Son günlerde giderek kıtlaşan balık stokları, balık tutmayı güçleştirmektedir haliyle. Bu durumda, en iyisi ne bulduysak onu tutmak olacaktır. Hele bizim midesine düşkün üyelerimiz için, bazı türlerin avı iyi bir protein membaı olur sanıyorum.. Gerek elinde çatal bekleyen gurmelerimiz, gerekse istavrit, mezgit filan gibi harcıalem balıklardan bıkanlarımız için, bugünlerde nüfusları hayli artan köpekbalıklarıyla ilgilenebilmelerini sağlamak amacıyla, bir kaç takım taklavat önerisi yapmak geldi aklıma.. Bu noktada, yazarın tek başına köpekbalığı avına gitmiş olup canı sıkıldığı için, yanına arkadaş aradığı fısıltılarına itibar edilmemelidir elbette, aslı yok onların.. Köpekbalığı, yakalanması hemen hemen en kolay balıklardan biridir. Bu hususta bir ters ilişki mevcuttur. Köpekbalığı küçüldükçe, sudan çıkarabilme şansınız azalırken, yeminize saldırma ve çıkardıktan sonra sizi hacamat edip sakat koyma ihtimali artar. Büyükleri sie, yemlere son derece nazlıdır, ama sudan çıkarması vs. daha kolaydır. Köpekbalığı, hemen her şeyi yiyebilir. Genelde, yenecek gibi duran bir şey bulunca, bu ot, çöp, pet şişe, bir yüzücünün ayağı, balık vs. herhangi bir şey olabilir, onu önce bir dişler, tadına bakar... Eğer uygun görürse, kafayı sallayıp iri bir lokma koparır yutağına alır, bir test daha yapar. Tamam derse onu yutup, ikinci lokmaya girişir. Bu nedenle köpekbalığı avı nispeten kolaydır, yem seçmez.. Asıl zorluk onu kıyıya almak tarafındadır. Küçük türler, mahmuzlu camgöz vs. etleri lezzetli, tercih edilen türlerdir genellikle. Bunlar sürüler halinde gezerler, her tarafı yağma ederler. Bunların dişleri daha ziyade süratle kesecek şekildedir. Büyük türlerde ise, kesici olduğu kadar koparıcı sivri, çok sıralı dişler bulunur. Bunlar, büyük lokmalar koparacak şekilde gelişmiştir. Öyleki, çokca diş, koca avlarıpençe gibi kavrar ve avın kaçmasına müsaade etmez. Küçüklerde ise, dişler hemen ve süratle küçük bir parça keser. Bu, iğne seçimi için kritik bir bilgidir. Her iki türün, avı tatma ve parçalama davranışı, iğne seçiminde kritik önem taşır. bu tür balıklarda, serbest iğne usulü önemlidir. Yani, iğne serbestçe salınabilmelidir, mümkün olduğunca boşta kalmalıdır. Misina ile bağlantısı, halka geçirme şeklinde olmalıdır. Küçük türlerde kullanılacak iğneler yemin içinde kalmalıdır. Yoksa, pıt diye lüfer gibi çalıp gidebilir. Hırsız iğne usulü genelde fayda etmez ki aslında pekte gerekmez. Eğer iğneyi yemin içine saklarsanız, kısa pala, keskin ve güçlü bir iğne ise, genelde hemen netice verir. Bu durumda, O'Shaugnessy stili iğneler tarif edilmektedir açıkca: Büyük türlerde ise, elbette büyük olmak önemlidir.. Fakat, bilhassa büyük türlerde, çok sıra dişler olması iğnenin saplanmasını güçleştirir. Bunu, Galatada 12 numara iğne ile istavrit tutmakla karşılaştırmayın.. Zira, burada, iki parmak kalınlıkta bir demiri saplamaktan, damağı geçirmekten bahsediyoruz.. Bu ciddi bir efor gerektirir, köpekbalığı ise, dişlerini bırakıp bu arada kurtuluverir, nasıl olsa yenisi hemen çıkar.. Bu nedenle, özellikle büyük türleri yakalamak için, çember iğneler tercih edilir. Bu aynı zamanda, iğnelerin küçülebilmesini de sağlar. Yem olarak, herşey