henüz 5-6 yaşlarındaydım mahallemizin hemen kenarından güzel bir dere geçiyordu ozamanlar besberrak suyuyla çocuklar içinde yüzerler hatta mahallemizdeki hanım lar halı bile yıkarlardı çok iyi hatırlıyorum babam akşam iş çıkışı benide alarak kendir çomağından yaptığı oltasıyla dereye balığa götürür okendirde hem çok hafif hemde gölgede kurutulunca olabildiğine sağlam olurdu her akşam iki üçtane dere balığı yakalar onları temizler dolaba koyar tavalık oluncada pişirir yerdik balıklar ortalama 250-300 gr.gelirdi bir ilk bahar mevsimiydi evin önünde oynarken nereden bilmem balığa gitmek geldi aklıma babamın yadigar oltayı aldım bahçedende bir iki solucan mahallenin üst tarafında bulunan köprüden geçerek derenin kenarına indim babamdan gördüğüm şekilde iğneyi solucanın içine güzelce geçirdim ana dereden bölünüp tekrar birleşen bir kolun önüne oltayı saldım şamandırayıda babam gibi suyun 4-5cm üzerinde tutuyorum biraz bekledikten sonra oltanın o bölünmüş suya doğru ilerlediğini farkettim hemde akıntı yukarı gidiyordu kalbim sevinçten küt küt atıyordu nasıl heyecan lanmıştım kesin balıktı bu babamın yaptığı gibi balığı kenara atmak için oltayı sertçe kaldırdım oda ne balık gelmiyordu ben çekiyorum balık çekiyor gücüm yetmiyordu balık akıntıda bir aşağı bir yukarı yüzüyor birtürlü su dışına çıkmıyordu neden sonra bir anda balık dışarı fırladı kenara düşmesiyle üzerine çullanmam bir oldu düşünün daha 5-6 yaşlarında bir çocuğum nasıl sevinmiştim akşam balığı babama gösterip baba bunu ben tuttum diyecektim hemen oltayı topladım balık halen iğnede kaçmasın diye sudan iyice uzaklaşınca balığı oltadan kurtarıp su doldurduğum torbaya koyarak arkama bile bakmadan koşa koşa evin yolunu tuttum gerçi evimize uzaklığı 200-300 m obalık 400-500gr.lık dere balığıydı ve benim balık aşkımın başlangıcı olmuştu inanın şuanda yazarken oan ki gibi heyecanlandım ve yerimde duramıyorum acilen balığa gitmem gerek herkeze rastgele umarım beğenirsiniz
Gerçekten çok güzelmiş. bende küçüklüğümde deniz kenarında otururduk sabahları erken kalkar öğlene kadar köprü dibinde kaya balığı yakalamaya çalısırdım. kurdu geçirir balığa gorunce üzerine atardım bazen yakalardım bazen kefal diye hatırlıyorum bi kere saldırır ne iğne ne misina bırakırdı acaip sinirlenirdim
Geçenlerde fotoğraf çekmek için gittim ne köprü kalmış ne de oturduğumuz kamp yıkıp park yapmışlar yerine ama kumsal azda olsa duruyor oraya gidip 2 olta atıp beklıcem bakarsın levrak çıkar : )
arkadaşlar hepinize ayrı ayrı teşekkürler hatırladığım kadarıyla banada yedek olarak kuruttuğu o kendirlerden verdi beraber tutmaya başladık ama ben 12-13 yaşına kadar başka tutamadım oltayla çünkü iğnelerimi bağlamıyordu bende beceremediğim için hep kaçırıyordum ama azim edip öğrendim ve ondan çok yakalamaya başladım galiba balık konusunda çok şanslıyım nezaman gitsem hiç boş dönmedim denizde bile ilk denememde güzel mırmır karagöz çeşit yaptım ozaman isimlerini bilmediğim için beraber gittiğimiz abilere soruyordum onlarda oooo çok güzel mırmır karagöz felan derken denizi de öğrendik
Şu an rakımı içerken çocukluğa gittim 35 yıl geriye. Toplu iğneden olta yapardık. Tabiki tutamazdık. Bursa Nilüfer çayında. Sağol Mustafa.