Karadeniz ve Marmara'da global çevre kirliliğine çözüm su sümbülü olabilir mi?

Konu, 'Genel Konular' kısmında bnymnblr tarafından paylaşıldı.

  1. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Yaşadığımız dünya üzerinde artan dünya nufusunun sorunları karşısında "Sürdürülebilir Yaşam" adına her türlü gelişmeyi takip etmemiz zorunlu hale gelmektedir. Artık sadece doğayı harcamayı değil, doğayı yeniden nasıl kazanabiliriz sorularını sorgulamamız gerekmektedir.

    Bu amaçla

    Denizleri kirleten Birincil kaynaklar olan kanalizasyon ve sanayi atıksuları Özellikle büyükşehirlerde büyük sorun oluşturmaktadır. Büyük şehir merkezlerinde şehir merkezinde bulunan kanalizasyon derelerine tam anlamıyla bir arıtma tesisinin kurulması yer darlığından dolayı olanaksızdır. (Özellikle Karadeniz ve Marmara Denizinde kıyısı olan yerleşimlerde)

    NASA tarafından Missisippi’de yapılan ön laboratuar denemeleri, su sümbülü bitkisinin evsel atık sulardan organik maddeleri büyük bir hızla absorplayıp metabolize edebildiğini göstermiştir. Bitki, bu atık organik maddeleri, hücre materyali sentezinde kullanır. Durgun suların yüzeyinde yaşayan, gövdesinden çıkarttığı vejetatif uzantılar ve tomurcuklar ile çok büyük bir hızla çoğalan ve tüm su yüzeyini kısa bir süre içinde kaplayabilen bu bitki, toplandığında günde hektar başına 20-40 ton yaş biyolojik materyal verebilir.

    Epey bir zamandır Bursa'nın Eskikaraağaç Köyü'nde uygulanan sistem olumlu sonuçlar vermeye başladı. İl Özel İdaresi, sistemi en az 10 köyde daha uygulamak istiyor. Sistem, Keles ve Orhaneli gibi 5-10 bin nüfuslu küçük ilçe ve beldelerde kolayca uygulanabilme özelliğine sahip olarak gösteriliyor



    Su sümbülü Bitkisi bu açıdan düşünüldüğünde, diğer il ve ilçelerde kullanılan bu bitki neden İstanbul' a akan kanalizasyon dereleri için uygulanmasın?



    Marmara Denizinin bir numaralı sorunu olan deniz kirliliği sorunun sadece bitki sayesinde kurtulabilmesi güzel olmaz mı?

    Bir düşünün

    Marmara denizine akan kanalizasyon

    Denizlerde dip yaşamının oksijen sigortası olan fitoplankterleri öldürüyor.

    Balık larvalarının yaşamı için gerekli olan plankterlerin azalışı balık yaşamına da son veriyor. (Bugünkü Marmaranın hali)

    Marmara da şu anda balık kirlilikten üreyemiyor(İmralı ve civarı adalar hariç)

    Ege ve Karadenizden gelen balık ve balık yavruları Marmaraya geliyorlar.

    Fitoplankterler ölünce ne oluyor?

    Denizin diplerinde serbest oksijen olmuyor

    Denizin dibinde serbest oksijen olmayınca ne oluyor?

    Özellikle dip balıklarının ihtiyacı olan oksijen azlığından deniz canlıları yaşamadığı gibi denizin balık taşıma kapasitesi de azalıyor(Oksijen darlığından dolayı)

    Balıklar yedikleri besinleri parçalayarak enerjiye dönüştürmek ve hayatlarını devam ettirmek için oksijene ihtiyaç duyarlar. Bu olmayınca balıklar bulundukları yerde üreyemiyor.



    Eğer Su sümbülleri Karadenize akan derelerde ve İstanbul'un Bütün derelerinde uygulanır ve iyi bir sonuç verirse Bu global çevre için çok ciddi bir sonuç vereceği ümidindeyim.

    Bu amaçla İSKİ' ye bir mail gönderdim.



    İskiye gönderdiğim yazı ve verilen cevapları burada aynen yayınlıyorum.





    Gönderilmiş: Sal 21.04.2009 17:00

    Kime: Atık Yönetimi Müdürlüğü

    Konu: Denize akan Kanalizasyon derelerinin sularının arıtılması konusu Kanalizasyon atık sularının arıtılması ile ilgili olarak su sümbüllerinden biraz bahsetmek istiyorum. Bitkilerle sular hiç arıtılır mı? demeyin Çünkü bu bitkiler doğal bir arıtma sistemidir.