uygundur ama, en uygun olanı, gene balıklardır. Bilhassa balığın kafasını kesip yem olarak kullanmak ideal çözümdür. Elbette köpekbalığı saygıyı hakeder, ona bir kıraça değil, bir torik, orkinos filan vermek lazım gelir. Köpekbalığı avında dikkat edilecek husus, bazı yer ve zamanlar haricinde, köpekbalıklarının saldırgan olmadıklarıdır. Bu, yemin arkasından kovalamayı sevmezler anlamına gelir. Gelsin, oynasın yemle, büyük ihtimalle gelir etrafında döner durur. Hafif bir kıskandırma vs. kafi gelir. Ama eğer, yeminizi tatmaya girişmişse, ufacık çekseniz bile, kuyruğunu kıpırdatmaz, ardından gitmez, döner başka tarafa gider.. O pek keskin dşler, hiç bir misinanın dayanabileceği şeyler değildir. Çelik tel gibi bir çözüm elzemdir. Küçük balıklar için, kaliteli bir çelik tel kafi gelir. Ama biraz büyükçe olanlar, çelik telide tanımaz, onuda keser.. Büyükler için, resimdeki gibi bir zincir elzemdir. Her durumda, iğnenin serbest kalacak şekilde bağlanması, av başarısını ciddi şekilde artırır. Büyük türler, yemesi berbat şeylerdir. Avıda berbattır, hiç zevk vermez. Pek çoğunu yerseniz, ölürsünüz. Dünyada bu büyük köpekbalıklarını yediği için ölen insan sayısı, köpekbalıklarının yediği, ısırdığı vs. insan sayısından kat kat fazladır. O nedenle, biz bilhassa küçük türler, özellikel sularımızda bolca buluna mahmuzlu camgözlerle konuyu detaylandıralım istiyorum... Mahmuzlu camgöz, Avrupa'da, "Ufak somon" diye satılan ve severek tüketilen bir besindir. İngilterenin meşhur balık cipslerinin vazgeçilmez bir kaynağıdır. Genellikle, lüfer, palamut, sardalya sürülerini talan ederler. Bunlar yukarıda onları doğrar, mezgitlerde bunların ardından onların kırıntılarını toplar. Arada, "otlakçılar sizi" gibisinden mezgitlerede girişirler elbette.. Mahmuzlu camgöz cüce denebilecek, ufak bir türdür. Yakalaması zevklidir, kalamadan gayet güzel resitaller duyabilirsiniz.. Takım ihtiyaçları kritik değildir. Su üstü veya dipten yakalanabilirler. Sardalya varsa civarda, su üstü aramak daha etkili olabilir. Gereken, 3/O gibi, nispeten küçük bir iğnedir. 3/O ... 8/O arası iğneler bu işe gayet uygundur. Velakin, aberdeen gibi iğneleri baştan unutun. Sağlam, kısa pala iğneleri tercih edin. Yem olarka, en iyisi, sardalya, hamsi gibi yağlı balıklardır. Bir kaçını bağlayıp vs. daha etkili yem yapabilirsiniz. Basitçe, başını ve kuyruğunu kesip atarak yapacağınız kütük yem gayet makul olur. Taze olması, kanlı olması yemin cazibesini artırır. Pek çok tür gibi, mahmuzlu da süper bir avcıdır. bir damla kanı taa nerden koklar, bir yaralı balığın garip çırpınışını, yüzüşünü çok öteden duyar, farkeder. Gözleri gece bile çok çok iyi görür. Avının yerini kalp atışlarının elektrik sinyalinden bulabilir. Bu özelliklerini toplamına, bizim hoşumuza gidecek bir durum eklenir: Bu balıklar, cezbedicilerin her türlüsüne çok iyi tepki verir. Ses çıkaran, parlayan, renkli, esans vs. her bir şey, onları cezbedebilir. Bu yüzden, hem yemi yukarda tutmak, hemde balığı cezbetmek için, bilhassa titandioksit bazlı bir beyaz boya ile boyanmış, uygun boyda bir mantar kullanılması faydalı olur.. Uygun bir zamanda, bu topiğe, basitçe nasıl takım yapılabilir, eklerim sanıyorum..
