Jigging Tekniği Jig - Seyirtme - Sırtı

Sabah

Serdar'a laf yetiştirmeye çalışırken bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim.
Konuşmanın 32. dakikasında " jig " dendi bende anlamadım dedim. seyirtme dedi. tamam dedim bilirim seyirtmeyi bilmemmi. derin sularda yapılır. boğazın karanlıklarında derken kapattık telefonu.arkasından düşüne düşüne bir yandan bu nedir. nasıl birşeydir. seyirtmemi kaldı denemiyoruz bile sandukalarda duruyor. jig yazınca karşıma bir dünya çıktı sanki. Sadece Lüfer ile boğuşmaktan ben atlamışım galiba bu konuları çokmu geri kaldık? nedir? nasıl uygulanır, tekneden uygulanışı bu arada Boğazda ve Marmarada tatbiki. hedef balıklar, hatta bir yerde Japon jigging profesörleri diye bir bölüm okudum. herhalde tamamen ayrı bir sanat gibi duruyor. Uygulanabilirliği denenebilirliği üzerine bilgi.
Biz Princess diyoruz başka birşey demiyoruz. bakınca karşıma dünya çıktı. şunu uygulayayım ben. çok ama çok bilgiye ihtiyaç var....

 

Abi başından belirtelim bu el oltasıyla kurtarmıyor...

Jigging neredeyse bütün avcı balıkları hedef alıyor...akya-sarıkuyruk-sinagrit-levrek vs....

Farklı derinlik ve stillere göre bir çok renkte ve ağırlıkta jigler var...

Bu renkleri sen zaten princesslerden biliyorsun ne olduğunu anlatmaya gerek yok... farklı derinlikte görünürlüğü en iyi şekilde sağlayacak renkler seçilecek kısaca... en garanti renklerin başında yeşil ve mavi geliyor mesela...

Assist hook dediğimiz iğneler bu jiglerin kafa tarafından bir halka ile düğümlenmeden kasa ile iğne veya iğneler sabitleniyor... son hali sağdan ve soldan serbest sallanan iki iğne... teklide olur..

IGFA ön görüsü, bir iğnenin diğer iğne ile aynı boyutta olmaması... biri uzun biri kısa yani...



Balık vuruş yaptığında iğneler bazen kazayla istenmeyen yerlere gelebiliyor... hatta bazen balık gözünden bile olabiliyor... ama oltanın ucunda olmayabiliyor..



İşin en önemli kısmıda bunlara verilecek aksiyon... kamış ve makine mutlaka şart...

Kamışla verilecek hızlı hızlı yukarı çekmeler, sarmalar, kısa bırakmalar ve tekrar hızlı sarmalar ile balık cezbedilmeye çalışılıyor....

Daha da önemlisi mera.... iyi bir taş varsa bu balıkları oltaya bindirmek senin elinde...

 

Kamış konusunuda okudum caner. Bu tekniği farklı meralarda ve çok derin sularda denemek niyetindeyim. aklıma geldi seyirtme diyince biz bu tekniği bırakalı yıllar oldu ama bugün tekrar çok güzel bir şekilde karşımıza çıkmış görünüyor. Ben bunu çalıştırırım. yanınada eklerim dikey sırtı çekmek mantıklı bir olay sonuçta en önemlisi bize derinlik lazım galiba, taşları bulmak kolay cihazlar sağlam ki boğazda çok derinlilerde yıllardır bakılmayan yerler mevcut....

 

aliço şu işe bulaşmayan bi sen bi ben kalmıştık senide kaybettik herhal de

şaka bi yana yemlinin zevkini vermiyor üstüne çok yorucu. keyif ehlinin işi değil. hırs lazım bunula uğraşmak için.

 

Derin biraz göreceli bir kavram. Ve bizim civarımızda, Marmara ve Karadeniz'de yeterince derinde hayat yok. Hayatın olduğu kısım, üstteki 50m. Bunun altında sınır 90m. Ama oralarda da balık olarak köpekbalığı ilemezgitten başka bir şey pek fazla yok.

Ama 50m üstünde gerçekten makul ama can çekişen bir hayat var. jigging ile bu hayata bir darbe daha vurmak istemem doğrusu.

Bizim milletimiz yem işini pek beceremiyor, sevmiyor. Kolay yoldan uğraşmadan etmeden kova doldurmak derdinde. Bu yüzden jig ile marmara'ya bir girerlerse, kalan son hayatı da bitirirler, eminim.

