Level 3 (Göl Kamışıyla Levrek Avı)

Eşim Bergama'da ben İzmirdeydim. Av yapmaya niyetim vardı esasen ama levreğin hız kesmesi, suların çekilmiş olması ve yağan yağmur hevesimi kaçırıyordu. Cumartesi sabahı eşimle telefonla konuşurken ben seni balığa gidersin sanmıştım demesi beni biraz cesaretlendirmişti.
Poseidaondan baktım saat 21:00'de yağmur tamamen duruyordu. Rüzgarın baş aktör olmadığı bir avlağa gideceğimden pek bakmadım rüzgar durumuna ama kabaca lodosumsu bir rüzgar vardı. Hem batıdan hem biraz sert.
Geçen avda boş geçmişti, şimdi 50 km. yol gidip, boş dönmek te zoruma gidiyordu, yağmur ara ara hızlanarak yağıyor, gitmekle; dana gibi evde yatıp, bilgisayar başında vakit geçirmek arasında gidip geliyordum.
Lakin yakın zamanda göl kamışı almıştım. Dur şu göl kamışını bir deneyeyim dedim, kendi kendime. Captain marka, carbon, 400 gr ya var ya yok (7 metrelik kamışa göre gayet iyi) 5 gr'lık bir ağırlığı rahatça atacak kadar esnek bir göl kamışıydı. Avdaşlarımın denediğim göl kamışlarından yarı yarıya hafif ve güzeldi. Lakin sağlam mıydı acaba. Ucuzda sayılmazdı, nakite 57 tl'ye almıştım, elbet sağlamdır dedim. Test etmeden kesin sonuca varılacak gibi değildi.

Saate baktım 16:10. Volkan ya şimdi, ya hiç dedim ve hızlıca giyindim, kendimi evden attım. Hava atıştırıyordu hafiften. Allah akıl fikir versin diyerek, kontağı çevirip düştüm yollara.

Göl kamışıyla av yapacaktım bugün. Bergama'nın usta levrekçilerinden sevgili Mesut'la avlanmış, bir kaç teknik kapmıştım. Yahut ben öyle sanıyordum. Bakalım kapmış mıyım deyip, ilk yemcinin önünde durdum, mamun yok.!!! Heeeeeehhhhh buldun mu belanı, dedim içimden. Şimdi mamun bulamazsan ne halt edeceksin bakalım? Slikon yüzdürürüm de, ama ben göl kamışı performansımı deneyecektim. Menemen'e ulaştım, 2. yemci : Mamun yok.
Allah seni bildiği gibi yapsın Volkan.
Önümde 2 yemci daha var bulamazsam tüm hayaller başka bahara kalacak. 3. Yemci :
- Mamun varmı abi?
- Var.
Öyle sevindim ki, 50'li yaşlardaki yemciye; abicim, biladerim, cankuşum, gel sana bi sarılıp, yanaklarından öpeyim diyesim geldi.
1 bardak yeterli gelirdi ama zor bulmanın sevinciyle 2 bardak ver abi dedim. Mamunlar orta parmağım iriliğinde ve kıpır kıpırdı. Bu mamunlarla, yağmur arkasından levrek yakalayamazsan yazıklar olsun Volkan dedim. Öyle bir kendime güven vardı üstümde.

İlk önce sete ulaştım. Takımı hazırlayana kadar hemen bi araba daha geldi. Onlar hazırlanana kadar ben ilk atışı yapmıştım. Gelenler 2 kişiydi ve spro tarzı kefal imitasyonu slikon çalışıyorlardı.
Hafiften canım da sıkıldı tabi. Çünkü ilk gittiğimde sette kimse yoktu ve her bölgesine çalışabilirdim. Hatta göl kamışını yemleyerek bırakıp, bir tarafa da atçekle slikon çalışabilirdim ki, 2 avcının gelmesiyle bu ihtimal bitti. Yarım saat kadar sette çalışıp, bari dedim kıyı kıyı tarayayım.

