Çıkan balıkların genelde küçük olması sebebiyle, son yıllarda uğramadığım avlakların birisiydi Altınapa. Altınapa'yı cazip kılan, Konya merkeze yakınlığının yanısıra, ulaşım kolaylığı, Sudak ve Sazan gibi tatlısu avcılarının rağbet edeceği türlerin varlığıydı. Sırf Sudak için bir kaç kez gitmeme rağmen çoğunlukla limit altı gelmesi beni bu avlaktan soğuttu. Bunun sonucu olarak ta daha iri sazanları avlayabileceğim daha uzaktaki avlaklara yöneldim. Fakat son günlerde Konya'lı arkadaşlarımızın ardı ardına gelen Altınapa raporları yüzünden bu bölge tekrar beni cezbetmeye başladı. Ve geçen hafta havanın yağmurlu olacağını bilmeme rağmen dayanamayarak tek başıma avlağa gittim. Avlak oldukça kalabalıktı. İnsanlar birer ikişer kendilerine yer bulmuş, kimisi sazana, kimisi Sudağa farklı tekniklerle olta sallamıştı. Dışarıdan bakıldığında ilk dikkat çeken, kişi başına atılmış olan olta sayısının fazlalığıydı. Kendime uygun bir yer bulup oltalarımı suyla buluşturduktan sonra, bölgedeki kavak ağacının gölgesinde beklemeye çekildim. Burada dikkatimi çeken diğer olay, alabildiğince etrafa dağılmış olan çöp artıkları, pet şişeler, naylon poşetler ve boş bira şişeleri oldu... Ben çevre felaketini izlerken, ilerime 3 kişilik bir grup daha gelerek malzemelerini taşımaya başladılar. Malzemelerine bakıldığında geceleyecekleri belliydi. Bir tanesi balık çıkıp çıkmadığı konusunda benden bilgi alırken, diğerleri malzemeleri içerisindeki "bira" larını alma derdindeydi... Biraz sonra tanışma gayesi ile yanlarına gittiğimde, mevsimlik işçi olduğunu öğrendiğim gençlerden bir tanesi olta düzenekleri ile uğraşırken, diğer ikisinin açmış oldukları biralarını içerek arkadaşlarını izlediğini görünce espri ile sordum -Sizin olta atma niyetiniz yok heralde. Birisi cevap verdi -Yok abi, bizim balıklar bu işte(Ellerindeki şişeler) diyerek gülüştüler. Bir kaç dakikalık ayak üstü sohbetten sonra ben kendi oltalarıma doğru giderken, gençlerin boşalan bira şişelerini etrafa fırlatmasına şahit oluyordum. İyice kabaran bulutlar her an için gelecek şiddetli bir yağışı haberdar ederken, olta atmayı bitiren arkadaşımız, yağmur bastırmadan tırıvırı atma derdindeydi. O gençlere nasihat etsem anlarmıydı? Yoksa şikayet mi edilmeliydi? Yetkililer ilgilenirmiydi? ne yapılmalıydı? Bir çok cevapsız sorular eşliğinde tatsız tuzsuz bir gün geçirmiş olarak avlaktan ayrıldım... Bir kaç gün sonra şehir dışından 2 arkadaşımız beni arayarak bir işleri için sabah erkenden Konya'ya geleceklerini, akşama kadar da boş oldukları için kendilerini balığa götürüp götüremeyeceğimi soruyorlardı. Ve özellikle de hiç görmedikleri fakat sıkça duymuş oldukları Altınapa'yı merak ediyorlardı. Salı gün sabahı için kendileri ile randevulaştık. Ben pazartesi akşamından malzemeleri hazır etmiş olarak, arkadaşlarımı da buluşma yerinden aldım ve Altınapa'ya doğru hareket ettik. 4 gün önce gitmiş olduğum bölgenin hem verimli olmaması, hem de aşırı bakımsız olması yüzünden bu sefer karşıya gitmeyi düşündüm. Sabah 8 gibi avlağa vardığımızda ne kadar doğru bir tercih yaptığıma karar verdim. Çünkü, karşı kıyılar oldukça kalabalık iken, bizim bulunduğumuz yer daha sakindi. Kendimize uygun bir yer belirledikten sonra oltalarımızı suyla buluşturduk. Bu esnada çevreye göz attığımda aynı bakımsızlığın bu alanda da kendisini fark ettirdiğini gördüm. Her taraf çöp artıkları ve boş bira şişeleri ile doluydu. Bir ara arkadaşım bana dönerek -Bütün biracılar burada avlanıyor sanırım. Dedi. Akşama doğru kayda değer bir av yapamamış olarak bölgeden ayrılırken, elindeki kamışın makarasını saran bir avcı dikkatimizi çekti. Kamış o kadar eğiliyordu ki neredeyse kırılacak. Zorlukla kamışı biraz çekiyor, sonra da biraz sarıyor ve tekrar çekiyordu. Görüntülere göre 10 kğ üzerinde bir balıkla mücadele ediyordu... Merakla sudan çıkacak balığı beklerken bir an için kameramı çalıştırıp görüntü almayı düşündüm. Fakat gelen nesne herşeyi berbat ediyordu. Yapılan onca mücadelenin sebebi, oltanın ucunda bir tırıvırı ve tırıvırıya takılmış el kadar balıktı... ==- Evet dostlar. Altınapa, Altınapa olmaktan çıkmış. Altınapa "Pislikapa" olmuş Altınapa herşeyden önce biz Konya'lılarındır. Yukarıda belki ben bireysel olarak bir şey yapamamış olabilirim. Fakat bu olay bireysellikle değil, toplu olarak ve bilinçli yapılacak çalışmalarla çözülecektir. Elimizde böyle bir nimet varken bu nimetin farkına varalım. Bu konuda neler yapabileceğimizi tartışarak Altınapa'ya gerçekten "Altınapa" rozetini takalım.
