Günaydınlar, Malum İstanbul 3 gündür yoğun kar yağışı altında, benim merak ettiğim bu yoğun kar yağışından sonra Boğaz'da balık durumu ne olur? Benim konuştuğum kişilerden bazısı balık kıyılar, hatta aşırı kıyılar derken, bazısı da balık iyice açığa ve dibe gider diyor. Kardan sonra, Boğaz'da rapala ile balık avlamanın randımanı ne olur merak ediyorum Bu konuda deneyimi ya da fikri olan arkadaşların görüşlerini rica ediyorum. Şimdiden herkese teşekkürler ve sevgiler...
Sonrasını bilmem ama bu yağarken, boğazda bolca kofana ve torik olur. Kanal denen bir yer vardır, hemde tam orada olur.
merhaba;kar esnasında veya hemen sonrasında boğazda rapala avcılığı yapılırken termosdan çay içmek için bol bol vakit olur. balık olmaz malesef;boğaz suyu zaten akıntılı buna su ısısının düşük olmasıda eklenince balıklar ısının daha stabil olduğu bölgelere kaçıyor daha derine ve açık denizlere... içinde bulunduğumuz ay için söylüyorum boğazda kılçık dahi olmaz (kıyı avları için) limit altı balıklar mikro tohum kraçalar hariç. Sezon bitti.
Özkan, bir kaç çukur vardır, karadeniz suyu basan. Biri 60-70m civarındadır. Yerini söylemek istemiyorum, patlamasın mera. Kıyıdan iyi bir surf atışı rahatça ulaşabilir. Birde derinliğin 18-22m arası olduğu noktalar. İkinci şerit ise, 18 kulaç, yani 30-35m derinlik olan yerler. Balık şu anda buralarda. Kıyıdan tutmak için, uzak atıştan ziyade, kaliteli bir takım gerekiyor. Zira derinde balık çoğu zaman çok daha seçici oluyor. Bilhassa palamut için, gerçekten çok iyi bir yemli takım kullanmak gerekiyor. Bu pek bilinmeyen ve avcılığı zor noktalar bu dönemi kurtaran bir kaç mera sadece.
Kardan sonra kıyılarda bol bol tohum kıraça olur. Başkada bişey olmaz. Birde sarıkanat yatak yaparsa bazı meralarda yatak sarıkanatı olur ama onu herkes tutamaz. Bu sene o şekilde yatak balığı belirtilerine rastlamadık henüz.
Oralarda böyle yer bilmiyorum ama, dediğim özelliklere sahipse olabilir elbette. İyi bilinen bir yer, Şemsipaşa'dır. Uzak atarsanız, 18m derinliğe ulaşır ve kışında balığı toplarsınız. Ama balığın çok çok daha seçici olacağı, o sıradan sahtelere, kaşıklara vs. yüz vermeyeceğini eklemek gerekiyor. Soğuk suda, balıkların metabolizması düşer. Öyle kovalanacak gibi duran yemlerden pek hoşlanmazlar. Kolay av ararlar. Bilhassa da duran, kaçmayan, kaçamayan.
Yorumlarınız için teşekkürler... Ancak balığın özellikle de palamut ve lüfer familyasının bahsettiğiniz yerlerde (ısının daha stabil olduğu bölgelerde) yeterince yemlenememesinden dolayı, bir süre sonra (ki genelde birkaç gün gibi kısa bir süre sonra deniliyor) kıyılamaya başlayacağı şeklinde fikir yürüten kişilerle de konuştum; açıkcası bana mantıklı geldi bu fikir ama tabii böyle oluyormu ya da olursa ne zaman, na kadar sonra oluyor konusunda bir fikrim yok. Ne dersiniz?
Sevgili skoylu; kendi avlandığınız meraları patlamsın vs şeklinde belirtmiyorsanız, başkalarının avlandığı meralarıda belirt meyiniz. Ama ben kendi avlandığım yerleride yazıyorum derseniz,istediğiniz gibi belirtiniz.
Mantık çok doğru değil bence. İsteyen istediği yeri söyler istediğini söylemez , kimse de neden burayı söyledin deme hakkına sahip değildir. Özgür irade yani...
