Herşey Bu Fotografla Başladı

Herşey bu fotografla başladı. Zaten 5 günlük izin alacaktım ama bayramdan önce mi sonra mı alayım derken face'e düşen bu fotograf tüm fikrimi netleştirmişti.

Bayramdan bir hafta önce izne ayrıldım ve serüven böylece başladı. Ayın 5'inde Bergama'ya ulaşıp ilk fırsatta levreğe çıktık. Bizimle birlikte Serhat abimin 2 arkadaşı da geliyordu. Benim arabayla avlağa ulaştık. Abimin 2 arkadaşı da acemi. Birinde doğru düzgün malzeme yok, diğeri de tavsiye üzerine 3 sert sahte almış. Maxrap, İma sasuke, Yu-Zori. Avlakta bize vayacon nickli Gürel de katıldı. Başladık avlanmaya, dakka bir maxrapin gagası koptu. Sasuke takıldı 5 dakka demedi, misina kopmuş vaziyette arabamın bagajına ulaşıldı. Yu-zori'ye kıyılamadı slikon takıldı. 5 dakka demedi slikon da gitti. Baktım atacak bişeyi kalmadı hemen hemen ben sana slikon vereyim dedim yeni arkadaşa. İşte hayatımın hatası böylece başladı. Verdiğim slikonda ancak 5 dakka dayandı sonra bana sorup, slikon istemeye çekinildi. Ben atıp çekerken arabamdaki çantam durmadan kurcalandı. Ben o sıra atıp çekiyorıum ama midelerime kramplar giriyor sinirden. Ben kurcalamıyorum bu derece çantamı?

Çantam 2 acemi tafarından göz göre göre yağmalanıyor. Gürel'le göz göze geliyoruz, sinirden gülümsüyoruz, Gürel yağmalayanlardan daha mahçup bakıyor.

En son av bitiminde yağmalayanlardan biri sırıtarak, bak bakalım eksik var mı deyince?
Söyleyecek söz bulamıyorum diyebildim. Gürol 2 saat önce gitmişti zaten. O gün 2 ispendek çıktı. Biri 25-30 cm arası, diğeri 30-35 cm arası. İkisini de Cüneyt tutmuştu.

Ben bir slikon kaybıyla avı bitirmiştim. Kendim gelişim göstermiştim ama Serhat abi arkadaşlarını da geliştirmemi bekliyordu sanıyorum. Tabi alıştırma malzemeleri benden.
Benim gibi bir dostum olmamıştı şu hayatta.

Serhat abiye yaptığım sitemler sonucu, onlar çok iyi insan cevabını alınca, iyice zıvanadan çıkıyordum ama tuttum kendimi. Abi ben daha 15 gün burdayım slikon kalmadı deyince biraz hak verir gibi yaptı. Biri de bana malzeme çantasını adasa bende çok iyi insan olurum demeyi de ihmal etmedim. Neyseki bu sitemim sonraki günlerde ya ikimiz ya da gerçek levrekçilerle av yapmamızla sonuçlandı.

Gerçek levrekçi ne demek: Kendi malzeme stoğu olan, şunu bağlar mısın, misinam dolaştı napacam, takıldı napayım, sende zoka varmı, slikon varmı, nüfusumu versem beni nüfusuna alırmısın demeyen avcılar. (Bu türden avcılarla avdaş olmanızı şiddetle tavsiye ederim)

3 gün üst üste atçeke gidip 5-10 palaz ispendek vuruşu alıp 2 ispendek tutmuştuk. Onları da her zamanki gibi Serhat abi tuttu. Arabanın bagajında zor bela ölçmem sonucu 30 cm olduğunu görmüştüm. Şimdi balık ölçmenin zamanı mı diyerek fırçamı da yemiştim.

Daha sonra tembel işi av yapmaya karar verdim. Hava da ılıkımsıydı. Dikili'de şezlonglar daha kalkmamışsa şöyle yata yata bir av yapayım dedim. Hedef, şaşırmış bir çipura tutmaktı.