    Su Mercimeği ve Su Sümbülü gibi sulak alanda yetişen kamış türü bitkilerin kökleri, doğal arıtma işlevini evsel giderdeki maddeleri alarak yapıyor. Bu yolla varlığını sürdürebilen bitkiler, kanalizasyon atıklarını tarımda kullanılabilecek kadar temiz hale getiriyor. Su sümbülleri suyun üzerinde yaşıyor. Kışın da bu bitkilerin üstü kurusa da kök kısmı arıtma görevini yerine getirmeye devam ediyor.



    Kanalizasyon atıklarına karşı özellikle "Su Sümbülü" bitkisinin Anadolu ve Avrupa yakasındaki derelerde kullanılması, atık sular için ümit verici olacağını söylemek isterim. Birçok makalede bir göl havzasının 1/3 ünde su sümbülünün olması o havzanın arıtılması için yeterli olacağı ifade edilmektedir. Bu açıdan bakıldığında Denizleri en fazla kirleten kaynaklar arasında yer alan kanalizasyon atık sularının bu yöntemle daha iyi bir noktaya geleceği kanaatindeyim. Derelerin olduğu bölgelerde yerleşim olduğundan dolayı istenilse dahi biyolojik arıtma tesisleri kurulamaz. Bu yüzden bu bölgelerde yapılabilecek en iyi arıtma yöntemi bitkisel yolla yapılacak doğal arıtma yöntemidir.



    Pratik olarak ise Anadolu ve Avrupa yakasındaki derelerin başlangıç noktalarından denize yakın kısımlarına kadar bu bitkilerle donatılması doğal yöntemlerle arıtma sağlayacağı ve suya bırakılmaları dışında başka bir masrafa ihtiyaç duymayan doğal arıtma mekanizmaları olduğundan dolayı hem ekonomik hem de denize akan atık suların kalitesinin yükseltilmesi açısından, en azından bu bitki türlerinin kurumunuz tarafınızdan incelenmesini dilerim. Bu yöntemin uygulanabilirliği konusunda sitenizde bir açıklama yaparsanız hem bilgilenmiş hem de konuyla ilgilendiğiniz için memnuniyetimizi de ayrıca belirtmek isterim. Bünyamin





    YNT: Denize akan Kanalizasyon derelerinin sularının arıtılması konusu‏

    From: Atık Yönetimi Müdürlüğü (atikyonetimi@ibb.gov.tr)

    Sent: Wednesday, April 22, 2009 8:57:07 AM

    To: bunyamin



    İyi günler Bünyamin Bey.. Bilgilendirdiğiniz konu ile ilgili çalışmaları yapan ve bilgilendirilmesini sağlayabilecek olan İSKİ kurumuna aşağıda verilen link yardımıyla vermiş olduğunuz bilgiler iletilmiştir. Görüş ve önerilerinizi, hassasiyetiniz için teşekkür ederiz. iyi günler dileriz. http://www.iski.gov.tr/web/gorusOneri.aspx





    Şimdi bu tür konularda görüldüğü gibi, ferdi olarak yapacağımız etkiler tabi ki yeterli gelememektedir. Bu konu hakkında forumda çok daha detaylı bilgi sahibi kişiler de mevcuttur. Biz fert olarak ne kadar çok öneri getirirsek o nispette etki oluştururuz.



    Sağlıcakla kalın
     
    Son düzenleme: 5 Mayıs 2009
  2. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    İnşallah bu uyarılarımızı dikkate alırlar da bir pilot çalışma yapıp bir sonuca ulaşmayı düşünürler. Daha önceleri Türkiye'de yapılmış bazı uygulamaları var. Ben bir vatandaş olarak bunu İSKİye bildirdim. Daha parlak fikirleri olan arkadaşlar varsa buyursun fikirlerini açıklasın....
     
