KARAGÖZ GÜNLÜĞÜM

Bu sezon yıllardır sevdalısı olduğum karagözü bir kenara bırakıp,lüfer peşinde koşmamdanmıdır nedir bilmiyorum ama ,yaklaşık iki aydır devamlı peşinde koşmama rağmen yüz vermiyor bana güzel gözlüm.

SON YAKALADIĞIM KARAGÖZ, EYLÜL BAŞLARI...
Oysa onunla gazipaşa sahillerinden,İbrice limanına kadar yurdum kıyılarında çok güzel anılarımız olmuştu.
En taze yemleri ona sunmuş,onun gücüne,asaletine saygı gösterip,en hassas takımlarla,yuvasında rahatsız etmeyecek hassasiyette avlar yapmış,o da buna karşılık verip,güzel bireylerini bana sunmuştu.
C.tesi sabah dört gibi merayı(narlı-gemlik) ziyaret ettim,beraber güneşin doğuşunu izleyip ,kahvaltı edermiyiz acaba küskün güzelle umuduyla.
Mera yoğun geçecek hafta sonuna hazırlanıyor o saatlerde,bir kaç amatör mendireğin içinde teke peşinde,gece sabaha dönerken, geceyi mendirekte geçirmiş kıyı avcıları ,taşların üzerinde ışıklı şamandıralarını gözlüyorlar malum umutlarla.


MERADA GÜN BATIMI

Artık mendirekleri kendilerine yuva yapan sakarmekeler ,sabaha merhaba derken söyledikleri gürültülü şarkılarıyla bozuyorlar sessizliği.Birkaç motor sesi geliyor,ardından kaçak trolcülerin tekneleri dönüyor birer birer mendireğe,uyurken yetkililer.
Sandalın üstü buz tutmuş,deniz hala sıcak geliyor insana,kuru bir ayaz yapmış hava,ay ışıyor pırıl pırıl göyüzünde.
Teknenin suyunu boşalt,malzemeyi yerleştir derken geçiyor bir saat,sabah ezanıyla beraber denizdeyim.İlk ben çıkıyorum meraya heryer benim o an.
Merada dört adet tonoz var,yüzer metrelik halatlar mendireğin dışıyla ,açıktaki şamandıraları bağlıyor su altından,aralardaki küçük şamandıralar vasıtasıyla halatı kaldırıp teknenizi bağlıyabiliyorsunuz.Bu dört halata sıralanıyor bazen otuza yakın tekne, tıpkı bu gün olacağı gibi.
İlk halat yıllarca üzerinde iri karagözler aldığım yuvanın üstünden geçiyor,öyle bir noktaki,beş altı metre ileri yada geri kayarsanız, iskorpitten başka birşey tutamazsınız(ya da bana öyle geldi,balıkçı psikolojisi işte). Bu tonozlar yapıldığından beri,hep aynı hatta avlanılmasının sebep olduğu takım kirliliği,dibi epey takılgan yaptı,özellikle benim yuvanın üzerinde yanlış takımlarla avcılık neticesi bir hayli misina yumağı,kurşun mevcut.Midyelerde bu misinaları tutunca takılmadan av yapmak çok güç.
Biraz açığına (üç metre kadar) bağladım sandalı, takım daha az takılıyor orada, yuvanın da dibi sayılır.
Takımı yemliyordum ki,hızlı çekilen kürek şıpırtılarıyla bir sandal yanaştı hemen altıma ,üstelik tam yuvanın üstüne.''Yahu koca merada yermi kalmadı,tam dibime yanaşmanın manasımı var'' diye söylenip kendi kendime,''neyse alırsın sen balığı buradanda'' diyerek yatıştırdım içimdeki sesi.
Öyle olmad...Onbeş dakika sonra aldı kuzuyu sessizce ,kiloyu aşkın boyuyla rengi sararmış,suratı kararmış karagözlüyü saldı livara.Ardından birde eşkina ,şıpırtısını duydum,kendini göremedim,sordum söyledi.
Havada aydınlandı bu arada,birer ikişer geliyor sandallar,üçüncü halatta bir kümelenme söz konusu.Genelde son tercihtir orası ama,bir tiyo söz konusu ki sandal kiralayanlar tarafından,orada birikiyorlar diye düşünüyorum.Bir gözüm orada,bir yandan bekliyorum ama bir mırmırdan başka balık vurmadı.
Az sonra mera sandalla doldu,üçüncü halatta yer kalmadı.Orta kısımda arka arkaya balık çeken dört tekne sıralanmış yanyana,bazen her teknede aynı anda iri parıltılı balıklar birer birer yukarı alınıyor.Aramızda yüz metre kadar var,net göremiyorum,güneş vurunca ayna gibi parıltılar saçıyorlar
İki takım koparttım,yanımdakiler yarımşar kiloluk iki sivriburun daha çekince,''burda bana hayat yok'' bugün deyip,yer değiştirmeye karar verdim ama,her yer dolu
.İkinci halatta en dışta kimse yok,dört ihtiyar bi şeyler çekiyor ikide bir ama ufak parıltılar,izmarit yada sarpadır sanırım.Yandakileri seyredip,iç geçireceğime onların açığına yanaşıp,üçbeş balık tutarım,bu günde böyle geçer,yoksa az sonra orasıda dolacak.
''Abiler,rastgelsin'' ,sessiz bir ''sağol'',gözler sımsıkı tuttukları kamışlarında,birerde zil takmışlar uçlarına, şangur şungur merayı çınlatıyorlar. ,atarken,sararken şangırdayıp duruyor meretler.''Be mübarekler,zaten elinizde tutuyorsunuz oltayı,üçbuçuk metrelik teknede dört kişisiniz,şu zillere ne gerek var'' diye söylene söylene,saldım oltamı suya.İkide bir şangırtı,çeviriyorum başımı yana,biri susuyor öteki başlıyor.
Üçüncü halata dahada yaklaştım böylece,bir curcunadır gidiyor gözümün önünde,balıklar hiçte yabana atılacak boylarda değil,tabak gibi sivrileri çekiyorlar ardarda.

