KAYIKÇI KAVGASI .. Eski İstanbul deyimlerinden, Haliç üzerinde ilk köprü 6. yy. gibi bir dönemde yapıldığı söylenir. Bu köprünün Eyüp sütlüce taraflarında olduğu anlatılır. Daha sonra 1453 İstanbul fethi zamanında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından yaptırılmıştır. Ve 5 köprü değişik padişahlar döneminde kullanılmıştır. daha sonrasında ise 1912 yılında MAN firmasına yaptırılan köprü yakın tarih olan 1992 yangınına kadar hizmet vermiştir. Bu köprü balat Hasköy arasında bulunan köprüdür. Ve bugün kullandığımız köprümüz ise 1994 yılında STFA ortaklığı tarafından yapıldı ve halen kullandığımız GALATA KÖPRÜSÜ oldu. Gelelim Konumuza; "O zamanlarda Haliç te kayıkçılar Eminönü ile Karaköy arasında yolcu taşıma mücadelesi içinde MÜŞTERİ BEKLERKEN kendi aralarında olmayan sebeplerle kavgaya tutuşurlar , kavgada tabi sesler yükselir, haykırışlar bağrışmalar arasında Kürekler havaya kalkar, sağa sola savrulur, (Kürek bu arada şu kısımlardan oluşur. Elcik-izbandut beden ve pala) tabi elcik kısmı izbandut kısmı ağır olduğundan sağa sola savrulunca NE HİKMETSE KAVGA EDEN KÜREKÇİLERİN BAŞINA HİÇ DEĞMEZMİŞ bu düzmece KAVGAda hep etrafta toplanan halkın başına geçermiş kürekler ama hiç ama hiç kayıkçılara değmemiş kavganın sonucu.." Bırakın bu işleri ustalık, duayenlik, ben bilirim durumlarını bildiğiniz aslında bilmediğinizdir. Bıktık artık, işin tamamen b.. çıktı yani, ben oltacılığımı değişmem sizin bildiklerinize, ustalığınıza, Bilen kişiliklerinize . (Kıssadan hisseyi alan başına koysun, alamayanda gargara yapıp tükürsün..) Sizinlemi uğraşıcaz ya .. Mübarek Cuma günü yeter hepimize yazık. kime ne yazacağımızı, nasıl davranacağımızı şaşırdık sayenizde inceden inceye, yakından uzak yazılarınıza, Oturmuş 1 saat 50 dakikamızı ayırmışız yazı yazmak adına, birlik olacağımız yerde bölünüyoruz yeter, yeter ki yeter, insaf ya .. Bizlerin üzerinden yapılan primlere dur demenin zamanı geldide geçiyor bile. Bahar geldi, yaz geldi böyle oldu yok böyle bir şey......
Gerçekten son zamanlarda forumda gereksiz tartışmalar,gereksiz alınganlıklar oluyor.İnsanlar hala birbirine laf sokma birşeyler ispatlama derdinde. Konular uzadıkça uzuyor, olay farklı mecralara kaymaya başlıyor ve bir sonuç alınmadan insanlar kırılabiliyor darılabiliyor.Eğer gerçekten karşındaki insanın huyu suyu biliniyorsa bir şey kabul etmiyorsa ,ya o öyle kabul edilmeli yada diyaloğa girilmemeli. Bunlara gerçekten üzülüyorum.Artık bir son vermenin zamanı geldi.
Yaşım genç olmasına rağmen 20 yılı aşkın bir süredir bu iş ile uğraşıyorum. Gördüğüm, bildiğim ve tecrübe ettiğim en önemli şey şu oldu; balıkçılıkta tek düze bir sistem YOKTUR... Balık çoğu zaman ezberleri bozar ve bunun ardından ne ustalık kalır ne de duayenlik... Ustalık zamana ve duruma ayak uydurmaktır bence. Kavga gürültüye gerek yok..
kimse ustune almamis ben alayim bari ..Ustacim sen hep dersin para isteme dost kalalim ustune altın takalim....alalayba yani....benim hep kafama su takildi ...yahu can ciger kuzu sarmalari bakiyorum ertesi gun kanli bicakli ,burda ustam dedikleri adama ertesi gun kufur etmedikleri kaliyor, ya da yoldaşlar hain mertebesine yukseliyor bir gecede ..hakkat....neler oluyor yahu .
