Arkadaşlar ben balıga gittiğimde bu forumda olmasa bile cepten nte girip faceeteki gruplara durum bildiriyorum.denizi sahilpenircesine kimse mera bildirmiyor neden boyle yapılıyor??
Dostum zaten burda bütün meralar mevcut. Hatta artık video bile koyuyorlar. Sen biraz forumu gez istersen. ama mera derken bi bilinen meralar var, birde zulada araba ile kıyı şeridinde giderken göremeyeceğimiz yerler... işte onları bilmek zor
Bu olay yıllardır bu tür ortamlarda vardır..insanlar gittiği yeri gizler.. sebepleri - bazı insanlar egoisttir menfaati paylaşmak istemez - Diger bazı insanlar aşırı doga severdir oraya giden insanların orayı kirletip bozacagınadn korkar.. - bazı bazı insanlar o meranın tekneler tarafından kurutulacagına inanır ve gizli tutar.. - Ve bazı insanlarda saftır hiç bir şey düşünmez oldugu gibi ne biliyorsa anlatır.. Bu son kategoridekiler in bazıları ki çok azıdır.. insanlara güvenir..geri kalanı hiç bir şey düşünmez..
Ben hep bildiğim yerleri anlattım.Orayı bilinçli avcılarında öğrenmesini ve sadece belki bu şekilde korunabileceğine inandım.Yani safın tekiyim. Hiçbir meramda çöle dönmedi.Bleğine güvenen aynı balıkları yakalayabildi.
Vedat abi, bizim buralarda o bilinçil avcılardan pek yok maalesef. Ama bohçacı çok. Pek çoğu Sakaryalı. Bir kaç minibüse doluşup gelirler, bir hafta vs. çadır kurup kalırlar. Orayı kurutana kadar uğraşırlar. Elbette sadece bu değil. Başka bir yer, binlerce balıkçının doluşması, oralarda içip etmesi vs. yüzünden mahalli halkın tepksiini çekti. Gittiler, önüne arkasına ağ gerdiler. Artık orada balık filan yok. İşte Bayramoğlu. İfşa edilmeden önce, çevreden gelen balıkçıların güzel güzel balık tuttukları bir yerdi. İnternete ifşa oldu, dikilecek yer bulamadık. O kadar olsa iyi. Tekneler geldi, ağları serip suya taşlar atıp, sopalarla vura vura balıkları taşlarından çıkarıp topladılar, ortada bir şey kalamdı. Daha bunun sayısız örnekleri var. Sivrice veya Assos'ta durum böyle olmaz pek sanıyorum. Açık deniz. Etraftaki nüfus az. Ama Koca bir ülke kadar olan Sakarya - Kocaeli - İstanbul ekseninde yaşıyorsanız, maalesef bu iş zor.
Serdar Abi, Maalesef öyle değil, ben İstanbul'dan kalkıp Sivriceye gidiyorum, benim gibi kimler gidiyordur kim bilir. En son gittiğimde sevgili kardeşim Hüseyin, limana birilerinin gelip bir doğan bagajını mıngırıyla doldurup gittiğini anlatmıştı. Bohçacı her yere ulaşıyor emin ol. Aynı mevkiye ilk gittiğimde kahvede oturanlardan olta atmak için izin istemiştim, adamlar da şaşırmıştı. Herkes sen ben değil ki. Ama evet, İstanbul kıyılarına kıyasla oralar çok medeni yerlerdir, Avrupa köyleri gibidir. İnsanca olta atabiliyorsun.
Sevgili Teco; Şöyle kimsenin uğramadığı bir yer bul, boğaza, körfeze vs. yakın. Bir yerlerden 3 tane resim bul. Onları koy, aha burada tuttum, daha bir sürü de tuttum de. Ertesi gününe bir gör nasıl oluyor... Evet, Sivriceye giden yok mu? Var. Ama kaç kişi? Adam gidecek, gelecek, orada konaklayacak vs. bir sürü masraf. Ama mesela riva? Bir dolmuş parasına gidiliyor hatta. Bunlar yaşanmış tecrübeler. Kimsenin kimseden avalak sakladığı filan yok. Önemli olan insanın gidip keştfettiği yeri yağmadan koruması. Bak, kaç üye yazıyor? Oturup yazanların sayısı 100'ü geçmez. Ama kaç üye var, kaç kişi misafir ziliyor? 1000 misafir varsa, 500 tanesi kolayca kovayı, çuvalı dolduracak bir yer peşinde. Emin olabilirsin.
