etli meyveleri yenir. Ormanlarda münferit olarak bulunur.
    m) İdris (Mahlep) : 4 m. boyunda yabani vişne ağacıdır. Siyah renkli acı meyveleri yenir.
    n) Hünnap : Yaprakları derimsi ve yumurta şeklinde olan 5-6 m. boyunda olan ağaçtır. Kırmızı renkli, yumuşak tatlı ve lezzetli olan etli meyveleri yenir. Batı ve Güney Anadolu da rastlanır.
    o) İğde : Dar mızrak şeklinde kurşuni renkli yaprakları bulunan bir ağaçtır. Uzunca yuvarlak ve kırmızı kabuklu meyvelerin iç kısmı olgunlaşınca yenir.

    Çaylar :
    a) Nane : 30-50 cm. boyunda yumurta şeklinde kenarları testere dişli yaprakları bulunan güzel kokulu bir ottur. Yapraklarından acı lezzette, mideye iyi gelen bir çay hazırlanır. Nane su kenarlarında ve nemli yerlerde rastlanır.
    b) Kekik : 15cm. ye kadar yükselebilen yatık dallı küçük uzunca yumurta şeklinde yaprakları güzel kokulu bir ottur. Yapraklarından hazırlanan çayın mideye iyi tesiri vardır. Kekiğin bir çok türlerine yurdumuzda bol miktarda rastlanır.
    c) Adaçayı : 30-60 cm. yüksekliğinde, boz yapraklı, mavi çiçekli bir ottur. Güzel ıtırlı kokulu yaprakları çay olarak kullanılır. Adaçayının çeşitli türlerine bilhassa güney Anadolu’da rastlanır.

    Ziraatı Yapılan Bitkiler: Mahsulü hasat edilmiş sebze ve hububat tarlaları zengin besin kaynağıdır. Buğday, arpa, nohut, fasulye, patlıcan, patates, mısır, pancar, turp, havuç, soğan, marul, pırasa, ıspanak, kavun, karpuz, domates vs. gibi sebze ve meyveler ile hububat ürünleri gerek çiğ olarak, gerekse pişirilerek yenir.

    Mantarlar : Dünyanın muhtelif yerlerinde yetişen en az 16.000 çeşit yenilebilir mantar cinsi olduğu bilinmektedir. Mantarları ılıman iklim bölgelerinde ilkbahar başlangıcında, havanın yağışlı olduğu zamanlarda ve sonbahar sonlarına doğru çam ve köknar ormanlarında çok rastlanır. Mantarların yenilebilir olanlarının tespitinde ve yenilmesinde dikkat edilecek hususlar şunlardır.
    a) Tomurcuk devresinde olan hiç bir mantarı yemeyin.
    b) Mantarları yemeden önce mantarı topraktan çıkartın ve çanak, kılıf şeklinde olanları ayırın.
    c) Toprakta yetişen ve şapkanın altında küçük kırmızımtırak delikleri olan mantarlardan sakının.
    d) Alt kısımlarında zar gibi torbacıklar veya pul pul soğanlar bulunan çizgili mantarları yemeyin.
    e) Beyaz veya renksiz süte benzer suları bulunan çizgili mantarlara dikkat edin.
    f) Ormanlarda yetişen şapkası düz kırmızımtırak renkte, alt kısımları çizgili mantarları yemeyin.
    g) Kesilmiş kütükler üzerinde yetişen sarı veya portakal sarısı mantarlara dikkat edin.
    h) Fazla olgunlaşmış, su emmiş, bozulmuş veya kurtlanmış mantarlardan sakının.
    i) Şapkalarının altları çizgili olan mantarlar yenilebilir mantarlar arasında en çok bilinenlerdendir.
    j) Kaide olarak hiç bir mantar çeşidini yiyecek olarak seçmeyin.
    Mantar zehirlenmelerinde, zehirlendiğinizi hissederseniz parmağınızı boğazınıza sokarak kusmaya çalışın. Zehrin sulanıp vücuda yayılmaması için iyice kusuncaya kadar su içmeyin. Kustuktan sonra toz hali getirilmiş meşe kömürünü suyla karıştırıp için hayatta kalmaya çalışılan bir durumda zehirlenmeye karşı yegane çare, devamlı olarak iyice kusmak meşe kömürü çorbası içmek ve istirahat etmektir.
    Mecbur kalmadıkça mantar yemeyin.

    Deniz Yosunları :Deniz yosunları kıymetli bir iyot ve C vitamini teşkil ederler. Kendinize besin olarak deniz yosununu seçtiğiniz taktirde uzun süre kumsalda kalmış çürümüş veya deniz üstünde kendi kendine kopmuş olarak yüzen yosunlar olmasın. İnce ve körpe olan çeşitleri bir ateş üzerinde veya güneşte gevrekleşinceye kadar kurutulur. Sonra bunlar ezilerek bulamaç yapılıp yenilebilir.
    a) Yeşil Deniz Yosunu : Deniz marulu olarak bilinir. Temiz suda yıkandıktan sonra taze olarak çiğ bahçe marulu gibi yenir.
    b) Kahverengi Deniz Yosunları :
    I) Şeker Deniz Yosunu : Körpe sağlam tatlıdır. Çiğ olarak yenir
    II) Esmer Deniz Algı : Su altında bulunan kaya tabakaları üzerinde ve kayalık diplerde bulunur. Kısa silindir şeklinde bir gövdeye ve 30 cm. den 90 cm. uzunluğuna kadar değişen ince dalgalı, zeytini yeşil veya kahverengi bileşik yapraklara sahiptir. Deniz algısını yemeden önce kaynatın sonra onu sebze veya çorba ile karıştırarak yiyin
    III) İrlanda yosunu : Kaynatılarak yenir.
    c) Kırmızı Deniz Yosunları:
    I) Kırmızı Deniz Otu
    II) Mor Renkli Deniz Otu


    Bitkisel Yiyeceklerin Yenilebilir Duruma Getirilebilmesi :
    Bazı bitkiler veya bitkilerin bazı kısımları çiğ olarak yenebilmesine rağmen bazılarının lezzetli veya yenilebilir hale getirilebilmeleri için pişirilmeleri gerekmektedir.
    Bitkisel yiyeceklerin lezzetini artırmak için bazı metotlar uygulanır. Bunlar suya batırma, haşlama, pişirme veya süzmedir.

    Yapraklar, Saplar ve Tomurcuklar :
    Yumuşayana kadar kaynatılır. Suyunun bir kaç kere değiştirilmesi acılığını yok etmeye yardımcı olur.

    Kökler ve Yumru Kökler :
    Kaynatılır, pişirilir veya kızartılır. Kaynatma zararlı maddeleri ayırmaya yarar.

    Sert Kabuklu Yemişler :
    Suda süzmek veya suda bekletmek suretiyle acılık giderilir. Suda haşlayarak lezzeti artırılır.

