10 yaşlarinda iken ege bölgesinde kafaya bağlanan bezleri gördes çayının dzeminine gerdirip 4 ucundan tutmuştuk ve üzeinden balik geçmesini beklemiştik öyle yakalamiştim ufak 8-10 cm lik çay baliği denen baliklardi. yeni konu açmadan birde şunu sormk istiyorum mesela önceden hiç gitmediğimiz bir göl de yada akarsuda hangi baliklar yaşar tam olarak bilgi labileceğimiz bir yer varmi .yada böyle bir harita varmı. türkiye tatlı su balık haritasi gibi mesela. forumdaki arkadaşlar eminim yardimci olacaklardir ama benim gibi her yerde ne var merak eden herkes sormak istese sanirim forumda epey konu açilir ve açiliyordurda. bu tür bir haritayi kendimiz yapabilirmiyiz .mesela google map gibi bir yere aktarsak sanirim bilgisayar programcisi arkadaşlar konuya daha vakiftirlar.
ilk balık slm ben tekirdağ'da şarköyde yaşamakdayım.balık yakalama merakım hiç yoktu taaa kii 22 yaşına kadar ne zaman çalışmak için tekirdağ kumbağ'a atandım o zaman başladı bende balık sevdası memur olduğum için saat 5'ten sonra boş kalıyordum birde o zaman bekar olunca yapacak başka işte yok hafta sonları tekidağa gezmeye gidiyordum sahilden milletin kamış ile birşey attığını fark ettim oradaki usatalara sordum kaşık dediler bu ufak demir parçası ve uçunda 3'lü iğne vardı ne işe yarıyor diye onlarda çinekop yakalamak için dediler ama bana o zaman tuhaf geldi muhabbet ederken abi yanımda bir çinekop alınca bendede başladı bir merak oradaki abilere nerden malzeme alabileceğimi sordum yer söylediler bende gidip 2,40 bir kamış ve ufak bir makina aldım işte o zaman başladı balık sevdası.inanın düğüm atmayı bile bilmiyordum o zaman.kamış ve aldığım kaşık iler kumbağa geri döndüm o gün.kumbağda ufak bir kırtasiye vardı ufak tefek balık malzemeside satıyordu kulakları cınlayası kamil abi çok cerememi çekdi.iğne bağlamayıda düğüm atmayıda ondan öğrendim.iş çıkışı bir gün yanına uğaradım abi şu kaşığa 2 kolumu açıp bunun gibi 2 boy misina bağlarmısın dedim oda neden sordu balık yakalamak için dedim ne balığı dedi çinekopa atacağım dedim güldü bana olmaz kardeş dedi yaa sen bağla olmasın o dedim hem güldü hem bağladı.sonrada abi 20-25 garmlık birde kurşun dedim onu ne yapacaksın dedi.fırdöndüye hem kurşunu hemde kaşığın bağlı olduğu misinayı taktırıp doğru deniz kıyısına bana çok güldü.başladım ben bir attım birşey yok 2'ciye attım inanın benden mutlusu yokdu o zaman ilk balığımı almıştım hemde çinekop.o gün 2 saat için 5-6 çinekop almıştım.giderken kamil abinin yanına uğradım gül sen bana dedim bak balıklara dedim.hertesi gün benden önce sahildeydi.o zamanlar acemi şansımı dersiniz ne dersiniz bilemem ama her gittiğimde 5-6 çinekop aldım güzel günlerdi onlar.şuan mürefte'de görev yapmakdayım ve burada levrek koşturuyoruz artık.düğüm atmayı ve iğne bağlamaya bilmeyen insan artık levrek avlıyor nereden nereye.sevgili balık dostları biraz uzun oldu ama ben ilk balığımı böyle yakaladım
Çok küçüktüm. hiç hatırlamıyorum. Babam çok şanslı olduğumu söylerdi. Ama küçüklüğümde hatırladığım ilk kayda değer balığım 8-9 yaşlayında iskeleden yakaladığım 700-800 gr civarı bir levrekti. Ancak hayatında ilk balığı yakalayan 10larca insana bu şansı verdim. Oltalarını iğnelerini yemlerini hazırlayıp ellerine tutuşturduğum acemi balıkçılarım YAA BEN YAKALAYAMAM ANLAMAM dedikten sonra oltalarına takılan bir balığın heyecanıyla defalarca havaya sıçrayıp YAKALADIMM diye haykırışlarını görme şansı da hiç yadırganıcak zevk değil.