Ben eminim. Benim tanıdıklarım da var. Yaptıklarının farkında değiller. 3 sene evveline kadar ben de farklı düşünmüyordum aslında. Kök diplerinden, kaya altlarından elle balık toplayıp, germe ile, serpme ile çuvalları doldurmayı normal kabul ediyor ama tırıvırı kullanan birilerini görünce de azarlayıp engel olmaya çalışıyorduk. Hani maksat balık boşuboşuna ölmesin. Yoksa ziyan etmedikten sonra her türlü av normal geliyordu.
aslında dedıklerınızden sonra hak verıyorum.ama calısan ınsan ıcın cok fazla zaman olmadıgından kımı zaman kuytu yerler buluyoruz belkı orda mukemmel balık olacak ama kımse gelmedıgıne gore burda bişey yoktur deyuo dondugumuz cok oluyor.bekleyin deneyın dıyeceksınız ama onada cok cok fazla zaman lazım malesef.yıllardır gıder kendımızce balık tutarız bıkac arkadas usta adama bısey sorulmuyo ya terslenıyor yada bılmıyor cevabını alıyoruz.paylaşım hcbısekılde yok.kac kısıye caparı nasıl yapılır dıye sordum kımse gostermedı keske ben bi sekılde ogrenıp bılsemde herkese gostersem nedır yanı bu devlet sırrımı?hazır takım cok para degıl elbet tabıkı ama kendı yapılan ustalık ve zevk ayrı dıye dusunuyorum.ama bızde ustanında dedıgı gıbı egoizmin rolu cok buyuk
Bana sorsaydın diyeceğim ama, çapari yapmaktan bende pek anlamam Fakat birde şöyle bir şey var. Biz çok tekniği, şunu bunu burada yazdık. Alkış, tebrik, teşekkür filan da beklemedik şahsen. Ama en azından da, üzerimize gelinmesini, yalancı ilan edilmeyi, kafadan sallıyor demeyi, çeviri yapıyor, kendi yazmış gibi atıyor denmeyi filan haketmedik. en azından ben öyle sanıyorum. Ama öyle oldu. İşte forumlar burada. Peki ne oldu? Birisi çıktı, yaşlı biri, zargana ipeği aha böyle bağlanır diye yazdı. Tarif yanlıştı, gençten biride çıkıp o yanlış dedi. Vay senmisin diyen, nasıl yanlış dermişsin, nasıl edermişsin. Genci banladık, kovduk, kıçına tekmeyi bastık forumdan. Ben benzer bir şey yaptım, yanlış gösterdim, en azından kendi bildiğimce. Ana avrat küfür işittim, birde banlandım aha bu forumdan. Peki şimdi bir bakın, düşünün bakalım. Yeni fikirleri olan, balığın olmadığı yerde zamanda tutabilecek vs. bir şeyler deneyen, ama beceren, ama beceremeyen birisi, bu forumu izliyor olsa, acaba bu rezilliğe katlanır mı? Bu çirkefin içine girmeye cesaret eder mi? Burada ben sadece konu mankeniyim, benim gibi yapan herkes bunu yaşadı. Bir taraf dorğu bildiği ve bilmekle usta payesi kazandığı şeyleri söyleyince, yanlış dendi, forsu söndü. Öbür taraf doğrusunu yazınca tu kaka ilan edildi. Şişte yandı, kebapta, paylaşım denen şey, zarar veren bir şeyden ibaret oldu kaldı. İşte ortada. Söylenecek her şey söylendi mi sanki? Artık eskiler bilgi vermek istemiyor, çünkü takkemiz düşerse diye tırsıyor. Yeni bir şey bilenler, yalancı, dangalak vs. ilan edilmekten kaçıyor. Kim niye paylaşım yapsın ki?
Serdar Bey'i çok gücendirmişler. Evvelce de ben bunu farkettim. Üzülüyorum. Ustam ne olur olanları unut, buranın paylaşım platformu olduğunu hatırla.
İstanbul Boğaz'ı ve çevresi için mera bildirmeyin arkadaşlar. Zaten herkesin bildiği yerler var. Kalender, Tarabya, Arnavutköy, Karaköy, Kuleli, Üsküdar bunların nesini saklayalım? Ama nispeten az bilinen, kıyıda köşede kalmış, birkaç kişilik meraları deşifre etmeyin. Mesela adamın biri günlerce sabrederek, deneyerek bir yer buluyor. Siz onun yakaladığı balığı oltasında veya kovasında görünce koşarak buraya yazıyorsunuz. Ertesi günü o adam kendi keşfettiği avlağında olta atacak yer bulamıyor. Bunun adı paylaşımcılık değil. Yağmurda, soğukta saatlerce uğraşmış adamın emeğini alıp, sırtını kalorifere dayayıp internette mera arayan adama vermiş oluyorsunuz. Zaten bu tip gizli yerler çok az, herkese yeterli değil, onlardan da bırakın emek vermiş olan insanlar faydalansın, hazıra konanlar değil.