    Çekirdekli Tohumlar:
    Lezzetlerini artırmak için kavrulur veya un haline getirilir.

    Bitki Özü :
    Eğer bitki özü şeker ihtiva ediyor ise içindeki suyu çıkarana kadar kaynatılır.

    Meyveler:
    Sert ve kalın kabuklu meyveler kavrulur veya haşlanır. Sulu meyveler pişirilir.

    Balık Avı Teknikleri
    Burada birkaç örneğini verdiğimiz teknikleri sizler doğada o anda bulup yapabileceğiniz materyallerle, yaratıcılığınızı da kullanıp değiştire bilir, burada verilen örnekleri geliştirip farklı malzemeler ve av teknikleri bulabilirsiniz.
    Aşağıda verilenlerin haricinde farklı yöntem ve malzemeler var ancak burada bir kaçını örnek olarak veriyorum. Burada değinilmeyen sepet (pinter) vs. gibi balık tuzaklarını amatör balıkçılara yasak yöntemlerden olduğu için örnek teşkil etmemesi için burada paylaşmıyorum.
    Fakat hayatı idame durumu söz konusu olduğunda göz ardı edilmemesi gereken yöntemlerden biride sepet benzeri tuzaklar ile avcılıktır.

    Diken oltası

    1) Üzerinde dikeni olan yaklaşık 2,5 santim uzunluğunda bir böğürtlen dalı parçası kesin. (resim 1)
    Dalın etrafına bağlayacağınız ipin kaymaması için oltanın üzerine çakınızı kullanarak çentik açın. (resim 2)

    2) Misinanızı açtığınız çentiğin etrafına bağlayın ve defalarca dolayın. (resim 3)
    Bitmiş olta bu oltayı yılanbalığı ya da kedibalığı gibi yemi bütün olarak yutan balıklar için kullanmalısınız. Ama yine de bu olta diğer balıkların ağız ya da solungaçlarına da takılabilir. (resim 4)

    [​IMG]


    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  8. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Çivi oltası ve tüy yem

    1) Yalancı yemin mümkün olduğunca gerçek bir ava benzemesi gerekir ki balık yemi ısırsın ve oltayı yutsun. Avlanacağınız sudaki balıkların neler yediğini gözlemleyin ve yalancı yeminizi ona göre yapın. Olta yapmak için bir çiviyi bükerek ucuna misina bağlayabilirsiniz. (resim 1)

    2) Oltanın üzerine bir tüy bağlayarak yalancı yem yapabilirsiniz. Balıklar tüyü böceğe benzeterek yakalamaya çalışırlar. Yalancı yemi suyun yüzeyinde kaydırın ve balıkları kandırmak için devamlı suya dalıp çıkmasını sağlayın. (resim 2)

    3) Bitmiş yem; oltanın misinaya iyice bağlandığın¬dan emin olu ki balık ısırdığında yalancı yeminizi ve oltanızı kaybetmeyin. (resim 3)


    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]


    Kuş üzümünden mantar ve iğne olta

    1) Mantar yapmak için doğal malzeme kullanabilirsiniz. Kuşüzümü kullanmak için sivri bir sopa ya da dikenle meyveyi delin. (resim 1)

    2) Misina ya da ipinizi meyvenin içinden geçirin. Mantar oltanızın en uygun derinlikte durmasını sağlar. (resim 2)

    3) Mantarın alt ve üstüne küçük sopalar bağlayıp kaymamasını sağlayın. (resim 3)

    4) Oltanızı mantarın altında istenilen mesafeye takın. (resim 4)


    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]


    Yemler


    Yemler suyun yüzeyine yayılabilir, oltaya takılabilir ya da tuzakların içine koyulabilir. Böcekler, kurtçuklar, meyveler, ekmek, çiğ et ve balık parçalan yem olarak işe yarar. Canlı yemin hareketleri balıklara yaralı ve kolay bir avı çağrıştırdığından bol balık çeker. Başarılı yemlemenin püf noktası balıklara normal menülerinden örnekler ikram etmektir.

    Bazı yem örnekleri;

    Kurtçuklar
    Sümüklü böcekler
    Havuç
    Mısır
    Peynir
    Hamur işleri
    Ekmek


    Tuzaklı zıpkın

    1) Bu tip balık zıpkını daha çok derin sularda avlanmak içindir. Önce uzun ve sağlam bir dalı temizleyin. (resim 1)

    2) Kalın ucunu sivriltin. Sivrilttiğiniz ucu dikkatle ateşe sokarak sertleştirebilirsiniz. Sivri ucun iki yanına tuzağı iple bağlayabileceğiniz yerler yontun. (resim 2)

    3) İki keskin sopayı birbiri üzerine kapanacak şekilde zıpkının iki yanına bağlayın. İki sopa üst üste kapandığında, balığın kurtulup kaçamayacağı kadar sıkı olsun. Daha sonra tuzak sopalarının arasına bastırıldığı zaman çıkacak üçüncü bir sopa sıkıştırın. (resim 3)

    [​IMG]

    [​IMG]

    [​IMG]

    Dikenli zıpkın

    1) Uzun ve düz bir sopanın ucuna yan yana çentikler açın. Böylece dikenleri rahatça takabilirsiniz. (resim 1)

    2) Dikenli sopalan zıpkının ucuna çepeçevre dizip bağlayın. Balığın ağırlığını taşıyabilecek kalınlıkta olsunlar. (resim 2)

    3) Nehir dibine veya kayalara vurarak zıpkının dikenlerine zarar vermemeye dikkat edin. Balığı kıyıya alırken bir ağ kullanmak akıllıca olur. (resim 3)


    [​IMG]

    [​IMG]


    [​IMG]

    Balık tutarken dikkatli olun
    Yaptığınız balıkçılık malzemelerini çok dikkatli kullanın. Kolaylıkla kırılabilir, avınızı ya da dengenizi kaybetmenize sebep olabilir. Eğer suya düşerseniz boğulma tehlikesinin yanı sıra zatürree olabilir veya sudan kaynaklanan enfeksiyonlardan birini kapabilirsiniz. Destek alabileceğiniz ve basacağınız yeri yoklayabileceğiniz bir sopa olmadan çamurlu sulara girmeyin. Bazı etçil hayvanların da civarda avlanıyor olabileceğini asla unutmayın.

    Hayvanların su içtiği yerlerdeki izleri kontrol edin ve kendinizi etçil bir hayvana yem olarak ikram etmediğinizden emin olun.


    Kendinden gerilmeli olta

    Kendinden gerilmeli olta bir anlamda otomatik bir olta olarak değerlendirilebilir. Balık, yemi yuttuğunda olta çentikten kurtulur ve kamış geriye doğru çekilir. Böylece olta balığın ağzına saplanır.

