İlk Avım ve İlk Raporum - Kuleli, Istanbul - 21 Ağs 2010

Konu, 'Denizlerimizden Güncel Av Raporları' kısmında aargh tarafından paylaşıldı.

  1. aargh

    aargh Tamer

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    17
    Şehir:
    İstanbul
    Sevgili arkadaşlar,

    Bir kaç haftalık araştırmadan sonra, geçtiğimiz Perşembe gerekli ekipmanları alarak balık avlamaya karar vermiştim. Balikavi.net üyelerinin tavsiyeleri ile Üsküdar'da bir av marketine gittim ve 390cm'lik Lineaeffe kamış ile Okuma Avenger Av-55 makina aldım. Beraberinde farklı ölçülere ait çapari (zira ben çiçeği burnunda bir istavrit avcı adayıydım) ve kurşunlar ve bunları taşımak için bir takım çantası aldım.

    Ava çıkabileceğim gün, haftaiçi çalışıyor olmam itibarı ile Cumartesi idi. Büyük güne iki gün daha kalmıştı ve ben sabırsızlıktan deliriyordum. Bir taraftan da nerede olta atacağıma karar vermeye çalışıyordum. Evime çok yakın olan Bostancı sahil mi, yoksa boğaz mı diye düşünüp durdum. En sonunda Cuma günü akşam kararımı verdim. Boğazda, Kuleli Askeri Lisesi'nin önünde avlanacaktım. Orada daha önceleri bir çok balıkçının avlandığını görmüştüm.

    Cumartesi sabah saat 5 sularında evden çıktım ve arabam ile yola koyuldum.
    Kuleli askeri lisesine vardığımda bir kaç balıkçının yerini aldığını ve olta attığını gördüm. Uygun bir yer bulduktan sonra arabamı park ettim ve olta atanların yanında gittim. Başka zaman, manzara izlemek için baktığım deniz, oltacılıktaki acemiliğim ve tecrübesizliğim aklıma geldiği için o gün daha bir akıntılı gelmişti gözümde. Sanki rafting alanıydı mübarek. :D

    Balıkçılar ustalıkla olta atıyorlardı. Eğer aralarında bir yerde olta atmaya kalksam, ortalığın karışacağından emindim. O yüzden bir alt kümede mücadele etmem gerektiğini anladım. Bunun için bana daha sakin bir yer lazımdı. Fakat kimsenin olmadığı bir yerde avlanmaya kalksam, bana kim yardımcı olacaktı, ya da takıma ihtiyacım olduğunda kimden çapari vs. satın alacaktım? En sonunda Kuleli'den pekte açılmamam gerektiği sonucuna vardım. Üsküdar yönünde 50 metre ileride başka bir yer buldum. Burası Kuleli'ye (haliyle orada malzeme satan kişiye) 2 adım yürüme mesafesinde, küçük tenkelerin ve sandalların yanaştığı iskelenin yanında beton bir bölümdü. Sağıma baktığımda Kuleli'de olta sallayan kişileri görebiliyordum.

    Bulunduğum yerin biçilmiş kaftan olduğuna kanaat getirip, tekrar arabaya koşturdum. Olta takımımı ve çantamı bagajdan alım kıyıya getirdim. Şöyle bir köprüye baktım, güney yeni doğmuş ve etraf hala aydınlanmamış idi. Ciğerlerime derin bir nefes çektim ve bismillah deyip çantamdan ilk çapariyi çıkarttım. Cevap vermem gereken ilk soru çaparide ilk ucun kurşuna mı yoksa fırdöndüye mi takılacağı idi. kurşuna çok yakın bir köstek olamayacağı sonucuna vardım ve çapariyi açıp, uzun ucu kurşun tarafına bağlamayı kararlaştırdım. Çok geçmeden çapariyi takmıştım.

    Hazırlık aşamasını geçmenin verdiği heyecanla ilk atışımı yapacaktım. Kamışı geriye doğru uzattım, fırdöndü ile kamış ucu arası bir karış mesafe, makine açılacak, misina tetik alır gibi işaret parmağı ile sabitlenecek, ve işte her şey hazır. Kamışı bir savurdum, kurşun kendisini 15-20 metre kadar ileride buldu. Misina makineden boşanıyordu. Yeter bu kadar (neye göre - kime göre :D ) deyip makineyi kapattım. Sonra da kamışı yan tarafa çekerek ardından misina boşluğunu almak sureti ile at-çek stilinin çek bölümünü gerçekleştirdim.

