bundan yaklaşık 10 yıl önce, bir grup arkadaş, balık tutmak için şilenin bir köyündeki dereye gitmiştik. bakın başımıza neler geldi:gece bir gibi 2 araba geldik dere kenarına,eşyalarımızı lüks lambasının ışığında yerleştirip, oturduk biralar ve sohbet eşliğinde takımlarımızı hazırladık.ortalık ufaktan ağarmaya başladığında ikişer kişi olarak dere etrafına dağıldık. aslında grupların arası 20,30 metreydi ,ama sık çalılıktan birbirimizi göremiyorduk.ben ve recep isimli arkadaş yanyanaydık,bir ara ben balık vurmayınca uzaklaştım, tekrar döndüğümde recep 2 ağacın arasında dar biryerdeydi. kısık sesle balık varmı diye sordum, yavaşça bana doğru döndü tam konuşuyorduki, bir anda yok oldu.evet bir anda dönerken ayağı kaydı ve derede kayboldu, yüzüstü düştü 5 saniye sonra sırtüstü ve höykürerek çıktı. derenin kenarındaki sazları tutuyor sazlar kopunca tekrar dereye düşüyordu, hemen koştum elini tutup çıkardım. sabahın erken saati olduğu için hava serindi, o titrerken ilerden recebin abisi ve yiğeni geldi. abisi recebi görünce yiğenine: bak ben sana dememişmiydim dedi. yiğeni amca ilerde suya birşey düştü demiş, recebin abiside kesin bizim salak recep düşmüştür demiş. biz gülmekten yerlere yatarken grubun diğer üyeleride geldi. hemen ateş yakıp recebi başına oturttuk, mecburen balık tutmaya ara verdik. mehmet abi bari bırakmışken kahvaltı edelim dedi onunla beraber bulunduğumuz yerden 50 metre yukardaki arabalara malzemeleri almaya çıktık. yerler kırağı olduğu için ince patika yolda biraz zorlanarak arabalara ulaştık. malzemelerin çoğunu ben aldım, mehmet abi 2 koltuğunun altına 2 karpuz, ellerinede birer poşet aldı. ben önde o arkada inmeye başladık. beş altı adım gitmiştikki mehmet abi yanımdan kayarak aşağı doğru sırtüstü uçmaya başladı. ama görseniz hem uçuyo hemde karpuzları bırakmıyo epey kaydıktan sonra aşağıdaki çalılara büyük bir hışırtıyla daldı. tabii hepimiz koştuk 120 kiloluk bir adam olduğu için güçbela çıkardık. bana parmağıma kıymık battı galiba bakta çıkar şunu dedi. ayağına eğildimki 20 santimlik bir dal başparmağının ucundan girmiş kökünden çıkmış. ne kıymığı dallı budaklı ağaç var parmağında dedim bana sinirinden çekip attı, parmağınıda mendiliyle bağlayıp hiç bir şey olmamış gibi sofraya oturdu. kahvaltıdan sonra tekrar balığa çıktık, bir türlü balık gelmiyordu epey sonra mehmet abi gelin kocaman bir balık tuttum diye bağırınca herkes heyecanla oraya koştu. mehmet abi gerçektende kocaman bir balık tutmuştu, bize göstermek için balığı 2 eliyle havaya kaldırınca: balık elinden kurtuldu doğru suya. buda peşinden atladı, beline kadar suda bütün cüssesiyle balığı yakalamak için ordan oradan oraya koşuyordu. recep bağırarak cemal bak ayı somon yakalıyor diyince, balığı bırakıp bizi kovalamaya başladı. tabii koşarken eline koca bir ağaç aldığını söylememe gerek yok sanırım. çok neşeli geçerdi eski avlarımız zaman hepimizi farklı yerlere savurdu, banada o günleri anıp tebessüm etmek düştü birde yeni dostlarımla paylaşmak.......
somon gerçekten güzel bir kamp ve balık avı yapmışsınız.sonu çok güzel demek bizim sularımızdada somon vardı
hoş bir anı olmuş.işte balık avının en güzel yanı bu değil mi? sohbet,gırgır,şamata. nice güzel avlara rastgele....
Balık avına ilk başladığım avlardandı.4 kişilik ekibimizden Ömer abimin kayanın üstünden dengesini kaybedip suya düşmesi ile sudan bir kertenkele gibi hızla çıkmasının ardından sırılsıklam olup o bahar gününde tirtir titrerken cebindeki sigarasına bakıp "oh bee ıslanmamış" diyerek bize baktığını hatırladım da, ben de güldüm yeniden. Yaşasın anılar, anlatılsın ki baki kalsın..
Arkadaşım ALLAH senden razı olsun, sabah sabah beni gülme krizine soktun .Yok böyle bir olay, anlatımın bir harikaydı
bizim sularımızda somon olmadığını biliyoruz o espriyi tamamlamak için bir ifadydi arkadaşımızda ayı değil zaten cüneyt arkadaş
Çok güzel bir anlatım bütün şirket ekrana bakıp gülmekten neden kıpkırmızı oldugumu anlamaya çalışıyor teşekkürler arkadaşım.
mükemmel bir hikaye, bu kadar komik olmasını beklemiyordum okurkende çok güldüm ama orada olup o anı yaşasam herhalde gülmekten nefesim kesilirdi
Çok güzel bir yazı gece gece çok güldüm.. Bende 10 yaşımda bir kış günü iskele de sinek oltasıyla yengeç yakalamaya çalışır iken iskele den aşağı fazla sarkma sonucu suyu boyladığım anım aklıma geldi deniz e düşmemle çıkmam arasında geçen süreyi hatırlamıyorum ) ve o sırada babam kahvedeydi yanına komple ıslanmış bir şekilde gidince bir yengeç için suyu boyladığım için insanların gülmekten yerlere yatmasını unutamıyorum.. (Not: yakaladığım yengeç i geri salıyordum.. Kedilerin merak edip yengeç e yaklaşıp sonra korkmaları çok komik oluyordu)
Allah senden razı olsun kardeşim. Alabalığa gitmeden önce iyi bir moral oldu. Bu saatte (ev halkını uyandırmamak için ) kahkaha krizine karşı kendimi zor tuttum.