Yakup abi sonuna kadar haklısın. Yetkililer bu konuya el atmalı kesinlikle.Biz ava gittiğimizde yanımızdakileri uyarıyoruz ama kulak asmıyorlar. Böyle giderse baraj koruma altına alınır ve en az 3 yıl balık avı yasaklanır.
Yakup abicim ellerinden öper saygılarımı sunarım Abicim sen farklı bir yem kullan istersen yoksa 4-5 kg sazan çıkıyor apada hala Üzüldüğün noktolara gelince sonuna kadar haklısın abicim apaya yazık ettiler. Malesef kontroller çok zayıf. Tırıvırıcılar , ağcılar , torbacılar , dansöz oynatanlar , bira içenler vs vs vs vs. Geleceğimize taş koyanlar ALTINAPA yı mahvetti be abicim. Allah yardımcımız olsun dediğin gibi yakın olması güzeldi ama sanırım artık apamız yok olacak.. Saygılar
Çok üzücü bir durum malesef insanlar böyle. o bölgede yetkili birileri olması lazım jandarma gibi ama o bölgeyi o şekilde görürlerse yakında orayı halka kapatırlar. hangi bölge olursa olsun böyle şeyler duyunca çok üzülüyorum.
Yakup abi, çok haklısın. Anlattıkların bizlerinde şahit olup gördüğü olaylardan bazılarıdır. Bu konuda ne yapmak gerekir doğrusu bilemiyorum. Çöp hususunda belediyeye 15 gün evvel, barajın kenarlarına ara ara büyük çöp kovası koyulması hususunda müracatım olmuştu. Fakat bir netice çıkmadı. Gerçi netice çıksa bile, maalesef bizim insanımız çöpü kovaya değil de kovanın yanına atar! Sıkı bir denetim olmadığı sürece, bir şey değişeceğini pek sanmıyorum.
İşte sorunda bu dostum herkez biliyor neler olacağını..Yetkililer diyorki biz burayı kapatamayız! Kapatsak kontrol edemeyiz! Kontrol etsek bu kez içimizdeki çürük elmaları ayıklayamayız! Yani uzadıkça uzuyor bu varsayım. Halkda diyorkı kim görecek , kim karışcak. Güvenlik görevlilerini bile bezdiriyorlar. ne olacak bu işin sonu bakalım...
Yakup abi Altınapanın yarasına parmak basmışsın.Ben kendi payıma bu yıl en az 4-5 kere 2-3 çuval gelebilecek çöp toplayıp yaktım.Benim dikkatimi çeken bir şey de cumartesi-pazar piknik yapmaya gelen aileler yiyip içip pisliğini bırakıyor.İnanırmısınız suyun kenarında çocuk bezi bile vardı.O 40-50 olta atanlar,tırıvırıcılar işin cabası.Altınapa bence şöyle kurtulur.Olta başı paralı yapacaklar.Mesela olta başı 2Tl.Bak ozaman 40-50 olta atanlara,tırvırı atanlara.Geçen yıl başhüyükte avlanırken köylülerle konuştuk.Onlar da şikayetçiydi.Tırvırıcılardan,küçük balık alanlardan,çok olta atanlardan.Biz kendi gölümüzde avlanamıyoruz diyorlardı.Ben aynı olayı onlara söylemiştim.Onlar işi abartmış.Olta başı 5TL yapmış.Geçen gittik koca gölde 4kişi vardı.Neyse inşallah bir çözüm yolu bulunur.Oltalar boş kalmasın.