    O da ne! Çaparideki iğnelerden bir tanesinde bir tane balık var! Allaaaah! Sevinçten havalara uçuyordum. Bu benim için müthiş bir deneyimdi. Balığı iğneden çıkartmadan önce bir hatıra fotoğrafı çektim. Ardından leğene deniz suyu alıp balığı içine attım. Yaşıyordu, ama biraz korkmuştu anlaşılan. leğenin içinde bir sağa bir sola, ani hareketler ile yüzüyordu.

    Kendi kendime, "Yaşadın ulan Tamer!" dedim, ilk atışta bir balık indirdin. Kolaymış bu iş, tamam çözüm dedim. Derken arkadan bir ses geldi, "Rasgelee, rasgelee!". Yaşlı bir amca elinde kamış ve çanta, bana doğru geliyor. "Sağol amca! Ama ben çok acemiyim, hatta bu benim ilk avım." dedim. O dan bana, "Ne güzel, iyi ya işte ben de pek usta sayılmam, yardımlaşırız." dedi. İçim rahatlamıştı, insanlara acemiliğim ile rezil olmaktan korkuyordum, ama bu amca gözüme pek bir şirin, pek bir şevkatli gelmişti. :D

    Sıra artık ikinci atışıma gelmişti. Amca hazırlıklarını yapıyordu ve ben tekrar atış düzeni aldım. Gerildim ve kamışı savurdum, o da ne! "Taak!" diye bir ses, o da ne! Kurşun 3 metre öteye düştü. Amca bana "Hayırdır, ne oldu?" diye sordu ve ben de, "Gitmedi bu yaa!" diye serzenişte bulundum. O da bana "Yahu makinenin kilidini açmamışsın!" dedi. Baktım, hakkaten de acemilikten makineyi açmamıştım, misina da haliyle takılmıştı. Mahcup bir ifadeyle amcaya baktım ve "Tamam tamam, halledeceğim bu sefer!" dedim. Tekrar düzeneği hazırladım, bu sefer kilit açıktı. Salladım ve yine "Takk!" diye bir ses. "Amca valla bu sefer kilidi açtım" dedim, peki sorun neredeydi? Kamışı indirdim ve sağına soluna baktım. Birden, fırdöndünün en uçtaki klavuzdan geriye doğru geldiğini ve bu nedenle takıldığını fark ettim. Eğer amcaya söylesem, bana bir güzel fırça atardı. Başlarda sergilediği güleryüzün yerini taşmış bir sabır almakta idi. :D

    En nihayetinde tüm dikkatimi toplayarak ve düzeneği baştan sona kontrol ederek tekrar atış yaptım, bu sefer bir sorun yoktu. Kurşun denizi bulmuştu. :D Betonun üzerine yerleştirdiğim leğen çok kenardaydı ve acaba balık atlar mı diye düşünürken bir de baktım leğende bir hareketlilik. Canım istavrit sen leğenden kendini yere at. Oradan da denize. böylece ilk tuttuğum balık 1 saatlik esaretin ardından kendini yine denizde bulmuştu. :D :D :D

    Olayın şokunu yavaş yavaş atlatmaya başlamışken, Kuleli'ye doğru baktığımda kalabalık daha da artmakta idi ve biz amcayla geniş geniş oltamızı atıyorduk derken, bir de baktım ki yoldan yanımıza doğru 50l'li yaşlarda bir erkek ve bir bayan geliyor. Adamcağız balık tutacak, eşi de onu seyredecek diye düşündüm. Sonra baktım ikisinde de kamış ve olta takımı var. Karada ters çevrilmiş bir sandalın üzerine çantalarını koydular ve hazırlanmaya başladılar. Ben ise bu durumdan hiç memnun olmamıştım. Daha çok balık avcısı demek, daha sıkışık bir alan ve benim sergileyeceğim daha acemice deavranışlar demek oluyordu. :D

    Hazırlıklarını tamamlayan o bayan ve erkek yanımıza geldiler, selam verdiler ve rastgele dediler. Ben bayana dönüp, "Abla bakın ben çok acemiyim, ona göre. Günah benden gitti, sonra sakın bana kızmayın." dedim. O da bana, "Yok yok, sorun olmaz." dedi ve gülümsedi.