Güzel bir paylaşım çok teşekkürler. Bu arada bu av ile ilgili olarak kamış ve makina seçimi ile ilgili bilgilerinizide paylaşırsanız sevinirim.
ben1993 ten beri olta balıkcılığı ile uğraşıyorum ama anlayamadığım tek şey var oda bu tür balıkların avlanması (yaa yakalasanda zaten yenmiyor hayvana yazık çektiği acıya) ..... sırf tuttum demek için yapılıyor. arkadaşlar beni ywnlış anlamayın ben balığı et olarak görmem o bir tutkudur ama bu tutku sonucu yakalanan balık yenmeli ,sırf kendi zevklerimizi tatmin etmek amaçlı HER TÜRLÜ (KARA DENİZ VE BALIK AVCILIĞINI)AVCILIĞI KINIYORUM
Mesajinizi gözlerim dehsetten acilmis bir sekilde okudum.. "Bu durumda, en iyisi ne bulduysak onu tutmak olacaktır." nasil bir tabirdir? Sizi insafa davet ediyorum..
Balık türlerinin yakalanması yakalanmaması konusunda bağlı olduğumuz bir tebliğ var. Bu tebliğde yakalanması yasak olan köpek balıkları haricinde avı serbest olan köpekbalığı türleri de var. Özellikle Marmara'da Mahmuzlu camgöz denilen tür akdenizde ciddi bir sorun haline gelmiş balon balığından çok daha tehtidkar bir durumdadır. Bu balık nedeniyle Marmara'nın derinliklerinde balık avlayamaz hale geldik. Hemen her attığınız oltaya bir mahmuzlu camgöz saldırıyor. Ayrıca bu balıkları yiyen bir çok tanıdığımız var. Soslayıp fırında pişiriyorlar. Bu nedenle konunun bu açıdan incelenmesi ve ön yargılı yaklaşılmaması gerektiği kanaatindeyim.
Sanirim marmarada balik avlayamamizin en son nedeni bu baliklar Ne yunuslar ne de köpekbaliklari suclu bu konuda, sucluyu da hepimiz biliyoruz sanirim..Keske asil suclulari (!) avlayabilsek! Eger yenebiliyorsa ve bu amacla avlaniyorsa söyleyecegim bir söz yok..Rastgele sizlere..
Size katılıyorum. Söyle ki; Bu mahmuzlu camgöz köpekbalıklarının aşırı derecede üremeleri için gerekli ortamı biz oluşturduk. Bu nedenle en büyük suçlu biziz. Yunuslar değil ama köpekbalıkları maalsef Marmara'nın tamamında istavrit sürülerinden bile çok. İmkanınız olursa deneyin. Hemen her attığınız oltaya bir Mahmuzlu camgöz takılıyor. Üstelik 3-5 dakika bile beklemiyorsunuz. Bu balıkların bu derece üremesinin nedeni bizlerin doğa döngüsünü bozmamızdır. Çünkü bu balıkların asıl besin kaynağı çöpler. Şimdi ise yavaş yavaç çöpler azaldı. Artık az da olsa Marmara eski temiz günlerine dönüyor. Ancak mahmuzlu camgözler azalmıyor. Belki zamanla azalır ama şu anda lüfer mezgit palamut istavrit sürülerinin peşinde binlerce aç mahmuzlu camgöz dolaşıyor ve bu balıklar strese girip gelemez oluyorlar. Bir çoğuda mahmuzlu camgözlere yem oluyor Bu nedenle üzülerek söylüyorum ki bu balıkların etleri yenmese bile doğal dengenin eski hale gelene kadar; en azından Marmara'da eskisi gibi lüfer sinarit akya orfoz avlayana kadar mahmuzlu camgözlerin avlanmasında onlar için üzülsemde doğal denge için avında bir sakınca görmüyorum.
Ben de ayırıp kayırmayı anlamıyorum. Bütün balıkçılar, yunusların kendilerini perişan ettiğinden yakınıyor, aman haa yunusları ellemeyin, onlar koruma altında, zaten onlar da senin balıklarını değil kendi balıklarını yiyor gibi sözler ediliyor. Camgözlere gelince bunlar fazla üredi, tutalım, halledelim deniyor. Merak ediyorum, acaba son olarak hangi tarihte denizlerimizdeki yunus sayısına dair bir araştırma yapılmıştır, ya da böyle bir araştırma yapılmış mıdır? Araştırma yoksa hepimiz kafadan mı atıyoruz, kimimiz, çok var, kimimiz nesli tehlikede derken? Ya camgözlerle ilgili bir çalışma var mıdır? Hiç sanmıyorum. Serdar'ın konusunu saptırmak istemem, güzel bir konu açmış, bilgi veriyor. İsteyen alır, isteyen almaz ama tenkitler şık gelmedi bana. Köpekbalıkları, Serdar'ın da dediği gibi Avrupa'da makbul sayılıyor, ülkemizden de Avrupa'ya ihraç ediliyor, yani bir bakıma milli servet ve gelir kaynağı.
