Kardesimin yakalagadigi bir kac kefal!!!!

çarpma ile kefal yakalamak herika olduğu kadar ustalık ve marifet isteyen bir av şekli arkadaşlar.bizzat şahit olmuştum izmitte büyük tercrübe ister gerçekten..tebrikler dostum..emeğine sağlık..

 

bravo, tebrikler vs.
kutlamalara az sonra ara verilir herhalde bu sebebten ben hemen kutlayayım dedim

 

çarpmayla balık yakalamak etik deil birazdan arkadaşlar gerekli uyarıları yaparlar

 

çarpmayla kefal yakalamak çok harika olmasa da, etik olmadığı kısmına katılmıyorum malesef.Çarpma birincisi kanunen yasak değil, ikincisi zaten standart yemli oltalarımızla balık yakalarken balığın kösteği kopardığında sonunun ne olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz, balıkta kalan o iğne balığı bir süre sonra öldürüyor, bu yüzden gerçekçi olalım, denizde ölen hiçbir balık ziyan olmaz, zaten çarpmayla yakalanabilen balık türü kaç tanedir hepimiz biliyoruz, çarpmayla yakalandığı için soyu tehlikede olan bir balık türü hatırlamıyorum.
Ancak her halükarda çarpmayla balık yakalamak bence amatör balıkçının işi değil, amatör balıkçılığın felsefesine aykırı, amatör balıkçı yemek için değil avlamak için yakalar, sonuçta balığın yeniyor olması maksadı değiştirmez.Sadece yemek maksadıyla balık yakalamak amatör balıkçılık değildir.
Zaten öyle olmasa şahsen geri iade ettiğim balıklar yakaladıklarımın yarısından fazla olmazdı....

 

tebrikler arkadaşım ama yücel ustanın dediklerinide pek göz ardı etme selamlar

 

Sevgili Ahmet, öncelikle güzel balıklar olduğunu söyleyeyim. Arkadaşlarımız çarpma ile balık yakalamanın etik olmadığını belirtmişler ama açıklama yapmamışlar. Ben neden etik bulmadığımızı ve bu şekilde avlanmadığımızı sana kısaca anlatayım.

Biz neden balık avlamayı hobi ediniriz? Çünkü çok yönlü bir hobidir ve bu çok yönlülüğü ile bizi stresten uzak tutar. Önce ne yakalamak istediğimize karar veririz ve hatta bazen bir balığa öyle bağlanırız ki, o balıktan başka bir balık avlamak istemeyiz. Çünkü bize yaşattığı heyecan ve keyif diğerlerine göre daha farklıdır. Tutmak istediğimiz balığı oltada hissetmek, onunla mücadele etmek, bize herşeyi bir anda unutturuverir. Tutmak istediğimiz balığa karar vermek için kafa yorar, onu yakalamak, o balığı aldatmak için takımlar hazırlarız, sonra onu sabırla oltamızın ucuna gelsin diye bekleriz ve sonunda oltamıza geldiğinde onunla mücadele ederiz. Kısacası, balık tutmak bize çok tatlı bir yorgunluk, tuttuğumuz zaman bir o kadar da haz yaşatır. Çünkü onunla mücadele etmiş ve kazanmışızdır. Onu aldatmış, oltaya gelmeye ikna etmişizdir. Amatör balıkçı olmak böyle bir şeydir işte, her taraftan bünyemizi sarar.

Ancak çarpma ile avlanmanın hiçbir özelliği yoktur. Sürüye ya da biraz daha bu konuda marifetli isen, sana doğru yüzen balığa çarpmayı sallar, hiçbir mücadele vermeden balığı alırsın. Ya da daha kötüsü, balığı yakalayamaz ve o derin yara ile suda bırakmış olursun ve muhtemelen o balık yaşamaz. Yani hem keyif almayacağın bir şey yapıyorsundur, hem de balığı alamadan öldürme riskin yüksektir. Olta ile ağızdan yakalanan balık, kaçsa dahi ölmez. Ama çarpma ile karnından ya da başka herhangi bir yerinden yakalanan balığın, kıyıya alınmadığı takdirde yaşama sansı hemen hemen yoktur.

Bizler, yani amatör balıkçılar ;

1 - Tutacağımız balığın ne olduğuna karar veririz,

2 - Onu kandırmak ve yakalamak için, hangi takımın onu aldatacağını düşünerek kafa yorarız ve ona göre takım hazırlarız. Oldu ya, kandıramazsak başka bir gün başka bir takımla yeni bir taktik deneriz.

