Ben makinalar diye bir konu eklemiştim siteye ama silinmiş galiba,bulamıyorum..Halbuki içinde çok değerli bilgiler vardı,bende bu yüzden bu bilgileri parça parça eklemek istiyorum siteye tekrardan... Makinalarda kalama(firen sistemi) Düz makinalarda ön,arka ve ortada olmak üzere üç çeşit kalama vardır,makinaların telinin kapalı olduğu zaman bile,makinaya güç bindiğinde,misinanın makaradan çıkmasıdır kalama. Küçük diskler çıkış mukavemetini artırır yada azaltır,aksa bağlı bulunan diskler bir birlerine sıkışması sonucu oluşur kalama,bu diskler genelde kaliteli çelikten teşekkül eder..Deri,teflon,mantar ve keçeden oluşan diskler,çelik disklerin arasına monte edilir,kalamanın kuvetini artırmak için,parçaların arasına kalama için olan bir yağ sürülür. Arka veya ön kalama,iyi materialden ve iyi işcilikle çok iyi çalışabilir,arka kalamanın avantajı öndeki kalamaya nazaran,daha çabuk kulanıma açık olmasıdır,dezavantajları ise arka kalamalı olanların diskleri daha küçüktür,arka kalamada makara değil aks döner,burada firenleyen makara değil aksdır,bu sayede makinanın önemli parçası olan aksa büyük yük biner önden kalamaların diskleri büyük olur ve yük makaraya biner. Orta kalamalı makinaların kalaması döneçle makara arasındadır,ön veya arka kalamaya nazaran çok daha büyük yer kaplar. Birde balıkla mücadele kalamsı vardır,arkadan kalamalı olan makinelerde kalamanın üstünde extradan bir mekanizma bulunur balık makinaya yüklendiği zaman kalamayı ayarlamaya vakit olmazsa hemen bu mekanizmayı çevirip kalamayı gevşetir yada ağırlaştırırız.
Peki Selim abi kalamayı anladım, pek kullanmam(kullanamam) ama geçenlerde gezinirken şuna denk geldim; http://www.youtube.com/watch?v=vaBbWRQUqmE UTD Ultimate Tournament Drag olarak lanse etmişler, Tam olarak nedir?
Cgrtn, sen okuma bunları hihi Normal bir kalamada, şöyle bir sorun vardır. Makara duruyorken kalama daha büyük kuvvetle dönmeye başlar, sonra bu kuvvet azalır. Balık kafa attıkça da aynı olay olur. Bu yüzden mesela misina veya kamışınız 10kg olduğu için 10kg ayarlamanız gereken kalamayı, en fazla 8kg'ya ayarlayabilirsiniz, zira ilk anda 10kg olurken normal kapışmada 8kg'ya düşecektir. Bu yeni kalama, bu sorunu ortadan kaldırır. alet ayarlandığı kuvvetle görevini yapar sürekli. Birde kalama uzun müddet kullanılırsa ısınır, şişer ve kitler. Bu kalamada bu olay yok. Ayrıca, bilmeyen pek çoklarının olduğunu, ama bilmedikleri halde fikir ürettiklerini esefle gördüğüm bir olay daha vardır: Kalamaya su kaçması. Bu kalamanın kilitlenip devre dışı kalmasına yol açar çoğu zaman. Su içerdeki diskleri şişirir çünkü. Bu yüzden su geçrimez "Water proof drag" denen şeyler yapılır. BU UTD kalamada ise, su geçirmezlik dışında, kalama disklerinin sudan etkilenmez olması durumu var.
Bende kalamayla ilgili şöyle bir yargı oluştu; Ayar yaparken elle misinayı çekip deneme yaparız ya,... İlk misina boşaltma hareketi için harcanan güç, sonrasındaki sağma gücünden fazla gerektiriyor sanki. Yani sistemin misinayı salmak için harekete geçmesi normalinden fazla güç istiyor gibi. Halbuki tersi olmalı. Mesela 4 kg lik bir ayar yaptık. 2 kglik asılma gerçekleştiğinde misinayı vermeye başlayıp, yavaş yavaş direnç artarak (örneğin) 40 cm sonra 4 kg ye oturmalı. Bunun birçok faydası olur. Böyle bir sistem varmıdır yahut mümkünmüdür bilmiyorum.