DIPLODUS PUNTAZZO (SİVRİBURUN KARAGÖZ)
Yeni yerimde,hareket çok,dibe iner inmez yemler yerle bir,ispari sarmış aşşağısını.Karidesleri,canlı tekeleri şıp diye alıyorlar.İki paket ayıklayıp şokladığım boru kurdum var,ne olur ne olmaz diye koymuştum evden çıkarken çantaya.Onları çıkardım,iğneleri küçültüp,üç iğneli klasik bir dip takımı hazırladım.Yemler yine çalınsa da arada iri isparileri yakalamayı başardım,bir çok küçük sivri burun ve ispariyide suya geri saldım.
Dörtlü grup şov yapıyor resmen,altındaki ve üstündeki sıralanmış teknelerde tık yok,seyrediyorlar onlarda benim gibi.Öyle böyle değil,o dört teknedeki on on beş kişi,onar parça sivriyi aldı livara, kimi beşyüz gr.lık kimi kiloluk.
Yine bir telaş kalabalık teknelerden birinde,biri kepçe elinde,diğeri dört metrelik surf kamışın ucundaki misinayı eline almaya çalışırken ha düştü düşecek suya ,alıyorlar balığı tekneye...İki kiloluğu var diyorlardı ama görmemiştim sivrinin...Gördüm... Artık karada ölüm yok...Tepsi gibiydi be mübarek!!!.
Öğle vakti oldu bu arada,önce kalın kabanı çıkardım üstümden,sonra içine giydiğim ince montu.Sabah buz temizliği,şimdi ise yakıyor adamı bahar güneşi.
Son tutulan tepsi canıma tak ettirdi,ispariler,ihtiyarların durmak bilmeyen zil sesleri,çözdüm sandalı ,yüzsüzlüğe verip daldım aralarındaki olmayan boşluğa.Bağladım tersten bi ucunu halata.Baksalarda ters ters ,kimsede ses yok.Anladılar durumu...

Öğle vakti böyle balık çıkarmıymış???Çıkarmış... Devam ediyorlar...Bende yine tık yok!!!

Hepsi boru kurdu kullanıyor,suyun dibi o lanet sihirli kokusuyla bezeli ,en az elli iğneyle dolu(yirmi metrekare yerde),benim donmuş kurtlar daha önce isparilerce tüketildi.Tekenin yüzüne bakmıyorlar zaten,normalde ayıklanmış karidese vursada sivriler,bunca kurtlu oltanın arasında asla tercih edilmiyor.