bugun 3 tane camgöz yavrusu aldım, ama yeme konusunda cok tereddutlerım vardı. muptelası olan bır arkadaşa hediye ettim http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=20241&page=31
Mahir bey, Yunus balığı ile mahmuzluya yapılan tenkitlere karşılık verdiğiniz cevabı bende merak ettin biraz nette bakındım ve şu bilgiyi buldum.. Yunuslar nasıl ürüyor? Üremeleri nasıl oluyor? Yunuslar yavru iken anne ona bakıyor mu? Kısacası hayat döngüsü lazım bana. Lütfen sorumu cevaplayın (Gizem Görgün). Yunuslar memeliler sınıfının üyeleri. Diğer memelilerde olduğu gibi çiftleşmeyle dölleme yaparlar. Çiftleşmek için göğüs göğse gelirler. Yatay pozisyona geçerler. Kuyruklarını yaklaştırarak çiftleşirler. Gebelik süresi türlere göre değişmekle birlikte 10–12 ay kadar olur. Yavrular tam gelişmiş olarak doğar. Doğum sırasında yavrunun önce kuyruğu, en son baş kısmı dışarı çıkar. Böylece boğulma önlenir. Göbek bağları çok uzun olup, yavru doğduktan sonra kendiliğinden koparılır. Yavrunun ilk zamanlarında denizde taşınması sırasında diğer ergin bireyler anneye yardım eder. Memeler karın bölgesinde eşeysel açıklığın hemen yanında yer alır. Yavrular 1–1,5 yıl kadar anneyi emzirebilir. Türlere göre değişmekle birlikte 20–30 yıl kadar yaşarlar. Bülent Gözcelioğlu Benimde çok sevdiğim deniz canlısıdır yunuslar, insanın denizdeki halidir sanki ve balıkların azalması onların değil, yine bizlerin sorumluluğudur. Yaşamda hiçbir maluk yokturki sebebsiz var olsun ama insanın eli deydiği yerlerde maalesef düzen kurmak yerine var olan düzeni bozmaktan başka bir şey olmuyor. İspanya'ya, Yunanistan' ve hatta Norveç'e bakmak lazım, Nerede yunuslar için yok etme politikası uygulanmıştır, Akıllarından bile geçirmemişler, Hatayı kendilerinde görüp o na göre düzenlemeler yapmışlardır. İnşallah yönetenlerimizde bir gün doğru kararlar alırlar ve denizlerimizin besin kaynağı olmasına devam ettirecek akli karar verirler. Yoksa bu gidişle yarınlarda yunuslar dahil hiç bir canlı dedizlerde kalmıyacaktır.
Birincisi, köpekbalığı denince yüzlerce türü olan bir listeden bahsediyorsunuz demektir. İkincisi, bazı köpekbalıkları bir kefal, istavrit, somon nasıl gıda ise, aynı şekilde değerlendirilir. Üçüncüsü, bugünlerde bolca bulabileceğiniz, mahmuzlu camgözler, "küçük somon" adıyla pazarlanan ve eti makbul bir türdür. Mahmuzlu camgözleri yakalamak ile, levrek, istavrit, kefal yakalamak arasındaki tek fark, bolluğu ve saldırganlığı nedeniyle camgözün daha kolay yakalanıyor olmasıdır. Eğer camgöz/köpekbalığı avına karşı iseniz, buyrun, levrek, kefal vs. avına da karşı olun.. Hangi köpekbalığının yakalanıp yakalanmayacağı, tebliğlerde açıkca belirtilmiştir zaten.. Ve son olarak, en iyisi ben size güzel bir mahmuzlu camgöz tarifi vereyimde, bir deneyin bakalım..