Gene Bergama'nın en başarılı levrekçilerinden Ayhan da öyle kıyı kıyı çalışıyordu. Aldım mamunlarımı başladım akarsuyu kıyı kıyı taramaya. Olmayan saçını taramayan ben, akarsuyu kıyıdan tarıyordum. Bir noktadan sonra kıyıya komple dip oltası atmış, (10 kadar) 2 kişilik yılan balığı avcılarıyla karşılaşıp hafif sohbet ettik. Mamunlarıma salça olma niyetlerini sezince hemen bölgeden uzaklaştım. Mamunlar bana fazlaydı gerçi ama zor bulmuştum. Denize dökerim kimseye vermem psikolojisi içinde Mesut'la avlandığımız sahile gittim.
Durum pek hayra alamet değildi. Halay çektiğimiz kıyılarda efe oyunu oynayacak bir Allah'ın kulu yoktu. Bu levrek çıkmıyorun işaretiydi. Tam takımı hazırladım birkaç atış yapmıştım ki sette bıraktığım 2 avcı gene beni buldular. Gprs'le takip mi ediyorsunuz diyecektim, ayıbıma gitti.

Onlar gene slikon çalışıyorlardı ama su yeterince bulanık değildi. İçimden o imatasyonların babaları bende var ama onlarla bile tutamazsınız. Bu spro veya remixon markalı kefal imatasyonlarıyla çok zor diye geçirdim. Zaten levrek çıksa burada atış yapacak yer zor bulunurdu.

Teknik bilgime ve Mesut'un bana kattıklarına güveniyordum. Şamandıramı 2 avcının yanından atıyor, akıntıyla birlikte 30 metre yürüyor, biraz bekleyip tekrar başa dönüyordum.
Bir saatin sonuna doğru şamandırayı attım, henüz 2-3 adım atmıştım ki, fosfor sağa doğru çok hızlı kaydı tasmayı vurdum ve eveeeeeetttttt. Makina yok, direk göl kamışına bağlı misina. Güveneceğiniz 2 metaryal var : Biri misina, diğeri göl kamışı.

Balığı tarttım, çıkaramayacağım gibi değildi. Hiç boşluk vermeden, gergin vaziyette geri geri yürüyerek, birazda göl kamışını kullanarak balığı sahile çıkardım. Işığı açtığımda şüpheli bir boydaydı. Arabanın yanına götürüp hemen ölçtüm. 34 cm gelmişti ve almaya karar verdim. Bıçakla sonlandırdım. Bahadır abi öğretmeye çalışmıştı ama pek beceremeyerek balığı solungacından bıçakladım. Atarı kesemesem de kan kaybından ölürdü 10 dakkaya kadar dedim.

Balığı bağaja koyup, gururla sahile geldim. İki avcıdan bana yakın olanı sordu:
-Mırmır mı, levrek mi?
- Levrek, ama küçük.

Bu cevap onları hırslandırdı ama slikonla zordu o şartlarda.
Yarım saat sonra eşim aradı.
-Nerdesin Volkan?
-Balıktayım.
-Tuttun mu?
-Şimdi bi tane aldım 34 cm
-Hadi be, yalan söyleme
-Valla aldım ya. (Bu cümlelere alışık olmayan eşimin garibine gitmişti benim yakalamam. )
-Oğlan babam ne zaman gelecek diyor. Babamı özledim, gelmicek mi diyor.
- Yapma ya, peki ben yarım saat daha atayım gelirim o zaman, uyumadan.
- Erken gelirsen, yoldan bulursan 6 numara primada al. Benim param kalmadı.

Çocuğun beni neden özlediği belli olmuştu.

Peki bulursam alırım diyip, avı yarım saat sonra bitirdim. Yanımda avlanan 2 atçekçi avı bırakmış semaverde çay demliyorlardı. Beni de davet ettiler, sağolsunlar. Çocuk uyumadan gitmem gerektiğinden içemedim ama içime oturdu.

Kalan bir bardaktan fazla yemi onlara bırakıp, avlaktan ayrıldım.
Deniz kamışlarıyla defalarca deneyip yapamadığımı göl kamışıyla bir kere de yapmıştım. Benim için farklı bir deneyim oldu.