    Son düzenleme: 15 Mayıs 2009
  3. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Bünyamin kardeşim, bahsettiğiniz bitki hakkında sizin yazdıklarınız ile sınırlı bir bilgim oldu. Eğer dediğiniz gibi ise, kulağa çok hoş gelen bir kirlilik önleme sistemi olabilir. Ancak bu çözüm kısa vadede sonuç verebilir mi, ya da daha doğrusu ne kadar sürede sonuçları görebiliriz? İlk etapta faydalı olsa da, uzun vadede olumsuz yan etkileri olabilir mi? Anladığım kadarı ile henüz çok yeni, hatta deneme aşamasında yürütülen bir çalışma bu. Bu arada çabalarınız ve duyarlılığınız da takdire değer. Paylaşımınız için teşekkürler :)
     
  4. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Yukarıda da bahsettiğim gibi bu yöntem Bursa'nın Eskikaraağaç ilçesinde Su sümbülü kullanılarak kirlilikle mücadelede başarılı olundu. Daha bir çok yerde de uygulandı
    Kısa vadede çözüm konusuna gelince konuyu bazı durumlarla ayrıntılandırıp misal vererek anlatmaya çalışacağım.

    -Belediyenin ilgili kurumunun hangi arıtma tesisinde doğadan alınan su aynı özellikte tekrar doğaya bırakılıyor? Yapılan yatırımları küçümsemiyorum. Ancak orada genelde yapılan arıtma ön arıtma o da suyun içindeki kimyasal denge adına herhangi bir etkisi olmuyor.

    -Yeşilköy'de yapılmakta olan arıtma tesisi gerçek bir arıtma tesisidir.Ancak bu arıtma tesisi, hem çok çok büyük maliyetler istiyor, Hem de bu arıtma tesisi 1,5 milyon kişinin atıksularını arıtacak şekilde düzenlenmiştir. Hem de burada bir sürü personel çalışmak zorunda, bunlara kaynak aktarılmak zorundadır.
    İstanbul'un nüfusunun 15 milyon olduğu düşünülürse, yapılan yatırımın nüfusun sadece onda birine tekabül edeceği görülmektedir. Yani bu tesis bir iki sene içerisinde bile bitse İstanbul'un sadece onda birinin atıksularını arıtacaktır. Ayrıca bu proseslerde çok kullanılacak olan çeşitli kimyasallar, işçi giderleri tesis kurulumları düşünüldüğünde, bunların belediyeye ek maliyetler getireceği de gözönündedir. dahası bu arıtma tesisleri için boş arazilerin olmasıda gereklidir. Örnek olarak kağıthane ve alibeyköy derelerinden dereye karışan kanalizasyonu nasıl arıtabilirsiniz. Bu bölgeler hep ev doldu neresine arıtma tesisi kurulacak biyolojik arıtma yapacak.
    Su sümbülü bitkisinde ise İstanbuldaki halihazırdaki ön arıtma tesislerinden gelen kirli sularının içindeki fosfat, amonyak ve çeşitli metal iyonlarını absorbe edebilir.daha sonra kalan su denize deşarj olur.

    - Su sümbülü bitkisinin gelişimini görmek anlamak için öncelikle pilot bölgelere bu bitkiler yerleştirilir, sonra onların gelişimleri incelenir, daha sonra bitkilerin bulunduğu bölgedeki su değerleri incelenir, Daha sonra bir sonuç değerlendirmesi yapılır Bu diğer arıtma tesisi maliyetinin yanında 0 sayılır.

    Kısa vadede çözümler yerine bu işin genel çözümüne bakmak daha akıllıca olur. Kısa vadede büyük maliyetlerle nüfusun onda birinin atıksularını arıtmak mı? yoksa bir ekoloji harikası olan su sümbülünün yetiştirilimesi ile ciddi bir ön araştırma yapmak mı?

    Bu işin uzun vadede yan etkileri olmaz En kötü sonuç verim alamamak olur onunda ciddi bir maliyeti de yoktur.i
     
    Son düzenleme: 16 Mayıs 2009
  5. karayel

    karayel Yakup ERDEM

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.068
    Şehir:
    Sinop
    Favori Kamış:
    şeytan otası
    En İyi Avı:
    kaya balığı (1.5 gram) :)
    Merhabalar;
    Su sümbülünden kastettiğiniz Eichornia crassipes türü yani şu aşağıdaki fotograftaki bitki midir?

    [​IMG]
     
    Son düzenleme: 15 Mayıs 2009
  6. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Bu konu hakkında ilgili ve de bilgili olduğum tek konu, arıtma tesislerinin ciddi maliyetler ile kurulduğu ve sonrasındaki (belli periyotlarda test edilmesi, zamanla aşınmadan kaynaklanan arızaların giderilmesi v.s...) maliyetlerinin de çok çok yüksek olduğudur. Ekonomik oluşu ve bahsettiğiniz faydalar dahilinde, su sümbülünün yetiştirilmesi ve araştırılmaması için şimdilik bir sebep görünmüyor.
     
