http://www.radikal.com.tr/Radikal.a...ticleID=1066451&Date=15.10.2011&CategoryID=77 İsrail sazanı düşman ilan edildi AFYONKARAHİSAR - Eber Gölü'nü Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ömer Faruk Kalay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göle yaklaşık 10-15 yıl önce bırakılan İsrail sazanının göldeki diğer canlı türlerine yaşama şansı vermediğini kaydetti. Bölgedeki balıkçılarla kontrollü olarak avlanma yapıldığını belirten Kalay, tutulan balıkların Kuzey Irak'a ihraç edildiğini bildirdi. Göldeki İsrail sazanı ile mücadelenin Orman ve Su İşleri Bakanlığının denetiminde yapıldığını anlatan Kalay, şöyle konuştu: “Yaklaşık 10-15 yıl önce Türkiye genelindeki iç sularımıza sonuçları düşünülmeden bir balık türü salınmış. Bu balık kısa sürede ürüyor. Diğer balıklara yaşama şansı vermeyen bu balıktan kurtulmak gerekiyor. Vatandaşlara ekonomik girdi sağlasın diye düşünülmüş, ancak akıl almaz bir üreme meydana gelmiş. Bu nedenle diğer balıkların da yaşam alanlarını daraltmaya başlamış. Bu balık yılın 12 ayında yavru atıyor. Dolayısıyla Eber Gölü'ne bıraktığımız 2 milyonun üzerinde turna ile sazanların balıkların yiyeceklerinin yanı sıra bu balıkların yumurtalarını da yiyorlar. Dolayısıyla Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu'nun talimatıyla bu balıkla mücadele başlattık. Kontrollü olarak günlük 2 tona yakın İsrail sazanı tutularak, anlaşılan firma aracılığıyla Irak'a ihraç ediliyor.” Kalay, yapılan bu işlemle hem Eber Gölü'nün temizlendiğini hem de ülke ekonomisine girdi sağlandığını belirterek, İsrail sazanının çok kılçıklı ve lezzetsiz olduğu için yurt içinde talep görmediğini de sözlerine ekledi. Bölgedeki balıkçılar da Eber Gölü'nün İsrail sazanından temizlenmesinin ardından burada üremelerine olanak verilecek yeni tür balıklardan daha iyi gelir elde edebileceklerini söyledi. (aa)
Balık türlerinin çoğaltılması için Türkiye’deki göllere bırakılan “İsrail Sazanı” birkaç yıl içinde Türkiye’deki en değerli balık türlerini yok etti. Balık türlerinin çoğaltılması için Türkiye’deki göllere bırakılan “İsrail Sazanı” birkaç yıl içinde Türkiye’deki en değerli balık türlerini yok etti. Bilim insanlarına göre bu balık türleri, çevre etkileriyle birlikte önümüzdeki 30 yılda göllerdeki balık popülasyonunun yarısını yok edebilir. Türkiye’deki göller üzerine en kapsamlı bilimsel çalışmayı gerçekleştiren Süleyman Demirel Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahrettin Küçük “20 balık türü daha yok olmak üzere” uyarısında bulunurken, 30 yıldır Türkiye gölleri üzerine araştırmalar yapan Yrd. Doç. Erol Kesici, yanlış üretim teknikleri ve çevre faktörleri ilk 10 yılda, aralarında Avlan, Karagöl, Akşehir, Eber, Tuz gölü, Beyşehir göllerinin de bulunduğu çok sayıda göl haritadan silecek” dedi. Süleyman Demirel Üniversitesi (S.D.Ü) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fahrettin Küçük’e göre 1970′lerden itibaren Türkiye’deki balık çeşitliliğini arttırmak için devlet kontrolünde yurtdışından getirilerek göllerimize bırakılan balıklar şimdilerde Türkiye göllerine has balıkların soyunu tüketiyor. Latince isimlerinden Türkçeleştirilen ve aralarında “İsrail Sazanı” olarak da bilinen Gümüş (Açık denizlerden) Gümüşi Havuz (Avrupa) Güneş (ABD) ve Tatlısu Balıkları (Avrupa), Türkiye’deki balık yapısını bozarak yerli türlerin sayısını azalttı. Küçük 78 tür yerli balığın bölgeye has balıklar olduğunu söyleyerek, “Bu balıklardan