Akşam suyunda avlağa vardım 20 metre geride 2 genç. Daha ben takımları kurmadan bir sevinç nidası, arkamı bir döndüm 30 – 35 cm arası ispendek. Denizde de öyle aşırı bir çalkantı yok. Deniz 3-5 ya var ya yok. Yanımda 2 gün önceden kalma mamunlar var. Naaşları kara toprak olmak üzere. Zor bela taktım iğneye ve 3,90'lık surf kamışımla, deli divane beklediğim emcast plusımla mamunu teeee 15 metre uzaklığa gönderdim, zilimi taktım uzandım şezlonga. Dedim, tutamasam bile, gelen geçeni kessem moralim düzelir. 3 gün sabahladım elim yüzüm döndü uykusuzluktan. İnsan sıfatından uzaklaştım. Daha 45 dakka falan geçmişti ki kamış silkelendi, yerimden doğruldum, kamışı tuttum yerinden çıkarmadım. 5 saniye sonra sert bir eğilme, kamışı kaptığım gibi 2 adım geri gittim. Ağırlık halen takımda. Dalganın içinden alınan levrek gibi değil, bayağı sert bassa da emcast plusa dayanamadı ve zil sesleri eşliğinde balığı karaya çıkardım. Tabi zil sesini duyan ahali yemek saati gelmiş gibi koşarak yanıma toplaştılar. Nasıl tuttun, yem ne, iğneye bakayım..............gibi, genelde keyifsiz cevap vereceğim şeylere gayet havalı şekilde cevaplar verdikten sonra balığı torbaya koydum. 35 – 40 cm arası vardı balığım. Yarım saat sonra sert bir vuruş daha aldım ama o iğneye takılmadı, yemi kustu. Bende sevinçten çok ısrar etmedim ve eve dönüşe geçtim.

Daha sonraki zamanlarda tekneden lüfer avına gittik. Dip zokalı sistemle 4 lüfer yakaladık. Teknede toplam dört kişiydik ve 3 lüferi ben tuttum. Yem olarak o an tuttuğumuz, canlı erkek mercan, fleto kolyoz ve fleto gopez kullandık. Ben hiç lüfer yemedim ama yiyenler lüferin çok lezzetsiz olduğunu söylediler. Lüferler 33 – 38 cm arasıydı.

Bayram izninin son demlerinde yağmur yağmış, levrek umutları katlamıştı. Yalnız hesaba katmadığım birşey vardı. 11 aydır kırmızı et görmemiş bünyem 3 günde kırmızı ete boğulmuştu. Al yuvarların da kafası karışmış, vücuda giren bu nesneler dost mu düşman mı tanıyamamışlardı.
En iyisi hiç bulaşmadan hepsini çıkışa yönlendirelim demişlerdi. Saat 01:30'larda çalışmaya başlayan boşaltım sistemi beni bağırsak gurultularıyla uyardı ama yapacak bir şey yoktu. Sabaha kadar tutmam gerekti. Lakin heryer çamur olduğundan ilk defa neopren göğüs çizmemin konforunu yaşıyordum. İlk kullanımda da içine sıçmak istemiyordum açıkçası. (mecazi değil, gerçekten )

Neyseki güçlü iradem sayesinde sabah 05:00'lere kadar dayanıp, bir çırpıda neopren giysimi de çıkartıp, spor ayakkabılarımla zeytin ağaçlarının çevresinden slolom yapan kayakçı edasıyla bir elimde 5'lik su bidonuyla koşaraktan avı mutlu mesut hiç balıksız tamamlıyordum. O gün hiçbiryerden de balık haberi alamamıştık. Son yağmurlar balık vermemiş olsa da palaz çokluğu bana geleceğe dair büyük bir umut olmuştu.

İznim boyunca 2 palazı saldık. Biri 20 diğeri 25 cm kadardı.

Su üstü sahteye de ilk kez vuruş alarak, gayet güzel zaman geçirdim. (Balık palaz dı, hatta birçok palaz da gördüm sabah suyunda 2 karışlık sularda)

Herkese rastgelsin.

 

Yine harika bir rapor. Tebrikler Volkan. Takimlarimin kurcalanmasindan hiç haz etmem. Tiryakisi paket tasir, ara siracisi duman alti olmadan uzakda dursun

 

Tebrikler Volkan abi , zaten herşey ya bir fotoyla yada bir video ile başlar bende genelde video oluyor sana fotoğraf kısmetmiş

 

Teşekkürler Roy, Bende hiç hazetmiyorum. Kendim çantamı düzenlemek için bir saat uğraşmışım 5 dakka da altını üstüne getirip, mahvediyorlar.
Neyseki sanırım artık böyle kötü süprizler yaşamam.
Yoksa iyi niyetli kimseden 2 slikon sakınacak değilim.