Marmaraya yollanmasıyla beraber meralarda, küçük balık katliamına yol açmasına,yem tedarikinin kolaylaşmasıyla beraber,bohçacıların meralara üşüşmesini tetiklediğine inandığım ve hiç sevmediğim,balıkların tercihlerinin değişmesiyle zaman zaman kullanmak zorunda kaldığım boru kurduna olan nefretim ,bir kat daha arttı.
Yıllarca ,çeşitli teknikler tasarlayıp,kilometrelerce yol yapıp,uzun geceler üç beş parça iri karagöz aldığımızda kendimizi ne mutlu hissederdik.O az ve özlüğün verdiği tadı koruma adına,bazen tek tük tuttuğumuz,paylaşacak adette olmadığından ,kilo üstü balıkları geri salardık deniz anaya...''Birimiz balık yiyecek ,birimiz tavuk,olurmu öyle şey'' diyerek...Beşyüz gram altını hiç salmadık livara,öptük,''hadi büyüde gel'' dedik...
Ne tadı oluyor nede tuzu zaten,kuzu eti değilki bu ,yavruyken lezzetli olsun''.Kuzu etide biz türklerin ayrı bir zaafiyeti ben dahil.Kurtulmak lazım bu alışkanlıktan,hem hayvan neslimize dolayısıyla ekonomimize,hemde sağlığımıza zarar,malum kolesterol şu bu...
Neyse,konu hem uzadı ,hemde biraz dağıldı galiba.
Livarlar doldu sivrilerle,limitmiş şuymuş buymuş diyen yok zaten meradakilerde,sizde ''kıskandın onca balığı'' demeyin bana...Üç beş iri sivride ben tutayım diye daldım aralarına,tutsam bir kaç tane,inanın toplar giderim takımı taklavatı .
Bir saat daha sürdü curcuna ,kesildi sonunda...Bittimi,son bireyine kadar balık,yoksa öğle vakti çektimi kendini anlamasamda,garip bir huzur kapladı içimi...
Normalde dönerim bu saatlerde,ama kafamdaki sorunun cevabını bulma adına bekledim akşam suyunu,aynı durum devam edecekmi diye.

Balık kesince onca balığı tutan güruhun içinde ''yeter bu kadar,Allaha şükür aldık nevaleyi'' diyen bir Allahın kulu çıkmadı o dört tekneden.Hele bir baba oğul avlanan ve yaklaşık 20 kilo sivriyi livara tepeleyen teknedeki altmışbeş yaş üstü babanın hal ve hareketleri, bana ''yahu ne işin var burada toplan git'' dedirtsede sabrettim.''Be moruk,doymazmısın hiç sen,ağarmadık kılın kalmamış,hala neyin açgözlüğü bu ki ,hala gözler oltanın ucunda ikide bir sağı solu kesip ,vuran varmı diye bakınırsın'' dememek için zor tuttum kendimi...

Hep beraber bekliyoruz hala,güneş öyle güzelki,hiç rüzgarda yok,mayıs ayının güzel bir gününü yaşıyoruz sanki,soyunup güneşlenecek az daha millet.
Saat onaltıyı geçerken ufak tefek kıpırdanmalar başladı oltalarda,ispariler yokluyor oltaları,gerilerde avlanan bir teknede güzel bir mırmır çıkınca,takımı değiştirip indirdim zemine.İriye yakın tekeler takıyorumki ispariler çekinip vurmasınlar.
Derken ilk mırmırımı aldım.O saate kadar etkisiz eleman gözüyle baktıkları benim tekneye döndü bakışlar,ardından bi tane daha...
İspariler dadandı kurtlu takımlara,suratlar düştü,''ne bu yaa''mırıltıları geliyor dört bir yandan.Kimi bir iki küçüğü salsada geri ,çoğu yine livara...
Mırmırlarda yedi oldu bu arada ,gözlerden iyice rahatsız oldum,''bre densizler,tuzluk gibi oturdum aranızda saatlerdir,şurada üç beş balık tuttum,ne kıskanıyorsunuz'' demek geldi yine içimden,bu düşünceyle beraber,bıyık altıma bir gülümseme yapıştı, çıkmıyor bir türlü,yüz felcine dönüp kalacak diye korkuyorum.

GÜNÜN KISMETLERİ
Derken biri sordu '' tekeyemi geliyor balık,bize niye gelmiyor'' .Bekliyordum zaten,davudi sesim,usta edamla '' izmarit takımıyla koca karagözleri aldınız bu gün ama,o takımlar iş yapmaz,sır tekede değil,yatırın zemine yemleri,tutun balığı'' dedim.
Kimi uydu dediğime kimi uymadı çokta umurumda,yüzümdeki hin tebessüm,tatlı bir huzurla takımları toplayıp çözdüm tekneyi,akşam olmuş,sivriler bir daha gözükmemiş,livarımda birkaç balığımda olmuştu...