Birol beyinde belirttiği gibi yatak balığına dair iz dahi yok sezon tamamen kapanmış durumdadır; şu anda boğazda tek eksik olan elinde kepçe ile dolaşan fırsat düşkünü yurdum insanıdır hihi bana göre sezonun bittiği %99 ama bir laf var çıkmayan candan umut kesilmez gün ola harman ola mrsparkle lakin konuyu açan arkadaşın üstte belirttiği gibi balığın kıyılaması falan söz konusu değil; su ısısı 8-9 derecelerde,ülkemizde bulunan Alçak basınç cephe sistemleri yerini yüksek basınca bıraktığında şu anda istanbulu yorgan gibi örten bulutlar kaybolucak; hava açtığında gece ayazları başladığında hertaraf don yapacak su ısısı 5-6 dereceye kadar gerileyecek,ki istanbulda en düşük sıcaklıklar şubat ayında ölçülüyor daha şubat var yani uzun lafın kısası tası tarağı yavaş yavaş toplamak lazım (kıyı balıkçılığı için) mart sonunda kadar.
Bereketli ancak herkesçe bilinmeyen meralar için bu durum (yer belirtilmemesi) geçerli kabul edilebilir ancak Şemsipaşa Anadolu yakasının en çok bilinen meralarından biridir, çok da merkezi bir yerdir ancak bir o kadar da zor bir meradır.. bu nedenle orada avlanmaya alışık olmayanların gittiklerinde boylarının ölçüsünü almaları çok da uzun sürmeyecektir
Öyle şey mi olur ben Serdar abinin o çok derin dediği merayı biliyorum şimdi adam saklıyorsa ben bunu nasıl söyleyeyim burada ki
Şemsipaşa Merası gerçekten zor bir yer, bende hiç bilmediğim bir yere gittiğim de önce bir etrafı izlerim ne atıyor kaçlık atıyor nere atıyor bakarım anlamazsam içlerinden birini seçer yanına yanaşır muhabbetle karışık sorar öğrenmeye çalışırım ama gel gör ki bazıları şemsipaşayı tuzla-kadıköy sahildeki kayalıklarda zannedip hiç sormadan etmeden 60lık 70lik kurşunla rapala atıp 3-5 kişiyi toplayıp getiriyor adamda bende yok ama çoğunda 8x örgü misine var hihi 150-200 tl sonra seyret cümbüşü hihi hihi
paylaşım için teşekkür ederim. acemi dönemlerinde şemsipaşaya gittim dersimi aldım. en sevindirici olay ise başkalarını rahatsız etmemem oldu. şemsipaşa için şuan tecrübem yetersiz olabilir merayı çok iyi bilmiyorum fakat bildiğim tekşey sizin bahsettiğiniz şekilde avlanabilmek için 80metre üstü 150gram kurşunu atmak gerekiyor. artık ekipmanlarım yeterli. biraz zaiyat verilerek tecrübe etme zamanıda gelmiştir. zaman ve fırsat olursa tekrar gitmek istiyorum.
Ben Boğaz'da halen en azından lüfer familyası çıkabileceğine inanıyorum (ya da inanmak istiyorum) ama sezondaki verimin düşeceğine şüphe yok. Balığın kardan sonraki durumu hakkında da buradan sizleri bilgilendiriyor olacağım. Öte yandan geçen sene, Anadolu yakasındaki bir meradan, kepçe ile sarı kanat lüfer toplayan ve dahi bunu cep telefonu ile resimleyen 2 vatandaş ile tanıştım geçen haftasonu... Kardan sonrası için kepçelerini hazırladıklarını söylüyorlardı... Son olarak, rica etsem, yukarıdaki yorumlarınızda bahsettiğiniz yatak balığı konusunu biraz daha açabilir misiniz mümkünse? Teşekkürler.
Beşiktaş iskelesine gidiş gelişlerimde Şemsi Paşa'dan geçerim. Sahil bomboş tek rapalacı bile yok, belli ki balık da yok. Burada yazıldığı gibi açıkta ve derinde lüfer, kofana olsa Şemsi Paşa rapalacıları mutlaka sahilde olurdu. Bu rapalacıların en az bu foruma yazanlar kadar Boğaz'ı tanıdıklarını herkes bilir.