Arkadaşlar Bizden başka da duyarlı insanlar olduğu kesin, işte onlardan bir kampanya. Lutfen katılıp destek verelim. Ses ne kadar gür çıkarsa o kadar uzaklara yayılır. Selam ve sevgiler. http://www.fikirsahibidamaklar.org/lufer/index.html İşletme ve benzeri bilgi istekleri yanıltmasın, balıkçı deyin, balık seven deyin, ne derseniz deyin, boş bırakmayın, imzanız diğerlerine eklensin.
Bir memleket meselesi olarak lüfer Ayrı bir konu başlığı olsun istemedim. Buradan alıntıdır. Her türlü hak sahibi linkdedir. http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/14351433.asp?yazarid=25&gid=61 Yazarlar Kanat ATKAYA katkaya@hurriyet.com.tr Bir memleket meselesi olarak lüfer ÇOK vahşidir. Yamyamdır. Önüne geleni yer. Canlı cansız ayırt etmez. Sivri dişleriyle parçalar, yutar, gider. Jacques Cousteau’nun “Siz köpekbalığına vahşi ve tehlikeli diyorsunuz, lüferler köpekbalığı boyunda olsaydı görürdüm ben sizi” yorumuna dikkat burunuz. En küçüğüne defne yaprağı denir, 7-8 santim boyundadır. Boyu büyüdükçe adı da tadı da değişir: Çinakop, sarıkanat ve bayanlar baylar, trabzandan kayanlar, karşınızda biricik lüfer. Doktor Fethi Akşıray’ın Deniz Balıkları Tayin Anahtarı’nda “pomatomus saltator” diye geçer, havalı bir ismi de vardır kayıtlarda yani. Lüfer olarak da kalmaz aslında, kabalüfer olur, kofanaya kadar yolu vardır. * * * Avı ayrı efsanedir. Ali Pasiner, “Alabalıktan Zarganaya Türkiye Balıkları”nda anlatır: “19’uncu yüzyılda sezonun ilk lüfer avında kullanılmak üzere çok usta balıkçılar tarafından gümüşten zokalar döküldüğü ve sadece ilk gün kullanıldığı bilinmektedir. Boğaz’da gece lüfer avında motor çalıştırılmaz ve sandal ipi yakamoz yaptığı için denize meir atılmaz. Sandal, Boğaz’ın sert akıntıları içinde kürekle idare edilir... Bazı sandallarda kömür ateşiyle yanan küçük mangallar bulunur, av sırasında tutulan lüferler hemen temizlenir ve ızgaraya yerleştirilir.” * * * Benim lüferle mesaim bu noktada başlar işte; o herkesi yer, ben lüferi yerim! “Denizdeki her türlü canlı ayrıdır, lüfer ayrıdır” der yerim! Buğulaması, fümesi, köftesi, tavası, kâğıt kebabı ve hatta pilakisi yapılır ancak tercihim ızgaradır. Pasiner’in kıymetli hatırasını yaşatan kitabında “lezzetli olduğu aylar” Eylülün ikinci haftasından ocak ayına kadar diye belirtilir fakat ben ne zaman nerede karşıma çıksa ceketimi ilikler, saygımı sunar, yerim! Fakat lüfere bir haller oldu, sırra kadem bastı. Bulsan bile, yiyebilmek için çok abartarak söylersem evi arabayı ipotek ettirmek gerekiyor. Lüferin hastası olan şahıslar derya kuzusuna erişemeyince -bana bakınca anlaşılabileceği gibi- huylu ve gergin bir tiplere dönüşüyorlar. * * * “Memleket hop oturup hop kalkıyor, lüfer bitmiş bana ne” demeyin, demeyenlere kulak verin. Lüfer bana balıkçıda otururken sorsan bir numaralı memleket meselesi mesela. Ayrıca yalnız da değilim. Kafayı lüfere takanlar örgütleniyor. Slow Food, İstanbul Fikir Sahibi Damaklar Hareketi lideri Defne Koryürek’ten çağrı mail’i geldi. 12 Nisan’da FSD ve Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), 12 Nisan’da Beyoğlu’nda, Cezayir Restoran’da epeyce geniş katılımlı bir bilgi semineri düzenliyor. Üstad Vefa Zat da var ekipte, namlı şeflerimizden Mehmet Gürs de. TÜDAV Başkanı Prof. Dr. Bayram Öztürk de var Greenpeace’ten, İstanbul Tarım Müdürlüğü’nden temsilciler de... “Lüferim nerede” sorusunun cevabı aranacak, yanlışlara dikkat çekilecek. “Boğazlarımızın sultanı. İstanbul balık olsa lüfer olurmuş, onun gibi, dişli, vahşi, haysiyetli.. Bizlere nerede olduğumuzu, mevsimlerin dönüşünü hatırlatan bu eşsiz lezzet, ne var ki, tümüyle yanlış avlanmanın, yanlış mevzuat ve yönetmeliklerin sonucu, İstabul’a ve Boğaziçi’ne hızla veda ediyor...” diyor Fikir Sahibi Damaklar ve TÜDAV. * * * Ben daha net sorayım: Deryalar kuzusu lüferime n’oldu? “Lüferden bana ne” demeyin, denmez öyle lüfere. Açılan isyan bayrağının altında birleşin ve lüferinizi isteyin. Dedim ya, balıkçıya oturduğun zaman lüfer bir numaralı memleket meselesi. (www.fikirsahibidamaklar.org) 8 Nisan 2010 © Copyright 2010 Hürriyet - Doğan Yayın Holding
Düşünce olarak, destekliyoruz tabiyki ,bütün amatörlerde destekler kanımca ,gelgelelim, katılım için,e mail adresi istenmesi ,itici oluyor,ben şahsen vermek istemiyorum,başka türlü bir yol seçilse daha etkili olabilirdi. Ayrıca şunu belirtmekte fayda görüyorum, Ülkemiz sularında, balık popülasyonunun azalmasında,birinci derecede pay sahibi ve konuya en büyük paydaş durumunda olan ''Profesyonel balıkçılarımızdan da, bu yönde çalışmaları,devamlı görmek isteriz,ben bu etkinliklerin içinde onları ilk sıralarda görmek isterdim.
