Karadeniz'e 10'dan fazla ülkenin atık suyunu boşaltması Marmara'ya dakikada 30 ton katı kirlilik getiriyor ve geleceği tehdit ediyor. Karadeniz hergün 17 ülkede yaşayan 160 milyon insanın katkısıyla ciddi bir şekilde kirleniyor.Deniz Temiz Derneği/TURMEPA Yönetim Kurulu Başkanı Tezcan Yaramacı, Türkiyede 3.bin 225 belediyenin %86sında arıtma tesisi olmadığını ifade ederek, "804 beledeiyenin kanalizasyon şebekesi bulunmuyor,96 belediyede hiç çöp toplamıyor" dedi. Yaramacı ,balık çeşitliliğinin azalması deniz suyuyla geçen hastalıklar ve kimyevi maddelerin artmasının denizlerdeki kirliliği en büyük göstergesi olduğunu belirtti. Türkiyede deniz kirliliği ile ilgili 3 nedenin bulunduğuna dikkati çeken Yaramacı " Denizleri öncelikle denizciler,simtine atıkları,çöpler,deniz kazaları kirletiyor.İkinci kirlilik nedeni kardan kaynaklanan kirlilik denizlerimizin, karadaki yerleşim merkezlerinin atık su çukuru gibi gözükmesinin, denizlerin karadan gelen ciddi bir kirlilikle karşı karşıya kalmasına yol açıyor.3. kirlilik nedenide Türkiyenin özel coğrafi durumu" diye konuştu. AVRUPANIN LAĞIM ÇUKURU Karadenizin, 10dan fazla AVrupa ülkesiniz bütün atık suyunun boşaltıldığı bir "lağım çukuru"haline dönüştürdüğünü söyleyen Yaramacı,"bugün Karadenizden Marmaraya dakikada 30 ton katı kirlilik bırakılmaktadır" dedi. Yaramacı sözlerini şöyle sürdürdü "evde,ofisde,tarlada nerde su kullanıyorsak herşey sonunda deniz gidiyor". KARADENİZ BAHTI KARA HALE GELDİ TEZCAN Yaramacı, Bu 17 ülkeyi , aynı düşünce etrafında birleştirmek gerekiyor. Bu yıl hedefimiz Karadeniz' dir . Karadeniz bugün bahtı da kara bir deniz haline geldi. Karadeniz'deki kirliliği önleyemezsek, Marmara ve Ege'nin de istikbalinikurtarmamız mümkün değil diye konuştu. İstanbul da hergün 3.9 milyon metreküp atık suyun sadece yüzde 10'u biyolojik olarak arıtılıyor. Bu kent son 40 yılda giderek artan şekilde kirlendi diyen Yaramacı, kirliliğin bu hızla devam etmesi halinde kentin bir 40 yıl daha yaşayamacağını ileri sürdü. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin deniz temizliğiyle ilgilendiğini belirten Yaramacı, şunları kaydetti; İstanul'da 350 bin tonluk biyolojik arıtma tesisi 4 yıldır inşaat halinde. İstanbul'daki kirliliğin ortadan kalkması için arıtma tesisi yapılması gerekiyor. Bu tesis için de 2 milyar dolar gibi bir yatırım yapılması lazım dedi. SABAH GAZETESİNDEN ALINTIDIR.
BM Çevre Programı (UNEP)'in "Bölgesel Denizler Programı" çerçevesinde Karadeniz'in Kirliliğe Karşı Korunması Sözleşmesi, Karadenize kıyıdaş ülkeler tarafından 1992'de Bükreşte imzaya açıldı. Daha sonrasında da pek çok protokol ile yasal işleyişi belirlendi. Yalnız bu sözleşme ve protokoller değil, pek çok ikili ve çok taraflı anlaşma ile de Karadenizin gerek kara kökenli, gerek gemilerden yapılan boşaltmalara karşı korunması için adımlar atıldı. Yani asıl çözüm ülkerli bir araya getirmek değil, onlar zaten o ya da bu yasal yapı ile birarada. Önemli olan, bu sözleşme ve protokolleri gereği gibi işletebilmek ve kıyıları boyunca 80 milyona yakın bir nüfusu barındıran Tuna nehrine bırakılan atıkları kontrol edebilmek...
'Yasa, tuzuk, yonetmelik, sirkulerin oldugu, fakat uygulamada denetim ve yaptirimin olmadigi' gerceginin sadece ulkemizde degil, uluslararasi alanda da gecerli oldugunun diger bir ornegi... 'Un, seker, yag var, helva yapamiyoruz' da degil aslinda... helva da var da bir turlu yemeyi ogrenemedik ...
Bir araştırmaya göre karadenize kıyısı olan ülkeler arasında, karadenizi en çok kirleten Türkiye olmuş, önce biz kendi ülkemize arıtma tesisi kurmalıyız ondan sonra diğer ülkelere dil uzatmalıyız.
Evet AB ülkelerinden önce bizim kendi atıklarımızla mücadele etmemiz gerekli. birşeyleri istemenin önce işi kendimizde uygulamaktan geçeceğini düşünmeliyiz.
Türkiye'nin masum olmadığı kesin ancak BM'in 2008 yılında yaptığı açıklamaya göre Karadeniz'e gelen kirliliğin %48'i Tuna Nehri'nden kaynaklanmaktaydı. Aradan geçen 2 yılda Türkiye'nin bu konuda "en çok kirleten" ünvanını aldığını yazan kaynağı paylaşırsanız sevinirim