Sanırım 5-6 yaşındaydım. Adana-Karaisalı(Adananın bir ilçesi) arasında Salbaş diye bilinen yere pikniğe gitmiştik. Tam olarak hatırlamıyorum, sazlıkların içinden ufak bir dere-çay akıyordu dayım da beni ve kuzenleri alıp oraya götürdü. Elinde 1 tane kargı vardı ucunda da şamandıralı tek kancalı klasik sistem. Küçükken benim alerjim çok ileri derecedeydi, ben tabii o kadar sazın toprağın içinden geçince gözler şişti , kaşınıyor, sürekli hapşırma , burun akıntısı ... bitik vaziyetteyim yani. Dayım tam olarak nerden buldu hatırlamıyorum ufak bir kap dolusu toprak solucanı vardı. İlk önce bir tanesini attı bize göstermek için bir tane balık yakaladı, o zamanlar tatlı su çuprası demişti, pek hatırlamıyorum balıkların şeklini , sonra sırayla denemiştik ufaklıklar olarak. Ben de 1 tane yakalamıştım. Bu ilk ve son tatlı su balığı avım oldu zaten, yaş 11-12 ye geldiğinde yazlıkta balıkçı amcaların etrafında sürekli gezer, kararında(fazla soru sorulmaz balıkçıya ) sorular sorar hale gelmiştim. Sonra ondan şunu bundan bunu öğrene öğrene,kendi tekniklerimi geliştire geliştire bu günlere geldim . Bu güzel forum sayesinde de öğrenmeye de devam ediyorum. Uygulama sıklığım azaldı ama fırsat bulunca tabii ki kaçırmıyorum . Balıkçılıkla uğraşmayanlar için aptalca bir uğraş bu. Ne gerek var olta malzemesine yüzlerce milyon para vermeye, onca vakit harcamaya vs... Ama onlar balıkçılığın keyifli kısmını göremiyor. Oltanın ucundaki o vuruşları çekişleri, asılmaları hiç hissetmemişler ki. Bir kısmı geçtim balık tutmayı hayatında gün doğuşu görmemiş. Ben çoğu zaman oltamı yana koyar güneşin doğuşunu seyrederim. Doğayla başbaşa, denizle, balıkla , her sorunun çözümü en iyi stres atma yöntemi. Eminim sizlerde aynı şekilde hissediyorsunuz . Misinanız kuvvetli, kancanız keskin, yeminiz taze, balığınız bol ve limit dahilinde olsun. Rastgele
ilk balığımı samsun bafra da ırmağın yakınlarındaki küçük göletlerde tuttum evden kaçıp ırmağa giderdik yanımızdaki ekmeklerle de balık tutardık biz kafadar 6arkadaştık ocak ayında göle girip yatan sazanları tutardık o zaman ama evde ne dayak yerdik sormayın sülalede kimse benden haz etmezdi bu yüzden bi hasta olsada evden çıkamasa diye bakarlardı ama tek eser sinüzit kaldı bi hastalığım olmadı bu güne kadar ne hikmetse karnem boştu bu seneye kadar ama ilk balığım kasna olmuştu sonra bol bol kızılkanat ama onlarla kaldı bu aralar yok bişe
Dogru seneyi yazabilmek icin taa Mersin’i babami aradim valla. Baba dedim, biz Erdek’e ne zaman gitmistik? Hayirdir oglum ne oldu dedi. Dedim soyle sen, merak ettim Sene 1981 mis yani ben 6 yasindayim. Annem o zamanlar Halk Bankasi’nda calisiyor ve yaz tatili icin ailece Erdek’e bankanin kampina gitmistik. Ben sansliydim babamin da yillarin amator balikcisi olmasi sebebiyle. Neyse tabii detaylari cok net hatirlamiyorum ama babamin balik takimlari benden cok cekerdi o yillarda. Kampin oralarda tahta bir iskele oldugunu hatirliyorum. Babamin balik takimlarindan birisi elimde, iskelenin uzerindeyim. Yem olarak belki ekmek belki oralardan topladigim midyeler belki de baska birsey. Neyse oltayi yemleyip iskelenin kenarlarina attigimi hatirliyorum, baliklar da tirtikliyor yemleri. Boyle bir sure ugrastiktan sonra birdenbire ”kuuuuut” diye bir vurus, elimdeki misina fisek gibi firliyor. Bir ben cekiyorum bi balik, bi ben bi balik Sonucta uzun ugraslar sonunda kucuk yasima ragmen galip gelen ben oluyorum ve balik iskelede. Belki bes belki on santim, turunu tam hatirlamadigim ama lagosa benzeyen bir yavru balik. Eh cocuguz o zamanlar oltalari toplayip baligi kaptigim gibi annemle babama gostermek icin kosuyorum plaja. Sonrasi hafizalarimin derinliklerinden silinmis, kaybolup gitmis...
