Lüfer'e yemli atanlar için aparat

Arkadaşlar,

Özellikle Lüfer'e gece yatanlar ve yem olarak istavrit kullananlar için yemin düz ve diri durmasını sağlayan, atılma esnasında ve suya vurması esnasında deforme olmasından koruyan bir aparat ;

istavritin yada izmaritin (( bu arada ben hayatta izmariti lüfer'e yem yapmam )) kestikten sonra kuyruğuda kesip ( benim şak şak olarak ) tabir ettigim şekilde kuyruk kısmı ikiye kesiyoruz ortadaki kılçığı alıyoruz. Aşağıdaki aparattaki mantarı çıkarıp ucu delikli ve sivriltilmiş şemsiye telini balığın kuyruk tarafından sokup baş tarafından çıkarıyoruz, mantarıda yemin baş kısmına tekrar takıp 1,5 metrelik kösteğin ucunda bulunan ufak klipsi şemsiye telinin ucundaki delikten takıyoruz. İğneli kısım şak şak olarak kestiğimiz kısmın içinde kalıyor.

Böylece yem dik duruyor, deforme olmuyor, lüfer şemsiye telini dişleyip kesemiyor, mantarda dipte balığı yerden 1 1,5 metre yukarıda dik tutuyor.

Muhtemel anlaşılmayan yerler olabilir, yarın çizim yapar paylaşırım

Saygılar

 

Gayet güzel olmuş. Elinize sağlık. Ben de bunu ilk fırsatta Didim' de deneyeceğim. İyi akşamlar.

 

Paylaşım için teşekkürler. Bunu daha ince bir tel ile denedim ama pek verim alamadım. Sanırım yemin hareketini kısıtlıyor. Gerçi şakşak yemin hareketini kısıtlamaması gerekir.Belki ben bir şeyleri yanlış yapmış olabilirim bilmiyorum. Çizim gelene kadar eski sisteme devam.

 

abi sen süpersin yaaaa. ben neler denedim ama basaramamıştım bu taktik aklıma yattı. gerekli olan tek şey tatil.
paylaşımın için çok teşekkür ederim.

 

Yemi kasar, suda salınamaz. Bu yüzden yemin cazibesi çok düşer.

 

Serdar abi denenmiş takımdır, çalışıyor kartal' da, abi salınabilsin diye kuyruk kısmı şak şak kesip içinden kılçığın yarısını alıyoruz zaten

 

Mantıklı, ama şak şak haricinde pek kullanım alanı gözükmüyor, vede bu metal mili de kullandığımız zaman mantar bu ağırlığı kaldırmakta epey zorlanacak gibime geliyor..

 

Gündoğdu o metal mil dediğin ince bir şemsiye teli, mantar onu taşıyacak büyüklükte, ben hiç bir şamandırayı evde su içinde denemeden denize atmam

 

Sevgili Murat, bu hep yanlış anlaşılıyor zaten. Lüfer gibi sürü balığı için, gidip ak ve kara olmaz. Her tür takım, evet her tür takım çalışır, bir şekilde lüfer yakalar.

Ama önemli olan, kaç lüferden kaçının dikkatini çekiyor, kandırıyor, dişlerine dayanıyor? Kaç kez lüfere gittiğin zaman, bu kıstasa uyacak kadar bol lüfere denk geliyorsun?

Takımın sorunu bu. Bunu takımı karalayıp çöpe attırmak için değil, işte sorun bu, çözki, sper olsun demek için söylüyoruz, işte meselemizde bu.

Mesela, şemsiye telinin menteşeli kısmını bir şekilde buna adapte et. Oradan sağa sola salınabilsin. Bak gör ondan sonra, çalışan takım nasıl çalışırmış?

 

Serdar abim

O zaman şu sonuç mu çıkıyor?? biz bu takımla 3-4 lüfer aldığımız zamanlar sen başka bir takımla 100 - 200 lüfer mi alıyorsun??

