Arkadaşlar merhabalar, Size başımdan geçen, tanık olduğum ilginç bir olayı anlatmak istiyorum. Hafta sonu Ağva , Göksu deresi kıyısındaydım. Her türlü oltayla ve yemle şansımı denedim. Akşam da olta attım, sabahın ilk ışıklarında da , öğlenin ortasında da... Fakat ufak kefallerden ve kaya balıklarından başka bir şey tutamamıştım. Bir gün sabah erken kalktım şansımı denemek için. Hemen az ilerideki, kıyıda evi olan aileye ait olan incecik köprünün üstünde bir adam at çek yapıyordu. Kendi kendime "ulan kefale mi at çek yapıyor bu adam?" dedim. Biraz garip bir şekilde avlanıyordu. Bazen 5 dakika kadar bekleyip aniden suya oltasını atıyordu üst üste... Herhalde balıkları gördüğü zaman önlerine atıyor diye düşündüm. 5 dakika sonra o yönden şiddetli bir su sesi duydum. O tarafa baktım ki ne göreyim. Adam en azından 2-3 kiloluk bir balık çekiyor yukarı... Tabi bu durumu görünce çıldırdım . Benim 2 gündür tuttuğum balık yarım kilo etmezken adam tek seferde trofelik balık çekmişti. Nasıl yaptığını da çok merak ediyordum. Kesinlikle öğrenip ben de aynı yöntemle avlanmalıyım diye düşündüm. Yarım saat kadar avlanma yöntemini ve kullandığı yemi görmeye çalıştım ancak en azından 50 metre uzaklıkdaydı benim bulunduğum yere. En sonunda cesaretimi toplayıp yanına gittim. Bir de ne göreyim. Oltanın en ucunda 80lik bir kurşun. Sonra 20 cm aralıklarla 2 tane en büyük boy 4lü iğne(ismini bilmiyorum bu iğnelerin). "Abi boş iğneye atlayan balık mı olur ya?" dedim. "Ben balığı görerek avlıyorum" dedi bana. Biraz izleyince anladım ki adamın yöntemi şu: Balıkları görünce balıkların hemen arkasına oltasını atıyor ve başlıyor hızlıca çekmeye. İğneler balıklara yaklaştığında aniden çekiyor oltasını sert bir şekilde ve iğneyi balığın vücuduna geçirerek avlanıyor... Hayretler içerisinde izledim bu adamı. Sonradan öğrendim ki buraların en maharetli avcılarındanmış kendisi. Not: Tuttuğunu gördüğüm balık koca bir kefalmiş. Söylediğine göre bu yöntemle 8 kiloluk bir sazan tutmuşluğu varmış. Yalan olduğuna da hiç ihtimal vermiyorum açıkcası . Umarım zaten bildiğiniz bir şeyi anlatarak boşa zamanınızı almamışımdır.
Bu yönteme çarpma derler. Özellikle kefalde kullanılır. Evet ustalık gerektiren bir tekniktir ancak forumda pek tasvip edilmeyen bir tekniktir. Çünkü vahşicedir. Balığı yaralı olarak suda bırakma olayları daha sık yaşanır. Üstelik bunlar diğer tekniklerdeki gibi ağızda minik bir yara değil de bedenin her bölgesinde olabilen ölümcül yaralardır. Hem balık avcılığının temelinde ' içgüdülerinede dayansa, kendi hareket özgürlüğü olan bir canlıyı kandırarak kendi irademiz altına' alma felsefesi vardır. En azından benim zevk almamdaki en önemli etken bu. Ama çarpma yöntmeinde bunda eser yok. Suda gördüğün ölü balığı almaktan çokda farkı yok. Zevk almadan avlanacağıma makineye kamışa para vermem gider en kral balığı satın alır eve gelirim. Çarpmadan daha mantıklı bence. Amacım sana kendi düşüncelerimi anlatmak yalnızca beni yanlış anlama. Tabiki hersey senin elinde. İllaki kullanacağım dersen de bişey diyemeyiz. Umarım temel felsefeyi anlamışsındır. Sağlıcakla kal.
Onur Bey , bilgilendirmeniz için çok teşekkür ederim. Böyle bir yöntem olduğunu bile bilmiyordum. Paylaşımımın sebebi de buydu aslında. Çok haklısınız. Konu silinebilir. İnsanlara etik olmayan yeni fikirler aşılamamak en doğrusu olur bence. Bu yöntemi de kullanacak değilim.
Eskiden bende çarpma atardım çok iri kefal aldığını bilirim hatta bir keresinde 15 KG'lik Rus kefali yüzünden kamışım kırılmıştı beni aşırı derecede denize sürüklemişti Allahtan yanımda birileri vardı hem beni tuttular hemde balığı. Bende tavsiye etmiyorum çarpma işini ama en güzel balık yakalama yöntemi.