HERKESE RASTGELSİN,SAYGILAR...

 

Fatih Ai,
Yemin ediyorum öyle bir anlatmışsın ki sanki bütün günümü orada geçirmiş gibi oldum. Hatta sanki biraz deniz tutmuş gibiyim. Metro Market Somonlarını yeme arifesinde okuduğum bu rapor beni resmen kendime getirdi ve balık yukarıdakiler aslında dedirtti. Tebrik eder azmini ve balıkta geçirdiğin güzel zamanları kıskandığımı belirtmk isterim.

Afiyet şeker olsun...ağlamasın....

 

Tebrikler Fatih abi, bir ara sanki Orhan Pamuk romanı okur gibi hissettim kendimi, gerçekten etkileyici anlatımınızla adeta yanınızdaydım sanki.
Nedense bahsettiğiniz tipler banada hiç yabancı gelmedi.Bunlardan bol miktarda memleketin her tarafında var malesefidk
Ne demişler; "Gönlü aç olanın, gözü tok olmazmış."

Keyifli ve bereketli avlarınız daim olsun, Bursaya selamlar, rastgele

 

ellerine ve diline sağlık

baştan sorayım fatih balıklar ağlamıyor değilmi ? bak küserlerse bir daha gelmazler sonra.....o taş aynen dediğin gibi yine iyi sabretmişsin inatmıydı yoksa ?benimde hırımı almışsın ama ben o gün kurtsuzdum belki etkisi var malumya alıştırdılar....afiyet olsun tekrar ellerine ve diline sağlık.sevgiyle....reeling hooked

 

Tebrikler Fatih abi daha güzelleride misafirin olurlar inşallah:thumb:

 

Tebrikler sanki avda yanıbaşımdaymışsın gibi geldi emğine yüreğine sağlık fatih abi

 

Dostlar,yemek saati ayıp olur diye cevaplamadım,görüldüğü üzere balıklar ağlatılmamıştır
yalnız,isparileraşşağıdada görüleceği gibi resmen mangal söndüren cinstendiler,pirzola gibi alev aldırdılar mangala

ispariler mangalda


mangal alev alııyor,tadımı? yok böyle bir şey

 

Tebrikler Fatih abi, akşam da görmüştüm raporu ama çok uzun şimdi hızlıca okumayayım da sabah ağız tadıyla okuyayım dediydim.

İyiki de öyle yapmışım. Çok keyifli, çok eğlenceliydi raporun. Az daha yüz felci olacaktım sırıtırken.

İsparileri genelde, ben usta oldum diyen beğenmez ama iri ve yağlı zamanında yakalanırsa yazdığın gibi birçok kalite balığa taş çıkartır lezzette olduğunu düşünüyorum.

Güzel raporlarının devamını dilerim. Sivri burunlar sana denk gelsin bi dahakine inşaallah.

 

Her yönüyle mükemmel...

 

Fatih abiden harika bir anlatım daha, ellerine sağlık.. bir de merada gün batımı fotoğrafı tablo gibi..

 

Tebrikler Fatih bey güzel baylaşım olmuş.Hele balıklar ağlatılmadan yapılmışki ,mangal deyme gitsin. Rast gelsin daha iriler.

 

eline kalemine sağlık be abim harika bir rapor olmuş özledik bizde karagözlerle mırmırları teskere bekler gibi gün saymaya başladık artık bana narlı da kışlık bi ev tutturacanız sonunda

 

Çok güzel bir rapor abim afiyet olsun.

 

Güzel iltifatın için teşekkür ederim sevgili İsa

 

Teşekkürler Can Teklifim geçerli herzaman

 

Bu hissi uyandırabildiysem,ne mutlu bana sizede rastgelsin

 

Bazen,edebi yönüm depreşiyor galiba çok uzuyor yazılarım Araya birkaç mesajda sıkıştırmak olunca amaç,kısalmıyor metinler bir türlü

 

Teşekkür ederim

 

Sevgili Berkan,sizlerden bu güzel övgüleri almak,gerçekten mutluluk verici

 

Teşekkürler,daha güzelleri size gelsin