    Deniz akıntılı olduğu için oltam başkalarıyla acemiliğim yüzünden karışacak diye acayip strese girdim. Biraz önce keyif aldığım şey artık benim için eziyete dönüşmüştü. Balık tutmaktan çok, takımı denizde bırakmamaya ya da oltayı dolamamaya çabalıyordum. Bu esnada 1 çapariyi denizin engin sularına bıraktım. Tekrar takımı yeniledim falan derken, 2 tane hamsi oltama takıldı. Acayip sevinmiştim, oysaki diğer olta atan kişiler bir seferde 6-7 tane çıkartıyorlardı.

    Ben böyle kamış ve olta ile boğuşurken, benim yaşlarımda 2 kişi geldi ve onlar da balık tutmak için hazırlıklarını yapmaya başladılar. Ben kendi kendime, "Oooo, burası iyice panayır yerine döndü" diye düşünmeye başladım. Çünkü balık tuttuğumuz beton iskelenin boyu baştan başa 10 metre ya var, ya yoktu. Yavaş yavaş vaktimin dolduğunu, burada bana yer kalmadığını düşünmeye başlamıştım. içten içe her yeni gelene kızıyordum. Çünkü orada balık tutan birileri varken, zorla gelip neden işleri daha da güçleştirdiklerine bir anlam veremiyordum. Belediye otobüsünde ayakta yolculuk ediyorduk sanki. :D

    Son gelen o 2 kişiden birisi, benim kamış ile cebelleştiğimi ve denizde takım bıraktığımı görmüş olmalı ki, "Bilader hayırdır kayalık mı burası? Senin takımlara ne oldu öyle?" gibi sorular yöneltti. Ben de "Yok yok, ben acemiyim yav!" şeklinde cevap verdim. O andan itibaren o şahıs beni mercek altına aldı. Her atışımı göz ucuyla takip ediyordu ve çek hareketi yaparken neler sergilediğimi inceliyordu. Derken dayanamadı ve bana gelip işin inceliklerini uygulamalı olarak anlatmaya başladı. hemen hemen 1 saat kadar hızlandırılmış bir kurs almış bulundum. Aramızda muhabbette koyulaştı. Nerelisin, nerdensin falan derken içimdeki stresin yerini tekrar keyif aldı. Bana kaç tane balık tuttuğumu sorduğunda, ağzını kapatmayı akıl ettiğim leğeni gösterdim ve bana, "Oh oh, iyisin ya!" dedi. Kendisi bir türlü balık tutamamıştı ve hırs yapmıştı. "Gideceğim, işim var ama siftahsız dönmek zoruma gidiyor" demişti. Nihayetinde dayanamadı ve müsade isteyip, ilkeleden ayrıldı. Kendisine çok teşekkür etmeyü unutmadım.

    Bir tane istavrit, 2 hamsi derken, aldığım hızlandırılmış kursun ardından 2 tane hamsi daha tuttum. Gün benim için çok verimli geçmişti. İlk kez balığa çıkmıştım ve eve elim boş dönmekten, hanıma dalga konusu olmaktan kurtulmuştum. Eve gidince balıkları temizledim, tavaya attım ve ekmekarası yapıp afiyetle yedik.

    Şimdilik bu kadar, müteakip avları da bilahare anlatırım. :D

    Saygılar,
    Tamer


    İŞTE RESİMLER:
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
    [​IMG]
     
    Son düzenleme: 23 Ağustos 2010
  2. point.shot

    point.shot rıfat kayar

    Yaş:
    48
    Mesajlar:
    1.377
    Şehir:
    Kayseri
    Favori Kamış:
    Spro Precision Hot Spin 210 cm 5-15 gr
    Favori Makine:
    Shimano Stradic 3000FI
    En İyi Avı:
    Anadolu Alası Gökkuşağı 63cm
    Bir aceminin hevesle gittiği ilk avda balık tutmasını çok isterim her zaman.. Gözlerindeki parıltı balıklardan daha parlaktır, yüzlerindeki gülümseme çocukluktan kalmış kadar içtendir.

    Tamer kardeşim sabırla okudum raporunu, hiç sonuna bakmadan da satır arasında sevine sevine devam ettim. Ama tavadaki hallerinin ardından yeşilliklerinin arasında yatışları yok mu bilki bundan daha lezzetli balığı bir daha zor yersin.

    Tebrik ediyor ve kendini kısa zamanda geliştirerek harika balıklar yakalamanı diliyorum.
     