Tarih : 16/03/2013
Saat : 18:00 – 22:40 (Aktif avlanma süresi 4 saat “40 dakka avlakta hazırlık, gezinti”)
Hava : Güneybatı rüzgarı (yağmur sonrası)
Su durumu : Berrakımsı, akım orta şiddetli

Takım:
7 metre Captain Carbon Göl Kamışı
6,45 metre Berkley Trilene Flourocarbon 0,34 (10 kg çeker) misina
Sasame 02 numara delikli circle iğne (Fc misina bağlamak sorunlu olduğundan iğne deliklilerden seçilmiştir)
İğnenin bir metre önüne en küçüğünden sünger şamandıra, üzerine yeşil fosfor.

Yakalanan : 1 Adet Levrek (İspendek : 34 cm)

Herkese rastgelsin.

 

Abi sen bu işi kaptın artık helal olsun da, kafamda bir soru işareti kaldı.

Ultra Prima buldun mu:laughing:

Japon amcalarında aynen buna benzer bir av stili var abi, ama onların şamandıra serçe parmağın tırnağı kadar Yakaladıkları balıkta malum serçe parmak kadar

Peki at-çek düşündün mü abi o kamış ile?

 

Tebrikler Volkan. Çok da güzel anlatıyorsun, misinan kadar kalemin de kuvvetli.

 

Harika anlatım,bir solukta okuyuverdim.Klavyeye vuran parmaklarınıza sağlık...

 

tebrik ederim, balık az da olsa eve balıkla dönünce insanın eve girişi bile başka oluyor bu sistem eskilerde çokca kullandığımız ama bu günlerde biraz ihmal ettiğimiz bir sistem. hatta eskilerden kalma 4,5,6 m uzunluklarda göl kamışlarım bana mahzun mahzun bakıyorlar. bence mutlaka ihmal edilmemesi gerekli bir sistem. onun heyecanı da bambaşka.

biz bu sistemi kepçeyle topladığımız canlı teke ile yapardık, ama denizde değil tatlı suda. şimdi diyeceksin ki '' benim tatlı suyla işim olmaz '' ama öyle değil işte. bizim tatlısular denize bağlantılı göller veya denize dökülen yavaş akımlı tatlı sular. etrafı sazlıktır ve sazların diplerinde baba levrekler pusuda bekler. biz de mantarın tepesine fosforu takar, tekeyi kuyruğundan, incitmeden iğneye geçiririz ve heyecanla bekleriz. sana o göllerden bir levrek resmi ekleyeyim, gerçi bu sistemle yakalanmadı ama, bizim göl kamışlarını kullandığımız yerleri görmen açısından ekliyorum.

burası denizden 200-300 m. uzakta bir göl. eskiden denizle bağlantılıymış şu an artık bağlantı yok. balığın rengine dikkat et.

 

Dostum tebrikler,

Son avımda epey çalıştım göl kamışıyla ama sonuç fos olunca 3-4 haftadır ara verdim. Göl kamışıyla avlanmak için mekanda az kişi olması gerekiyor. Ben gittiğimde göl kamışıyla en fazla 3-5 metre tarama yapabiliyordum. O yılan balıkçıları Manisa dan mıydı? Biladerin arkadaşları özel olarak yılan balığına gideceklerdi. Bizi de davet ettiler tarzımız olmadığını söyleyip reddettik.

Hiç tadım yok av yapmaya bu aralar. Bir tekne avı yapmazsam balıktan soğuyacağım. Kıyı tad vermiyor bu aralar.

Devamı rast gelsin.

 

Oooo abi sen bu işe iyice alıştın, yakında ayakkabı bağcığıyla bile levrek tutarsın heralde Tebrik ederim abi, devamını da dilerim. Göl kamışı da şart oldu şimdi Önümüzdeki sezon başlamadan alacağım bi göl kamışı ve bir tulum, o zaman da tutamazsam demek ki bende bir sorun var

Prima konusunu ben de merak ettim doğrusu, bulabildin mi acaba bulduysan gitti 27.90TL ben de dün aldım bizim oğlana ordan biliyorum

 

Bulamadım be Çağrı. Saat 23:00'ü geçmişti heryer kapalıydı. 250 tl bırakıp döndüm. Eşim halen Bergama'da. Bekar hayatım devam ediyor hihi
Haftaya vizeye gidecem gene Bergamaya. Benim kullandığım şamandıra da 2 cm gelmez. Ne kadar küçük şamandıra bence o kadar iyi. Bizim buralarda bazı zamanlar çok kullanılır bu sistem. Bende merak ediyordum esasen.
Yem olarak mamun yerine teke bulabilsem çok daha etkin olur ama mamunu bile zor buluyoruz. Sana da rastgelsin.