Eğirdir’de yaşayan Kavinle Balığı ve Beyşehir’deki Gökçe Balığı tamamen yok oldu. Akgöl’de ise balık kalmadı. Hali hazırda 20 tür de yok olma tehdidiyle karşı karşıya” dedi. BALIK TÜRLERİNİ YOK EDİYOR İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuran Ünsal, devletin 30 yıl önce yürüttüğü yanlış politika sonucu söz konusu yabancı balıkların, bugünkü nesillerinin genişlediğini ve tüm Türkiye’ye yayıldığını belirterek, “Her türlü ortamda yaşayan ve besin seçmeyen bu balıklar gittikleri göllerde de yerli türler ve yumurtalarıyla beslenince balık türleri yok olma tehdidi ile karşılaştı” dedi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Prof. Dr. Ruşen Ustaoğlu ise balıklardaki popülasyon azalmasının bilinçsiz, kaçak ve yanlış balıkçılık yöntemleriyle arttığını savunuyor. 10 GÖL ÇÖLLEŞECEK Süleyman Demirel Üniversitesin Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Erol Kesici ise yanlış ve kaçak avlanma ve göl kaynaklarının engellenmesine bağlı olarak Türkiye’de çok sayıda gölün kuruduğunu ya da kurumak üzere olduğunu belirterek, “Bu bir zincir. Önce kirlenir, balıklar yok olur. Üzerine bir de yamyam balıklar getirildi mi bu hızlanır. Göle giden sular barajlarla engellenir, su kaynağı göle gitmez. Göl bataklık olur sonra da çöl” dedi. Balıkesir’in Bandırma İlçesi’nde, Kuşcenneti Gölü’ne 10 yıl önce devlet tarafından bırakılan ve gölün en büyük balık popülasyonu haline gelen ‘İsrail Sazanları’, bölge halkının en büyük geçim kaynağı haline geldi. Hızla çoğaldığı için balık nesillerini tehdit eden İsrail Sazanı günde 20 ton gibi yüksek bir rakamla balıkçıların yeni geçim kaynağı haline geldi. Balık türleri arasında hızlı üreyen ve diğer balık türleriyle beslenen “İsrail Sazanı” Türkiye’ye ilk defa Trakya’daki göllere bırakılmıştı. Zamanla ülke geneline bilinçli ya da bilinçsiz yayılan balık türü, Türkiye göllerine has balık türlerinin popülasyonunu da azalttı. Çevresel faktörler ve yanlış avlanma da göllerin kurumasına neden oldu. SARIBALIK TÜKENiYOR Kars İlçe Tarım Müdürlüğü verilerine göre Kars Çıldır Gölü’nde balık sayısında yüzde 50 oranında düşüş gerçekleşti. Her geçen yıl azalan balık sayısında en çok da Çıldır Gölü’ne has “Sarıbalık” zarar gördü. Çıldırlı balıkçılar azalmanın kaynağıyla ilgili İsrail Sazanı olarak bilinen balık türüne işaret ederken, İlçe Tarım Müdürlüğü yetkilileri ise balık sayısındaki azalmanın kaçak ve bilinçsiz avlanmadan kaynaklandığını dile getiriyor. İşte tehlike altındaki göller Manisa Marmara Gölü: İsrail Sazanı patlaması yaşandı, diğer türler azaldı. Bursa İznik Gölü: İsrail Sazanı gölde yaşayan Yayın, Aynalı ve Pullu sazanlarının sayısını azalttı. Bursa Ulubat Gölü: Göle has Turna balıkları, hızlı üreyen İsrail Sazanı karşısında yenik düşüyor. İstanbul Büyükçekmece Gölü: Yerli sazan sayısında ciddi azalmalar balık türünü tehdit ediyor. Balıkesir -Kuş Gölü: 10 yıl önce bırakılan İsrail Sazanı en fazla popülasyona sahip balık oldu. Günde 20 ton İsrail Sazanı tutuluyor. Eskişehir Porsuk Çayı: Balık tutanların ağına her defasında İsrail Sazanı takılıyor. Kocaeli Yuvacık Barajı: Barajda tutulan Havuz Sazanı, İsrail Sazanı’nın soykırımına uğradı. Adapazarı Sapanca Gölü: İsrail Sazanı nedeniyle, Tatlı Su Levreği, Kadife Balığı, Kaya Uskumrusu bulmak çok zor. Kars Çıldır Gölü: Göle has Sarıbalık yerine İsrail Sazanı balıkçıların oltasına takılıyor. Tuz Gölü: Çevresel etkilerle kurudu. Gölün en derin yeri 2 metreye kadar düştü. Akgöl: Gölge balık kalmadı Eğirdir Gölü: Göle has Kavinle balığı İsrail Sazanı nedeniyle tamamen yok oldu. Konya Akşehir Gölü: Kurumaya bağlı sadece sazan balığı bulunuyor. Konya Beyşehir Gölü: Göle has Gökçe balığı İsrail Sazanı nedeniyle tamamen yok oldu. Afyonkarahisar Eber Gölü: Kurumaya bağlı göldeki balık zenginliği yok denecek kadar azaldı. Kaynak : YeniŞafak – 14 Ocak 2011