Kalamayı ayarlayacağızda hangi kıstaslarla ? Hangi balığa hangi kalama ayarı ? Şimdi öyle bir balık var, ilk önce pek bir tepkime vermez. Karamanın koyunu gibi, sonra çıkar oyunu. Ama öyle bir balık var, ilk önceleri yakar, yıkar geçer ortalığı; sonrada takatsız kalır ve kuzu olur. Tabii birde, o canlının canın acıma noktalarını gözardı etmemeliyiz. Dudağından mı ? Solungacından mı ? Midesinden mi ? vs. vs. yakalanmıştır ? Bunların her birine verilen tepkiler, fiziksel olarak farklı farklı olmalıdır; canlının anatomik yapısı gereği. Müneccim değilde, müneccim ötesi iseniz, ne ala.:thumb: :thumb: Yoksa, '' Balık yok, Patlattı misinayı, Eh kısmet değilmiş vs. vs.'' der avunursunuz. Wİ Fİ li, Bluetoothlu, Sensör algılayıcılı elektronik sistemli kalama olmadan olmaz bu işler. hihi Bu abesle iştigal fasaryaları geçersek, kalama kullanımında ki ilk amaç, kullandığımız misinanın mukavemetine ve yapısına göre, ilk önce 3-4 kiloluk tepkimelere cevap verebilecek ayar konumuna getirilir. Bu durumda misina esneyecek, tepkimeden gelen gücün bir kısmını elimine edecektir. Geri kalan güçlede, misina sağılacaktır. Yani misina patlamasını önleyecektir. Eh sonra da yolun durumuna göre, ya sürat yapar, yada fren yaparsınız. Bu da sizin ustalık, maharet ve keyfiyetinizle ilişkili olarak, ama mutlu, ama mutsuz sonla bitecektir.
Tipik kalamalar böyledir. Ama şu UTD denen kalama, hep aynı güçte çeker. Benzeri bir şey, stella'larda da var. Ama bu noktadan daha önemlisi, kalamanın kararlı olmasıdır, kilitlenmemeli, boşa çıkmamalı, hassas ayarlanabilmeli, hep aynı yükü verebilmeli.
Abi çok mikropsun beyahihi hihi Hemen atlıyorsun UTDrag sisteminin bende ne olduğunu biliyorum, Ama iş Daiwa ve Serdar Köylü burada ise, hele ki bir de ben sormuş isem mutlaka cevap verecek:laughing: :laughing:
Ufak tefek balıklar için benzer kalama tripleri geçerli olur, ama kalamaya cidden yüklenilecek durumlar söz konusuysa, olayın rengi değişir. Bu durumda, iki çeşit kalama olur, biri tasma kalamasıdır. Büyük balığın ağzına iğneyi geçirmek güç olur, makine işte bunu sağlayabilecek şekilde kalamaya önceden ayarlanır. Daha sonra ise, kalama ile çekilecek, başka türlü çekilecek vs. balıklar vardır. Mesela bazı balıklar, diyelim bir sırtıkara, 6 kg'luk basit bir lüfer yani, kalamayı sevmez, zora gelip kaçamayacak gibi görünürse, yüklenmez, size doğru gelir, gelir, sonra sizi gördü mü aniden yüklenir. Sonra da yakalamak güçleşir. Bu durumda balığı başedebileceğine ikna edeceğiniz bir kalama ayarıyla yormanız gerekir. Tabi başka balıklar için başka türlü şeyler yapılır, ama ne uzatayım ki, nasılsa yarın biri şurdan 7m balık mı olurmuş deyip, beni gene deli edecek di mi? Mesela balığa göre kalama ayarlanmaz, iyi de nasıl ayarlanır? Bakalım, kafama eserse yazarım bir ara belki.
genelde ip misina kullanırım. Ama sırf bu hırçın asılmaları emmiyor diye iyi bir mono misina arastırmasına girip en son 0,24 Nippon ghost aldım. fc coated olmasına rağmen tatminkar geldi.