  7. karayel

    karayel Yakup ERDEM

    Yaş:
    59
    Mesajlar:
    2.068
    Şehir:
    Sinop
    Favori Kamış:
    şeytan otası
    En İyi Avı:
    kaya balığı (1.5 gram) :)
    Sevil hanım Her iki Çekmece gölünün yazın kuruyan, koku yayan alanları Eichhornia türü olmasa da başka su bitkilerinin kontrollü yetiştirildiği labirent beton havuzların yapımına çok uygun aslında. Çok da yüksek bir maliyeti olmayacağı gibi, hasat edilen bitkiden elde edilebilecek biogaz ve organik gübre ek gelir kaynağı da olabilir.

    Sadece bir iki sorun var; Bu bitki tropik ve yarı tropik bölgelere ait bir türdür. Özellikle bölge de belirtildiği için bunu söylemekte fayda var, bu bitki Karadeniz ve Marmara bölgesinde kışı geçiremez. Mutlaka koruma altına alınması, bulunduğu ortamın ısıtılması gerekir.
    Orta Ege ve daha güneyinde ise kışın verimsiz kalsa da ölmeyip bahara kadar dayanabilir.
    İkinci mesele; bu türün çok fazla istilacı olması. Güney Asya ve Orta Amerikada çok büyük sorunlara neden olmuştu.

    Bu tür organik arıtma tesisleri için ülkemiz koşullarına çok daha uygun ve has be has ülkemize ait bitkiler de var. Ama her koşulda nüfusu 10 bini aşan bir yerleşim merkezinde bu sistemler yeterli olamıyor maalesef.

     
  8. smyrna

    smyrna Sevil Kurtoğlu

    Yaş:
    58
    Mesajlar:
    7.772
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    olacak inşallah
    Öncelikli merak ettiğim istilacı olup olmayacağı idi aslında. Çünkü bir çok alanda gördüğümüz gibi, öncelikle faydalı olduğu düşünülerek ya da bir şekilde taşınarak, doğal olmayan alanlarda bulunan türler, sonrasında bir çok negatif duruma yol açmaktadır. İklim koşulları da ayrı bir sorun. Verdiğiniz tüm bilgiler öğrenmek istediklerimdi. Bu durumda böyle bir projenin, Karadeniz ve Marmara için, pek de yeterli olmayacağını görüyorum. Aslında doğal ve ekonomik bir proje olması desteklemek adına hiç de küçümsenmeyecek sebepler. Ama en azından, daha az nüfuslu alanlarda uygulanabilirliği olduğunu bilmek de umut verici. Konu ile ilgili değerli aydınlatmalarınız için teşekkür ederim Yakup Hocam :)
     
  9. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Evet bu bitkidir.
     
  10. bnymnblr

    bnymnblr Bünyamin

    Yaş:
    46
    Mesajlar:
    510
    Şehir:
    istanbul
    Su sümbülü bitkisinin kışın üst kısmı kurusa da kök kısmı bu arıtma işlemine devam ediyormuş. Benim merak ettiğim konu, kök kısmı arıtma işlemine devam ediyorsa üst kısmınında hava sıcaklığının artışıyla tekrar canlanması gerekmez mi?
    İstilacı tür olup olmaması konusunda söyleyeceklerim gözlemlere dayanmasa da, kış mevsiminin soğuk geçtiği bu bölgelerde bu bitkinin yayılımının büyük zarar göreceği ve gelişimini hızlı yapamayacağı şeklindedir. zaten düşünülen yer de atıksu dereleridir. buralarda istilacı olsa da dereler bundan zararda görmez. Tropikal bölgelerde bu bitkinin su kanallarını tıkadığı da görülüyormuş. Dahası benim düşündüğüm sistem, göllere değil de akıntısı düşük olan kanalizasyon derelerinde 50 cm lik setler yapılarak dere boyunca bu bitkilerin yetiştirilmesi şeklindeydi

    Bu sistem, nufusu düşük olan bölgelerde sonuca ulaştı. Bir çok makalede okuduğum şeyde bir gölün yüzey alanının 3te birinin su sümbülleri ile dolu olması o bölgenin arıtılmasına yeteceği şeklinde idi. Ancak burada tabi gelen atıksuların miktarı gibi şeyler de önemli.

    Ancak en önemli husus değerlendirmeye müsait bir araştırma konusudur. araştırılmalı, sonuçlandırılmalı ve sonuç kamuoyuna duyurulmalıdır.