Forumlardaki bilinçli kitle ne kadar büyürse, bu sorunların da aynı ölçüde azalacağını düşünüyorum. Beraber avlandığınız arkadaşlarınızı forum ortamına mutlaka davet ediniz. Yoksa amatör balıkçı kittlesi dendiğinde diğer insanların aklına hep böyle şekli şemali ve davranışları bozuk insanlar gelmeye devam edecek.
Bizim uyarımızın yeterli kalacağını sanmıyorum. Bence uyarı yerine; Oltalarımızı attıktan sonra yapacağımız yarım saatlik bir mıntıka temizliği ve giderken arkamızda çöp bırakmamak oradaki diğer insanlara en güzel uyarı olacaktır. Bunun yanısıra yetkililerin de etkisi olabilir elbette. Bu konuyu açmamdaki amaç 4-5 kğ'lık sazanları yakalamak değildi barış. Altınapa şu andaki durumunu düzeltmediği sürece ben 40-50 kğ.lık sazanlar yakalasam neye yarar... Ama yine de iyi ve samimi niyetinden dolayı teşekkür ederim. Diğer bahsettiğin olaylar esas beni üzen. Altınapa neden bu duruma geldi ve bundan sonra ne yapılabilir bunu tartışmak lazım. Haklısın. Ama üzülmekten öte birşeylerin yapılabileceğini de göstermemiz lazım. Girişimin için teşekkürler Mustafa. Bu girişimleri bireysellikten ziyade çoğunluk olarak yapar ve sesimizi duyurabilirsek bir netice alabileceğimizi düşünüyorum. Ben de bazı yerel gazete ve tv.lere bu konu ile ilgili düşüncemi aktararak sesimizi daha fazla kitleye ulaştırmayı düşündüm. Bakalım sonuç ne olacak? Sanırım söylediğin yönteme doğru gidilecek. Haklısınız. Forum ortamlarının bir amacı da; Av raporları ve diğer konulardan ziyade bu tür sorunlara dikkat çekmek olmalı. Verilen raporların arasına, çevre ve doğanın korunması için yapılan küçük detayların da serpiştirilmesi insanların bu konulara da dikkatinin çekilmesini sağlayacaktır.
Aslında yapılacak şeyler belli. Çok da basit. Avrupada nasıl yürüyor bu işler? devlet avlakları özel teşebbüse kiraya veriyor. Özel teşebbüs bölgede avlanan balıkçılardan belirli bir ücret alıyor. hatta balık eve götürülmeye kalkıldığında okkalı bir para istiyor. Ama sonuçta videolarda 30 kiloluk sazanları seyrdebiliyoruz. Söyleyeceklerimin siyasetle alakası olmaz ama Konya belediyesi benzer bir uygulama yapsa ihaleyle bu gölü kiraya verse özel teşebbüs gölün etrafını çevirse ağaçlandırsa kamp yerleri yapsa giren çıkandan ücret alsa devlet kazansa özel teşebbüs kazansa vatandaş kazansa ailevi nezih ortamlar oluşsa, Levreklern en büyüğü oltama takılsa, gökten para yağsa en güzel kızlar hep benim olsa............ pardon yaa ben biraz fazla hayal kurdum galiba kaptırdım gidiyorum
Evet iyi kaptırdın Yukarıda söylediğiniz gibi belki paralı olması işi çözecektir. Ama şu da unutulmamalı ki, herkesin maddi durumu o kadar iyi değil. Zaten bir avlağa gitmek için dünyanın masrafı yapılıyor, bir de orada harcama yapılırsa düşünün artık. Öyle bir sistemde parası olan düdüğü çalacak, parası olmayan garibanlar ise bakacaktır. Benim temennim en az harcamayla en güzel avların yapılabilmesi. Tabi bunun için de Doğa ve çevre bilincinin iyi yerleşmesi gerekiyor.
Sizce gerçekçi olursak bu bilincin yerleşmesi ne kada zaman alır? Bu zaman sürecinin sonunda Altınapadan ne kalır? Gerçi kamunun adım atmasının düşük bir ihtimal olduğunu düşünürsek gölden geriye ne kalacağını yada bilinç olup olmayacağını Allah ömür verirse görürüz. Paralı eğlence ve piknik yerlerini incelerseniz hiç de zengin kesimin gitmediğini yurdum insanının doldurduğunu görebilirsiniz. Böyle bir çalışmanın sadece parası olana yarayacağı görüşüne katılmıyorum. Çünkü yurdum insanı herşeyden keser ama eğlencesinden asla kesmez
Serkan iyi güzel şeyler söylmişsin ama;önce kiralayan özel teşebbüs gölü bitiriyor.Benim bildiğim Çumra Apa,Karman Gödet,Ereğli İvriz v.b özel teşebbüs kiralamış adamların göl umurunda değil döşüyorlar ağları önce verdiği parayı çıkarmaya bakıyor.Gölde balık bitti mi zaten adamın kira süresi doluyor.Oltalar boş kalmasın.