Gönlünce yayın avların olsun.

 

Bana aslen duyum bile yetiyor. Fotograf baştan çıkarmak için yetiyor da artıyor bile. Daha irileri sana rastgelsin.

 

ellerine emeğine sağlık çok güzel anlatmışın yine daha iyilerini tutman dileklerimle rast gele

 

Teşekkür ederim, niceleri sizlere rastgelsin.

 

Sevgili Volkan raporu okurken öyle bir gülmüşüm ki, hanım "noluyor hayırdır" dedi.:laughing: Allah da seni güldürsün

Tulum çizmen umarım hala sağlamdır. Beleşçi arkadaşlara gelince, olayı aşmışlar, helal olsun hihi Belki forumada üye olup bu yazıyı okurlar birgün

Kazaen bir gün oralara yolumuz düşerse, sağlam teçhizatla gelmek lazım maazallah, yoksa bütün foruma rezil oluruz.

Sahi unutuyordum raporda güzel balıklarda vardı, onlarıda tebrik ederim.Gönlünden geçen trofe levreklere en yakın zamanda kavuşman dileğiyle, sevgilerimle sağlıcakla kal, rastgele

 

Teşekkür ederim abi, keyif aldığına sevindim.
Abi sana durumu yazıyorum sen karar ver; Benim arabayla ava gidiyoruz. 50 gidiş 50 dönüş 100 km. Avlakta çay demliyorum. Misina, slikon, zoka, hatta makine falan tedarik ediyorum. Gık demiyorum, demem de.
Lakin bana sormadan etmeden, malzeme çantamı açıp, karıştırılınca oha artık o kadar da değil.
İste vereyim, vermezsem o zaman sen yaz forumda Volkan pinti diye. hihi
Tepkim bunlara yani yoksa adamına göre, kendi takımımı bile verir, kendim arabada müzik dinlerim icabında. Zaten bişey tuttuğum da yok.

Gönlünce balıklar rastgelsin abi.

 

Tebrikler Volkan güzel balıklar ve güzel bir anlatım olmuş.

Benim raporda sorduğun sorunun cevabı ise burada gizli. Bu mevsimde Karadeniz ve İstanbul sularında yakalanan lüfer Dünya'nın en lezzetli balığıdır. Ancak lüfer Ege'ye girince bir anda lezzetsiz saman gibi tadı olan bir balığa dönüşüverir. Zaten Dünya'nın çoğu yerinde lüferi yemezler.

 

Güzel-güzel devam ediyorken okumaya "bir anda bitirmişsin" hissiyatıyla başbaşa kaldım. Tamam bol fotoğrafla süslemişsin ancak anlatımındaki o tadın daha da sürmesini umuyordum. Yine de gayet güzel olmuş tabi, tebrik ederim gubani.

Avlakta tuvalet ihtiyacını -afedersiniz büyük abdest- giderme gibi bir durum yoksa yani ortam uygun değilse -ki genelde uygun olmaz- av öncesinde muhakkak surette rezervleri sıfırlamak lazım. Ekstra bir durum olacaksa da o da şansa ve de berbat ötesi bir durum maalesef.

 

Abi sen bu raporları kitap yap, oku oku doyamıyorum

Çok güzel anlatmışsın eline sağlık, inşallah çok daha güzel avlar ve bizede raporları kısmet olur:thumb:

 

Teşekkürler Aret. Evet lüfer için boğazda yiyeceksin falan derler ama geçen kış tuttuk onlar gayet güzeldi bizim için. Ben havaların henüz soğumamasına, balığın yağ tutmamasına yormuştum. Benim düşünceme göre İstanbul'da da pek lezzetli olmaması lazım ama demek ki oradakiler lezzetli. Bizim buralara ulaşana kadar irileşiyor da tadı ondan bozuluyor olabilir belki de Geçen seneki lüferler daha küçüktü bunlardan. Bu sene lüfer boyları daha iri.