 

Tam olarak öyle olmuyor, yem takıcakasın, atacaksın batacak filan derken o kadara çıkmıyor. Ama ne bileyim, mesela sen 3-4 tane alırken, 14-20 taneye çıkıyor.

Asıl önemlisi şu oluyor. Bak bunu sık yaşarsınız. Şunu unutma, lüfer sürü balığıdır. Tek başına dolaşmaz. Sürüsünde bir sürü lüfer olur, ama 30-40, ama 30 bin, 40 bin..

Aynı yere 10 kişi takım atar. Gün boyu bir kişiye bir tek lüfer gelir. Sence bu durumda bir gariplik yok mu? Sürüyle gezen balık, neden bir tek kişinin takımını seçmiş olsun?

Daha iyi takım, işte bunu ortadan kaldırır. Lüferin seni seçme şansını artırır ve genelde böyle bir av sürecinde, oltasına lüfer gelen sadece sen olursun, elbette diğerleri seninkiyle aynı değilse.

Buda temel olarak, boş dönmemeyi garantiler. İyi bir takım, yem bulmayı vs. kolaylaştırmalı, olası en kötü yemle dahi makul performans verebilmelidir.

Çok sık duyulan bir söz vardır: Bu kadar canlı yem varken, lüfer ona bakmaz denir. Ben bu süzün geçerli olmadığını, daha iyi takımlar kullanarak görmüş biriyim. İşte fark bu olur.

Bir kaç lüfer mantarı, takım, yem bağlama vs. önerisi var, açtığım konular içinde. Pazar günü buluşalım istersen, sana bir kaç numune vereyim, göstereyim. Bir dene, kullan. Zaten suya sokup dediğin gibi şöyle bir bakınca, aradaki fark pat diye görünüyor. Hatta, mümkünse kamera filan getirelim, klasik bir takımdaki yem, böyle bir takımdaki yem nasıl olur, ne değişiyor böyle takımlarla, resimleyelim.

Dediğim gibi, zatne yemin suyun içindeki duruşu, her şeyi söylüyor. Bir örnek vereyim, sudaki yemi bir abimize gösterdim ki, lüfer işini gayet iyi bilir. Sözleri şöyle oldu:

 

Murat Bey, izmariti lüfere yem yapmazsanız çok şey kaybedersiniz bazı günlerde

not: takip edenler için; pullarını kazıyıp kullanmalısınız.

 

İzmaritin yem olarak kullanılması konusunda size katılıyorum.

Ben pulları kazımıyorum ancak yemi taktıktan sonra iğne ucunda pul kalmamasına dikkat ediyorum. Bu şekilde yemin daha uzun süre deforme olmadan kaldığını düşünüyorum.

 

pulları kazımak dikkatlice yapıldığında yemi daha çekici hale getiriyor ama %100 olmazsa olmaz değil tabi ki. bunu öğrenene kadar epey pullu da kullandım, kazıyınca daha verimli oluyor, denemelisiniz.

 

Denedim aslında, belki söylediğiniz gibi düzgün kazımadığım için çabuk deforme olmuş olabilir. Tekrar daha dikkatli denemekten zarar gelmez. Hazır zamanı gelmişken. Teşekkürler.

 

Kaan biliyorum abisi ama kıyamıyorum izmariti yem yapmaya yahu

 

Serdar abim,

Cumartesi gece hava çok bozuk olmaz ise eşkinaya kalacağım, olmaz ise Pazar günü buluşalım, merak ettim abi senin sistemi, fotoğraf makinesi de getireyim mi?

 

Ne uğraşıyonuz alın 1 liraya hazır takımlardan bir kaç tane kullan at sonuç ta olay birazda kısmet ve şansa da bağlı.şemsiye teli falan zaten balığa gitmeye zor zaman ayrılıyo takımcılarda her kalite var alın uğraşmayın

 

.

Kendinize göre haklısınız .

Ancak bırakında o kısmını Bizler düşünelim.

 

Murat selamlar.

Konik şekilli olan Kurşun ağır gelipde tel tarafını aşağıya bastırmıyormu?