Tatlisudan Günlük 2 Ton Ayni Türde Balik Nasil çikar Ya ? Bu Kadar Mi çok üremiş Bu. Su Içerek Mi Büyüyo : )
düşün artık bu israil sazanın nasıl ürediğini. Yöre balıkçıları ağ atarak balıkları yakalıyor ama israil dısında balıklarda ağlara yakalanıyordur mutlaka. Acaba tamamen temizleyebileceklermi bunu zaman gösterecek. En azından bir yerden başlanmış durumda. Birde dikkatimi çeken nokta, tebliğe göre Eber gölünde avcılık tamamen yasaklanmıs durumdaydı. Bu yasak amatör balıkçılar içinmi yasak, yoksa israil sazanından kurtulma projesi kapsamında yasak görmezdenmi geliniyor. Bolvadinde kardeşim su an öğrenci ve eber gölüne gidebileceğimizi konusmustuk. Bu konusma sonunda arastırayım dedim ne var nasıl yakalanır yasak varmı yokmu derken bu makalelere rastladım.
süper güç ABD bile bu balıklarla başa çıkamadı.kim hangi akla hizmet bu balığı yurdumuzun su yollarına göllerine barajlarına salar.
Gecende bir belgesel izlemiştim. Kocabaş sazan diye sazanın bir türü amerikadaki nehirlerde üremiş. Mersin balıgı, kaşıkgaga gibi yöresel balıklar artık nadiren görülür olmuştu. Sanırım Çin den ithal gelen canlı balıklar yolu ile bulasmıs. Sazan kılçıklı oldugu için yakalıyorlar ama geri iade etmeyip, balık yemi olması için topluyorlar. tekne gecerken birkaç metre suyun üzerine sıçrıyorlardı. Sanırım benim gibi bir cok arkadasımızda bu görüntülere rastlamıştır internet ortamında. Bizde ne kadar başarılı olur bilmiyorum ama iç sularda ağ ile avlanmak yasak olmasına rağmen kontrollü bir biçimde israilin sayısı azaltılabilir. Ama bir çift bile kalsa yada kıyıda yumurtaları kalmış olsa ki bildiğim kadarı ile balık yumurtası kuru ortamda kaldıgında 7 sene sağ kalabiliyomuş. Bundan emin değilim sadece bir yerlerden kulagımda kalmış bir bilgi. yani tamamen temizlenmesi çok zor diye düşünüyorum. kimyasal kullanılırsa sadece balık deil çesitli su eklem bacaklıları, doğal yöre balıkları, onlarla beslenen su kuşları, ölen balıkların kıyıya vurması ile leşlerle beslenen diğer canlılar. Neresini düşünürseniz düşünün kaş yapayım derken göz çıkarmak olur. kaldıki seneler önce gölerin yosunlarda tamizlenmesi, yada turizm amaçlı sularımıza bırakılmalarıda bir göz çıkarma operasyonu olmuş. yazık düşüncesizce yapılmış bir davranıs belki iyi niyetle ama inanın bohçacılardan daha fazla zarar vermiş durumda iç sularımıza. sadece israil sazanı deil diğer istilacı gruplardaki balılar içinde bu gecerli ama israilin üreme potansiyeli düsünüldüğünde vahim bir durum.
ya bu balık berbat bişey. porsuk barajında avın yasak olmaığı dönemlerde babamla alıyoruz kamışları. biniyoruz trene 1 saatte ordayız. oltaları atıyoruz. sonuç: saat 10:00 dan 16:00 a kadar 53 israil sazanı 2 yerli sazan 3 aynalı sazan sonuç bu oltaya kuru üzüm takıyoruz. yine bu balık. ölmelerini bekliyoruz öldükten sonra temizliyoruz içini. ufak ufak kesikler aıyoruz 53 israil sazanının 30 unu böyle yapıyoruz. ufak kesikleren sonra kafalırını kesip. şişe diziyoruz (şiş doğal) eti berbat ama karın doyuruyor. bu balıklar olmasın ya :O :O :O