    [​IMG]


    Akıntı Oltası

    Suyun içinde ne kadar çok olta varsa bir şeyler tutma şansınız o kadar artar. Ama bu yöntemi uygularken avladığınız balığı diğerlerinin kemirme tehlikesi vardır. Akıntı oltasını sadece survival durumunda, tatlı su ya da küçük körfezlerde kullanın.

    [​IMG]


    Buz üstünde balık avlama

    Bir buz testeresi ya da bıçak yardımıyla kıyıya yakın bir yerde delik açıp buzun en az beş santim kalınlıkta olduğundan ve ağırlığınızı taşıyabileceğinden emin olun. Yaklaşık otuz santim eninde bir balık deliği açın. Deliği buzu kırarak açarsanız buzu zayıflatabilir ve ağırlığınızı taşıyamamasına neden olabilir ve dolayısıyla buzlu suya düşebilirsiniz. Ucuna yem taktığınız oltayı, deliğin üzerine koyacağınız bayraklı sopaya bağlayın.

    1) Oltanızı bayraklı sopaya bağlarsanız sürekli elinizde tutup kontrol etmek zorunda kalmazsınız. (resim 1)
    2) Eğer bayrak dikleşirse bir balık yakaladınız demektir. (resim 2)


    [​IMG]


    [​IMG]
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  9. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    DENİZDE GÜVENLİK & HAYATI İDAME

    İnsan bir kara canlısıdır. Karada yaşamak için yaratılmıştır. Çağlar boyunca deniz insanın geçim ve beslenme kaynağı olmuş, olağan üstü uyum yeteneğiyle insanoğlu deniz yaşamına da uyum sağlamıştır. Ancak bu uyumun temel ilkeleri vardır.Unutulmamalıdır ki deniz bize değil,biz ona uymak zorundayız.Aksi halde,bizler için bir nimet kapısı olan ve yeryüzünün üçte ikisini kaplayan bu su kütlesi hayatımız için ciddi tehlikeler doğurabilir.Şimdi bu tehlikeleri ve bunlardan korunma yollarını,yüzyıllardır tecrübelerle belirlenmiş olan ve uluslar arası sözleşmelerle korunan maddeler ışığında inceleyelim.

    Bu maddeler şu başlıklar altında toplanır:

    Solas-74:Safety of Life At Sea
    1974Yılında uluslararası bir konsorsiyum tarafından gerçekleştirilmiştir.Denizde canlı kalma teknikleri,kazalardan korunma yolları ve cankurtarma araçlarının standartlarını belirler.

    STCW-95:Sea Training Concortium of World
    Denizcilik eğitiminin, teknik içeriğin yanı sıra Solas ilkelerine uygun verilmesini de temin eder.En son 1995 yılında toplanmıştır.
    Marpol-75:Çevre sözleşmesidir. Deniz kirliliğinin önlenmesi ve deniz yaşamının korunmasını temin eder.1975 de imzalanmıştır.

    Bütün bu sözleşmeler denizde canlı kalabilme ilkeleri olarak şunları belirlemişlerdir;
    1-Eğitim
    2-Bilgi
    3-Kendini kontrol
    4-Teçhizatı iyi kullanma

    Acil Durum Türleri:
    1-Çatışma (İki ya da daha fazla geminin çarpışması)
    2-Karaya oturma
    3-Yangın
    4-Tehlikeli yüklerin reaksiyonu (Kimyasal maddelerin,petrol yada türevlerinin sızması,alev alması)
    5-Yükün kayması (Yoğunluğu yüksek maddelerin gemi dengesini bozacak şekilde yerinden kayması)
    6-Makine dairesi patlaması ve yangını
    7-Denize adam düşmesi (Bir personel yada yolcunun denize düşmesi)
    8-Batma

    Bu gibi acil durumlarda kullanılmak üzere şu teçhizatların gemilerde bulunması zorunludur:
    1-Kişisel can kurtarma araçları (Can yeleği,can simidi,termal suit)
    2-Görünür ışıklar (İşaret fişeği,yüzer duman kandili,can yeleği ışıkları)
    3-Can kurtarma vasıtaları (Zodiak bot,filika,kapalı filika,can Salı)
    5-Can kurtarma vasıtalarını denize indirme,bindirme düzenekleri (Filika ve bot vinçleri)
    6-Diğer can kurtarma aletleri ve donanımları

    Şimdi bu donanımlardan bazılarını tanıyalım

    Can simidi:
    Halka şeklinde,suda batmayan maddelerden (elyaf,plastik,mantar) yapılmış bir can kurtarma aracıdır.Deniz de kazazedenin su üzerinde kalabilmesini sağlar.
    Solas-74 de belirtilen şu standartlara göre üretilir;
    Dış çapı 80cm den büyük, iç çapı 40cm den küçük olmamalıdır.Bir gemide en az 4 adet sancak da(geminin baş tarafına bakarken sağ taraf),4 adet de iskelede(geminin baş tarafına bakarken sol taraf) olmalıdır.8 taneden yarısı ışıklı olmalıdır.Bu ışıklı can simitlerinden 2 tanesi,hem ışıklı,hem de dumanlı olmalıdır.
    Can simitlerinin çevresinde 4 halat bulunur.Bunlar kazazedelerin tutunup bir arada kalabilmelerini sağlar.
    Can simitleri 2,5kg dan ağır olmamalı ve en az 14,5kg ağırlığı (omuz üzerinden itibaren vücut ağırlığı) su üzerinde tutabilmelidirler.Standart turuncu renkte imal edilmelidirler(Turuncu renk,dalga boyu kısa,çok uzaklardan görülebilen ve deniz ortamında çevresiyle en iyi karşıtlığı sağlayabilen renktir.Bu nedenle bütün acil durum malzemeleri bu renkte imal edilirler).Üzerinde geminin ismi ve bağlı olduğu liman yazmalıdır.Bu,arama kurtarma faaliyetlerinde önemli bir ayrıntıdır.
    Açık havada -30 ile +60 derece sıcaklıklarda bozulmadan kalabilmeli,denizde –10 ile +30 derece sıcaklıklarına dayanabilmelidir.Çürümeye,korozyona,yağ ve petrole karşı dayanıklı olmalıdır.Üzerinde radar yansıtıcı (metal ağlar) ve ışıkta parlayan çıkartmalar olmalıdır.30 metre yükseklikten atıldığında kırılmamalıdır.


    Can yelekleri:
    Can yeleklerindeki amaç,sırt üstü yatırmak ve solunum yollarını su üstünde tutmaktır.
    Çok kısa sürede giyilebilmelidir. Su yüzeyinde kazazedeyi 5 sn içinde sırt üstü pozisyonuna getirebilmelidir. Rengi turuncu olmalıdır. Sesli uyarı için düdük, görsel uyarı için ışık bulunmalıdır.