Jigging, çok iyi bilinmesi gereken bir tekniktir. Küçük balığı hedeflemez, büyüğe yönelir. Atmak, sallamak filan işin hikaye kısmıdır. Asıl önemlisi, ne zaman o taşta balık tutulmaz, ne zaman tutulur vs. bilmek gerekmesidir. Jig taşları saklanır, dışarda da böyledir bu. Ve bir balık alınca, o taş dinlenmeye bırakılır 2-3 sene. Kısaca ekolojik yaklaşmak gerekir bu olaya.

Ama bizim kıyılar yağmacı, bohçacı dolu. Böyle teknikleri onlara vermek, yer göstermek, ellerine bomba vermekten farksız.

 

Dediğiniz kadarmı tehlikelidir bu iş hala bir anlam kuramıyorum. Derinde torik derinde 60-70 mt lerde. 200-220 metrelerde tepsi gibi mercan tutmak o zaman yıllardır seyirtme ile boğazda bu türleri yakalayanlar sırf denge bozdular öylemi. eğer bu kadar tehlikeli ise benim dediğim yarığa bugüne kadar ne bir tekne takım atabildi. ne başka bir yöntemle avlar yapılabildi. bizler tekneleri sabitlerken oralarda demir bile atmıyoruz. başka yöntemlerle durduruyoruz sabit olarak. kıyı balıkçısı adamın zaten o kadar sığlıklarda ne işi var bilinmeyen bir yöntemi 20 metrede denemeninde ne anlamı var bence anlamsız kalıyor konu hedefinden şaşıyor..... ben zaten oraya yemli takım indiriyorum. zaten orada balık tutuyorum sorun nerde nasıl ekolojik yaklaşmak gerekir. benim dediğim taş kısacası o oyuk sadece 1 metrelik bir alan değilki belki göz alabildiğine uzanan bir set. o yüzden yazarken bu adam neresi ile ilgili yazar bunu nerde kullanır bi düşünmek gerek bence.

 

Sorun sen değilsin üstadım. Sorun bahsettiğimiz bohçacılar. Belki bahsettiğin yarıkta kalanlar kalacaktır. Ama ya öteki yerler?

Eskiden jigging yapılıyordu. Sorun değildi, zira o zaman balık boldu zaten. Balığın azalması ile jigging'in sandıklara kalkması aynı zamanlara rastlar. Şu anda ise, bir kaç taşa saklanmış az buçuk balık ama bir sürü açgözlü yağmacı barbar var ortada.

Ben senin o taşı kurtacağını düşünmüyorum, aklımdan bile geçmez. Ama seni izleyip orayı keşfedecek olanların ne yapacağından ciddi kaygılarım var.

Kendimden örnek vereyim. Çok iyi eşkina taşları bilirim. Ve o taşlarda balık tutacak orjinal yeni model takımlar. Ama eşkina avına gitmiyorum, bilhassa ki o takımlarla filan. Çünkü biliyorum, farkedilir, ondan sonra da kuruturlar oaraları.

Lüfer için pek sorun yok. Levrekte eh işte biraz. Lüfer zaten boyuna geziyor, her gittiğinde bulunacağı bir taşı yok. Ama marmara'da iyice kritik kalmış taş balıklarını korumak lazım. Bak hiç görüyor musun, mercan raporu filan benden. Sinarit, minekop, sarıağız vs. diyor muyuz? Ama bunların hepsinden var Marmara'da. Gözümüzle gördük, görüyoruz, barbarlar çekirge sürüsü gibi, bir farketseler, kurutacaklar ortalığı.

Onların sorunu, taşları bilmemeleri. Ama sen onların yerini biliyorsun. Onlara lazım olan şey kerteriz ki o da sende var. Senin bu işe alanen girişmen, onlara bu eksiklerini verecektir. Sonrası kolay, dinamit mi lazım, trol mü, önemli değil, hallederler.

Eğer rapor yazmam, yazmıyorum diyorsam, emin ol bir bildiğim var. Avların resmini koymuyorsam, tembellikten öte başka şeyler de var elimi tutan. Boğazda dikiliyorum, kendimce çinekop tutuyorum, birisi geliyor.

- İsminiz Serdar mı, S. Köylü'mü?
- He, öyle...
- Vay hocam, merhaba, ben filan kişi, Konya'dan geldiydik gezmeye, ne sürpriz..