Teşekkürler Yavuz abi, beğendiğine sevindim. Sana da rastgelsin.

Teşekkür ederim, beni mutlu eden bir yorum, daha güzelleri sana rastgelsin.

 

Vallahi bu rastgelsine çok ihtiyaç vardı abi, bu aralar işler hiç rast gitmiyor

Yok mu orada teke çıkarabileceğiniz bir yer? Gerçi havalar soğuk tekeler derine çekilmiştir

 

Teşekkürler Bilge, güzel bilgiler, güzel foto.
Benim avlandığım yerde tatlısuyun denize döküldüğü bir yer. Bizde denizden 300-400 metre içerde avlanıyoruz zaman zaman. Tekeyle daha etkili bir yöntem. Ben bu yöntemle ilk defa levrek yakalıyorum. Daha önce kefal yakalamıştım 700 gr kadardı. Onun mücadelesi pek bi yamandı.

Göl kamışını yazın kefal avında da kullanırım esasen. Bu yöntem atçekten daha eski bir yöntem sanırım. Liman içlerinden çok balık yakalamış avdaşlarım bu yöntemle. Sana daha güzel avlar nasip olsun, rastgelsin.

Dediğin gibi kalabalık ortamlarda kullanılsa da rahat bir alandaki gibi etkin kullanılamıyor göl kamışı. Kıyı avları açısından bu zamanlar çok verimsiz gerçekten Sinan. Ne çipura, karagöz, mırmır türü balıklar, ne levrek pek tat vermiyor. Son zamanlarda 3 av yaptım 2 si boş mesela. 2 avda grup halinde avlandık 1 kişi ispendek yakaladı. Bu avda ben tektim. Koca avlakta kimseler yoktu. Su durumu da kötüydü esasen ama kimsenin olmaması çalışma alanı bıraktı bana ve pek kayda değere olmasa da bi tane ispendek yakaladım.
Sana da rastgelsin.

Seneye kışın ölmez sağ kalırsak gör levrekleri.
Aha buraya yazıyorum. :laughing:
Bayağı bayağı mesefa katettim, hatta levreğe bile alışmaya başladım.
Karagöz gibi, isparoz gibi bir balık haline geliyor gözümde.

Ben sana şunları al deyince, boşuna demiyorum yani. Göğüs çizmesi mutlaka, slikon almadıysan alma, 9 cm'likleri gelecekmiş yakında.

Ben slikon alımını da bitirdim. 87 yıl yetecek malzeme stoğum oldu.
Bundan sonra Allah sağlık verdiği sürece kullanmaya çalışacağım.

Sana da rastgelsin ama öyle kendi zamanına uydurmaya çalışmayacaksın.
Sen levreğin zamanına uyacaksın. Gitmeyeceğin hafta denizin durumu uygunsa balığa gidecek, icabında 2 hafta gitmeyeceksin.
Yakalama ihtimalinin yüksek olduğu zaman diliminde avlakta olman lazım yani.
Yoksa çok gider, gelirsin. Boş gidip, döndükçe de kendine güvenin ve şevkin kaybolur.

 

Tebrikler, çok güzel bir anlatım ve farklı bir yöntemle güzel av olmuş bende bu hafta levreğe denedim ama aksilikler peşimi bırakmadı kırılan kamış, vidası gevşeyen makine rüzgar düğümü olan misina, suda kalan rapala ve toplar bu hafta balık tutmama izin vermedi.

 

Teke çıkabilecek avlağa yakın yerler var aslında ama bu sene çok sel oldu. Teke falan çok zor şu sıralar. Parayla birisi iri ve canlı satsa, 5 tanesine 5 tl veririm.

Teşekkür ederim, sizin başınıza gelenler zaman zaman herkesin; sıklıkla benim başıma da gelen şeyler.
Allahtan şamandıralı slikon kullanımını keşfettim de sert sahte taktırma derdi sona erdi. Sizlere de en yakın zamanda rastgelsin.