    DENİZDE SAĞ KALMA

    Deniz üstünde bulunan en modern teknelerin bile herhangi bir acil durum nedeniyle batma risk bulunmaktadır. Bu nedenle denize çıkan tüm personelin “denizde sağ kalma” konusunda yeterince eğitimli olması gerekmektedir.

    Unutulmamalıdır ki, ancak iyi eğitimli bir personel denizde uzun süre hayatını idame ettirerek, kurtarılana kadar hayatta kalmayı başarabilecektir.

    Batmaya Neden Olabilecek Acil Durum Türleri:

    1- Yangın.
    2- Çatışma.
    3- Karaya oturma
    4- Meteorolojik veya teknik nedenlerle su alma

    Yukarıda belirtilen acil durumlarla karşılaşılmış, teknenin kurtarılması için gereken her şey yapılmış ve tekne kurtarılamamışsa kaptan tarafından verilen emirle tekne terk edilir. “Tekneyi Terk” emri verilmeden asla tekne terk edilmemelidir. Teknede kalınmasının mümkün olduğu hallerde, yaşamın birlikte korunabilmesi için, bütün personelin teknede kalması en uygun hareket olacaktır.

    Kazazedeler için Ana Tehlikeler

    Bir tekneyi terk etmek zorunda kalan kazazedelerin karşılaştığı tehlikeler şunlardır.


    1- Boğulma
    2- Donma
    3- Susuzluk
    4- Batan teknenin oluşturduğu tehlikeler

    a) Girdap
    b) Tekneden sızan akaryakıt ve bunun oluşturacağı yangın

    Tekneyi terk ve denizde sağ kalma prosedürü kazazedenin hayatını tehdit eden bu faktörleri minimize edecek şekilde hazırlanmıştır. Söz konusu prosedürün denize çıkan bütün kişiler tarafından bilinmesi gerekmektedir.

    TEKNEYİ TERK

    Tekneyi terk emri kaptan tarafından verilir. Bu karar kaptanın sorumluluğu altındadır. Tekneyi terk emri; teknenin kurtarılmasının mümkün olmadığı veya teknenin kurtarılması için yapılması gereken her şeyin yapılmasına rağmen umudun kalmadığı durumlarda verilir.

    Tekneyi terk emrinden önce personel acil durum ile mücadele ediyor olacaktır. Bu arada yolcular veya misafirler ise güvenli bir yerde bekletilmeli ve tekneyi terke hazır olmalıdır. Eğer acil durum çok hızlı gelişmiş ve ani bir şekilde batma riski oluşmuşsa, kaptan acil durumla mücadele etmeden doğrudan tekneyi terk emri verebilir.

    Tekneyi Terk Emri Verilmesi Durumunda Başlangıçta Yapılacaklar

    1- Soğuktan koruyucu elbiseler giyilir :

    Vücudu sıcak tutacak kıyafetler giyilmelidir . Yün kıyafetler tercih sebebidir. Varsa bu giysilerin üzerine yağmurluk, kaban giyilebilir. Giysiler, can salında vücudunun ısı kaybını önleyerek hayatta kalma şansını arttıracaktır. Suyun içinde kalacak personel için de giysiler önemlidir. Suyla ilk temasta soğuk şoku insanı felç edebilir hatta öldürebilir. Giysiler bu şokun etkisini azaltacak, giysi katları arasında kalan hava can yeleği gibi insanın su üstünde kalmasını sağlayacaktır.

    2- Bu kıyafetin üzerine can yeleği giyilir.

    3- Zaman varsa enerji verici basit gıdalar alınmalı, bir şeyler içilmelidir.

    4- Can salına konulacak ilave malzemeler alınır.

    Tekne terk edilirken zaman müsaitse can salı içinde bulunmayan aşağıda listesi verilmiş ilave malzeme can salına alınmalıdır.

    EPIRB
    SART
    GPS
    VHF el telsizi
    El pusulası
    Bölge haritası
    Dürbün
    İşaret fişekleri (can salındakilere ilaveten)
    Yiyecek ve içecek (can salındakilere ilaveten)
    Radar reflektörü
    Tekneyi terk durumu için hazırlanmış su geçirmez bir çanta (Acil Durum Çantası)
    Not: Tekneyi terk sırasında servis botumuz denizdeyse veya denize indirilmesi güvenlik açısından sorun yaratmayacaksa, can salıyla tekne terk edilirken servis botunun da yanımıza alınmasında büyük fayda vardır.

    5- Tekneyi terk yerlerine gidilir

    Tekneyi Terk Yerlerinde Yapılacaklar

    1- Yolcu veya misafirlerin kıyafet ve can yeleklerinin kontrolü.
    2- Can salına alınacak ek malzemenin kontrolü.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  10. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Tekneyi Terk Sırasında Yapılacaklar

    Tekneyi terk etmeden önceki mutlaka “Tehlike Çağrısı” yinelen-melidir. Cevap veren varsa kaza bölgesine tahmini ulaşma zamanı öğrenilmelidir.

    1- Can salı atılır, açılır ve tekneyi terk noktasına çekilir.
    2- İlave konulması gereken malzemeler yerleştirilir.
    3- Can salına ıslanmadan binilir. Tekneyi terk anında mümkünse, can salına hiç ıslanmadan binilmelidir.

    4- Denize atlamak gerekirse; can yeleği sıkı bir şekilde bağlanır, atlanacak bölge kontrol edilir, elleri göğüs üzerinde çaprazlayarak, dirsekler ile can yeleği aşağıya doğru bastırılır, gerekirse burun kapatılır ve çivileme denize atlanır. Buradaki amaç can yeleğinin çene ve boyuna zarar vermesini engellemektir. Girdikten sonra can yeleği kayışları gevşetilebilir.

    [​IMG]

    5- Eğer vaktiniz varsa denize atlamadan önce vücudunuzun soğuğa karşı hassas bölgelerine koruyucu krem sürmeniz, sizi soğuğa karşı ekstradan koruyacaktır.

    6- Tercih durumu varsa, batmakta olan bir teknenin rüzgar üstü tarafından ve suya en yakın yerden atlanmalıdır.

    7- Suya atlanacağı zaman, tekne yanmakta olan akaryakıt ile tamamen çevrilmiş ise; mantar veya köpük gibi malzemeden yapılmış can yeleği kullanıyorsak çıkartılır, şişirilebilen can yeleği kullanıyorsak şişirmeden suya çivileme atlanır.



    [​IMG]

    Mümkün olduğu kadar suyun altından rüzgar üstü yönünde yüzülür, nefes almak için su üstüne çıkarken eller çırpılıp ateş dağıtılır, nefes alınıp tekrar dalınır ve bu şekilde alevlerin olmadığı sahaya kadar çıkılır.