Son derece mümtaz bir şahsiyettir bu denk geldiğimiz arkadaş. Ve diyor ki, "Hocam ellerinden tanıdım." Bu kadar alameti farika olmuşuz Aliço. buraya raporumu koysam, milletin ağzı sulanacak, hücum benim olduğum yere. Ondan sonra?

Şu forumda kaç kişi var? Bir bak şöyle kaç kişi online, kaç ziyaretçi var? Ama yaz kaç kişi? Pek çoğu cevap filan vermez. Ne senin takımınla, ne benimkiyle ilgilenir. Dünyanın en iyi yemini yazsan onu bile açıp okumaz. Ama raporlara bakar, böyle yerlere bakar. Aradığı işte böyle yağmalanacak yerlerdir. Sen ben, istisnayız bu işlerde sevgili Aliço.

Ben kıycıyım malum, sen tekneci. Sen teknende yakın bir kaç kişiyle oluyorsun. Ama ben kıyıda her tür adamla muhatap oluyorum. Ve ne insanlar olduğunu görüyorum.

Jigging'e dönersek. Dediğim gibi bu öyle zor bir iş değil. Zokacılık yapıp hakkını vermiş herkes, bunuda güzelce yapar. Önemli olan bunu ne kadar bilinçli yapacağı. Bu hususta senden kaygım yok. Ama başkaları için aynı şeyi söyleyemiyorum.

 

-Bu jiğ olayı Türkiyede çıktıgından beri , sanalda göründğünden beri hep aynı şeyi duyarım özellikle Akdenizlileren..

- tehlikelidir.. balıkları bitirir .. kolay avcılıktır.. vs..

ancak bu güne kadarda bu aparatın hedefi olan 2-3 balık türüne neden tehlikeli oldugunu sebeplerinin açıklayıcı bir şekilde anlatımını görmedim..

Örnek - Sinarit , bu balık hakkında detaylı bilgi , bu balıgın ömrü - yaşı -boyu-üreme durumları - kaç yumurta bıraktıgı - kaç tanesinin saglıklı açıldıgı - kaçtanesinin büyüdüğü yada % kaçının ergenliğe ulaştıgı.. vs..

Ki. Tekneden yapılan bu avlarda bu tür balıklar bitirilsin.. bu konu forumlarda muamma olarak kalmıştır..

jig kullanılan yerler zaten balıkçının agının ulaşamadıgı , atamadıgı yerlerdir.. eger durum bu ise buralar bakir yerlerdir canlı tür zenginliği vardır..bozulmamıştır o halde burada çok balık olması gerekir ...mi??? acaba ??

Kısaca birileri jiğ avcılıgını savunurken birileri karşı çıkar ama her iki tarafta detaylı bir açıklama yapmaz.. neden , nasıl , vs..

Bildiğimiz bir şey var , doğadaki denge.. bazı canlılar çok telef olur ama çok yavrular bazı türler az telef olur zaten az ürer..denge bozulmaz..tabii biz bozmaz isek..

varoluştan bu yana , balon balıkları yaşadıkları ortamda neden bentik ortamı telef etmemiştir.. muhtemelen az ürüyodur.. ve bir denge oluşmuştur , atıyorum kızıldenizde vs..yoksa dipte sadece balon balıgı olurdu..

bana göre jiğ konusunu savunan veya tenkid edenlerin hedef balıkları ile ilgili olarak detaylı bilgiler edinmesi gerekir..ve böyle ortamlarda bunları sunarak düşüncelerini daha bir saglamlaştırmaları gerekir..

kolay gelsin..

 

Sevgili Caner , bir yerde şöyle bir şey buldum

İGFA nın yazdıkları acaba tüm dünyada mevcut bulunan , bizdeki 2/2 tebliğ karşılıgı kuralların içinde varmı..

yani almanya daki ,fransadaki, amatör balık avı kuralları İGFA nını belirttiği hususlarmı.. yada % kaçı.?

yoksa IGFA nın amacı yapılan yarışmalarda uyulması gereken kurallarmı..?standartlarmı ..

Dünyanın her yerinde birileri illaki bir olta sisyemi icat eder.. mesela bizim Kıbrıs oltamız igfada geçermi? dogrumudur yanlışmıdır..

anlıyacagın Jig metalinde baglı olan 1-2 iğnenin ip uzunlugu iğne numarası.. ???

oraya gelinceye kadar..???