3 - Oltaya gelmesi için (bazen tüm bir gün) sabırla bekleriz. Tutamadığımız zamanlar da olur ama hiç gocunmaz, başka bir gün tekrar yakalamak için peşinden gideriz.

4 - Oltaya geldiğinde, onu kaçırmamak için mücadele ederiz. Kaçırırsak, neden kaçırdık? Misina mı koptu? İğne mi yamuldu? Çekerken misinayı hızlı mı topladık, boşluk mu verdik? diye kendi kendimize sorarız. Bazen arkadaşlarımızla paylaşırız, doğrusunu öğrenip tekrar deneriz v.s. v.s.

Kısacası bunları yaşamadan amatör balıkçı olunmaz. Bunları yaparken de, bir yandan doğaya zarar vermemeliyiz. Balıklarla aramızda fırsat eşitliği yaratmalıyız. Yoksa adil bir mücadele olmayacaktır yaptığımız.

Yukarıda maddelediklerim yoksa eğer bir avın içinde, onun adı amatör balıkçılık değildir sevgili arkadaşım. Dilerim bunu kardeşine de anlatırsın ve hepimiz yukarıda anlattıklarım dahilinde, amatör balıkçılığın keyfini birlikte yaşarız. Tebliğde yasak mı? Hayır, değil ama bu işin yazılmamış kuralları da var gördüğün üzere ve bunları inkar edemeyiz. Bizler için denizlerde paragat kullanmak da yasak değil ama oltanın ucunda o keyfi yaşayamayacaksak, bizler onunla da avlanmayız. Hatta bu yöntemlerin yasaklanması için çalışmalıyız da. Senden ricam, anlattıklarımı oku, sanırım hak vereceksin ve bunu tanıdıklarına da anlat. Anlat ki, bir şeyleri yerli yerine oturtalım halk olarak. Bu keyfi hep birlikte yaşayalım.

Sevgili arkadaşlar, sizlerden de ricam, konulara "etik değil, uyarı yaparlar" v.s. yazıyorsunuz ama bunları yazarken, arkadaşlarımıza neden etik bulmadığımızı da anlatın lütfen. Anlatmayacak ya da anlatamayacaksanız, lütfen bu tip uyarılar yazmayın ki arkadaşlarımızın da kafası karışmasın. Sebebini yazmadığınız şeyleri, kimsenin anlaması mümkün olmayacaktır çünkü. İnsanlar buraya, yazılı ya da yazılmamış kuralları bilerek gelmiyorlar. Bizler başkalarından öğrendik, bayrağı devraldık ve başkalarına bu bayrağı devretmek zorundayız diye düşünüyorum. Yoksa kendi bildiğimizle yaşar gideriz ve bu amatör balıkçılığa da, bize de, geleceğe de hiçbir şey kazandırmaz.

 

Yücel, yazdıklarına katılıyorum ama şu köstek ağzında kaçırdığımız balıklar için, bir ara yine bir tartışma olmuştu, hangi konuda bilmiyorum ama bulursam linkini vereyim. Orada, balığın ağzında kalan iğnenin balığı öldürmediği, çünkü kısa bir süre sonra, balığın iğneyi ağzından atabildiği belirtilmiş ve bu görüşte birleşilmişti. Eğer yanlış hatırlamıyorsam, bu bilimsel nedenlere de dayandırılmıştı. Net hatırlayan arkadaşlarımız varsa yardımcı olurlar sanıyorum ya da konuyu bulabilirsem birlikte bakarız. Ancak, balık başka bir yerden yara alırsa yaşamıyor. O nedenle ben çarpma kullanmayı doğru bulmuyorum. Tabi yukarıdaki mesajımda bahsettiğim nedenler de oldukça önemli bir amatör balıkçı için. Senin de dediğin gibi, bu yöntem amatör balıkçılık ruhu taşımadığından, amatör balıkçılara uygun bir yöntem değil.

 

iğneler bir kaç gün içinde pasklanarak balığın ağzından düşer. eğer paslanmaz galveniz iğne kullanıyorsanız balık onu atar. eğer daha içerde bir yere takılırsa balık iğneyi ve misinayı bir araya toplar ve üzerini bir yağ kitlesi ile kaplar. böyleece iğne ve arkasındaki misina bir kist formuna dönüşür. yani iğne ölümcül bir organa denk gelmemişse (kalp gibi) balık yaşar

 

Teşekkürler Ozan, bunun gibi açıklamalar yapılmıştı daha önce de ama tam olarak hatırlamadığım için yazamamıştım. En azından ben de daha ayrıntılı tazelemiş oldum bilgiyi, sağolasın.