Kusura bakmayın geç algıladım. Yani maden durum bu kadar vahim ,çözümü dediğiniz kadar basit aslında,, ''Avlanmasın,satılmasın ve alınmasın.!!! Lüfere destek gerekliyse,bence bu en doğrusu.!!!
Burda da konu ile ilgili bir açıklama var hatta caanım lüferimin resmi var http://www.milliyet.com.tr/2010/04/14/GazeteResim.aspx?aType=GazeteResim&Date=14.04.2010&IsCadde=1
Az önce bir tv kanalında İstanbul'da bazı restoranların 5 yıl süreyle lüfer satmayacakları haberini gördüm. Çok sevindim. Umuyorum ki herkes bir gün bilinçlenecek ve doğa eski bereketini bizlere sunacak.
Akşam haberlerinde kumkapıda lüferin yokluğu ile ilgil haber yapıldı , verilen mesajlar çok kapsamlıydı.
Evet, sağdan soldan haberler gelmeye başlamış, tek tükte olsa balık Boğaz'a yürüyor. Lüfer'e destek için: çinekop, sarıkanat avlamayalım, satın almayalım.
yıllar önce istanbulda öğrenciyken çinekopu yığmışlardı kadıköy iskeleye. neredeyse bedava. 1 kilo alıp mezgit avına yem yapıyorum bir amca gelip genç senin yaptığın çok ayıp dedi. çinekop kesilip mezgite yem yapılırmı. bende bu fiyata satıldıktan sonra lüfer bile mezgite yem yapılır demiştim . demekki o fiyata satılacak balığı denizde bırakmak lazım ki bugün balık olsun. ama ticari balıkçıya bütün canlıyı 1 gecede tutma şansı versen tutar. önce bu noktada eğitim yapmak lazım. her tekneye kota koymak lazım. öyle sezonda kafana göre istediğin kadar tutamamalısın. kilo ile kota konursa daha pahalı olacak büyük boyları yakalamaya yönelecektir balıkçılar. buda ağ gözlerinin genişlemesi yavruya yaşama şansı demektir.
https://spreadsheets.google.com/viewform?formkey=dGhOb2Z4Mzk1dm1YZ2lvYXo0bUlQYWc6MA&theme=0AX42CRMsmRFbUy03NTAzM2Q4My03ODU1LTQ2NzItODI2YS1kZmU5YzdiMzZjOGQ&ifq Destek olalım
Bu balığın, çoğalması isteniyorsa tedbirlerde radikal olacak, kaç sene, lüferin altındakileri tutmassak lüferin durumu eski halini alacak öncelikle bunu adam gibi hesaplayacaksın, ondan sonra sadece amatörler değil bu işten ekmek yiyen balıkçı tekneleride avlanmayı bırakacak kaç seneyse, devlette adam gibi caydırıcı bir ceza koyacak, belediyeler, devlet birimleri, sivil şekilde restoran falan nerelerde tüketilebilme durumu varsa, takipçisi olacak, balıkçı tezgahları falan adam gibi takip edilecek, vatandaşta vatandaş gibi olacak bu balığı tezgahta koksada bedava verselerde almayacak...!!! bakalım işler yoluna giriyormu, girmiyormu, yoksa şuraya imza at, şuna katıl, şuna başvur, gibi hamasi duygularla hiçbirşeyin çözülmediği bu ve benzeri konularda senelerdir görülmüştür, hani trafikte gizli, sivil trafik memuru vatandaşlar, yanlışı telefonla gerekli yerlere bildiriyor, bir nevi böyle, vatandaş tlf.la yetkililere bildirecek gereğide kimsenin gözünün yaşına bakmadan yerine getirilecek tabiki, sizce bunlar memleketimizde olabilecek şeylermi? umarım olur, fazlada bir umudum yok benim ama, malum burası, garip ama Türkiye, neyse biz yine, hayra yoralım hayrolsun...
nesli tukenen deniz canlilarinin tuketimini birakmak guzel bir cozum olabilir,Amerikada is ahlakina sahib balik lokantalarinda nesli azalmis deniz canlilarinin listesi vardir ve onlari satin alip lokantalarinda satmazlar.Turkiyede de boyle bir liste hazirlayip dagitirsa su urunleri bakanligi, ise yarayabilir.
kimse kendi kendini kandirmasin. 6-7 cm lik tonlarca defne yapragi balik haline geldikten sonra is isten gecmistir. siz istediginiz kadar almayin tuketmeyin. Ceza ve yaptirim uygulanmadiktan sonra girgirlarin umrunda degil. Ekmek parasi diyerek yine tutacaklar 6-7 cm lik defne yapraklarini. Ben asil onumuzdeki yillarda para kazanamiyoruz diyerek devletten yardim isteyip balik avi sezonunu tum yaz boyunca serbest biraktiracaklar diye cekiniyorum. Netekim bu yil gozlerimle gordum nisan ayinda havyarli baliklari gece isikla 30 kadar girgir bir guzel avladi assos aciklarinda.
Size katılmamak mümkün değil elbette daha sert yaptırımlar ve denetimler gerekli ancak ben yinede bu da birşeydir diye düşünüyorum.