 

Hiç bir amatör balıkçılık tekniği tehlikeli veya zararlı değildir Nokta.

Sorun jigging tekniğinde değil. Sorun onun hangi ellerde nasıl kullanılacağında. Sorun onun nerede nasıl kullanılacağında.

Jigging veya benzeri efektif teknikler, balık tutmayı beceremeyen pek çokları için kolaylık sağlayacaktır. Bu da, barbarların daha önce beceremedikleri kıyımı sağlamaları için yer ve araç sağlamak olacaktır.

Ülkemizde, amatörlerin/profesyonellerin öz denetimi adam gibi olsa, insanlar amatör ruhla bu işi yapsa, olayın bilincinde davranıp ekosistemi gözeterek bu işi yapsa sorun yok.

Sorun, barbarların şu anda malum meraları bilmiyor olması, bilselerde oradaki balıkları yakalamayı becerek kabiliyetten yoksun olmaları. Bu jigging mevzusu da, hele ki marmara ve boğazda, zaten pek azalmış olan belli başlı meraların yağmasına kapı açacaktır, hepsi o.

 

peki o zaman şöyle bir soru aklıma geliyor bir Barbar bir günde en fazla kaç adet ve kaçar kg lık taş balıgı tutabilir?

aranızda bu tip bir olaya şahit olan varmı..? ben bu konuda katliam mertebesinede bir görüntü görmedim , okumadım , örnek olması ve bilinmesi açısından soruyorum??

atıyorum 8-10 saat lik sürede 8-10 adet 5-10 kg lık sinarit tutan a rastladınızmı?

 

Muvaffak abi, sinarit sürüyle gezmez zaten.

Mesele bir günde 8-10 tane tutmak değil. Zaten öyle olsa, sorun yok demektir, balık yeterince boldur.

Mesele, her gün gidip, kuruyana kadar orada ne varsa tutup bitirecek olanların olması. Biz bunu başka şekillerde gördük, görüyoruz da hep.

 

Muvaffak abi merhaba...

İlk mesajı postalarken konunun etik yönlerinin ele alınacağını biliyordum bu yüzden özellikle igfa alıntısı yaptım... çünkü bizde herşey olta olarak geçiyor...diğer yöntemler geçmiyor..

Kesinlikle bizim tebliğle bağlantılı kurallar değil... veya uymamız gerekmiyor... aman öyle birşey olsa ülkedeki balıkçılar gider meclisi basar

Dünyanın 130 ülkesinde temsilcilikleri var, bunların bir çoğunda ağırlık ölçme istasyonlarında dahil... bizdekinde alaçatı fishing almış... herhalde yarışmadaki rekor sayılabilecek balıkları tescil edebilmek için.. tabi etik durumlarda ele alınarak... yoksa trolle 500 kilo bilmem ne yakalanmış, umurları bile olmaz.. sadece ve sadece olta balıkçılığını ele alır..

Kıbrıs gibi bir takım sanırım kabul edilmez... çünkü balığa neredeyse kaçma şansı tanımıyor, bir de balık hayati organlarına ciddi ölçüde zarar verebilen bir takım... etik olarak da uygun görülmez...

Olta takımı, misina, iğne, makina v.s.. tüm bunlar için ayrı ayrı kurallar var.. bunlara uyulmaz ise av diskalifiye sayılıyor ve dünyanın en büyük balığını bile tutmuş olsanız tescillenmiyor...

 

Bu uygulama benim şahsi düşünceme göre uygulayıcısı ben olacağımdan ötürü fazlaca sıkıntısı olmayan bir metod gibi geliyor. derin suda kullanacağım. Etik konular diyoruz ancak bilinçli olarak kullanıldığı ve arkanıza kimseyi takmadan gittiğiniz bir merada herhangi bir sıkıntının olacağını düşünmüyorum zaten gidilecek yer saatler sürüyor yer alması. bu işi zamanında boğazda torik seyirtmesi neyse o daha modernize edilmişi. nerde o balıklar ah nerdeler. ben lüfer peşinde koşmaktan olayı unutmuşum neler varmış ben deneyeceğim ve verimde alacağımı tahmin ediyorum....

 

Sanırım bahis konusu benim.

Bu konudaki tecrübe ve bilgilerimi,kitabi değilde denemeye tabii olarak anlatmaya amadeyim.

Sevgili Aliço konularıma bir göz atarsan sanırım orada bazı detayları bulacaksın.

