İstanbuul Avrupa yakasında İnanılmaz sayıda göl ve baraj Google earth'dan araştırıp bulduğum avrupa yakasındaki bazı baraj ve göllere gitmişliğim olmuştu. Fakat bu kadar sayıda baraj ve gölete gitmeye ömür bile yetmez, bırakın gidip görmeyi sayarken bile sıkılıyor insan Resimdeki sarı işaretli olan yerler göller ve barajlar. Ben 170 civarı saydım gözden kaçırdığım olmuş olabilir. Tabiki bu gölet ve barajların hepsinde balık yokdur. Lakin bir çoğunda olduğuna eminim. İsterseniz birde siz göz atın Google earth'dan. Benim içim kıpır kıpır oldu bu kadar göleti gördükden sonra.
İatanbul şehir rehberinin uydu görüntüsü çok daha net. Göllerin derinliği bile açıkça belli oluyor , o görüntüleri tavsiye ederim. İbb.gov.tr adresinde olması lazım. Bir de burası Avrupa yakası.
aynen. resimdeki görüntü avrupa yakasına ait. göllerin çoğu da kemerburgaz-tayakadın arasındaki çok sayıdaki maden göleti.
Buradaki göletler doğal süreçlerle oluşmuş göller değillerdir. Tamamına yakını kömür ağırlıklı maden işletmelerinin yeri kazarak daha sonra bu bölgeyi suyla doldurmalarından ibaret göletlerdir. Ben 2001 yılında buradaki maden sahalarını gezmiştim. Amacım balık tutmak değildi. Sadece maden bölgelerini geziyordum. orada kazılmış bir çok yer vardı. Oradaki başmühendis kazılan bu yerlerin zaman içerisinde su ile doldurulup gölet yapıldığından bahsediyordu. Bizim gittiğimiz bölge koca bir çukur alandı. derinliği 50 metre civarında koca bir alandı. Daha önemlisi önünde topraktan bir toprak yığma bent vardı ve önümüz Karadenizdi. Karadenizin suları bu toprak yığma bentten maden ocağının bulunduğu çukura sızıyordu. İşletmedeki mühendislerde bu gelen suyu tekrar denize deşarj ettiriyorlardı.Eğer bu bent dayanklı olmasa Karadeniz'in hırçın suları içeriye olduğu gibi dolar ne var ne yoksa önüne katıp götürürdü mazallah
Bünyamin bu göllerin su ile doldurulmasına gerek yoktur denizden ne kadar uzakta olurlarsa olsunlar kepçelerle derinlere indikçe yer altı suları ve yağmurlar bu çukurları dolduruyor hatta bu ocaklar faliyette iken içinde biriken su sürekli boşaltılmaktadır ocakta iş bitincede zaten kendiliğinden su dolmaktadır maden işletmelerinin eksradan yaptıkları tek şey bu su birikintilerini balıklandırmak ve çevresinide ağaçlandırmak bunuda devlet mecbur koştuğu için yapıyorlar
Bu göllerin büyük çoğunluğu Aytekin abi'nin de dediği gibi İsrail sazanı ve ağcıların,kuralsızların istilası altında.Kiminde ek olarak turna,aynalı sazan,sazan ve yayın var, ama o kadar baskı altındalar ki yakalanması biraz zor. Benim kocaman bir listem var ,gidebildiklerim,fotoğraflayabildiklerim,gidemeyip giden abilerimden öğrendiklerim,raporlardan takip ettiklerim,raporlardaki fotoğraflardaki ipuçlarından yararlanarak haritadan bulduklarım Boş vaktim ve param çok olsa hepsini gezeceğim; girilmesi zor ,bakir ve güzel balıkların olduğu yerlerin buralarda hala olduğuna inanıyorum.
İlla ki o bölgede ciddi su birikintileri olmaktadır. Su ile doldurmak derken çevredeki maden işletmelerinde kazı yaparken açığa çıkan su, madencilik faaliyetlerini engellediğinden, bu açığa çıkan su madeni alınmış bölgeye deşarj edilerek hem madencilik yapılan yerdeki su giderilmiş olur, Hemde suyu yeterince dolmamış ocaklar bu suyu alarak gölet haline gelmektedir. Yine de belirttiğiniz için teşekkürler.
Arnavutköy 2 nci cebeci yolundaki taş ocaklarından birinin sahibi benim dayım.Ben dayımın ocağına gittiğimde, ordaki göletleri gözlemliyorumda; ocağın yanındaki göletler hiçde deiğiniz gibi gözükmüyor. Yani yapay göletlermiş gibi durmuyorlar gayet doğal ve harika gözüküyorlar. BEnce bunlar taş ocaklarının açtığı çukurlar olsaydı göze bu kadar güzel gözükmezlerdi.
İbrahim bahsi geçen gölcükler (gölet değil) 20 30 senelik gölcüklerdir (ocaklardır) artık eski ocak halleri kalmadığı için sana güzel görünüyorlardır
20 30 senelik gölcüklerinde artık yapaylığı kalmamıştır herhalde. Doğal olmaya hak kazanmışlardır bu kadar sene içerisinde.
Dış görünüşleri öyledir tabi , ama sen sakın emin olmadığın yere girmeye falan kalkışma dipleri hiç belli olmaz.
Bak bu konuda çok dikkatli olmak lazım orada bazı kömür damarları aşağılara kadar devam ettiği için bazı yerler çok derin olabiliyor. Benim gittiğim bölge o zaman su ile dolu değildi ve yukarısı ile dip arasında 50 m civarında kot farkı vardı.