http://gundem.milliyet.com.tr/hasan...em/gundemdetay/27.07.2011/1419420/default.htm Hasankeyf'te sevindiren keşif 13:18 | 27 Temmuz 2011 Hasankeyf'te kasaplık yapan Süleyman Ağalday’ın Dicle kıyısında balık tutarken ağına takılan leopar sazanı bilim dünyasında büyük heyecan uyandırdı. Ağda ölü halde bulunan balığı Doğa Derneği yetkililerine teslim eden Ağalday, böylece dünyada yok olduğu düşünülen leopar sazanın Dicle nehrinde Hasankeyf yakınlarında yaşamaya devam ettiğini kanıtlamış oldu. Dünyada sadece Dicle ve Fırat havzalarında yaşayan leopar sazanı yıllardır birçok ülkede araştırılıyordu. Araştırmalar sonucunda birçok ülkede yok olduğu kabul edildi. 1990'larda İran'da sadece 6 birey bulunmuştu. 2006 yılında güney Irak'ta, 2007'de Suriye'de balığın yok olduğu tespit edildi. Yaşadığı son yer olan Türkiye'deki durumu ise belirsiz olan ve yok olduğu sanılan bu sazan geçtiğimiz hafta Hasankeyf'te bulunarak yeniden literatüre girmiş oldu. Leopar sazanı, ismini üzerindeki leopar deseninden alıyor. Bölgede ise komando balığı olarak biliniyor. Bilim adamları dünyanın en nadir balıklarından biri olduğunu söyledikleri leopar sazanı 30 santimetre boyunda ve dünyanın en çok tehdit altında olan balıklarından biri. Uzmanlar bu balık için en büyük tehditlerin barajlar, kirlilik ve aşırı avlanma olduğunu söylüyor. 30 santimetre boyunda benekli bir balık olan leopar sazanı dünyanın en fazla tehdit altında olan balıklarından biri. Tatlısu Ekosistemi ve İçsu Balıkları Enstitüsü öğretim görevlisi olan ve Avrupa'nın Tatlısu Balıkları Rehber Kitabı’nı yazan Dr. Jörg Freyhof yaptığı açıklamada “Çok büyük bir ihtimalle Leopar sazanı dünyada sadece Hasankeyf civarındaki Dicle nehrinde bulunuyor. Yani bu tür için kırmızı alarmdayız” dedi. Leopar sazanının Hasankeyf’i de su altında bırakacak olan Ilısu baraj projesi nedeniyle büyük tehdit altında olduğuna dikkat çeken Freyhof, “Ilısu baraj projesi bu nadide canlının son kalan habitatını (yaşam alanını) yok edecek. Çünkü leopar sazanı baraj göllerinde yaşayamıyor. Bu nedenle Ilısu baraj projesi bu balığın sonu anlamına geliyor” diye konuştu. Doğa Derneği Hasankeyf Kampanya Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç da yaptığı açılamada şunları söyledi: “Dicle Vadisi, dünya ölçeğinde önemli nadide canlılara ve Hasankeyf gibi eşsiz bir kültür mirasına ev sahipliği yaptığı için dünyada UNESCO’nun 10 Doğa ve Kültür Mirası Kriteri’nden 9’unu birden karşılayan yeryüzündeki tek yer. Dünyada sadece burada yaşayan leopar sazanını kurtarmak bundan sonra bizim elimizde. Bu heyecan verici yeni keşif, Hasankeyf ve Dicle Vadisi’nin UNESCO listesine dahil edilmesinin önemini bir kez daha dünyaya göstermiş oldu. Çünkü Ilısu baraj projesi leopar sazanı gibi birçok canlı türü ve Hasankeyf için olmak ya da olmamak meselesi” diye konuştu
Güzel güzel tam yerine düsmüs evelalah itina ile kuruturlar neslini zaten kasap abim ag atarak bi tanesini becermis
Luciobarbus subquincunciatus mezopotamya kökenli balık, iran sularında da var .. aslı barbus türlerinden bence leopar bıyıklı dense daha dogru ... http://www.briancoad.com/Species Accounts/Cyprinidae Capoeta to Mylopharyngodon.htm (İran tatlısu balıkları - alt sayfalarda) http://www.istanbulburda.com/Dunyanin-en-nadir-canlilarindan-biri-olan-ve-yok-oldugu-sanilan-leopar-sazani-(Luciobarbus-subquincunciatus)-gectigimiz-gunlerde-Hasankeyf'te-yeniden-bulundu-BATMAN-102545
Böyle bir literatürü bizimle paylaştıınız için teşekkür ederim. Bu tarz literatürleriniz sanırım vardır. İş balık avında merak olunca araştırmaya başlıyor nitekim bende de baya bir kitap mevcut bu konularda .
Capoeta trutta ben cizrede görev yapıyorum sanırsam buna benzer balık gördüm resimler siyah beyaz tam ayırt edemiyorum hangisi olduğunu bazı resimlerde siraza benzer benekli balıklar var onlardanda var diclede tam resmi olsaydı daha detaylı bilgi verebilirdim birde dikkat ederdim yalnışlıkla yakalarsam geri bırakırdım en azından
muvaffak bey teşekkürler bu balıktan burada bolca var yöresel ismi afri yanılmıyorsam çilli gibi bir anlamı var şahsen bende yakaladım artık bundan sonra geri bırakırım zaten öyle yapıyorumda daha dikkatli olurum bazen arkadaşlara veriyordumidk bundan sonra özellikle bu balığı geri bırakırım
Küçük çaplı bir araştırmadan sonra sizin dediğiniz gibi barbus ailesinden katılıyorum. Bizim literatürlerde bıyıklı olarak geçer.
tamam anladım bıyıklıya benziyor ancak üzerinde kaplan deseni gibi benekler var ondanda gördüm pazarda satıyorlardı denk gelirse resimlerimcry
muhtemeldir tutup satarlarda bilmezlerki..ne oldugunu..valimi anlayacak - kaymakammı- balıgın ne oldugunu..
O yüzdendir ki valiler yada kaymakamlar sosyolog olmaktan çok biraz da aktüel olmaları gerekmiyor mu?
Yönetimlere görevler verilir..ama neyi nasıl yapacakları dogru dürüst ögretilmez.. 2 sene önce selçuk belevi sulak bölgesinde jandarma denetim yapıyor. bagajdaki balık yaşatma - muhafaza tel sepeti eline alıp - bu pintermi ? diye soruyor.. garibim asker.. bir başka bölgede yetkili izmir il cevre orman.müd. talimatı ile balık avcısına..işlem yapıyor sulak alan , koruma vs.. ama MAK ın avcılık karalarından bir haber..o bölge için kara avcılıgıda yasak.. bunların hepsi idari olarak ya valiye baglıdır ya ilçe kaymakamına.. tabiiki lafın gelişi diyelim ilçe kaymakamı bilmezde ama o bölgede görev yapan insanların sorumlulukları dahilinde ki konuları bilmeleri gerektiğini takip ederek..denetler..vs.. ilçelerde ve köylerde hertelden çalan yetkililer vardır..maalesef..
Afyon derneğin olması açısında şanslı. Dernek başkanı mehmet bey geçen yıl jandarmayla yaptığı gezilerde yada baskınlarda hatırı sayılı cezalar kestirtdi. İşte bu yüzden artık sivil toplum örgütleri diyorum. Herşeyi devlet bilir değil artık biraz da bizlere bu yönde görev düşüyor.... Diye düşünüyorum...