İstanbul Boğazında dev denizanaları Özgür ALTUNCU- Abdurrahman CENGİZ/İSTANBUL, (DHA) İSTANBUL Boğazı'nın yüzeyini kaplayan dev denizanalarını görenler hayrete düşüyor. Uzmanlar, bazıları 4 kilogram ağırlığa kadar ulaşan denizanalarının sayısının dikkat çekici oranda arttığının altını çizerken, İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nin araştırma gemisiyle boğazın çeşitli noktalarından incelenmek üzere denizanaları toplandı. Beykoz, Sarıyer, Beşiktaş ve Üsküdar sahillerinde görülen dev denizanaları, sürekli hareket halinde. Akıntıya göre yer değiştiren denizanalarının küçük olanlarının yanı sıra ağırlığı 4 kiloya kadar çıkanları olduğu da görüldü. DHA muhabirleri, dev deniz analarının izini İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolojisi Anabilim Dalı'nın araştırma gemisiyle sürdü. Boğazdan çıkarılan deniz analarının büyüklüğünün yanısıra çok sık rastlanması dikkati çekti. Hem uzmanlara hem de sahilin müdavimi olan balıkçılara göre deniz anası yoğunluğu geçtiğimiz yıllara oranla çok daha fazla. NEDENLERİNDEN BİRİ: KİRLİLİK İstanbul Boğazı'nda artan organik kirlilik yükünün, denizanalarının çoğalması için uygun ortam sağladığını kaydeden İ.Ü. Su Ürünleri Fakültesi Deniz Biyolijisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. Ayhan Dede, “Evsel ve endüstriyel atıklar yüzünden deniz kirliliği devam ediyor. Ayrıca Karadeniz'e dökülen çok fazla nehir var. Bu nehirler çok miktarda organik madde taşıyor. İstanbul Boğazı, Karadeniz'den fazlasıyla etkileniyor. Haliyle organik maddelerle beslenen denizanası gibi canlılar çok daha fazla gelişme sağlıyor'' dedi. ‘DENİZANALARI ÇOĞALIRSA BALIKLAR AZALIR’ Denizanalarının nasıl bu kadar hızlı çoğaldığı sorusuna yanıt veren Dr. Ayhan Dede, “Denizanaları, bulundukları ortamda yeterli besin buluyorlar. Bunları yiyecek balıklar da yok. Dolayısıyla daha fazla büyüyorlar. Üstelik bunun yanında balıkların beslendiği besinleri tüketiyorlar. Denizanalarının aşırı artması, balığın besinsiz kalmasına sebep olabilir. Denizanaları balık yumurtaları için de tehdit. Balık yumurtalarını da yiyorlar, haliyle balık popülasyonunu du etkiliyorlar'' dedi. Büyük deniz analarının insanlar için tehlikeli olup olmadığı sorusuna da yanıt veren Dr. Dede, “Tentakürleri (alt kolları) sayesinde avlarını yakalıyorlar. Üzerindeki yapışkanlı madde sayesinde küçük balıkları ve balık yumurtarlarını yakalıyor ve böyle besleniyorlar. Yakıcı kapsülleri var, dokunduğunuzda patlıyor. İnsanlara göre farklı etkileri olabilir. Alerjisi olarlarda deri üzerinde izler bırakabilir. Temas etmekten kaçınmak gerekir'' dedi. İSTANBUL BOĞAZINI NASIL ETKİLEYECEK ? Denizanalarının çoğalmasının İstanbul Boğazı için tehlike olup olmadığı konusunda konuşmanın erken olduğunu söyleyen Dr. Ayhan Dede, “Bu konuda araştırmalarımız sürüyor. Periyodik verilere ihtiyacımız var. Elimizde net bilgiler yok. Araştırmalarımız sürüyor'' dedi. Boğazın çeşitli yerlerinde deniz suyundan numuneler alan araştırma gemisi, topladığı deniz analarını da incelemek üzere İstanbul Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Labaratuarı'na götürdü.