  3. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    Tamer bey o balıkalr hamsi sardalya değil :) bu arada size olta satan yer önce boş takımsız kurşun ile at çek yapmanızı bahsetmedi mi misinanızın açılması için. makinaya yeni sarılan misina sadece fırdöndüye ağırlık takılarak bir kaç kez at çek yapılır ki misina gerilsin iyice. bende sık sık kulelide avlanırım kayaların olduğu yerde sizin avlandığınız yeri de biliyorum eğer denk gelirsek bir gün yardımcı olmak isterim size.
    ilk avınız olmasına rahmen yine de güzel balıklar tutmuşsunuz. tebrikler..
     
  4. aargh

    aargh Tamer

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    17
    Şehir:
    İstanbul
    Engin Bey,

    Emin olun ben de şüphe duymuştum onların sardalya olmadığından fakat acemilik işte. :D Gerekli düzeltmeyi yapıyorum. Daha da gülünç olmayayım. :D
     
  5. bahti88

    bahti88 Bahtiyar Çelik

    Mesajlar:
    1.113
    Şehir:
    Balıkesir - İzmir
    En İyi Avı:
    1531 gr. Pullu Sazan, 1150 gr. & 58 cm. Turna
    İlk avınız hayırlı olsun, balık tutmaya alışan daha da iflah olmaz :D
     
  6. pirana19

    pirana19 Serhat ÖZER

    Mesajlar:
    451
    Şehir:
    ÇORUM-GİRESUN
    Favori Kamış:
    OKUMA SALİNA 240 10-40
    Favori Makine:
    SHIMANO BIOMASTER 5000CFB
    Tebrik ederim . İlk heves sonucu balık almanız çok güzel. umarın git gide avlarınız daha güzel ve bereketli olur
     
  7. ONUR TÜRKER

    ONUR TÜRKER ONUR TÜRKER

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    75
    Şehir:
    İSTANBUL
    Yazılanlar çok hoşuma gitti uzun zamandır bol balıklı hikayeleri bile bu kadar keyif alarak okumamıştım Allah keyfinizi bozmasın
     
  8. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    %100 4 tanesi hamsi diğeri istavrit :)
     
  9. aargh

    aargh Tamer

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    17
    Şehir:
    İstanbul
    Mekan süper bir yer...

    Boğazda balık tutmak akıntı yüzünden biraz meşakkatli ama manzara müthiş.
    O gün 6 saatimi balık avlamaya çalışmakla geçirmişim. Bana sorsanız 2 saat gibi geldi. Vakit su gibi akıp geçiyor, boğazın akıntısı gibi...

    Bu arada saat 9'dan sonra balık seyrekleşiyor. Yanımdaki tecrübeliler bile o saatten sonra pek bir şey tutamadılar. Sabah çok erken saate gitmek olasılığı arttırıyor.
     
  10. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    Oradaki akıntı birşey değil siz birde üsküdarda radarın orayı görün. 200 gr kurşun atıyorlar rapala zamanı. çubuklu da çok akıntılıdır . kulelide ise kayalıkların olduğu yer çok akıntı yapar. istavrit ve sardalye dediğiniz gibi 9 a kadar yapar. sonrasında ya zargana ya da izmarit avı başlar bu zamanlarda.
     
  11. yucelsavan

    yucelsavan yücel savan

    Yaş:
    51
    Mesajlar:
    206
    Şehir:
    bursa
    Favori Kamış:
    remixon hurricane 270
    Favori Makine:
    okuma boxter bxf 60
    En İyi Avı:
    levrek 1.9 kg
    tebrik ederim..
     
  12. xcebeci

    xcebeci umut semi yavuz

    Mesajlar:
    199
    Şehir:
    istanbul
    En İyi Avı:
    geri saldıgım yapraklar...
    tebrikler:) ilk av olarak guzel bir av gecirmişsin balıkcılga hoşgeldin eminim beli bir zaman sonra hastası olacaksın bende yarın ava gıdicem şans dilersen sevinirim....:) :)
     
  13. AkÇ@Y

    AkÇ@Y Murat

    Mesajlar:
    509
    Şehir:
    BANDIRMA===>İstanbul
    Tebrikler, samimi anlatımınız için de teşekkürler.O güzel havayı yaşamış kadar oldum:)
     