Neyse artık, zaten bir av daha ya yaparız ya yapmayız lüfergillerden.
Sizlere bol avlar dilerim.

 

Teşekkür ederim abi, güzel gönlünden güzel cümleler dökülmüş. Bende özledim sizlerden bişeyler okumayı.
Bizim avlar akşam 20:00 gibi başlıyor genelde. Sabah 5-6-7 'ye kadar devam ediyor duruma göre. Yani ava başlarken rezervlerde bi sorun olmuyor ama ilerleyen süreç herşeye gebe hihi
Sizlere de güzel keyifli avlar dilerim.

Çok teşekkür ederim. Gaza gelipte 3 kuruşluk birikimimi kediye yükleyecek değilim. hihi Kitap yazsam ne olacak ki? Zaten burada kısım kısım istediğim gibi yazıyorum. Okuyucu kesim de konulara ilgili, bilgili.
Eeeee daha ne????

Nice keyifli avları karşılıklı sağlıkla paylaşmak hepimize nasip olsun.

 

tadına doyulmaz güzel bir rapor olmuş.gönül eğlendirecek kadar balıkta tutmuşsunuz.çantanızın kurcalanmasına bende bozuldum. bol balıklı ve keyifli avlar dilerim.boy çizmesi kurtulduğuna sevinmiştir herhalde. sevgilerimle.

 

özellikle semavere bayıldım =) çay kokusunu hissettim resmem çok güzel bir av olmuş tebrik ederim

selamlar

 

yavv Volkan şu kaküllüyü niye kullanmıyorsun mekanda, ha bire sahteleri orda bırakıp geliyorsunhihi bir çanta sahte bıraktın o mekanda:laughing: ve diğer arkadaşların..suyun berrak olduğu gün dal..ne var ne yok çıkar al eline penseyi,,tak gözlüğü dal suya ben orda olsam.. ne var ne yok toplarım senin adına hihi
yinede balıksız dönmediğine sevindim:hungry: nicesine rasgelesin

 

Çok teşekkür ederim, nice güzel balıklar sizlere nasip olsun.

Semavere bizler de bayıldık. Çay tiryakisi olarak güzel de demlerim çayı. Zaten kimseye bırakmadım o işi. Soğuk günlerde çok daha güzel gelecektir. Herkese de tavsiye ederim.

Abi kaküllü kullanmak için ilk önce kaküllü yapmak lazım.
Sahteleri ben taktırmadım bu sefer. Ben 6 atçek avı yaptıysam 6 slikon taktırmışımdır en fazla. O da zaten normal bizim avlaklarda.
Abi avlak dalınabilecek gibi değil. Zemin güvenli olmayabilir ve kimi yerleri derin olabilir. Zaten şnorkelle falan bişey görüleceğini sanmıyorum.

Dibi süpüren bişey olsa anca o zaman bişeyler çıkartılır.
Kalan sağlar bizimdir. Nice güzel balıklar sana rastgelsin.

 

Volkan abim tebrikler mi desem geçmiş olsun mu desem bilemedim Ben sana dedim gel beraber ava çıkalım diye, yok düğün yok bayram diye gelmedin, bizim çanta full çekiyor abi, bidahaki avımız da bizim çantaları sana verelim de yağmala belki biraz sinirin azalır

Bu arada belki okuyup Volkan abimi tanımayanlar kendisini pinti sanabilirler ama çantasındaki her şeyi paylaşan bir insan olduğuna ben şahidim (eyvah ben de mi yağmacı oldu acaba )

Bu arada kaküllü istersen Özkana yaptırayım abi seri üretim yapabiliyor özkan

Avların ister balıklı ister balıksız ama illa ki heyecanlı ve zevkli geçsin abim

 

Sizin çantadan yağmalayabileceğim bişey yok. hihi hihi hihi

Sizin malzeme stoğunuz var, her ne kadar levrekçi sayılmasanız da
Levrekçi olmak için arada tutmak ta lazım zira hihi hihi
Siz isteseniz de yağmacı olamazsınız.

Ocak gibi izinleri çakıştırabilirsek birkaç güzel av yapabiliriz sanıyorum.
Nice güzel balıklar size rastgelsin. Siz neler yaptınız? Varmı bişeyler?