aslında ilk balığım değildi ama ilk gerçek iri manyak birbalıktı. 1.5 kg ağırlığında levrek.Hiç unutmam 10 kasımdı. mersin limanı beton mendirekte yakaladım. okulu asmıştım( kimileri kız peşine koşardı.bende tam tersine balık peşine koşardım.) kıravatımı çıkardım defteri bizim erdala verdim.ve tuttum iskelenin yolunu. ama o iskeye gelebilmek için ne yol kat ediyordum.Yanımda hiç bisey yok.Balık malzemesi zulası yapan abilerim vardı. onların takımlarını kullanırdım. sadece yarım ekmek alırdım. ekmekle izmarit yakalıyor, cam kırığıyla doğruyor ve yerden toplama oltalarla sallıyordum. işte o emanet takımlardan birine canlı izmarit takıp attım. 20-25 dk sonra tahta gitti gidecek denize.yakaladım o hazzı anlatamam. 5-6 dk uğraştım. bereket yukarı aldık.İlk gerçek balık bu oldu işte. ama yiyemedik tabi.OKULDAN kaçtığımız için eve de götüremedik.ordaki balık tutan abinin birine vermiştim. O da ilerleyen günlerde çok tüyo vermişti. saolsun.
ilk baligim URFA da .... ilk baligimi Urfa Halil ul Rahman a gitmisdik, bilenler bilir; orada baliklarin ziyaret olduguna inanilir, yil belki 1962 veya 1963 olabilir, hayal meyal hatirliyorum, Camideki ``o Meshur baliklari`` elimle tutmak istemisdim, bir et yigininin üstüne düstüm, yani Balikli göle)))) baliklar beni icine cekmisdi.... O günden bu yana halen baliklar beni cezbediyor))))).....
Yok aksine beni öyle bir balik tutkusu sardi ki, Antepde Alleben suyumuz vardi oraya giderdim evden kacarak, yani sabah cikardim babam bir yere gitme derdi, dinleyen kim))))), sabah oyuna diye cikar dogru Alleben deresine)))), gömlegimizi cikartir tersine cevirir, kollarini yeniden kollarimaza gecirir, gömlegin diger kismini kepce gibi kullanarak balik tutardik)))))).... cebimizdeki 25 kurus un 10 kurusuna bir pide alir , bir kibrit alir, buldugumuz bir konserve kutusunu yikar onun icinde balik yapardik)))), aksama da dayak yerdim tabiki babamdan, ama yesem de o dayagi yarin nerede balik tutacagimi düsünürdüm))))
7 Yaşımda (20yıl önce) Eskihisar da el sinek oltası ile istavrit avlarım ilk kayda değer avımdır.. Daha sonraları çırçır,ispari,izmarit,el ile (zargana,yengeç) avlarım haftanın hergünü tüm sezonlar boyunca devam etti..13-14 yaşlarımızda ise artık hafta sonları gider olduk ve artık deniz kirliliği en üst seviyeye çıktığı için kıyıda sadece kayabalığı ve kamışla atış mesafesinde istavrit kalmıştı.. Hatta büyük abim ile yağışlı bir 93kışı pazar günü kafamda 3 dikiş ile sonlanan istavrit avımız halen gündemdedir Eskihisar dan gebze ye balıkla değil hastaneye olta ile gelen kaç kişi vardır doktor gülmekten dikişi zor atmıştı El ile Yengeç ve Zargana Yakalama Tekniğim Hedef sessizce izlenir arka kısmın dan tek hamle ile yakalanıp sudan çıkarılır.. Zargana Akşam ezanı vakiti iskele kenarları ve kayallıklarda teke avlar iken hiçbir malzeme kullanmaksızın el çabukluğu ve refleks ile yaptığımız avlar idi
İlk tuttuğum balık izmarittir. Midye ile , Emirgan otobüs durağının arkasında , 14-15 yaşındayken sanırım...
8 yaşlarda oltada gelişmemiştim ancak elle oturtma yaprak yakalardık sazanları artık yaşlandık suya giremiyoruz
7-8 yaşında 25santim kayabalığı çandarlıda tuttum ya bide karagöz geldi ama çıkarırken suya düşmüştü ...o güntutmuşum ikisinide Yani şimdi kayabalığı falanda kalamadı 5-10 enfazla 15santim kayabalığı karagözde öyle artık