Arkadaşlar, Alperen arkadaşımız konu ile ilgili gerekli açıklamayı yapmış. Balığı avlarsınız ya da avlamazsınız bu bir tercih meselesidir. Neticede avlanabilen köpekbalıkları vardır ve bununla ilgili bilgi aktarılmasında da hiçbir sakınca yoktur. Bilgi bilgidir üstelik, dilerseniz öğrenir, dilerseniz öğrenmezsiniz, bu da tamamen tercih meselesidir. Ama lütfen bilgi aktaran arkadaşlarımızın paylaşımlarına saygı duyalım. Mahir amcamız da yeri gelmişken, yunus ve köpekbalıkları ile ilgili konudan dem vurmuş. Bu konuyu da münferit bir başlık altında tartışmakta yarar var diye düşünüyorum, ki iki konu iç içe geçmesin.
Burada tartışalacak bir konu yok, öyle bir durum da söz konusu değil. Sadece şu gerçeği gözden kaçırmamak lazım, Bizler amatör balıkçılıkla boş zamanlarını değerlendiren ve bu olaydan keyif alan insanlarız. Amaç balık yemek olsa gider kumkapı haline balıkğın bol olduğu zamanda kasa ile palamut, çinekop, istavrit alır atarız buzluğa amaaa.!! Amaç balık yemek değilki, Balıkta olmak, anı yaşamak, stres atmak, deşarl olmak ve eve huzur içinde gelmek. Hal böyle iken ve son zamanlarda özellikle "mahmuzlu kopek balığı" yakalama sayısı artarken ve bu trendi görüpte böylesi müthiş bir yazı dizisine girişen Serdar hocayı tebrik ediyorum, Burada bir yanlış anlamayı düzeltmek isterim. Amaç köpekbalığı yakalayıp tüketmek değil, tahminimde serdar hoca o kasıtla bu yazı dizisine başlamamıştır. Benim algıladığım ve uygulamasınıda düşündüğüm bir mahmuzlu yakalamak için konuyu ilgiyle takip edeceğim ve ilk fırsattada uygulamasını yapacağım. Bu balık bence tam sportif balıkçılığa girecek av şekline uygun düşer, dileyen ve beğenen avını besine çevirir, Dileyen ise ÇEK-SAL, YAKALA-BIRAK yapar ( benim gibi, ben asla bu balıktan yemem, isminden ötürü ) Tekrar Serdar hocaya böylesi muhteşem bir yazı dizisi başlattığından sebeole çok teşekkür ediyorum, Devamını sabırsızlıkla bekliyorum. not: Kanun koyucu sirkülerinde "mahmuzlu köpekbalığı" için bir yasak olmadığını, Fakat bu balığı yakalayıpta kedilere yem yapma gibi duyarsız bir davranış içinde olmamamız gerektiğini akıllardan çıkarmamalıyız.
Benim açımdan.. Mahmuzlu Camgöz, Kefal veya İstavrit olması pek bir şeyi değiştirmez.. Yakalarım, yüzde doksan ihtimalle geri salarım.. Kefale de aynısını yaparım, yaptım, levreğe de.. Anlamadığım şey, neden bunun diğer balıklardan farklı bir kategoride düşünüldüğü?
Öncelikle Serdar abiye böyle güzel bir konuyu bizlerle paylaştığı için teşekkür ediyorum. Ayrıca Hamit abiyede katılmadan edemiyorum. Bu balıklar zaten avrupanın bir çok yerinde yakala bırak tekniği ile avlanıyor, eti makbul olanlarda tüketiliyor. Alperen kaptanımızın da dediği gibi bağlı olduğumuz tebliğde açıkça mahmuzlunun avlanması yasal türler arasında olduğunu vurgulamak gerekir. Serdar abinin konuda anlatmak istediğide zaten etçilikten ziyade, madem amatör balıkçıyız bu balıklada tanışalım, avlayalım, keyif alalım.. mahmuzlu haricinde denk gelirsek zaten salacağımızın bilincindeyiz, kaldı ki mahmuzlu bile denk gelse bırakma insiyatifi yine bize aittir. Yıllardır her gün sazan, turna, istavrit, kefal, lüfer vs. gibi balıkları tartıştığımız forumda, bir kez olsun değişik balık türleri üzerinde yoğunlaşsak güzel olmaz mı? bence Serdar abinin bu konusu bunu gündeme getirdi, bilgiyi almak isteyenler Sennur hanımın dediği gibi alacaklardır zaten, unutmayalım ki konuyu site dışından da yüzlerce kişi takip ediyor. Varsın avlamayalım oda sorun değil, önemli olan birşeyler daha öğrenelim.. fazla bilgi göz çıkarmaz, karşılıksız emek verilerek hazırlanan bu bilgilerin önünde saygı ile eğiliyorum. Konu ile ilgili soracaklarım elbette var ama öncelikle düşüncelerimi dile getirmek istedim. Saygılarımla
evet ama anlamadığınız konu şu,amacım sadece zevk tatmini değil balıkta yeniliyor ve misyonunu tamamlıyor ben onu yiyerek ona olan saygımı gösteriyorum.