  14. albatros4174

    albatros4174 Kamil

    Mesajlar:
    40
    Şehir:
    KOCAELİ
    Favori Kamış:
    abu garcia blac arrow 420
    Favori Makine:
    shımano titanos 4500
    En İyi Avı:
    sazan 3750
    Merhaba Tamer
    Artık sen iflah olmazsın kamışı bi kere eline aldın balığı da tuttun ya sen de artık dönüşü olmayan bir yola girdin ama endişe etme bu ypol güzel bi yol.Raporunu ii yerinde yaklaşık bi saatte okuyabildim gelen gidenden fırsat buldukça.İlk bakışda ürküttü beni oooo dedim adam ammada yazmış be nası okuycaz bunu bu işin gücün arasında ama samimi anlatımın ve güzel uslubun bana raporu sonuna kadar okuttu tebrik ederim.Aklıma gelmişken söylemek isterim bir fırdöndünü değiltir yada ucuna bi halka tak(rapala halkası) yüzükden geçmeyecek şekilde.fırdöndüyü değiştireceksen
    çok büyük fırdöndü de takma
    yüzükden geçmeyecek en küçük fırdöndü.
    bana göre çok güzel bir av yapmışsın tebrik edrim o hamsiler ne tatlı gelmiştir sana şimdi.Alel acele yazdığım için yazım hataları olması kuvvetle muhtemel:) kusura bakma.
     
  15. aargh

    aargh Tamer

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    17
    Şehir:
    İstanbul
    Teşekkürler. :)

    İyi şanslar! Rastgele! Bereketli bir av olur inşallah. :)

    Elimden geldiğince hikayeleştirmeye çalıştım. Çünkü uzun bir yazı olacaktı ve okuyanlar sıkılsın istemedim. :)

    Fırdöndü konusunu dikkate alacağım. Tavsiyeleriniz için teşekkürler. :) Av çok hoşuma gitti. Çok hoş vakit geçirdim. Zaten doğa aşığı birisiyim. Dağdı, tepeydi, bayırdı, denizdi, göldü bunların hepsini çok severim.

    Balık avının en güzel tarafı, bir şeyler ile mücadele ediyor olmak. Evde boş boş oturup her zaman TV izleyebilir, magazin haberlerindeki abuk subuk görüntüler ile vakit öldürebiliriz. Arada kendimize meşgale bulup bir şeyler becerebiliyor, başarabiliyor isek ne ala.
     
  16. lebiderya

    lebiderya adem

    Yaş:
    50
    Mesajlar:
    86
    Şehir:
    fizan
    Allahta seni güldürsün e mi.. tavadaki halleri çok hoş..Cesaretin kırılmasın, devam...
     
  17. deePblue

    deePblue na

    Mesajlar:
    1.573
    Şehir:
    aa
    Her avınızın bu heyecanda yaşanması dileğiyle :)
    tebrikler..
     
  18. fup

    fup

    Yaş:
    57
    Mesajlar:
    206
    Favori Kamış:
    Olta
    En İyi Avı:
    48 cm.Zargana tesadüfen:)
    :)

    Kardeşim raporunu büyük keyifle okudum. Allah şifasını vermesin!!:D sana da bulaşmış mikrop:) Umarım rastlaşırız birgün bir avda.

     
  19. enginson

    enginson engin

    Yaş:
    43
    Mesajlar:
    2.161
    Şehir:
    istanbul
    Favori Kamış:
    daiwa crossfire(spin) okuma salina
    Favori Makine:
    shimano catana 400 fb, ryobı ecusima 6000vi, okuma avanger 65
    yakında kamış sayısı 1 den 6 ya felan çıkar :D benim eğer vermeseydim şu anda 15 tane kadar kamışım vardı :D şimdi 5 tane kaldı allah nasip ederse bir de spin kamış eklicez tamamdır :D keşke koleksiyon yapsaydım :D
     
  20. 56561

    56561 Yücel

    Yaş:
    49
    Mesajlar:
    2.535
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Daiwa Sensor Red Surf 4.00, Daiwa Procaster Samfish 2.10
    Favori Makine:
    Shimano Catana 4000FA, Ryobi Ecuisma 8000vi
    En İyi Avı:
    10.5 kg rus kefali, 5.250 Levrek, 1573gr kofana
    Tamer, yazdıklarını sonuna kadar büyük bir keyifle okudum. Duygularını çok güzel bir şekilde ifade etmişsin. Ben de aynı senin gibi, acemilikten olmasa da avlandığım yerlerde kalabalıktan hoşlanmıyorum. İlerde kamışına ve makinene daha hakim olacağın için kalabalıktan çok da korkmamanı tavsiye ederim. Daha iyi avlara rastgelmen dileğiyle.