16-17 sene kadar önce bir kış günü, kahvede zaman geçirirken birisi balık lafı attı ortaya. Tabii itirazlar yükseldi hemen,kış günü ne balığı donarız,ölürüz.vs, vs. Ama grubuda biliyorum ,birisinin gaz vermesine bakar. Ve o gazda grubun gülünden, Mehmet abiden geldi. -Tüh sizin kalıbınıza be erkek olacaksınız birde,ulan savaş çıksa bunlar yine böyle yapar korkudan cepheye gitmez be. -Hele şu,hele şu(Recep'i göstererek). Eeee bu gazdan sonra durulurmu,grup coştu hazırlanın gece gidiyoruz. Akşam olduğunda bütün hazırlıklar tamamlanmıştı,arabalara ilk ateş için kuru odun bile yüklendi.Yiyecek içecekler alındı ve gece yola düştük. ............... Göl kenarına vardığımızda saat gece 2 civarı olmuş,orman adeta buza kesmişti. Hemen getirilen kuru odunlarla bir ateş yakıp,topladığımız odunlarıda kurumasi için ateşin etrafına dizdik. Sohbet, muhabbet gırla giderken uzaklardan bir çakal uluması geldi. -Ulan dedi Mehmet abi;siz ateşle,battaniyeyle gelmeye tırsıyorsunuz buralara ya bu hayvancağızlar ne yapsın. Cevaplarcasına 1 olan çakal uluması 3-4 geldi. Grubun tırsağı olan Nuh;ya bunlar insana saldırmaz değilmi? -Kurtmu ulan bunlar,aslı astarı çakal. Gülüşürken çakal sesleride yavaş yavaş artmaya başladı. Bir süre sonra öyle bir hale geldiki,büyük bir uğultu ve gittikçe yaklaşan bir hengame. Hepimiz biliyordukki çakallar insana saldırmazdı. Tabii canım bunda korkacak ne vardıki. Sesler iyice coştuğunda ve yaklaştığında Mehmet abi ayağa fırladı. Cüssesine yakışır bir şekilde ayı gibi böğürdü. -HAAAAYYYYYTTTTTT, SITIEEEE,SITIEEEE,,HOOOOŞŞTTT,HOOOOŞŞŞŞTT. -Abi köpekmi bunlar ne hoşt'u. -Köpek sayılır ya ne? Gerçektende Mehmet abinin bağırması daha doğrusu ormanı sallamasıyla sesler bir anda kesildi. Şişinerek yerine oturmuştuki,sesler daha korkunç şiddetlendi. Uğultu ve hengame gittikçe yaklaşmaya başladı. Herkes şok içinde birbirine bakarken,suratlar pokemon, pikacu şekline girmişti bile. Gayri ihtiyari ayağa fırladı herkes,korku içinde telaşla sağa sola bakınırken sesler artık neredeyse yanımızdaydı. Kaçıııııınnn, kaçııınnnnn diye yeri göğü inletti birisi. Yaklaşık 10 kişinin arabalara sığışması, kucak kucağa,kiminin kafası aşağıda kiminin ayakları tavanda olması 5 saniye bile sürmedi. İyide çişe giden demir? Bir baktık arabadan arabaya koşuyor,ama millet üst üste kendini attığı için kapıyı açınca ya bir popoyla karşılaşıyor,yada kapının yanında olan kapıyı bırakmıyor. Hemen ağaca tırmandı 2 metre olmadan cama tırmanmaya çalışan kedi gibi yavaşça süzüldü aşağı,ağaç buz nereye tırmanıyorsun. Allahtan bir kapı açıldı uçtu içine. Şimdi arabadayız ama camların buzundan ve nefeslerin buğusundan dışarıyı göremiyoruz. Ama sesler yanımızda;uğultu feryat,figan arada dalaşma sesleri. Arabanın içindeki sesler;höööyynnnkkk,,höööyyynnkkk,,fıııısss,,fffuuuu, öhö,öhö. Epey bir devam ettikten sonra yavaş yavaş azaldı ve uzaklaştı sesler. Arabadaki sessizlik sürüyordu, nihayet. -Bu neydi yaaa? -Ooooofffffff. -Olamaz böyle birşey parçalayacaklardı valla az daha. Karşıki arabanın kornası böldü konuşmayı. Bir yandan elleriyle camlar siliyor,bir yandan gidelim işaretleri yapıyorlardı. -Gidelim diyorlar Mehmet abi. -Gidelim tabii baksana durulurmu burada daha ? -Eeee demekki savaşta olsaydık düşman gelseydi sen kaçacaktın. -İyi sen kaçma kal burada in lan aşağı. -Şaka yaptım be abi. -Hem savaş falan yokki olsa kaçmazdık dimi? .............. Cevap veren olmadı............... Not; bu lafımı ciddiye alın, Ömerli bölgesine kışın bir çılgınlık yapıp gitmeyin,inanılmaz bir çakal popülasyonu var. Ha çakal bir şey yapmaz diyorsanız helalleşmeden gitmeyin..
Sevgiili Cemal Ömerlinin ilk su tutmaya başladı 70'li senelerin başında beri avcısıyım.Onlarca kere gittim muhtelif büyüklükte ilk önceleri turna,sonraları sazan tuttum.Kerelerce geceledim,kışında avlarıma devam ettim. Cakallar dediğin gibi helede o seneler cok fazlaydı.Bende kapalı yerde yatma fobisi vardır.Bu bakımdan ben hep dışarda ateşin başında uyku tulumumda yattım.Çakalların sesleri bana ninini gibi geldi.Herkes bilsinki çakallar insana saldırmaz.Onların niyeti kamptaki yiyecek artıklarını yemektir. Sevgiyle kal
cemal bey hikaye oldukça güzel. sonuna kadar sıkılmadan okuyor insan. tabi tebessümler de eksik olmuyor. ellerinize sağlık. vedat babanın da dediği gibi çakal aslında çok ürkek bir hayvandır. insanlara saldırdığı hiç vaki olmamıştır. yani çakaldan ürkenler varsa bu korkuları tamamen yersiz.
Kemal kardeşim , Cemal kardeşimin köpek ırkından olan her canlıya karşı antipatisi mevcut, bu yüzden ne anlatırsan anlat Cemal kardeşim için boş şeyler.
İşte beni anlayan birisi Şaka maka o gece resmen dehşetti,biliyoruzki çakalların insanlara saldırdıkları hiç görülmemiş. Ama bizim yerimize koyun kendinizi, karanlık ormanda dehşetli uğultular ve gittikçe yaklaşıyor. Ve ne olursa olsun bahsettiğimiz yabani hayvanlar.
Bence yabani olan bizleriz. Hayvancıklar, "insanlara saldırmıyoruz biliyorlar, bari samimiyeti ilerletelim, şu ormanda iki insan yüzü görelim" demişler, siz kaçmışsınız. Sükut-u hayale uğramıştır gariplerim. Ben daha ilk hikayede anlamıştım Mehmet ağabey dediğin kişiyle balığa gidilmeyeceğini. Değil Ayı, kurt; çakallara bile yem oluyormuşsunuz nerdeyse. O'nda var bir şey, sizin suçunuz değil. Nerde aksilik var kendine çekiyor.
ya gülmekten milleti uyandırdım bu saate Hele o arabaya doluşma sahnesi... Gözlerimin önüne geldi birden... Harika arika