kıllanan adamın kıyıdan balık avı macerası

Sabahtan beri ara ara yağmur yağıyor.Sahilde kimseler yok.Komşu ile sohbete daldık saat dört civarı,bankda oturup,denizi seyrediyoruz.Denizde çarşaf gibi,ufak bir balık hareketi bile belli oluyor yüzeyde.Gümüşler gözüme takıldı,kıyı kıyı dolanıyorlar,bulutlarda seyreldi sanki.
Bu sene hiç denemedim zargana avını,pazar günü bi niyetlenip vaz geçmiştim.İnce misinenin olduğu takım çantası teknede idi,şimdi brandayı sök,dolabın kilidini aç ,tıka basa dolabın dibinden çanta çıkar,sonra tekrar doldur,tıkıştır,kilitle,brandayı bağla,evde zargana toplarını nereye tıktığını düşün,takım hazırla,buzlukta geçen yıldan kalma zarganaları çıkar,kuyruktan fileto çıkar,dağıtmadan,idare edecek bir kaç şerit çıkar.
Makinelerin full dolu olanını,uygun kamışla bütünleştir,bide kova lazım,geçenlerde botu temizlerken içinde deterjan bırakmışım,dibinde kurumuş,onuda iyice bir temizlemek lazım.
O gün bunlar zor geldi gözüme,denize bi daha baktım,bulutları gözlemledim,yağmur yağmayacak gibi.''Hadi üşenme,ne oldu oğlum sana,iyice miskin adama bağladın kendini''
Yukarıda saydıklarımın hepsini yaptım ve yarım saat sonra elimde oltam ve kovamla,evin önündeki 50 m lik taş dolgunun üzerindeyim.Kimse yok,huzur var diyordum ki,yem takarken,bir arabanın içinden dört çocuk,üç kadın bir erkek yularından çözülmüş davar sürüsü gibi bitiverdi yanımda.
Çocukların biri o tarafa biri bu tarafa ardılıyor,ciyak ciyak seslerle beynimi delerken,daha ciyak seslerle kadınlar bunlara bağırıyor.Erkek elinde telefon bunların denize karşı fotosunu çekip selfi atma peşinde.'' Şu an ailecek deniz kıyısındayız'' hesabı.
Fazla durmadılar Allahtan,selfi çekildi nasılsa kayboldular bir anda.İlk atışı yaptım,misine sıkışık ,haliyle pek uzağa gitmedi,sarıyorum tekrar.Soluma bi çift genç geldi,erkek öyle yapışmış kızın beline ki,sanki elinden alacaklar kızı,10 m öteme çöktüler taşın üzerine.Demekki sola doğru kayamayacan Fatih eh sende gençtin bi zaman,rahatsız etme gençleri.Ulen bu çocuk boğmasa bari kızcağızı,tutmasınıda bilmiyo,dolamış boynuna kolunu,nefes alamıyodur kızcağız.
Neyse,ikinci atış başarılı,epey bi uzağa gitti top.Hafif hafif sarıyorum makineyi,yemi ara ara su üstü yaptırıyorum,gözüm topun iki metre arkasında.Zargana takibi görürsem boşlayacam biraz.
Sağımda bir hareketlenme oldu,'' hadi oolum,atla bakiim'' bir golden retriever
balıklama atladı suya,hayvan geri yüzüyo, ben yaşlarda sahibi,'' hani oolum,dal oolum'' komutlar yağdırıyor.Bide dal bulmuş yerden,salladımı benim topun o tarafa.
''Birader,köpek severlere ayrı bir müsamaha gösteren biri olarak,bu hareketini saygısızlık olarak görmekteyim.Gördüğün üzere denize olta atıyorum,sen köpeğini suya sokuyorsun,yetmiyor,takımımın üzerine sopa yolluyorsun,biraz dikkat edelim,çevredekileride düşünelim değilmi''
''Canım ne var,beş dakika sabret,noolacakki,balıklarmı kaçacak yani''
'' Belliki,balık avı konusunda bir bilginiz yok,bilseniz şu hareketi yapmazsınız zaten''
''Kim,benmi balıktan anlamam,sen hayatında tuttunmu acaba benim tuttuğum balık kadar'' bu arada köpekde sudan çıkıp,kıyıya doğru hareketlendi,bu da arkasından ''nooldu yani şimdi,ne gerek var onca lafa,bak gidiyoruz işte'' diyerek bastı gitti.
Ellerinde kara poşet,iki kart ayyaş peydahlandı o giderken taşların başında,ziftlenecek yer arayışıyla benim arkamdaki kırık kayığın üstünü kesmekteler.Bunlarla aynı yaşlarda,şirinmi şirin kız torununu gezdirmeye getiren beyfendide hemen ardlarında belirdi...
Soğuyorum artık iyice,zaten buz gibiyim,donmadan bırakmak lazım bu boş işleri...

 

Av dedin mi rahat olacak abi. Hele de Geçerken hiçbir şeyden anlamadığı belli ve balık yakalama peşinde olmayacak adamların soru sorup bir şeyler öğrenme çabaları yok mu delirtiyor adamı.

 

Ellerin dert görmesin abi. Aslen çok can sıkıcı durumlar ama öyle güzel yazmışsın ki, tebessüm ederek okudum.

