kova kova gümüş

Konu, 'Av Hikayeleri' kısmında draco tarafından paylaşıldı.

  1. draco

    draco Kaan

    Mesajlar:
    1.854
    Şehir:
    İstanbul
    Favori Kamış:
    Vercelli Alba Surf, Yamaga Blanks EARLY 94MHR
    Favori Makine:
    JDM Shimano Stella SW8000PG, Daiwa Certate 3012H
    En İyi Avı:
    Tuttuğum ilk ispari. o olmasa burada olmazdım.
    9-10 yaşlarındayım, yazlıktayız, akşam olmak üzere, aile dostlarımız misafirliğe gelmiş istanbul'dan, mangal yakılacak ziyafet yapılacak. babamlarla balığa çıkıyoruz, uskumru var o günkü menüde, eve dönüyoruz. ben tabi yemeğe 1 saat daha olduğu için iskeleden belki ispari tutarım diye alıyorum oltamı, kovamı tam çıkıyorum, babam "ne gerek var şimdi, banyoya gir çık yemek yiyeceğiz" diyor, ben de rüştümü ispat edeceğim ya hesapta, "o uskumrular yetmezse diye biraz balık tutayım" diye havalanıyorum şöyle bir, babam gülerek "iskeleden bizi mi doyuracaksın kerata" diyor ve yarım saat zaman veriyor.

    gidiyorum iskeleye, gün kavuşmak üzere artık, güneş batmış, son aydınlığı var erguvani... sahilde ve iskelede kimse kalmamış, herkesin plajdan eve döndüğü ve yemeğe başladığı saat... iskelede yürürken ileride bir karaltı fark ediyorum suda. bizim oradaki iskele çift iskele şeklinde olup o zamanlar bel boyuna yakın derinlikte ve kumlu- kırmalıktı. iskelenin iki kolu arasında da 2-3 metre mesafe vardı. işte bu iki iskelenin başladığı yerden içeride geniş bir karartı var suda hayal meyal görünüyor gün ışığı yetersiz olduğu için ve suda sakin bir oynak hali mevzu bahis. koşuyorum hemen, bir bakıyorum 15-20 metre uzunluğunda bir gümüş sürüsü, tıkış tıkış iki iskele arasına giriyor, karınları davul gibi havyarlı ve doğru dürüst yüzemiyorlar bile, ya yumurtlamaya girdiler ya ileriden levrek-lüfer bastı bunları kıyıya.

    o görüntüye inanamazsınız, cidden abartmıyorum, gümüşler suda yüzmüyor neredeyse, gümüşlerin arası nemli gibi! o derece kesif ve sıkışmış durumdalar. atlıyorum suya, kovayı su yüzeyinde sürtüyorum bir kilo gümüş doluyor. 2-3 kere aynı hareketi yapıp, çıkanı iskelenin üzerine bırakıyorum ve kendim de çıkıyorum sudan. olayı biraz izleyip iskeleye döktüğüm gümüşleri kovama tıka basa doldurup oflaya puflaya eve dönüyorum.

    gittikten 15 dakika sonra eve dönmüş durumdayım, alın size balık diye kovayı masaya koyuyorum, bizimkiler şaşkın şaşkın bakarlarken "hani sizi doyuramazdım iskeleden" diyorum babama ve banyoya giriyorum. çıktığımda uskumruların yanında mangala dizili gümüşleri görüyorum, tam gururla masaya oturacakken babamdan ilk balık zılgıtımı yiyorum; "oğlum bunlar havyarlı, neden tuttun?" olayı anlatıyorum, babam sürüyü lüferlerin sıkıştırmış olabileceğini söylüyor, havyarlı balığı bu miktarda bile isteye yakalamanın doğayı katletmek ile aynı şey olduğunu uzun uzun anlatıyor, mahçup oluyorum, dersimi alıyorum ve bir daha asla böyle bir şeyi tekrarlamıyorum, sportmence avlanmanın ne demek olduğunu ilk kez o gün idrak ediyorum ve bir daha ölene kadar bozmayacağıma kendi kendime söz veriyorum. çünkü denizi seviyorum ve onun da beni ve benden sonraki neslimi sevmesini istiyorum...
     
  2. solakali79

    solakali79

    Yaş:
    45
    Mesajlar:
    441
    Şehir:
    Denizli
    Favori Kamış:
    olta
    En İyi Avı:
    Sazan 2KG
    Çok güzel bir anı.
     
  3. Horozbina

    Horozbina Levent

    Mesajlar:
    108
    Şehir:
    Tarabya
    Favori Kamış:
    Turnafresh Kamış+ Shımano Makine
    En İyi Avı:
    Lüfer+Lambuka
    çook hoş sopiadraco:)