 

Sevgili arkadaslarim hepiniz biliyorsunuz ki balik vucudundan yara aldi mi, kanadimi dogada ki butun avci baliklari uzerine ceker.Bunun yanida bakteri ve viruslere karsi zayif dustugu gibi, yasamini surdurmek icin gerekli olan avcilik ve kendini koruma kabileyetini oldukca kaybeder.Carpma balikciligi bir balikcilik bicimidir ancak eger balikcilik katagorilerinden biriyle ifade edilmek durumunda kalirsak ancak folklorik degerleri oldugu ifade edilip, folklorik balikcilik katagorisinde degerlendirilebilir.Ben Dunyada carpma balikciligini bir tek Ulkemizde gordum. Internette bile Ulkemiz disinda izine rastlamadim.Olmaz demiyorum ancak ben rastlamadim. Inanin kefal baliginin illaki bir turu Dunyanin neredeyse her yerinde vardir.Carpmaciligin kolaylikla balik tutacagi sartlar pek cok balik icin fazlasiyla dis Ulkelerde mevcuttur.Burda sorulmasi gereken neden onlarda bu balikcilik yoktur olmalidir. Cunku Amator balikciligin hic bir katagorisine giremez. Bu tur balikciligin degerlerini yansitmaz. Elle balik tutmak, nehir yatagi degistirmek, kargiyla buyuk balik catallamak, balik otuyla balik yakalamk gibi folklorik, bolgesel degerler ve gecmis uzerine kurulan bu balikcilik onlar gibi ilkel esaslarda calisir. Her turlu balik avciliginin illaki bir ihtisaslasmasi vardir, illaki bir Ustalik gerektirir.Ancak bugunku degerlerle bir misinanin uzerine uclu igneyi baglayip, bunu kursun telle veya dokumle agirlik verip balik vurmak(dikkat edin balik tutmak demiyorum balik vurmak diyorum) Uluslararasi amator balikcilik mentalitesinde kendine bir yer bulamaz. Bugun rapala, meps ve kasiklardan bile uclu igneler cikariliyor ki bunlarda baligi agzindan yakalr.Ancak verdigi tahribat oldukca yuksektir.Ayni zamanda balik tekneye alinirken balikci icinde risk yaratan takdir edebileceginiz unsurlar tasir. Ayni sekilde yakala sal esnasinda baligi mumkun oldugunca zedelemeden denize dondurmek icin damaksiz ignelerin kullanimindan tutun, baligi sadeve agzindan yakalamaya dizayn edilmiz cember ignelerin kullaniminin artirilmasida Amator avciligin su an uzerinde titizlikle durdugu konulardir. Butun Usta Carpmacilara soruyorum, Usta olana kadar kac baligi carpmayla yaraladiniz.Bu isin reklamini yaparsak yeni gelen nesli bu balikciliga ozendirirsek daha kac balik carpma yuzunden ciddi yaralanmalarla denizde yasam savasina geri donmek zorunda kalacak ve kaci gercekten bunu basaracak. Igneden kurtulmus veya agzinda igne kalmis balikta da mortalite soz konusudur.Ancak bu mortalite oraninin carpmayla karsilastirilamiyacagi kanaatindeyim. Elbette dogada hic bir sey ziyan olmaz.Ancak Amator Balikci mentalitesi, kontrolu dis etmenlere tanimadan once kendi Ustaligi ve mudehale kabiliyetiyle balik tutmada uzmanlasmayi ariyor ve buda yetmiyor, artik baligi tanima ve onu korumada da Ustalik bugun dunya mentalitesinde yerini buluyor.Dunyanin en taninmis Game Fisherlarindan biri(su anda adini animsamiyorum) Yanlisla yakalanan bir yunusa nisan atti diye itibariyla birlikte herseyini yitirmistir bu mesgalede.Yani disarda dogaya saygisi olmayan balikcinin yuruyecegi yol cok kisadir.Carpmaciligin bir balikcilik folkloru oldugunu unutmayalim. Amator balikci olarak kendini ifade edenin carpmayla isi olamaz. Kanunlar kurallar buna izin verse bile...