İzini de Yedik (Genel Rapor) Fotosuz

Geçen hafta cuma izin dilekçemi verdim. Pazartesiden Cumaya 5 gün izin. Cumartesi pazarlarla birlikte 9 gün ediyor. İlk hafta sonunda balığa gitmedik, bende çok acele etmedim, nasıl olsa gün çok.

Serhat abi'nin işleri yoğun gidince artık bunalıp, salı günü öğlen ikide ben balığa gidiyorum dedim. Evdekiler şaşkınlıkla karşıladı ilk önce. Hep gece ava gittiğimizden beklemedikleri birşeydi.

Amacım yok, duyum yok. 1 kilo kadar sardalya aldım, küçük bir azmak ağzında soluğu aldım.
Saat 15:00 falan, hava sıcak. Sardalyayı bütün olarak dip sarması yapıp attım.
Yanıma hemen biri damladı. Bu arada avlakta 3-4 kişi var, el oltaları kullanıyorlar. Gayet amatör oldukları her hallerinden belli. Yanıma damlayan biri de avı bitirmiş, dönüşte ayak üstü benle laflıyor. Surf kamışı falan gördü, muhtemelen bu adam işi biliyordur demiştir, tahminimce.

Avı bitirmiş dediysem tam bir bohçacı 3 metrelik kamışa takmış tırıvırıyı, parça pinçik oda, 5-6 kere attı çekti sonra yanıma geldi. Ben her ne kadar içimden gelme gelme desemde geldi. Duymadı zağar.
Ne atıyon?
Muhatap olmuyorum (hiiiç, olta – surat 5 karış)
Amca 60 yaşlarında ve ısrarcı. (yaşına hürmeten bozmak ta istemiyorum)
Ben ağızda denedim bişey çıkmadı.
İçimden (Git be adam, benden başkası yok mu, git onlarla sohbet et) Sessizlik devam bende
Yem ne?
La havle (Sardalya)
Bütün mü takıyon?
Hıııı
Çok iri balık denk gelecek te ancak öyle alırsın.
Zaman geçsin işte, balığında değilim.

Benim isteksizliğimi gören amca yanımdan ayrılıyor. Giderken de tırıvırıyı koparıp atıyor.
Giderken onun attığı zımbırtıyı taş ve kumla gömüyorum.

Sonra fazlada durmadan bende ayrıldım ve bir de iskeleye ve barınağa bakayım dedim.
Amaç balık tutmak değil, levrek için nerelerden atış yapabilirim onu kararlaştırmak.

Baktım bir adam gırgırın yanına oturmuş, bir kilo kadar da kefal tutmuş.
Ahaaaa, kefallere bakıyorum ama sarıkulak mı göremiyorum. Neyseki 10 dakika sonra adam bir daha çekiyor. Topan kefalmiş, 30 cm kadar.

Takımı 3 lü klasik takımın minimize edilmiş hali. İğneler çok küçük, ince, yem çok küçük sardalya parçaları. Eve dönmektense bari bende deneyeyim diyorum.
İnce misinam ve o kadar küçük iğnem yok ama elimdekilerle bir takım yapıyorum. Sarıkulak olsaydı malzemeciden uygun iğne ve misina alırdım ama topan kefal olunca çokta hevesli değilim açıkçası. Bende biraz uzağına oturdum. Rahatsız etmeyecek bir mesafe seçerim hep, sonradan gelmişsem. Adam kesti balık falan dedi, ben geldikten sonra bi daha tutamadı. Ben 3 güzel vuruş aldım. Kefaldi kesin. O saatte liman içinde o kadar sağlam vuruş alacağım çok balık yok nede olsa.
Sonuçta 2 karagöz 1 isparoz yakaladım. Hepsini saldım. Bu takımla sana kefal yok Volkan dedim.

Hava kararmadan eve döndüm.

********************************************************************************

Bölüm 2 (Atçek Avı)

Aklımda hep levrek vardı ama aksine havalar sıcak gidiyor ve set (azmak)halen kapalı.

Gezinti niyetine gittiğim avdan birkaç gün sonra setin açıldığı haberi geldi. Hatta hemşehrilerim deneme yapmış lakin balık çıkmamıştı. Bende denemeliydim. Kafamda hemen planı kurdum. Akşam olmak üzereydi. Evdekilere ben levreğe gidiyorum dedim. Pek itiraz gelmedi çünkü tahminlerinden az balığa gidiyordum.
Akşam olmadan yola çıktım. Malzemeciden 2 pakette sülünez aldım.
Reklam cıngılında ne diyordu? - Çocuk ta yaparım, kariyerde.
Bende yemli de atarım, atçek te yaparım diye düşündüm. Benim neyim eksikti. Lakin yem tığını kullanma niyetine en almamam gereken yemi almıştım. “Sülünez”

Avlağa geldim, hafta içi olduğu, levrek duyumu olmadığı halde avlak dolu.
Sette, flikada bir amca var. Burunda ışıklı şamandıralı yemli takılan 2 kişi var. (Tam sahte atacağım yeri kapmışlar.) Neyseki yemim var dedim.

2 tane kamışı diktim, güzel vuruşlarda aldım ama aklım kaptıkları bölgede. Birgün önce Mesut Sevil'i iş yerinde rahatsız etmiştim. Karşılıklı çay içip sohbet etmiştik. Sağlam balıklarla nasıl mücadele ettiğini anlatmış, kan şekerimi yükseltmişti. Sağ olsun, o aradı durumu sordu. Tavsiye verdi ama atçek yapamıyordum.