Çok önemli bir konuya değinmişsin Aliço reis... Kayıkçı kavgası muhabbetide konuya tabiri amiyane "cuk" oturmuş.Bir konuda uzmanlaşmak zamanla kibir ve ego'yu üst seviyelere taşıyabilmektedir.Kaldı ki bu tip insanlara uzmanlık alanları ile ilgili bir eleştiri ve ukalalık yapılmamasına rağmen, tartışmalara "ben bunca zamandır balık tutuyorum" sözcüğüyle başlamaları, fikir bazında saygı çerçevesinde yapılan eleştirileri hakaret telakki etmeleride işin ilginç bir boyutu ama daha kötü olanı bazı insanların çıkıpta "sen nasıl böyle dersin üstadımıza" tarzında, sanki hakaret ve küfür edilmişçesine olayı köpürtme çabası içinde olmaları idk Son olarak bir sözümde moderatör arkadaşlara olacak, bu kadar sert ve saçma tartışmalar yapılırken neden konuya zamanında müdahale etme gereği duymazlar.Hatlar koptuktan, insanlar kırıldıktan sonra konu kilitlense ne çare idk Maalesef bu sıkıntılı durum sadece muhataplarının değil forumumuzun kalitesinide düşürmektedir.Bu forumdan en az 100 kişiden fazlasıyla tanışma ve olta atma fırsatı bulmuş bir insan olarak, bir çok arkadaşımızın bu sığ tartışma ve oluşan kaos ortamından dolayı artık paylaşımda bulunmadıklarını, o yüzden foruma girmediklerini bizzat kendi ağızlarından dinlemişimdir...
Yapma be İsa aylardır foruma girmiyorduk,girdik ve ortalığı berbat ettik. Benim için forum olayına nokta koyma zamanı gelmiştir.En azından bunu anlamış bulunuyorum. Sevgiler
Değerli üstadım, size olan sevgim ve saygım bakidir, sizden ricam çevrenizdeki insanların dolduruşuna gelmeyin lütfen...Tüm samimiyetimle söylüyorum, size yapılan eleştirileri hasmane bir tutum olarak algılamayın.Eminim hayatta uğradığınız haksızlık ve yediğiniz kazıklardan dolayı istem dışı böyle bir refleks oluşturmuş olabilirsiniz. Bir mesajınızda size edildiğini söylediğiniz bir küfür olayı yüzünden oldukça üzülmüş ve bu konuda sizin yanınızda yer almıştım (muhtemelen farkında olmamışınızdır.), size olan saygı ve hürmetimi anlamanız açısından bunu belirtme gereği duydum. Babamda sizden bir kaç yaş büyük, o yüzden size akıl vermek gibi bir saygısızlık içinde bulunmam mümkün değil, ki entelektüel kişiliğinizide gayet iyi biliyorum.Sadece şunu söylemek isterim üstadım; Gerçek dostlar sadece duymak istediğiniz söyleyenler değil, gerektiğinde hatalarınızı yüzünüze söyleyebilecek kadar mert ve dürüst olanlardır." Haksızsam haksızsın İsa de, abim Saygı ve sevgilerimle sağlıcakla kalın...
Forum geleneğindeki şu konu kilitleme olayına evvelden beri karşıyım. İllegal bir durum olur, forum kuralına aykırı bir mesaj olur anlarım da; insanların tartışmasının ve hatta küfürlü dahi olsa kavgasının engellenip ifade özgürlüklerine ket vurulmasını bir türlü anlayamıyorum. (Küfür edilene o kadar da dert ise gider mahkemeye başvurur, değilse cevap vermez geçer gider, ya da üçüncü bir seçenek olarak aynen cevap verir... Bize ne?) Bırakın insanlar yahu... Herkes istediğini yapmakta özgür.