Hatta Hürriyet Web sitesine bir anlatımımda olmalı 9 dakikalık.

Yada şubat 17 tarihli Hürriyet WebTV'ye bakar bulursan oradada var.

Endişelere gelince,bence her kafadan bir ses çıkmakta.

Esasen bu yöntemin balıkcılık malzeme ve kullanımının dorukta olduğu İstanbul ve Marmara yöresinde bilinmezliğinden değil,uygulanabilirliğinin hayli zor olması ve verim kaygısındandır.

Bencede sadece lüfer,palamut ve Torik akımında israrla kullanılırsa verim alınacaktır.

Birde Tuzla civarında bazı oltacıların hafif jiglerle levrek aldığı malumumdur.

Keza Marmaranın bazı bölgelerinde kıyı yatay jigiyle lüfer alınabilmektedir.

Örneğin Fatih kardeşim bu sezon yakın Marmara sahilinde,uzun oltacılardan bile fazla hafif jiglerle lüfer almıştır.

Sevgimle kal

 

Kamış ne bakıcaz ben bir tane baktım ama

Shimano Beast Masterp 2030 AX Stand Up Jig Kamış / 167 cm
makina? Aceration 8000 PG baktım ama 275 metre sarımlı diyor.

ben galiba niyeti tamamen bozdum bu işe başlıyorum galiba yoksa başladımmı.

 

hiç aklıma gelmezdi bir gün kamış tavsiyesi alacağım..
deneyeceğim öğrenmenin yaşı olmaz....

 

gülüm bende biliyorum bunları ama önemli olan bu jiğ eger tehlikeli olacak ise hangi safhada olacak..?? yani nasıl olursa tehlikeli olacak..? o bilinmiyor.. mesela bir lüfer konusunda oturup hesap kitap rakkam istatsistik vs görüyoruz da bu taş balıkları için böyle bir bilgi yok..dolayısı ile.

Jiğ insanların elinde ne şekilde kullanılır ise? ne türlü zarar gelir? yani şu an için 2/2 deki bazı ölçütleri tenkid ediyorsak ytersiz kalıyorsak bişilere istinaden yapıyoruz..yada ticarilerin aglarını vs tartışıyorsak bir takım alt bilgi ile yapılıyor ama jiğ nasıl kullanılırsa ne kadar zarar verir konusu açıktır ? bana göre..

bende bu ifadeleri bekledim senden çok teşekkür ederim..

 

Para varsa, pek sorun değil bu.

Mesela Daiwa Saltiga alabilirsin. Torununa da kalır. Arada sıkılrsan orkinos filanda tutarsın. Ama fiyatını görünce, tekne değil, makine alacağız diyebilirsin.

Yada biraz ucuza bakarsın. Daiwa Saltist alırsın. Orkinos tutamazsın ama güzel jigging yaparsın. Saltist'in çıkrık modeli, jigging işine en iyi seçimlerden biridir heleki. Daiwa Catalina'da iyi iş yapar ama zor bulunuyor.

Kamış içinse, shimano'lar iyi. Ucuz yollu Daiwa'nın boat fisher'mi ne öyle bir serisi var, 80$ civarı en fazla Türkiye'de.

Jig alırken... Önce renk sorunu. Rengin renk olarak önemi yok. Bu işte açık renk vardır, bir de koyu renk. Açık havada açık renk, koyu havada koyu renk. Temel kaide budur, çoğu zaman tutar.

Birde derinlik olayı var. Eğer dip balıklarına bakacaksan, sığ yerde, 50m vs. veya 17-18m vs. de jigging yapacaksan, ağırlığı ortada olan tipleri seçmelisin. Derinde ve su sütunu boyunca balık arayacaksan, ki torik vs. bu snıfa girer, ağrılığı kuyruğa yakın olan jiglerden alacaksın.

Bundan sonra sana gerekenler. Bir ortopedik yatak. Bengay, Voltaren gel vs. gibi bel ağrısı kesiciler. Haftalık bir kaç tepsi antepten baklava. Temiz, nezih bir hamamın adresi. bunun gibi şeyler işte.

 

Ha, birde şunu atlamışız. Bu işte en can alıcı mesele, misinadır. Örgü misina tartışılmaz ama, onun da iyisine bakmak lazım. Bu noktada Whiplash'tan şaşmamakta fayda vardır. Leader kısmı içinse, 0.60 vs. gibi FC misina olması elzemdir.