    Yüzme bilmiyorsak ve alevler içinde can yelekli kalmışsak, rüzgar üstüne doğru alevler dağıtılarak güvenli bölgeye kadar yüzmeye çalışılır.

    [​IMG]


    8- Tekneyi suya atlayarak terk etmek zorunda kalan kişi, en kısa zamanda can salına çıkmalı, bu mümkün değilse hemen emniyetli mesafeye açılmalıdır. Teknenin bizim için oluşturacağı tehlikelerden korunmak için güvenli uzaklığa kadar yüzülmelidir.

    9- Açılan can salının tekne bordasında bulundurulmasının riskli olduğu durumlarda. (yangın gibi...) Can Salı açıldıktan sonra, moral ve fizik gücü yüksek bir personel tarafından güvenli bir bölgeye çıkartılır ve diğer personel gemiyi suya atlayarak terk ettikten sonra can salına çıkar.

    10. Gemi çevresinde yangın varsa, can salları açılmaz. Moral ve fizik gücü yüksek bir personel tarafından, yangınlı sahada yüzme kurallarına uyularak yangın bölgesinin dışına çıkartılır, sonra açılır. Personel yangın bölgesinin dışına yüzerek çıktıktan sonra can salına biner.

    CAN SALINA BİNERKEN YAPILMASI GEREKENLER

    1. Şartlar el veriyorsa kuru binilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla kullanılabilecek bütün malzemeler kullanılmalıdır.

    2. Yakın mesafeden can salına atlanabilir fakat bu sırada ayaklarda ayakkabı olmamalıdır.

    [​IMG]



    3. Can salı ters açılmışsa, fizik ve moral gücü yüksek bir personel suya atlayarak rüzgar altından düzeltme halatını çekerek can salını düzeltir. Bundan sonra can salı tekne bordasına yanaştırılır.

    [​IMG]

    4. Can salı tekne bordasına yanaştırılamıyorsa, salı düzelten personel sala çıkar, deniz demirini faal duruma getirerek çevresindeki kazazedeleri kurtarma halkasıyla kurtarmaya başlar.

    [​IMG]

    5. Kazazedeler sala çıkarken, fazla enerji harcamamak için merdiveni, varsa kurtarma rampasını kullanmalıdır.



    [​IMG]

    6. Can salına binen personel diğer personelin binmesine yardımcı olur.

    [​IMG]

    7. Baygın durumda olan kazazedeler, moral ve fiziki gücü yerinde olan bir personel tarafından yüzerek kurtarılır. Bu işlem sırasında kurtarma halkası kullanılmalıdır.

    [​IMG]


    CAN SALI İÇİNDE YAPILACAKLAR, CAN SALI TEÇHİZATIN KULLANILMASI VE DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

    1- Parima halatı kesilir. Kürekle emniyetli mesafeye çıkılır. Can salında kendiliğinden açılan deniz demiri kullanılmışsa, önce deniz demiri toplanır, sonra emniyetli alana çıkılır.
    2- Emniyetli mesafeye çıkıldıktan sonra sürüklenmemek için tekrar deniz demiri atılır.
    3- Can salında düzen sağlanır, can salında yaşam prosedürü uygulanmaya başlanır.
    4- Hava tüpleri kontrol edilir, kaçıran valf olup olmadığına bakılır. Yeterince şişmemiş hava tüpü varsa hava takviyesi yapılır.
    5- Can salı içindeki su boşaltılır, sal içinde bulunulduğu sürece kuru tutulur.
    6- Kazazedeler vücut ısılarını korumak için tedbir alır, ıslak giysilerin suları sıkılıp tekrar giyilir. Giysi ve ayakkabı bağları aşırı sıkılmaz. Kazazedeler bekleme durumunda kurtarma battaniyelerini örtünürler

    [​IMG]

    7- Parmaktaki yüzük gibi metaller çıkartılır, can salında kalındığı sürece takılmaz.
    8- Malzeme çantası açılır, malzemeler kontrol edilir. Sudan etkilenmeyecek yerlere yerleştirilir. (tepe ağı, yan cepler gibi...)
    9- Yaralılara ilk yardım yapılır
    10- Soğuk denizlerde, soğuktan korunmak için taban yastıkları şişirilir. Sıcak bölgelerde, denizin serinletici etkisinden faydalanmak için taban yastıkları şişirilmez.
    11- Deniz tutmasına karşı haplar kullanılır.
    12- VHF el telsizi ile tehlike çağrılarına yanıt vermiş istasyon varsa bağlantı sürdürülür. Yoksa tehlike mesajı gönderilmeye devam edilir.
    14- EPIRB ve SART cihazı varsa, çalıştırılır.

    [​IMG]


    15- Tahmini kurtarılma süresi hesaplanır. Buna uygun yiyecek ve suyun dağıtımı planlanır. İlk 24 saat su içilmez. Günlük su dağıtım miktarı 0.5 lt.dir.
    16- İçme suyu elde etmek için gerekenler yapılır.
    17- Geceleri fenerlerin yanması sağlanır.
    18- Gece nöbeti tahsis edilir.
    19- Güneş ve rüzgardan korunmak için kremler kullanılır.
    20- Başka can salı varsa toplu halde beklenir.
    21- Gereksiz yere enerji harcanmaz.
    22- Gerekmedikçe kesici aletler kullanılmaz.
    23- Görünür işaretler gereksiz yere kullanılmaz.
    24- Morali yüksek tutmak için gerekli tedbirler alınır.

    Su ve yiyecek çok dikkatli paylaşılmalıdır. Bir insan susuz olarak 8 – 10 gün yaşayabilir. Yiyeceksiz ise 30 güne kadar yaşayabilir. Günde 2 bardak (0.5 lt.) su yeterli olacaktır. Su azaldığında sadece ağzımızı çalkalamalıyız.

    [​IMG]

    Can sallarındaki gıdalar; düşük protein ile yüksek karbonhidrat içerdiğinden sınırlı bir su ihtiyacı ve uygun bir perhiz rejimi arasında uyum sağlayıcıdır.

    SUDA KALINDIĞINDA YAPILACAKLAR

    Can kurtarma vasıtalarımızı acil durumun oluşturduğu olumsuz şartlar nedeniyle kaybedebiliriz veya kullanılamaz hale gelmiş olabilirler. Bu durumda su içinde yardım beklememiz gerekir.

    Suda bekleme durumunda yapılması gerekenler şunlardır:

    1- Mümkünse su üzerinde yüzer bir cisme tutunmalı, enerji ve ısı kaybını önlemek için üzerine çıkılmalıdır.

    2. Vücut ısısını korumak için su içinde kollar vücuda yapışık, ayaklar birbirine bitişik karına doğru çekilmiş vaziyette beklenilmelidir.

    [​IMG]

    3- Birden fazla kazazede varsa bir araya gelerek beklemelidir.