Mera verilmemesi konusunda yazanlar hakli. Takim konusunda da bu yanlistir bu abuktur öteki sabuktur diyene kiziyorum. Bir basit örnek vereyim. Igne baglamayi babam ögretti bana çapari dizmeyi de. Lakin babam genelde herkezin yaptigi gibi bedene dugum atmadan baglar attigi dügümün ismi kazik bagimidir nedir. Ben bedene dügüm atar aradan köstegi geçiririm bi üstten 2 alttan baglarim. Bu takim isinden anlayan 100 kisiden 99u benim yaptigin hatali oldugunu 5atis sonra veya takilma durumunda bedenin patlayacagini söyler. Haklilar da. Ama 25 senedir böyle bagliyorum bi zararini görmedim
Ben pek öyle düşünmüyorum şahsen... öyle bir kaç kişi kendisi hakkında farklı görüşte diye binlerce insanıda aynı kefede değerlendirmeyecektir... Forumda kavga olur, sataşmalar olur, art niyet olur, çekememezlik, anlaşamamazlık olur... kalabalık her yerde bu böyledir... %100 herkesin aynı görüşte olması beklenmemeli... Serdar abinin yıllar önce forumlarda bahsettiği çember iğneleri (circle), bugün amatör balıkçılık camiasında kullanmayan insan yok denecek kadar az.. FC ve örgü misinalarında günümüzde bu denli ilgiyle kullanılmalarında kendisinin payı büyüktür... çünkü ilkleri hep o bahsetmiştir buralarda... Bunun gibi onlarca örnek var.. Şahsım adına kendisinin paylaşımlarından çok faydalandım... sayesinde sadece balık konusunda değil bir çok konuda olayları tek pencereden değilde farklı yönleriyle ele alabilmeyide öğrendik... Kendisine çok teşekkür ediyorum ve benim gibi bir çok insanında kendisinin takipçisi olduğunu biliyorum... çünkü hiç bir karşılık beklemeden vaktinin çoğunu bizlere ayırıyor.. Sonra Yakup hocamız var, Vedat abimiz, Orhan abimiz, Muvaffak abimiz ve daha adını sayamadığım, vaktini bizlere adamış insanlar... Hiç kimseyi silah zoruyla burada tutmuyorlar, demek ki onlarca yaşanmış olaylara rağmen bu insanlar hala buradaysa, kişiliklerinin ne denli sağlam ve yıkılamaz olduğunu bilmeli, saygı duymalı ve paylaşılanlardan bilgi daracağacımıza katabildiğimizi katmalıyız... aksi hiç kimseye birşey kazandırmaz, kaybettirir... Şahsen kim kiminle kavga etmiş, kim kime küsmüş, kimin kiminle anlaşmazlığı var, neden böyle olmuş, siyasi düşüncesi, inancı bilmemneyi gibi düşüncelere sahip gruplaşmalar beni zerre ilgilendirmiyor... Ben alacağım bilgiye bakarım, karşılığı içinde elimden geldiğince buradaki yeni arkadaşlara katkıda bulunmaya çalışırım... insanlarda zaten başka birşey için girmezler sitelere.. Gerisi boş fasafiso, herşeyi çok ciddiye almamak lazım.. insanın ruh sağlığı açısından bu gereklidir... Herkese iyi bayramlar dilerim..
Denildiği gibi bilinen meralar ve bilinmeyenler. Bizim de Levrek yerimiz vardı hemde boğazın en bilindik ama bilinmeyen yeri. Tuttuk paylaştık sonra bir baktik ki adamın biri kıyı yollu ağı kapatmış ondan sonra da bul o levreği... Şimdi de yine bilindik bir yer var herkesin gezip tozduğu bildiği yer duyduğuma göre gece orda sabaha kadar 30-40 arası Eşkina alıyorlarmış bir noktadan. Şimdi orayı söylesem orda Eşkina kalır mı? Birde şu var o bilen arkadaşlarda orda her gün bu balığı katlediyorlar haftanında 3 günü oradalarmış bu ne oluyor şimdi söylesen vay, söylemesen vay...