evet öyle dün akşam ben de üsküdar dan geçerken kıyıdan dördüm gerçekten çok korkutucu yaratıklar ve de deniz sağlığı ve de yaşamı için büyük bir tehdit unsuru taşıyorlar
Ben korkunç değil, hatta sevimli bile buldum Beyaz ve kenarları mor çizgiliydi benim gördüğüm Hatta organizasyondaki diğer arkadaşlar da gördüler
takında denizde kırmızı renkli büyük kütleler görürseniz korkmayın arkadaşlar, kirlilik deyip de geçmeyin, yakında boğazda bir yakamoz patlaması bekleniyor, sebebi de bu planktonla beslenen ufak ortasu balıklarının(hamsi,sardalya) bu sene geç gelicek olması ve ısının mevsim normalleri üstünde seyretmesi
Sevgili Yücel; Bu konuyu Doç.Dr.Levent ARTÜZ gündeme getirmişti. Dün akşam Yaban TV'de, bu görüntüleri gösterdi. Boğaz'ın ve Marmara Deniz'inin çeşitli yerlerinden, plankton kepçesiyle topladıkları örneklerde, bol miktarda yakamoz çıkınca bu sonuca vardılar. Ama bu çekimler yanlış hatırlamıyorsam, Mayıs ayında yapıldı. Henüz böyle bir sonuç ortaya çıkmadı. Beklemedeyiz... Rastgele...
12- 13 yaşlarındayken gözüme değmişti. Ve 1 hafta bandajla kapatmak zorunda kalmıştım. O yüzden sevmiyorum.
Bu sadece bir başlangıç. Ama acı bir başlangıç. Bu gün boğazda dev deniz anaları yarın boğazda tehlikeli köpekbalıkları, ertesi gün boğazda canlı kalmadı diye haber olucak... Senelerdir türkiyede çevre örgütleri bas bas bağırdı küresel ısınma, çevre kirlilği, ekolojik denge diye...Peki biz ne yaptık? HİÇ BİRŞEY!!! Biz her zamanki gibi başımıza bi facia yada felaket gelmeden önlem almadık. şimdi yumurta kapıya dayanmış; günü kurtarmaya bakıyoruz. Evet günü kurtarlım ama yarını kim kurtarıcak? Kim bize el uzatıcak..? Bugün boğazda görülen denizanalarının sebebi çevre kirliliği ve küresel ısınma denen; sebebi tamamen insan elinden kaynaklanan ve sonumuzu hazırlayan zararlı etki... Yakın zamanda taaa Kızıldenizde görülen canlılar Akdenizde görülürken şimdi akdenizde gözüken canlılar Marmarada görülmeye başladı, aynı zmanda marmara denizinde görülenler de Karadenizde görülmeye başlıyacak. Peki bunun sonucu ne olacak? Buna kim dur diyecek... Doğa anamız ve onun dengesi bireysel menfaatler ve ülke menfaatleri yüzünden elimizden alınırken nasıl engel olucaz? kim ne zaman artık yeter diyecek? Kim bunun için harekete geçicek? Nasıl bir plan program ile buna dur diyebileceğiz??? .... Ben uzun süredir çevre organizasyonları ile iletişimde olan biri olarak sizlere bu konuları anlatan ve sorularınıza cevap olacağına inandığım bir makale hazırlamaya karar verdim. Hepinize neden ve sebepler ile dolu satırlar sunacağım. Artık kimse şu cannı neden burda neden şu denizde göründü sorusunu sormıyacak. Bu yazıyı hayırlarken sizlere aynı zamanda kaynaklar da sunacağım. Bu dünya ve doğa hepimizin ise bende kendi payıma düşen kısmın olarak elimden geldiği kadar insanları bilgilendirmeye çalışacağım. Yazıyı hazırlar hazırlamaz makaleler bölümünde okuyabilirsiniz... Sevgilerle...
Özgürcan kardeşim çok haklısın ,dediğin gibi toplum olarak anlık yaşama taraftarıyız.Gelecek için birşeyler yapalım ,çoluğumuza çoçuğumuza güzel yaşanacak bir ortam bırakalım gibi hassas konuları malesef hep kulak arkası ediyoruz.Aslında hepimizin yapabileceği birey olarak çok küçük tedbirler ve önlemlerle çok büyük ,güzel sonuçlar almamız mümkün.Onun için lütfen herkese sesleniyorum,hayat güzel yaşamak güzel elele verip bu güzellikleri çoçuklarımızında yaşamaları için birşeyler yapalım...Yazını dört gözle bekliyorum,teşekkürler...