    [​IMG]


    4- Kesinlikle deniz suyu içilmemelidir. Deniz suyu susuzluğumuzu daha da arttırır ve su kaybına neden olur.
    5- Batan tekneden uzaklaşmak veya bir kurtarma aracına ulaşmak dışında kesinlikle yüzülmez.
    6- Eğer kıyı yakın değilse hiç bir zaman teknenin battığı bölge dışına çıkmamalısınız. Aranacağınız yer teknenin battığı yerdir.

    HER HANGİ BİR DENİZ VASITASINI CAN SALI GİBİ KULLANABİLMEK İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

    1. Kurtarma için kullanacağımız araca mutlaka can yeleği ile binilmelidir.
    2. Vaktin el verdiği ölçüde mümkün olduğunca fazla malzeme alınmalıdır.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  11. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Servis Botuna Alınması Gereken Malzemeler

    Aşağıdaki malzemeler can kurtarma botlarında bulunması zorunlu malzemelerdir. Biz ahşap veya şişme botumuzu can salı gibi kullanmak zorunda kalırsak bu malzemeleri yanımıza almalıyız.

    Varsa EPIRB ve SART cihazı
    VHF el telsizi (tehlike çağrılarına veya haberleşmesine devam etmek için)
    El pusulası (gerekirse basit mevki koyup, kurtarma aracını yönlendirebilmek için)
    Bölge haritası (aynı amaçla)
    İşaret fişekleri
    El feneri veya ışıldak
    Düdük veya ses veren bir alet
    İşaret aynası veya benzer bir yansıtıcı
    İlk Yardım seti
    Radar reflektörü
    Deniz demiri veya bu amaçla kullanılabilecek bir malzeme
    Birkaç parça halat (gerekirse yedekleme ve kurtarma amaçlı)
    Kürek ve ıskarmozlar
    Su boşaltmak için kova ve sünger
    Yiyecek ve içecek
    Gemici çakısı
    Pompa (şişme botlar için)
    Yama ve tamir takımı (şişme botlar için )
    Balık tutmak için malzeme
    Battaniye
    Dıştan takma motor varsa, çalıştırma mandalı ve yakıt
    Varsa el GPS’i
    Tekneyi terk durumu için hazırlanmış su geçirmez bir çanta (panic bag)


    HELİKOPTER KURTARMA

    Can salında veya su içinde helikopterle kurtarılma durumunda kalabiliriz. Can salındaysak ve helikopterle iletişimimiz varsa kazazedelerin fiziki durum ve performanslarına göre kurtarma teçhizatı istenmelidir.

    Sağlığı iyi durumda olan kazazedeler için kurtarma sapanı veya sandalyesi, daha kötü durumda fakat tutunabilecek gücü olan kazazedeler için kurtarma ağı veya sepeti, hasta ve yaralılar içinse kurtarma sedyesi istenmelidir. Helikopterle iletişimimiz yoksa gönderdigi kurtarma teçhizatını kullanarak helikoptere ulaşılması gerekir.

    Bu durumda yapılması ve dikkat edilmesi gereken hususlar şunlardır :

    1. Kurtarma sapanıyla kurtarma yapılacaksa, gönderilen sapanın serbest ucu yakalanır
    2. Her iki koltuk altından geçirildikten sonra sabit ucun takılı olduğu halkaya serbest ucun kancası kilitlenir.

    [​IMG]

    3. Sapanın vücuda iyi yerleştiği hissedildikten sonra “yukarıya al” işareti verilir.

    [​IMG]

    4. Kurtarma sandalyesiyle kurtarma yapılacaksa, teçhizat suyun içine girdikten sonra, oturaklardan birine düzgün şekilde oturulur ve ortadaki kaideye sıkıca sarıldıktan sonra “yukarıya al” işareti verilir.

    [​IMG]

    5. Kurtarma sepeti veya kurtarma ağı kullanılacaksa, teçhizatın suya girmesi beklenir, içine girilir, sıkıca tutulduktan sonra “yukarı al” işareti verilir.

    6. Helikopter kurtarmada kullanılan el işaretleri

    Yukarı al
    [​IMG]


    Dur

    [​IMG]


    Kurtarma halatına boş ver.

    [​IMG]

    Sorun! yardıma ihtiyacım var

    [​IMG]


    7. Bir can salından kurtarılma söz konusu ise helikopterin neden olacağı hava akımı nedeniyle salın devrilmesi önlemek için salın ortasında toplanılması gereklidir. Tüm personel can yeleği giymiş olmalıdır.


    Tüm bu bilgilere ek bir balıkçı bir abimin tavsiyesi olarak aklımda kalan bir bilgiyi de paylaşmak isterim. Bulunduğunuz tekne batma tehlikesi içinde ise, imkân varsa ve bulabilirseniz gres yağı ve benzeri bir ürünü vücudunuzun hayati bölgelerine (boyun, şakak, koltuk altı, göğüs vs.) bir tabaka halinde sürmeniz sizin su ile olan temasınızı en aza indirecek ve soğuğa daha uzun süre dayanmanızı sağlayacaktır.
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 15 Temmuz 2009
  12. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    AYRICA

    Gazete Vatan'da yayınlaşmış bir yazıyıda sizinle paylaşma istiyorum.

    Hayatta kalma eğitimi ile dağlarda bir hafta yaşanır
    BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği kaza bütün Türkiye’yi yasa boğdu ve birçok tartışmayı da beraberinde getirdi...

    Tuğrul Tunalıgil
    Kaza neden oldu? Kar ve tipiye rağmen hayatta kalabilirler miydi? Benzeri bir durumda ne yapmalıyız? Yaklaşık 30 yıldır doğa sporlarıyla uğraşan, Camel Trophy’de Türk takımının kaptanı olan Serdar Kılıç, zor koşullarda hayatta kalmanın sırlarını anlattı.


    Helikopteri arayanlar önce çobanlara haber vermeli
    Enkazın ve yaşayan yaralının beşinci gün ölü bulunması bizim hatamız. İlk iş korucu veya çobana haber verilmeliydi. O bölgeyi çobandan fazla hiç kimse bilemez. Kahramanmaraş çevresinde keçi ve koyun, oldukça fazladır. Onların başında duran çoban o kadar çok gezmiştir ki hangi yalağın, hangi kayanın, hangi uçurumun nerede olduğunu herkesten çok daha iyi bilir.


    Serdar Kılıç dağlara meydan okuyan doğacı
    41 yaşındaki Serdar Kılıç, dağcılık, arama kurtarma, dağ bisikleti, kano, rafting, ilk yardım ve binicilik konularında uzman bir sporcu. Üniversite yıllarında atletizmde dereceler almış, güreş yapmış. ABD’nin ünlü arama-kurtarma ekibi ‘First Special Defence’tan arama-kurtarma eğitimi alan Kılıç, Sky Türk kanalında ‘İçimdeki Doğa’ programında, yemek ve su olmadan kendini doğaya vuruyor. Ayrıca, doğa sporları ve sporculuk birikimini, ODTÜ’de aldığı pedagoji eğitimiyle birleştirerek şirketlerin üst düzey yöneticilerine, Wolftrack adlı şirketinde liderlik dersleri veriyor.