İşte bana öyle gelmedi. Tipik kalamalar tam tersi imiş gibi sanıyorum. misinadan tutup 4 kg kuvvetle çekerek sağmaya başlar, fakat 3 kg kuvvetle sağmaya devam edebiliriz. Şişme - kilitlenme vs müstesna. Yanılıyor muyum?
Tabii ki, ip dediğimiz dynema türü misina kullanımlarında, kalamayı biraz daha gevşetirsek, sağlıklı sonuca daha rahat ulaşırız. Fc ve kaplama türü misinalar, ilgi alanıma girmezler. Zaten sahteyle, yemle falan aldatıyoruz; birde misinayla aldatmayalım. Görünmeden güçsüz olmak mı ? Görünür ama, güçlü olmak mı ? Ben, güçlü olmayı yeğlemişimdir hep.:thumb: :thumb:
Hah işte bu yüzden 30 - 40 cm için yavaştan geçiş sağlayan (süspansiyonlu) kalama sistemi çok önemli. (Ha! yok o ayrı) - Balığın kafa vuruşlarını süspanse eder, kurtulma şansını azaltır. - Tasmalamada dezavantaj gibi gelse de alıştıktan sonra avantaja döner, balığın ağzına verilecek zararı azaltır. - Misina kopmaları, kamış kırılmaları, makinenin balans yapması azalır-önlenir. Niye boş konuşuyorum?, belki vardır da biz bilmiyoruzdur, bir bilen söyler
Aslında vardı.Quantum'un böyle bir kalaması vardı zamanında. Makara bir miktar dönünce vida gibi sıkışıp kalama devreye giriyordu. Ama tutmadı bir sebepten. Baitrunner olayı çıktı zaten ondan sonra. Balıkçılar genelde böyle teferruatları pek sevmez. Aklın başından gittiği o koca balığın vurduğu anda, insanın eli ayağına dolaşır, unutur kalama ayarıymış, şuymuş buymuş. Biraz akla değil, hislere hitap etmesi gerekiyor makinelerin.
Makaradaki misinanın fc yada kaplama olması bence de dezavantaj, fakat takımı fc hazırlamaya özen gösteririm. FC kaplamada ise aslında 0,20 olan misinayı kumpas 0,24 ölçüyor. Karşılığında da kısmen ışık yansımaları engelleniyor. Hepsi bu.
Haklısın Serdar. Hatırlarsan bir ara; durunca ters dönen, çekince düzelip gelen sahte sormuştum. Ona da böyle bir yanıt vermiştin; "bir zamanlar vardı, ama tutmadı..."
Bu arada Selim abi ilk mesajın ilk cümlesinde silinmiş bir konudan bahsediyordu. Şu linkteki 6.mesajına bir bak Selim abi, o olmasın... http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=24915 devamındaki mesajlarda ise kaldırılan bir konudan bahsediliyor, yahut odur. Düzeltme; Madem link iptal edilip ilgili konu revize edilip üst konu yapılmış, ben de linkimi yenileyeyim. http://www.balikavi.net/forum/showthread.php?t=52390
Daha neler var bilsen. Mesela böyle kabarcıklar çıkarıp kendi kendine gezen sahteler filan. İçine hap koyuyorsun böyleee.. Ters durp çekince düzelen sahtelerden kullanmıştım zamanında. Kocaman denecek bir şeydi. Ucuna bir yay tertibatı yapmışlar. Damakta büyük, çekince, küçük bir ağırlık bir kolla karın tarafına gidiyor. O zaman ağırlık karna doğru oluyor düz gidiyordu sahte. Bırakınca yay sırt tarafına gidiyor, sahte ter dönüp karnı yukarı geliyordu. Teoride iyi ama pratikte pek netice vermiyordu. Benzer acayip şeyler çok aslında. Bilhassa balıkçılık işiyle ilgili patentleri incelersen, çok acayip, çok uçuk fikirlerin yapıldığını görebilirsin.