Türkiye de amatörce avlanmak gerçekten çok zor.

Millet te seni beklemiş gibi. Sen oltayı hazır edene kadar o huzurlu ortam nasıl da tam tersi bi hal almış. Sana yapılan bir bezdirme operasyonu olmasın sakın.

 

abi yaşadıkların sabır törpüsü...vallahi işin zormuş... üzüldüm gerçekten

 

Kıllanan adam olduğun kadar varmış abi, kısa hikaye tadında çok güzel anlatmışssın yaşadığımız durumları. Gerçekten bu durumlar yüzünden bernimde bırakacam bu işleri dediğim çok oldu. Sinan Bey'in de dediği durum her balıkta karşılaştığımız bir hadise saçma sapan sorularla huzuru bozmalar vs. Biz amatör balıkçılara saygı gösterecek, bunun bizim kafa dinleme, kendimize zaman ayırma ve huzurlu ortamından zevk aldığımız bir aktivite olduğuna saygı duyacak insanların çoğalması dileğiyle...

 

bir balikcinin guncesi. Bir de gecen burda bi balik tuttuk nah boyleydi pueheheheyyyt diye sana tas atanlar olur

Iyide zarganalar nirde

 

Keyifle okudum,teşekkürler

 

Bir de akıl verenler olsaymış tam olurmuş. Öyle atılır mı, böyle tutulur mu...

 

Iyide zarganalar nirde [/QUOTE]

:laughing:

 

Bir iki atış sonra,ufak ufak yağmur yağmaya başladı,ortalıkta kimse kalmadı.Zarganalarda beni kıllandırmak için olsa gerek hiç kendilerini göstermedi.
Bu gün,o köpekli elemanı görüp,yanına gittim.Tanımadı,hatırlattım.Hala bu işin piri olduğunu,onu şuna buna sormamı,zargana tutamamamın sebeplerini,nasıl tutmam gerektiğini anlattı sağolsun,beni balıkçıya falan benzetemedi bi türlü...

 

Fatih bey her zaman söylerim,asıl amatör balıkçılık ,kıyıdan kamışla yapılan balıkçılıkdır.Forumlarda ,sosyal ,paylaşım sitelerinde ,görüyoruz tekneyle ,çıkmış ava büyük maharet miş gibi ,tuttuğu balığı gösteriyor...Ya gel sıkıysa ,kıyıdan avlan ,bakiiim ne yakalayacaksın.,,,Ben bundan sonra böyle av,haberlerine artık bakmıyorum...Neyse güzel bir gün geçirmişsiniz...selamlar

 

sanki bu yazdıklarınız bana güzel yalı marinayı hatırlattı çok kepaze bir yer.

 

:laughing: :laughing: :laughing: :laughing: :laughing:

 

:laughing:

Benzer bir olay sizin limanda başımıza geldiydi Fatih abi. Hani seninle buluşamamıştık ya, işte o geldiğim seneydi.

Bizim Murat ve sevgili yeğenim Erdem'le birlikte olta atıyoruz. Arkamızdaki beton duvar üstüne bir kız ve bir oğlan gelip konuşlanmışlar bizden habersiz. Aramızda hilafsız 50 metre var. Rüzgar arkamızdan "baç-buç" şeklinde sesler getiriyor kulağımıza belli belirsiz. İlkin farketmedik ne olduğunu. Sonra bir de ne görelim kucak kucağa kilitlenmişler. Birbirlerinin falına mı bakıyorlar yoksa dişine mi belli değil, o nasıl yumulmak öyle?

 

çok güzel yazmışsın abi, kusura bakma ama çok güldüm
nerede oluyor bu olay?

 

Güzelyalı'nın kaderi artık bu galiba. Otantik vapurun önündeki kayalıklar ya genç çiftlerin yada iki bira kapıp gelen ve içen tiplerin yeri artık. Olta atarken bi bakıyorsunuz adamlar dibinize gelmiş kafa çekiyorlar. Biraz kafa dağıtırım diye gittiğiniz balık akşamında adamın ya terkeden aşkını yada işyerindeki artist dediği adamı dinliyorsunuz )) sahildeki dolgular da keza öyle. Eee? Altıntaşa doğru deseniz o saatte hiç tekin değil zaten. Mecbur yine kayalıklarda ışığa ve diğer balıkçılara yakın bir yere oturuyorsunuz. Balıktan kopulmuyor, bunlara rağmen yine gitmek için akşam olsun diye bekliyoruz )

 

ne bu melankoli azizim )

 

Melankoli demeyelim) sarhoş ve ayarsız içen tiplerden çekinmenin uygun dille ifadesi diyelim))

 

Dün gece hava durunca,lüfere yemli denemesi yaptım.Saat 01.00,iki genç yanında manitalar çıktılar marinanın taşlarına.Sıkıntı nerde? peki,arkamdan geçerken biri
'' rastgele dayığ'' ,
''DAYI MAYI YOK!!! ABİ VAR,AMCA VAR,BEYEFENDİ VAR,DAYI NE!!! KÜLHANBEY GİBİ''
'' PARDON AĞBİ''
''tövbe estağfirullah,ulen kıllandıkça üstüme üstüme geliyolar''

 

istemediğin ot burnunun dibinde bitermişbu bu arada ben de size marinada gördüm sanki emin değilim