    Kaza yerinden ayrılmak hiç doğru değil
    Bir kaza yaptıysanız, hele yaralıysanız, kesinlikle bulunduğunuz noktadan hareket etmemelisiniz. Başka yere gitmeniz sizi arayanların işini güçleştirir. Kazada hayatını kaybeden gazeteci İsmail Güneş, yaralıyken hareket etmemeliydi. Çünkü hareket edildiğinde hele bir de yaralıysanız daha çok enerji ve su harcarsınız. Böyle bir kaza olunca, panik yapılmamalı. Çünkü adrenalin önce paniği tetikler. Panik de korkuya ve hata yapmaya neden olur.


    Helikopter parçalarından barınak yapılmalı
    İlk yapılması gereken şey barınaktır. Kaza bölgesi, daha açık ve yüksek olabilir. Ancak, helikopterin birkaç parçasını bir araya getirip, üstü kapatılarak barınak yapılmalıdır. Yakıt deposundaki yakıt, koltukların elyaf kısımları ateş yakmak için kullanılabilir. Giysileri alta serip en alt kısma helikopterin parçaları konmalı; böylece izolasyon sağlanır, ısı kaybı önlenir. Yakıt da planlı kullanılıp ısınılırsa, bir hafta kaza bölgesinde canlı kalınabilir.

    Isınmak için giysilerinizi tutuşturabilirsiniz
    Isınmak için giysilerinizi ve helikopterdeki benzini kullanabilirsiniz. Giysiler, meşale gibi yapılarak benzin deposuna batırılıp sonra da tutuşturulmalı. Tutuşturma için kıvılcım gerekli: Elektrik sisteminin akımının nereden geldiğini takip edip kablo uçlarını birbirine değdirerek ya da bulunan bir çakmakla giysiler tutuşturulmalı. Ölen varsa kıyafetlerini çıkarmak göze alınmalı. Çünkü o şartlardaki bir insan için hayatta kalmak, yapılması gereken her şeyi yapmak demek.


    Kalın yapraklı ağaçların diplerinde saklanın
    Uludağ’da eksi 25 derecede, kar ve tipide kaldım. Eğer siz de bu kadar soğuk bir bölgede mahsur kalırsanız öncelikle barınak yapmak için ağaç diplerine girmelisiniz. Bir ağacın dibi kazılıp toprak bulunmalı. Çünkü kar yerine toprağa basarsanız, ayağınız daha az üşür. Vücut ısınız da daha fazla korunmuş olur. Yaprakları kalın olan bir ağacın altı daha iyidir. Yaprakları kalın olan ağaçlar ısıyı tutar, çünkü ısının yükselerek dağılmasını engeller ve insan orada kendini daha sıcak hisseder. Kazıcı bir maddeyle ağacın dibini kazıp içine girmeli. Böylece etraftaki rüzgârdan da korunmalı. Çünkü rüzgâr vücut ısısını alıp götürür. Mutlaka ateş yakılmalı.

    İyiyi umut edin, kötüye hazır olun
    “Survival” (hayatı idâme) durumunda, en iyiyi umut edip, en kötüye göre hareket ediyorsunuz. Bu sizin savaşma gücünüzü artırıyor. Ateş yakmak önemli. Ateş yandığı zaman, insanın morali yükselir. Planlar yapmaya başlarsınız. Bu planlar da sizin kendinize güveninizi arttırır.


    “Survival” (hayatı idâme) durumunda, en iyiyi umut edip, en kötüye göre hareket ediyorsunuz. Bu sizin savaşma gücünüzü artırıyor. Ateş yakmak önemli. Ateş yandığı zaman, insanın morali yükselir. Planlar yapmaya başlarsınız. Bu planlar da sizin kendinize güveninizi arttırır.


    Kar mağarası soğuktan korur
    Kar mağarası, yağıştan, kardan ve soğuktan korur. Kar ayakla ya da ağaç gibi bir malzeme ile kazılabilir. Altına izolasyon için iğneli çam yaprakları dizilmeli. Acil yardım çantasında “Bivak torbası” varsa ki olmalı, çam yapraklarını üzerine konulmalı. Torbanın özelliği su ve soğuk geçirmez ve nemi dışarı atabilen bir yapıda olması. Hem soğuktan, hem de ıslanmaktan korur. Barınağın üzeri kapalı, sadece ön tarafı hava alacak şekilde açık olmalı. Ön tarafı da ağaç dalları ile kapatılmalı. Mağaranın tabanı ile iç kısım arasındaki mesafe en az 50 cm. olmalı ki saklananların üzerine göçmesin. Derinliği bir insan boyu olmalı.

    Ormandaki yosun pamuktan daha iyi
    Ormanda bulduğunuz yosunlarının hepsini kaynatıp strelizasyonu sağlayın, sonra bunları güzelce sıkıp kurutun. Çantanızın bir köşesinde dursun. Herhangi bir yeriniz kanadığında, yaranızın üzerine koyun, emme kapasitesi pamuğun 10 katı kadardır. Yaraya koyduktan sonra sıkın, sonra yaranın üzerine tekrar koyun. Pamukta böyle bir şey yapamazsınız. Tekrar sıkın, tekrar kullanın. Yüzde 100 organik.


    Sis varsa bulunduğunuz yerde kalın
    Siste kesinlikle hareket edilmemeli. Böyle bir durumla karşı karşıya kalırsanız ve sizi aradıklarını biliyorsanız taşları birbirine vurup ses çıkarın. Otları avucunuza sıkıştırıp üflerseniz, bayağı ses çıkarır.


    Osmanlı pusulasıyla yön bulma
    İki tahta parçası ve ip olduğu zaman Osmanlı pusulası yapabilirsiniz. Sopa gölgeleme metodu ile çubuğu pusulanın doğu-batı, kuzey-güney eksenine oturtun. Pusulanın ortasına diktiğiniz çubuğun gölgesini doğu-batı çizgisine düşürün. Güneş varsa, artık bu pusula ile yönünüzü bulabilirsiniz.


    İdrarla yaralının dayanma gücü atar
    İdrar bir kabın içerisine yapılıp yaralının bacaklarına ve koltuk altlarına sıcak kompres yapılır. Bu şekilde hayatta kalması sağlanabilir.