 

Volkanım tebrik ederim. şu can sıkıntılı günlerimde ilaç gibi geldi yazdıkların.

 

Teşekkür ederim Gürelcim, canın neye sıkıldıysa biran önce kurtulmak nasip olsun. Bi parça tebessüm oluştuysa yüzünde ne mutlu bana.

Sevgilerimle, rastgelsin.

 

İnşallah abi, sabırsızlıkla bekliyorum senin tecrübelerden de faydalanırsak seneye heralde bi siftah yaparız Ben bu hafta sonu karagöz, ısparoz, sargoz falan deneyeceğim, bakalım belki denk gelir. Senin söylediğin malzemeler not defterimde kayıtlı abi, hepsini tek seferde alamıyoruz malum bu hafta surf işini halledeceğim, silikonları bekleyeyim stoğa girince sipariş ederim, çizme ve göl kamışı ağustos-eylül gibi alırım.
Esasında bende de uzun süre gidecek malzeme var ama çoğu boşuboşuna alınmış malzemeler, haliyle kullanmayınca tükenmiyor da

Son cümlede beni tarif etmişsin bu arada senin gittiğin bölge için zamanı nasıl denk getireceğim bilmiyorum ama bi kaç bölge için rüzgar ve yağmur durumuna göre gidecek zaman tahminleri yapabilmeye başladım, umarım hesaplamalar doğru çıkar ve bi ara denk getiririz.

 

Tebrikler Volkan.
Göl kamisi ile levrek tutmadim, göl kamisim yok, hatta hiç kullanmadim amma ve lakin fransizlarin milli avcilik yöntemi oldugundan birkaç turnuva izledim canli olarak. Göl kamisi ile misina arasina elastik denen parça ekleniyor. Iri baliklarda kaloma vazifesi görüp baligi yorup kiyilatmaya yariyor. Peche au coup elastic diye aratirsan epeyi bir bilgiye ulasirsin. Yoksa anlattigin sistemde 2kg üzeri balik çok zor.

 

Ah o boşuna alınan malzemeler yokmu? Heeeeç sorma, bende de bi çanta dolusu var Allah'a şükür.
Dip balıklarında şansın yaver gitsin, rastgelsin. Umarım güzel geçer.
Zaten levrek tatsız şu sıralar.

Düşündüğün gibi acelesi yok göğüs çizmesinin.

Haftaya senden de bir rapor bekliyorum o zaman. Balık olsa da olmasa da bol fotograf çek nereye gidersen.
Bolca rastgelsin.

 

Mantıklı tabiki Roy, teşekkür ederim. Bende düşündüm iri bir balık rastgelirse ne olur diye? Muhtemelen ya kamış kırılır, ya misina kopar. Yer müsaitse belli bir şans var balığı yormak için ama değilse çok zor.

2 hafta önce 2,5 kiloluk bir balık yakalandı göl kamışıyla. Daha büyüğünü duymadım. Balığı çıkartan da yılların teknecisi. Göl kamışını kullanarak değil, misinadan tutup, elle kalamo vererek çıkarmış. Ben olsaydım çıkartamazdım sanırım.

Bulunduğum yerde genelde göl kamışıyla yakalanan balıklar 1,5 kiloya kadar. (benim gördüklerim) İri gelme olasılığı da yok değil. Öyle elastik birşey eklense çok daha güvenli olur ama acaba balığa kafa atma imkanı verirmi diye de düşünmüyor değilim. Levrek başka balıklara benzemiyor. Pek oynamaya, boşluk bırakmaya gelmiyor gördüğüm. Bir karışlık bir don lastiği bile sanki iş görür gibime geliyor iri balıkta, ne dersin hihi .

 

Sertleri yumusaklari var onun. 10-12kg sazan çikardiklari oluyor.

 

Çok sık kullanacağım bir yöntem değil ama aslında dediğin elastik nesnenin olması güzel olur, heleki sert olanın. İzmir'de bulunma imkanı yoktur sanırım.

Kullanacağım durumlarda don lastiğinden bir aparat yapmak yerinde olacak sanırım. Bilgi yönünden çok faydalı oldu, sağolasın.