Hangi misyonu? Balığın öyle bir misyonu mu var? Balığı yaklayınca, üzerinde bu balık yenmezse misyonu yerine gelmez mi yazıyor? Sen balığı yaklayıp yiyor, öyle zevkini tatmin ediyorsun, biz yakalayıp bırakıyoruz, bizde böyle tatmin ediyoruz. Aramızdaki fark, senin "öldürmeden" yapamıyor oluşun. Ve bu öldürmeye "ama bunun yenmesi onun misyonu.." gibi bir kulp takıyorsun.. Bizler yakalayıp bırakınca vs. sen sanki takken düşmüş gibi hissediyor, aslında öldürme hissini tatmin ettiğinin ortaya çıkacağını sanıyor ve anlamsız bir savunma güdüsüne giriyorsun. İşte olay bundan ibaret.. İnsan, içinde bir avcı ile doğar. Buna ister allahın işi de, istersen evrimsel güdü de, ne dersen de, bu böyledir. Balık ve/veya kara avı da işte o içinizdeki avcıyı tatmin etmek için yapılır. Nasıl ki kiminin boyu uzun, kiminin kısaysa, bu avcının halide öyle olacaktır. Kimisi daha az avcıdır, kimisi daha çok avcı. Tıpkı insanların boy ortalaması 160 - 1.70 olması, insanların %80'inin bu boyda olması gibi, insanların çoğunluğu için bu avcı, avı yakalamaya güdülenmiştir. Bu nedenle onu yakalayınca avcı tatmin olmuş olur. Gidip onu öldürmesi gerekmez. Sen bu ortalama insanlardan biri değilsin, o sazanı yakaladığında avcı tatmin olmuş olmuyor, birde öldürmek güdünü tatmin etmen gerekiyor. O sazanı öldürünce de "yahu ben bu cinayeti niye işledim?" diyerek içindeki insana hesap vermen gerekiyor. Ve bu hesabı veremediğin için, oturup onu yiyorsun, diyorsun ki, amanda bunu yemek için öldürdüm.. Acaba? Sen sadece kendini kandırıyorsun. Bir defa şunu kabul et: Sen öldürmek için avlanıyorsun.. Bu seni cani filan yapmaz. Bilakis daha çok insan yapar. Eğer bunu kabul edersen, bir gün muhakkak ölüdrme güdünü törpüler, sadece avcı güdünle kalırsın.. O günden sonra da yakaladıklarını geri salmak asıl seni mutlu eden şey oluverir.. "Deme ya, ne traş ama..." diyor olabilirsin.. Ama emin ol biz bu yollardan geçtik, gittik ve döndük.. Sen daha yolun başındasın, emin ol.. Dünya zıpkınla balık avı rekortmeni olan erkek ve bayan dalıcıların, artık sadece dalıp balıkları okşamak, fotoğraflamak dışında bir şey yapmadığını ve eski günlerini hatırlamak istemediğini biliyor musun? Dün bir sürü köpekbalığı yakaladım. İhtimal bugünde yakalayacağım.. Onların bana çok sevimli, çok masum görndüklerini biliyor musun, bir levrek, bir kırlangıç kadar nerdeyse? Onların pek çoğunu geri saldım, nazikçe.. Ve mutlu oldum.. Ama soldaki künyeme bir bak.. Zamanının en gözü dönmüş köpekbalığı katili bendim sanırım.. Nerden nereye.. Bugün olsaydı, o 7 metrelik meleği bırak öldürmeyi, kılına zarar verecek insanı denize atmayı düşünürdüm.. Sen, öldürmeyi tercih eden bir avcısın, ben ise yaşatmayı.. Aramzıdaki fark sadece bundan ibaret..