Şimdi bu başlığı açıyordum Süper uygulama bence. Hepsini toplasınlar çocuk esirgeme kurumuna da göndersinler.
"Madem avlanmasina engel olunamamis, bari ise yarasin" tabi ki ama bu da kalici cozume yarar saglamaz. Ustelik bence burada sakli bir tehlike var. Uygulama kendi icinde dogru ve faydali fakat yavru avinin engellenmesine alternatifmis gibi sunulmasina izin verilmemelidir. Zira zamanla konu "yavru lufer avlanmasinin engellenmesinden" "bir sekilde kacak avlanmis yavru baligin nasil degerlendirilecegine" donusur. Denetimler amacindan sapar, kamuoyunun dikkati deneticilerin uzerinde avin engellenmesi amacli baski olusturmaktan uzaklasir, ister istemez balikcilarin suistimaline ortak olunur. iyi niyetli bir girisim, yasli, yetim, kimsesizlere destek, hayir kurumlarina yardim faaliyeti adi altinda yine yavru lufer katliami mesrulastirilir. Bu da balikcilarin yeni bir oyunu olabilir. hihi Paylasim icin tesekkurler..
İstanbulda da yapılıyor. tanıdığım birkaç balıkcı abim var balı kverdikleri dükkanlardan belediye limit altı balıkları toplayıp çocuk esirgeme yurduna yollamışlar hatta belediyede de menüde çıkmış. eylemi neden yaptılar sanıyorsunuz boğazda
Balıkçı satıp paraya çeviremeyeceği bir balığı sence tutar mı? Bunlar bedava günahını vermez. Bir sonrakine de balıkları alırken ceza kesilir.Adam tutmaktan vazgeçer
İşte bu Serdar Köylü'nün anlatmaya çalıştığı balığı sırf gıda olarak görme meselesinin bir örneği. Bu şekilde yavru balık avı engellenemez. Ancak o balığı alıp denize dökerseniz balığın ziyan olduğunu gösterebilirsiniz, alıp da insanlara yedirirseniz onun işe yarar bir gıda olduğunu gösterirsiniz ve bu şekilde sonuca varamazsınız.
Bu uygulamayı çok tasvip etmesemde, kanun böyle diyor. Bu şekilde usulsüz yakalanan balıkların önce mezata çıkarılıp satılması isteniyor. Eğer alıcı çıkmaz veya muammen bedeli olmazsa, o zaman hayır kurumlarına verilmesi gerekiyor. Eğer tüketimi sakıncalı ise, imha edilmesi gerekiyor. Bu durum tartışılır. Ama birde olayın şu tarafı var. Bir sürü balığı ne yaparsınız? Geri denize dökseniz, eminim ki kepçesini kapan toplar balığı, tepsiye koyar oracıkta olta balığı diye satar. Bir yerde, bu şekilde imha edilmesi bence makul. Çünkü, bu yöntem başka istismarları vs. engelleyebilir büyük ölçüde. Yani "Öyle bir imha ettik ki, öyle böyle değil..." diyerek götürüp satmalarını mesela.
Açıklık kazanmamış konu şu haberde de okuyamadım bu balıkları tutanlara cezai yaptırım uygulanmışmı? Kırmızı ışıkta geçmek yasak ama cezası yok. Kırmızıda durana arkadan korna çalarlar hadisene diye sen dursanda. onun gibi bir şey.
Serdar abi kanun gerçekten böyle mi diyor? Yani usulsüz yakalanan balıklar mezata mı çıkartılıyor? O zaman ne anladık bu işten, ha balıkçı satmış ha belediye. Halkı çinekop yememeye nasıl alıştıracaklar?
Keske uygunsuz baligi zabita toplar satar parayi paylasirlar cep harçligi yaparlar diye kanun çiksa. O zaman bu balik avlanim piyasaya çikmaz kontrol ve malini kaptirma korkusu olur hem tutanda hem satanda. Kule yamuk yapilandiriliyor ise ters kuvvetten faydalanmak da kisa vadede bir çözümdür
Roy o dediğin zaten kanun olmasa bile reelde yaşanan durum. Ancak şunu gözardı etme, bu durumda zabıta balığın tümünü toplamaz. Çünkü o zaman balıkçı hiç balık avlamaz, zabıta da harçlıksız kalır. Yarısına el koyma, yarısına göz yumma şeklinde sistem devam eder, sonuçta denizden avlanan balık aynı kalır. Balıkların fakir fukaraya yedirilmesi de pek farklı değil. Bir olayın sona erdirilmesi için kimseye bir fayda sağlamaması lazım. Balıkları belediyenin çöp kamyonlarında presleyip atarsın Halkalı çöplüğüne. Bu iş ancak o zaman biter.
