Merhaba arkadaşlar, Kimseye şu balığı İstanbul'da nereden yakalarım diye mera sormuyorum çünkü İstanbul gibi 2 tane denizi olan yerde bile balığa çıkamıyorum. Sebebi ise Sarıyerden tut taa Tekirdağa hatta çok daha ilerilerine kadar her yerin leş gibi lağım kokması. Abartmıyorum, son 2 senedir (yani memlekete geri dönüş yaptığımdan beri) durum böyle. İstanbul'da tüm sahillerde suyun rengi kapkara, parça parça yosunlar, beklemiş çürük yumurta kokusu, yosuna benzeyen yeşil kabarcıklar, çöpler, vede dikkatinizi çektimi bilmiyorum ama sahillerde bolca tuğla ve kiremit parçaları var. K.T. kaç kere Marmara yı 2016 ya kadar temizleyecez dedi. Kurbağalı dereyi temizlerken Adaların oraya döktüler balçıkları. Haliçin lağımı ise arıtmaya uğramadan Sarayburnunun az ilersinden Marmaraya dökülüyor. Büyükçekmece koyunda ise sahil şeridinden lağım boruları geçiyor. Tüm sahil leşş gibi lağım kokuyor. Aslında o lağım Büyükçekmece Atık su arıtma tesisinden geçip koyun dışından salınıyor ama sahil şeridi neden leş gibi lağım kokar. Böyle bir problem neden bir Amerikada yok hatta okadar uzağa gitmeden bir Bodrum'da yokta Büyükçekmece de var anlamıyorum. Bir de geçenlerde uçakla istanbula inerken Marmara denizinin üstünün kıpkırmızı olduğunu gördüm. Sebebi de artık suyun tamamının lağım ve sanayi atığı olup suyun kendini temizleyememesi. Oysa istanbulda İski nin bir sürü atık su arıtma tesisi var. Nedir bu kirliliğin sebebi arkadaşlar? Sizce KT nın dediği gibi Selimpaşa ve Silivri arıtma tesisleri de bittikten sonra Marmara temizlenir mi? Sezon başladı sardalya hamsi palamut var balıkçılarda kurbağalı derenin nasıl temizlendiğini gördükten vede marmaranın kapkara zehir gibi suyunu gördükten sonra vücuda girince sonsuza kadar kalan ve kanser yapan metalleri almamak için balık ta alamıyorum. Evim denize yakın oltam kamışım var balığa çıkamıyorum. 2 sene önce gurbetteyken abartısız elimdeki yemlik sardalya sayısı kadar yem ziyan etmeden lüferle hatta kofanayla dönerdim. Gece karanlıkta bile su okadar berraktı ki ara sıra parlayan balıkları görürdüm. İstanbulda bolluk içinde yokluk var deniz temizliği ve balık olarak. En az 1 milyon kişi eylem yapmadıkça Marmara temizlenmez gibime geliyor siz ne düşünüyorsunuz? Uzun oldu kusura bakmayın ama çocukluğumdaki cam gibi temiz Marmarayı özlüyorum. İsyanlardayım...
17 milyon Tolga... Söylerken bi tuhaf oluyorum bende...Orda doğdum büyüdüm.Sarayburnunda öğrendim asıl oltacılığı ama istanbulda boğaz haricinde sağlıklı en azından hallice bir alternatif kaldığını sanmıyorum...Bunun bir sürü sebebi var. siyasi idari hukuki ahlaki toplum yapısı eğitim seviyesi vs vs say say bitmez.Geççtiğimiz günlerde bir sebepten 3-4 gün İstanbul'da olmam gerekti eşyalı ev tuttum...İnanırmısın işimin dışında evden dışarı burnumu çıkarmadım.Tek diyeceğim şudur ki...İstanbul'da yaşayanlara Allah yardım etsin...