Üyeliğim yeni olsa da 3-4 yıldır sürekli okurum forumları. Aliço abi olayı çok güzel özetlemiş. Keşke şu dünyanın ölümlü olduğu unutulmasa hiçbir şeyin kalp kırmaya değmeyeceği akıldan çıkmasa. Diğer pencereden bakarsak, keşke mükemmelliğin insana mahsus olmadığı unutulmasa, en büyük üstad da olunsa 'Evet, hata yaptım. Kusuruma bakmayın.' deme erdemi gösterilebilse. Sizi ancak dostunuzun uyaracağı bilinse. Şimdi biri gözlerini yumsa -Allah gecinden versin- kafamız dank edip 'Yahu biz nelerle uğraşıyormuşuz!' demeyecek miyiz? Okuyordum ama sadece okuyordum.. Çünkü yazarsam oradan nasıl görüneceğini tam kestiremiyordum. Ama buradan bakınca orası çok yakışıksız görünüyor. Sürç-i lisan ettiysem affola.
Metin kardeşim, fikir ve düşünce özgürlüğü açısından dediklerinize katılmamak mümkün değil...Lakin özgürlük kimseye bir başkasına hakaret ve saygısızlık etme hakkını vermez.Yaklaşık bir yıldır üyeliğiniz var ama ne zamandır forumu takip ediyorsunuz bilmem, buralarda öyle tartışmalar ve kavgalar olmuştur ki sonucunda birbirlerine adres vermeler ve düellolar bile teklif edilmiştir.Aynı gün içinde açılan 3 konu peşpeşe kilitlenmek zorunda kalmıştır ki bunlar öyle balıkla falan ilgili olmayıp, en temel ortak değerlerimiz üzerinden yapılmıştır maalesef.. Değilse fikir bazında yapılan tatlı sert tartışmaların kilitlenmesine herkes gibi bende karşı çıkarım.Unutmaki "Göz olanı, beyin olacağı görürmüş." O yüzden bazı durumlarda ön almak kaçınılmazdır diye düşünüyorum. İşte sana bir örnek; Vedat abinin az önce açtığı "Hadi bana eyvallah" yazısı Bimem anlatabildim mi??idk
Konunun dağılması ve beraberinde konu haricindeki şahsi atışmalara kilit vurulması mevzusunda haklısınız; o ihtimal gözümden kaçmış bir önceki mesajımda. Şimdi spesifik olarak bahsedip malum başlıktaki tartışmalara da kilit konusu üzerinden söz getirmem gerekiyor ama onu da ben istemiyorum, yeterince konu uzamışken... Her neyse, uyarınız ve sözlerime ekleme imkanı verdiğiniz için teşekkürler.
Kayıkcı kavgasına bilffil tutuşmuşl birisi olarak derimki; Bu tip kavga iki,arada 3 kişi ile olur. Olayda birden fazla kişi olmalıdır. Görülmektedirki burada benimle kavga eden yoktur.Çatan benim,günahı benimdir,karşımdaki insan cevap vermediğine göre, benimkisi sadece havanda su dövmek gibi bir durum haline gelmektedir. Onun günahını almamak lazımdır.
Arkadaşım sormuş ; Ancak Ülkemizde yaşanan elim olaylar nedeniyle unutmuş değilim.... konunun en önemli kısmında yazmıştım parantezler içerisinde " Kıssadan hisseyi Alan başının üstüne koysun, Alamayanda gargara yapıp tükürsün" ancak gargarayı tükürmek yerine yutmak, insanın midesini ve bünyeyi bozar. o yüzden kıssadan hisseyi almak ise geriye işin gargarası kalıyor. Unutmadım. bir kaç gün müsaade acılarımızı yaşayalımda..... Sevgiler.....