Evet, aynen böyle diyor. Bu durum düşünülürken, küçük balık durumu değilde, başka şekilde avlanmış balıklar daha çok düşünülmüş gibi. Diyelim gölde ağla bir şeyler yakalarsan. Veya amatör gider 10kg balık yakalarsa gibi hususlar. Bu uygulama aslen caydırıcı olur. Şöyle ki, satamayacağı, kaptıracağı balığı kimse satın almaz. Bu durumda satılmayacak balık içinde kimse mola etmez, zaman vs. israfına girmez. Bu yaptırımın doğruluğu ve etkisi tartışılır elbette. Ama şu ara sanmıyorum aksi yönde yeni bir su ürünleri kanunu çıksın veya düzeltme yapılsın. Asıl soru şu: O zaman bu balıkları ne yapacağız? Presleyip çöplüğe atmak bir çözüm değil. biraz hassas düşünmek lazım, toplum psikolojisini göze almak lazım. Preslenip atılacağına satsın vatandaş yiyelim güzel güzel, yazık günah, bari fakir fukaraya dağıtılsın vs. karşı çıkışı olur. Yazık günah, bir ton güzelim et şey ediliyor mantalitesi yaşanır. Halk bu yakalatma olayına soğuk bakar. Bu şekilde darülacezeye vs. verilen balıklar en azından halkta bu gibi bir tepkinin oluşmasını engeller. Halk diyoruz, denetimi yapacak olan zabıta vs. de halk, bunu dikkate almak lazım.
O da olur aret yigenim, zabita yarisini götttürreyim desin 1/4ünü aliye 1/8ini ahmete 2/5sini ayseye versin 1/3ü balikciya kalsin hertürlüsü bu baligin avlanmasini engelleyecektir. Haraç vermeye merakli mi saniyosun satici. Ertesi gün veya ertesi hafta halde 'yok aga zabita eksiyo basimiza' diyecektir
Yine anlaşamıyoruz da sanki ben bu kez senin eski tezlerine yakın hissetitm kendimi. Bence sadece presleyip çöplüğe atılırsa yazık günah olduğu ve yakalanmaması gerektiği anlaşılır. Aksi durumda ne güzel işte yakalasınlar da fakir fukara bedava balık yesin mantığı yerleşmez mi? Tabii balığın tamamına el konulursa balıkçı artık balık avlamayacağı için, bu durumda bir kısmına göz yumulur bir kısmına el konulur, yavru katliamı devam eder, diye düşünüyorum.
Aret, biraz havada kalan bir düşünce olur. Kimse fakir fukaraya benden bedava valık diye uğraşmaz, uğraşamaz. Buradaki husus şu. Balığı birinin para (=zaman, işçilik, mazot, kasa...) harcayıp yakalaması gerekiyor. Eğer karşılığını almayacaksa, o balığı da yakalamaz, yakalamak istemez. En azından düşünce böyle. Ha, denk gelir, sarar, yaprak çıkar. Artık sarılmış, toplanmıştır. Zaten dönüyoruz, başka mola olursa dökerim, olmazsa gelsin gariban sevinsin, götüreyim diyebilir. Ama en azından göz göre göre yaprakları sarmak istemeyeceği açık. Bugün benzer durum hamside yaşanıyor. Çok bol oluyor, adam bedava dağıtıyor. Fakat, burada şu husus yok: Ceza yemiyor. Şu an sadece balığı kaptırıp sonra öyle kalmıyorlar. Birde ceza yazılıyor. Tezgahta usulsüz balık varsa, 700 kusur TL ceza veriyor satıcı. Üstüne o balıklar oraya bedava gelmiyor, onun da masrafı. Hangi satıcı bunu göze alır? Satıcı göze alamıyorsa (şu anda denetim sıfır, o yüzden göze alacak bir şey yok) gırgırcı bunu satamayacak demek. Peki o ne yapacak? Gariban doysun diye kıyıya yanaşıp dağıtacak olursa? Eğer denetim olduğunu farzedersek, onun çok çok daha ağır bilmem kaç milyar cezası var. Ve bunu yapınca bir süre avcılıktan men ediliyor. 3. defa yakalanınca, ruhsatı iptal ediliyor. Sence bunu göze alırmı, milyon dolarlık takımı olan adam?
Bir hatırlatma : Gırgırlarda son teknoloji ürünler balığın cinsini boyutlarını yaklaşık miktarını bile belirleyecek kapasitede. Balığı sardık yaprak çıktı napalım demek gibi bir lüksleri yok.
Abi bir yanlış anlaşma olmuş, altını çizdiğin cümlede balıkçıda bu zihniyet yerleşir demiyorum, cezayı kesen tarafta ve halkta böyle bir düşünce yerleşebilir. Ne güzel işte fakir fukara bedava balık yesin mantığı yerleşine balıkçının ava devam etmesi için gelen balığın önemli kısmına da göz yumulmaya başlanır. Yani olay balıkçıyı cezalandırmaktan çıkar, ondan avanta almaya döner diye düşünüyorum.