Bunları çok araştıran ve gözlemleyen biri olarak biliyorum ama bu ülkede gördüklerime inanmak istemiyorum çünkü gelişmiş ülkelerdeki tertemiz denizleri bu kadar pahalı hayatta tutunabildikten sonra bizim de fazlasıyla hakettiğimizi düşünüyorum. biyolojik arıtmanın çok yetersiz olduğu istanbulda pisliği temizlemeden sadece gözlerden uzakta noktadan 'Derin deşarj' yöntemi ile dökme. Vede sadece katı atıkları filtreleme yani 'ön arıtma' yöntemiyle atarak denizin girilecek hijyene kavuşacağına halk inanmış yada inandırılmış yapacak birşey yok.... https://www.youtube.com/results?search_query=selimpaşa+atık+su
Biz bunların hepsini ballll gibi hak ediyoruz kardeşim hiiiç boşa nefes tüketmeyelim...sahilde otur yarım saat görürsün... denize öyle tipler dinlenmek için gelip ellerinde avuçlarında ne var yok hepsini denize atıp s... olup gidiyorlar...Tiplere bakınca okumuş etmiş sanarsın ama alakası yok...Antalya'da yaşıyorum sözde mavi bayrak.... Kaleiçi yat limanında karetta geziyor ama geçenlerde bi dip temizliği yaptılar yahu traktör tekeri çıktı klozet çıktı... biz gelişmekte ülke falan da değiliz ayrıca... batının fasoncusuyuz hepsi okadar.Cem yılmaz skeçinde güzel anlatıyor...BUNUUU TUT TEKNOLOJİSİ ... İşin özüne inersek o övüne övüne 15 mi 16 mı unuttum saymayı o kadar devlet kurmuşuz edebiyatları demogojilerinde maşşallah ses duvarını aşarız...Halbuki 3 kıtanın sahibi iken nasıl oldu da bukadar sefil bir hale geldik bunu sorgulayan yok...Kötü yönetim kardeşim işte okadar.Bi örnek daha vereyim....Alanya'dan hemde; bilirsiniz ki Antalya Türkiye'nin turizm başkentidir ve her yıl milyonlarca turist gelir...Alanya belediyesinin her akşam saat 19:00 da plajlardaki duşluklara akan suyu kestiğini duymuş muydun??? Yani kardeşim demem o ki güçlü ordu değil güçlü siyasetçi güçlü yönetici....Bak ingilizlere yüzyıllardır aynı anayasa ile yönetilmektedir...abd plajlarında bırak bizim gibi denize girmesini girilmesini,şemsiyeni götürür getirirsin yoksa canına ot tıkarlar adamın...elin adamı sahillerine okadar iyi bakıyor işte...arıtma tesisi içinde yurdum insanı oldukça yaratıcı çakallıklar geliştiriyor onu da bir turizmci olarak anlatayım sana...Turizm bakanlığı otel standartlarında 4 yıldız ve üzeri tesisler kendi arıtma tesislerini oluşturmak zorundalardır aksi halde cezası çoook ağırdır.ve gerçekten denetleme yapıyorlar.eeeee o halde yurdum turizmcisi bu işe bir çözüm bulmalı dimi ama??? napıyor o tesisin atık suyunu??işi kolaylaştırmak için okadar çok iyot basyorki kıyılarda yosun namına eser yok... bırak oteli devletin bile arıtma tesislerinde bu yöntemle yapıyorlar sen düşün gerisini.... ben yaklaşık 9 senedir Antalya'da yaşıyorum daha merkezden konyaaaltyından tut da kundu bölgesi arasında dişe dokunur trofe av ne gördüm ne duydum...heeep tevatür hep miş mış ama gören eden yok... neden mi yok? çünkü kıyılar mavi bayraklı... çünkü kıyılar okadar temiz... okadar temiz ki oksijen neredeyse yok... oksijen de olmayınca bakteri olmuyor bakteri olmayınca onunla beslenen plankton yok plankton olmayınca küçük balık yok küçük balık olmayınca büyük balık yok... ha hiç mi yok?? var elbet ama trofe boyuttaki balıklar sadece geçiş esnasında varlık gösteriyor okadar....