Yemliden verim alamadım, çünkü sürekli nerelerde atçek yapacağımı düşünüyor, hangi sahte ve silikonları deneyeceğimi kararlaştırıyor, suyu dinliyordum. Yemliden bişey yakalamam için balığın kendi kendine yakalanması lazımdı, o da olmadı. Üzüldüm desem yalan olur.

Atçekçiler ve yemli takılanlar bişey tutamadan 22:30 gibi avlaktan ayrıldılar.
İşte beklediğim an gelmişti ama atçekçilerin bu kadar erken ayrılmaları soru işaretleri uyandırmadı değil. Mesut'larda birgün önce sabahlamış bişey çıkaramamışlardı. Puzzle'ı birleştirdikçe şevkim kaçıyordu ama yalnız atçek yapmanın da ayrı bir güzelliği vardı.

Saat 00:30'lara kadar çeşitli silikon ve sert sahteleri denedim. Ay dolunaya yakındı. Su yükselmiş, deniz içeri basıyordu. Gece havanın soğumasıyla hafiften sis basmaya da başladı. Malzeme çantam sanki denize düşmüş gibi sırılsıklam olmuştu. Sis bastıkça kulaklarımda bir ses belirmeye başladı.
Ses şöyle fısıldıyordu : Yusuf yusuuuuufffffff En yakın yerleşim birimi 500 metre mesefadeki yazlıklardı. Kesseler kimse duymaz durumu yani.

Saat 00:45'te telefonun şarjı bitti. Ara sıra baktığım saatten ve başıma bişey gelirse yardım isterim gibi güven veren bir durumdan da mahrum kalmıştım.
Birden bir çan sesi. Tan, tannn, tannnnn......

Bunlar gelirken gördüğüm ineklerden gelen sesler. İneklerin yanında köpeklerde vardı.
Köpekler......!!!!!!
Sis iyice çöktü, 5 metre ötesini zor görüyorum. Atçek yapıyorum ama denizden çok arkama bakıyorum. İzlediğim kurtlu belgeseller gözümde canlanıyor.
Sislerin arasından bir çoban köpeği çıkarda üst dudağını kaldırıp, dilini dişlerin arasına kıstırıp, dişlerini göstererek hırlarsa ne yaparım düşüncesi yerleşti kafama. Levrek düşüncesinden eser kalmamıştı. Levreğini köpek yesin diye kendi kendime söylenmeye bile başlamıştım.

Sprit Surf şu ana kadar bişeye yaramadın bari savunma silahı olarak bi işe yara diye düşündüm. Toplayıp yanıma aldım.

Neyseki korktuğum olmadı ve saat 02:45'te eve döndüm.

Bölüm 3 (Yemli Av)

Ayrıntılı yazmıyorum artık.

3 karagöz (18-21 cm arası), 1 kaba lidaki (20 - 23 cm arası), 3 sargoz (25 cm kadar), 1 zargana (50 cm kadar) 1 İskorpit (25 cm kadar - Avlakta başka bir avcıya verildi, çorba yapacakmış. ) 5 isparoz (18 - 20 cm arası) (İsparozlar bırakma yapıldı, sonuç alınamadı. Bırakma süresi 2 saat kadar. Sonra avlak değiştirdik.)

Yakalandı ve alıkonuldu. (3 kişi tarafından)

Salınanlar : 1 lidaki, 1 isparoz, 3 karagöz

Balıklardan bir kare fotograf çekmedim. Levreğe o kadar şartlanmıştım ki, tuttuğum veya tutulan hiçbir balığa sevinemedim.
Beni levrek paklar artık.

Herkese rastgelsin...

 

Devamını da bekliyoruz abi. Fotolarla süslenmiş güzel raporları da, biz de haftasonu kaçamak yapıp gittik ama boş gidip boş ve umutsuz döndük.

 

yerimizi alalım

 

İnşallah bidahi seferi Yasin. Yeni avlaklar keşfetmek lazım galiba.

:laughing: :laughing: :laughing: Rapor bitti.

 

Benim aklim köpekte kaldi gece tek avlanmayi bende sevmiyorum. Keske son bölümde uzun olsaydi okuma zevkimiz katlansaydi

 

Volkan ineklerin ve köpeklerin baskısına maruzmu kaldın arty:bir dahakine daha dikkatli ol karanlıkda görmezler filan haydi rasgelereeling

 

kardeşim senin raporlarda hep benim gibi yahu, yazısı çok balığı az bize de bir gün kader güler inşaallah

 

Teşekkürler Roy, beğenmen yazmaya teşvik ediyor.

Son yemli avda ilginç aslında ama çok uzadı, sıkıcı bir hal almasın diye yazmadım. Birde hiç fotograf olmayınca ortamın içine tam manasıyla dalınmıyor bence. Neden çekmedim bilmiyorum. İçimden de çekmek gelmedi, levrek çıkmıyor diye ve hep olumsuz duyumlardan dolayı şevkim kaçtı.
Bu da bir tecrübe oldu. Rapor yazmaya o an niyet olmasa bile bol fotograf çekmeliymiş. Sonradan fikir değişebiliyormuş

Sana da rastgelsin...