Karayel, ben ve sarıkanatlar. (Üşüdüm ya!!)

Bu sabah kalktığımda ilk işim mutfak penceresinden dışarı bakmak oldu, baktım rüzgar yok, aklımda "rüzgar gayet güzel balık tutmaya müsait soğuk dersen kim takar balık olsun da zaten meteoroloji ne zaman haklı çıktı ki" gibi düşünceler ile akşamdan hazırlamış olduğum yedekli rapala kösteklerini, kasalanmış ve fırdöndülere bağlanmış kurşunları ve bir kaç adet sahte'yi ceplerime doldurdum, elime de kovamı alıp saat 6:30 gibi ev den çıktım. Aman aman çıkmaz olaydım çıkmam ile foroofofofoooo diye bir rüzgar esti "lan kim itiyor beni" diye çevreme bakındım resmen. Neyse dedim, bu havada balık tutulmaz diyip eve geri döndüm ama içime de kurt düştü bir kere balık tutacam bugün. Aklımdan geçirmeye başladım lan bu havada neresi rüzgarı az alır? nerede daha az üşürüm diye düşünürken, eski bir boğaz balıkçısı olan babamın "ne düşünüyon lan eşşeoğlu" sesi ile kendime geldim. Yav hakkaten ben niye düşünüyorum ki? babama sorayım o bilir diyerek babama "yav baba ben nerede balık tutabilirim neresi az rüzgar alır?" diye sordum. Cevap kısa ve net ti "şurada", aaa doğru lan diyip takım taklavatı ceplere doldurup aşağıya indim. Rüzgarın arkadan esmesi sayesinde jet hızıyla otobüs durağına vardım. Şans bu ya otobüste durağa varır varmaz geldi ve atlayıp doğru babamın söylediği avlağa yollandım. Avlağa vardığımda, avlak nispeten daha az rüzgarlıydı gerçekten, gerçi rüzgar çok şiddetli estiğinde ayakta zor duruyordunuz yada bana öyle geliyordu ya bilemiyorum . Akşamdan da hazırlanmanın vermiş olduğu kolaylık ile hızlıca takımları hazırlayıp sahteyi açıklara yolladım. İlk iki atışta bir şey gelmeyince içimden geçirmeye başladım "salağım ben ne işin var burada git ev de sıcak sıcak yat uyu" derken son bir kez atış yapayım diyip tekrar sahteyi açıklara yolladım. Umutsuz bir şekilde çekerken taak diye üstünde bir ağırlık "lan çöp çektik yok değil o da beni çekiyor", "lan lan balık lan bu" diyerek ilk sarıkanatımı sudan çıkardım. Ondan sonra bazen 2 atışta bir bazen üst üste 2 adet olmak üzere toplam 13 adet balık alıp saat 10 gibi artık rüzgar kar ve sucuk gibi olmanın sonucunda takımları topladım ve taksiye atlayıp evin yolunu tuttum. Gerçekten çok üşümüş ve yorulmuş, rüzgar kar filan derken ifahım kesilmişti. Lakin kova da 12 adet sarıkanat, 1 adette galsamasından yaralandığı için geri salamadığım küçük çinekop ile ev yolunda olmanın huzuru vardı içimde. Son balığa gıcık oldum ama tam "balık kesti gelmez artık bende toplanıp gidiyim artık" derken oltaya atlanırmı canım kardeşim? senin yüzünden 20 dk daha orada kalıp soğuğu ve rüzgarı yedim resmen.

Kamış: Shimano Nexave 4.20 200 gr atarlı
Makina: Shimano ultegra 10000 xsb
Misina: Makinada 0.28 pelican beyaz renkli misina üzerine gene pelican 0.38 yeşil şok. Sahte bedeni ise 0.28 oscar ultra
Ağırlık: 150 gr fırdöndülü kurşun
Sahte: Pelican nitro serisinin beyaz olanı (7.5 cm lik olanı) yalnız ben karnını cd kalemi ile turuncuya boyuyorum. Resimlerde ise renk leri ayrı olsun diye niteo'nun mavisini kullandım. O da iyi iş yapıyor ama.





Saygılar sevgiler.