Yaklaşık 10 yil önce ailecek, hem ziyaret hem tatil Antalyalı dostlarımıza misafir olmuştuk. Bizi Lara plajında (Lara Çayının denize döküldüğü noktada) ki çardaklarında ağırladılar. Akşam yemeğinde balık yiyelim deyip çayın ağzını metrelerce ağla çevirdiler. Kefallerin ağın üstünden yüksek atalama yaparak özgürlüğe kaçışlarını seyrettim. O kadar ağa bir balık bile yakalanmamıştı. Baktım hemen önümde, çayın sularını kontrol için dizilmiş kum çuvallarının arasında sallanan bir kuyruk gördüm. Denize atlayıp biraz uğraştıktan sonra yaklaşık 1,5 kg lık kefali yakalayıp çıkardım. Akşamyemeğine balık çıkmıştı. Benim için de bir anı. Ogünden beri hep düşünürüm. Bu kefal ya bizim nasibimizdi yada tüm kefaller ağın üstünden kaçarken o önce korkularına yenilmiş sonrada tarafımızdan yenilmişti.
İlginç bir hikaye, ben de daha önce Ç.Kale nin ezine/dalyan köyünde mendireğin etrafına atılan ağdan levreklerin nasıl kaçtığını gözlükle izlemiştim.Balıklar önce ağ boyunca dolanıp buldukları taş aralarından çıktılar, açıklıklar kapanınca da içeride kalanlar kumluk tarafta kumu eşeleyerek ağın altından çıkmıştı, koskoca ağın içindeki 50-60 parça balıktan hiçbirini alamamışlardı
Kefale agcilik yapanlarin cok iyi bildigi bir hadisedir Kefalin aga karsi bu davranisi. Bu yuzden bir takim teknik ve taktikler gelistirmislerdir.Ancak bunlardan bahsetmeye gerek duymuyorum.Kisaca o zaman atilan aglar bu tekniklerden bir haber atilmis.Bu yuzden de basarisiz olmus. Ama sizinde tecrube ettiginiz gibi kismetin varsa ne aga ne oltaya gerek kaliyor.