    Solucan da, karınca da yiyebilirsiniz
    Yemeğinizi hayvanlardan, bitkilerden temin edebilirsiniz. Ormandaysanız, orman hayat demektir. Kuzu kulağı, yemlik, kocayemiş, karayemiş, kuşburnu ve ardıç vardır. Çam yapraklarının iğne telleri, bir sürü mineral ve C vitamini içerir. Aç kaldığında solucan ağızda çiğnenebilir. Uçan karıncalardan tuz yapılabilir. Onları güneşte kurutup, tuz niyetine yemeğimizin üzerine ufalayabilirsiniz. Karıncanın kafasını çıkartıp, gövdesini yiyebilirsiniz. Onun da içerisinde “ekşi” tadı veren mineraller var. Kaplumbağa ciğeri de yenir.

    Ayıdan korunmak için ses çıkarmalı
    Ayı “utangaç” bir hayvandır. Ayının önüne birden çıkarsanız, saldırır ama ses çıkararak giderseniz, korkar gider. O yüzden biz de ormanda hep ıslık çalar, bağırırız. En riskli ayılardan birisi “boz ayıdır”; saldırabilir. Onu görmezden gelip uzaklaşmalısınız. Kurtlar ancak çok aç kaldıklarında saldırır. Bir de intikam için...


    ==================================================================-


    Konu biraz uzun oldu farkındayım ancak insan hayatını ilgilendiren hassas bir konu olduğu için biraz uzattım kusura bakmayın artık. Belki yazılanların tümünü okuyan olmıyacaktır ama burada okuyup aklında kalan bir şey günü gelince kendisinin yada başkalarının hayatını kurtarabilir. Bu yüzden sizlerden ricam konuya bir göz atmanız.

    Burada paylaşılmış olan bilgilerin eksik ya da yanlış olduğunu düşündüğünüz kısımları var ise bu kısımlar hakkında uyarırsanız gerekli düzeltmeleri yapıp daha sağlıklı ve doğru bilgileri paylaşmış, eksikleri gidermiş oluruz.

    Konu içerisinde paylaşılanların büyük çoğunluğu alıntı olup tarafımca derlenip düzenlenmiş bazı eklemeler yapılmıştır.


    Konu ile ilgili bir kaç video ekliyorum aşağıdaki linkleri tıklayarak ulaşabilirsiniz.

    Bölüm 1
    http://www.youtube.com/watch?v=yHBJeUQOkP4

    Bölüm 2
    http://www.youtube.com/watch?v=rSpi...7EC4E8E3&playnext=1&playnext_from=PL&index=30

    Barınma 1
    http://www.youtube.com/watch?v=Z8OuP0jDgo8&feature=channel_page

    Barınma 2
    http://www.youtube.com/watch?v=kgE5A1IC-F0&feature=channel_page
     
    Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: 18 Temmuz 2009
  13. kilicbey

    kilicbey İsmail Kiliç

    Yaş:
    53
    Mesajlar:
    1.719
    Şehir:
    İSTANBUL
    En İyi Avı:
    MIRMIr. 1.5 Kg LEVREK2 Kg Köpekbalığı 1 metre.
    Sevgili yasin konu seninde belirtiğinüzere çok uzun fakat her kelimesi öğretici ve eğitici , konuyu okuyan arkadaşlardan ricam bizlere hiç sıkılmadan bu faydalı bilgileri sunan arkadaşımıza saygı gereği tümünü okumaları çünkü bu bilgilerin ne zaman ve nerede işimize yarıyacağını bilemeyiz , sakın bizler şehirde yaşıyoruz nemize gerek demeyelim belki bir otoyla belki gemi yolculuğunda ne bileyim belkide bir uçak kazasından sonra hayatımızı devam ettirebilmemiz bu bilgiler sayesinde olacaktır , hiç üşenmeden okumakta müthiş fayda var . teşekkürler hiç usanmadan bu bilgileri paylaştığın için Yasin kardeşim.
     
  14. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    emeğinize sağlık. çok faydalı bir yazı olmuş.
    elimizin altında bulunması gereken bilgilerden.
    Konunun "Önemli" olarak işaretlenmesi de çok iyi olmuş.
    Paylaşım için teşekkürler.......
     
    Son düzenleme: 13 Temmuz 2009
  15. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Güzel yorumlarınız için teşşekür ederim. Umarım söylediğiniz gib faydalı olur. İnşallah hiç kimse burada yazan bilgileri kullanmak zorunda kalacağımız zor durumlara düşmez.

    İlginize ben teşekkür ederim. Faydalı olursa bundan mutluluk duyarım.
     
  16. balık kurdu

    balık kurdu ercan

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    1.862
    Şehir:
    istanbul
    En İyi Avı:
    4 kilo civarı kofana
    emeğine, eline saglık yasin:)

    herkes için çok faydalı olacagına eminim
     
  17. atakule team

    atakule team hüseyin

    Mesajlar:
    919
    Şehir:
    ANKARA
    Favori Kamış:
    Bass Pro Shops® extrime xps Mitchell Elite Spin DAIWA EXCELER, EXSF662MHFS 1.98
    Favori Makine:
    shimano sustain 2500 fg shimano exsence 3000cı4
    En İyi Avı:
    hedefim 120 cm
    Selam

    yasin abicim ellerine sağlık :) inşallah hiç ihtiyacımız olmaz :D :D
     
  18. erdinc

    erdinc erdinç allı

    Mesajlar:
    1.011
    Şehir:
    İstanbul-Acıbadem, Çanakkale-Babakale
    Favori Makine:
    shakespeare
    Eline sağlık arkadaşım. her zaman elimizin altında olması gereken bilgiler. teşekkürler.
     
  19. m-a-v-i

    m-a-v-i Yasin

    Mesajlar:
    1.153
    Şehir:
    İstanbul
    Teşekkürler Ercan, umarım öyle olur.

    Teşekkür ederim Hüseyin abi. Temenninize gönülden katılıyorum.:)

    Ben teşekkür ederim Erdinç bey umarım ihtiyaç duymazsınız.
     
  20. oltacı_

    oltacı_

    Mesajlar:
    365
    Sevgili Yasin,

    Muhteşem bir derleme yapmışsın, bir o kadar üzerinde emeğin olduğu belli oluyor asıl konun muhteşem yanı ise içeriğinde gizli, Yazıyı bir çok mereklı arkadaş eminim hatim edecektir.

    Konu insan sağlığı ve bir ötesi yaşamsal idame olunca, Bu yazı can kurtarıcı bir çok tecrübeye dayalı bilgiye ev sahipliği yaptığı ortadadır,

    Özellikle doğa ile iç içe olanlar ve yarınlarda başımıza gelecek olan doğal afetlerde gibi bir çok zamanda ve mekanda hayati önemi ortaya çıkmadan evvel bir göz geçiripte gerekli yerlerini ezberlemek şarttır.

    Allah dert verip, derman aratmasın...

    Böylesi bir bilgi yumağını vucuda getirdiğin için çok teşekkürler.