Hazırladığım bir yazı üzerine araştırma yaparken rastladım sizlere. Hepinize "Selam" olsun. Müsadenizle sizlere bir sorum olacak; Balıkçılık sizce bir meslek midir? Eğer kişi kazancınızı buradan sağlıyorsa ve yaşamı boyunca bu işle uğraşıyorsa sizce de meslek değil midir? Yalnız meslek/hobi durumunu göz önünde bulunduralım. Hobi; İnsanların sevdiği her hangi uğraş ile boş zamanını değerlendirmesidir. Düşüncelerinizi belirtebilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
Selam Naz öncelikle hoş geldin. Soruna gelince kişi yaptığı bir işten geçimini sağlıyorsa o iş kişi için meslek haline gelmiştir çünkü başkaca kazancı yoktur ayrıca yaptığı işin inceliklerine de vakıf olmak zorundadır daha fazla para kazanmak için. Ama balıkçılık hobi olarak yapılıyorsa zaten bırak para kazanmayı bazen harcanan para ciddi meblağlara ulaşabilir. O yüzden meslek mi yoksa hobi mi olduğu balıkçılığın neticesine bağlıdır bence
Ve aleyküm selam, hoşgeldiniz. Ticari amaçlı yapılıyorsa tabiki de balıkçılık da bir meslektir. Para kazanmak amaçlı yapılan bir işten bizim gibi amatörler kadar keyif almanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Sonuçta ticari balıkçılar ağ ile avlanıyor ve bundan zevk alınmaz, alınsa da ağdaki bol balığın getirisini düşündükçe balıkçı keyiflenir. Ben sadece olayın hobi bölümüne odaklıyım ve amatör bir balıkçı olduğum kadar, balığı yemesini de severim. Balıkçılık mesleği kesinlikle olmalı ancak bu iş de etik değerler çerçevesinde gerçekleştirilmeli, sürdürülebilirliği yani "Bugünün ihtiyaçlarını, gelecek kuşakların da kendi ihtiyaçlarını karşılayabilme olanağından ödün vermeksizin karşılamak" olgusunu sağlamaya birinci dereceden önem verilmeli. Bu işi kâr amaçlı yapmak amatör balıkçılığın ruhuna aykırı; ancak ticari balıkçılık bu amacı da taşıdığından kesinlikle bir meslektir.
Arkadaşlar öncelikle cevabınız için teşekkür ederim. Ne yazık ki bizler kendi tartışmalarımızda bu konuda bir ikileme düştük. Su Ürünleri Mühendisliği ya da Balıkçılık ve Teknoloji Mühendisliği okuyan insanları bir kenara bırakalım. Yaşam şartları yüzünden okuyamayan balıkçıların bu işi meslek edinmesinden bahsediyorum ben. Ülkemizde bu bir sınıfa dahil değil. Geçim kaynağı sağlanıyorsa "meslek" diyorum ben lakin yasalar "meslek" adı altına almıyor bunu. Adam elbette ticari kazanç sağlıyor. Bu konuda emek veriyor, emeğinin karşılığını alıyor ve evine ekmek götürüyor. Adamın geçim derdi sıkıntısı ile hobiyi düşüneceğini sanmıyorum. Diğer bir konu ise; olaya vakıf olması... Bilinçli olması... Su Ürünleri Mühendisliği ya da Balıkçılık ve Teknoloji Mühendisliği’nde okuyan insanlar ile balıkçılar arasında ki tek fark "eğitim" bir okullu diğeri değil. Biri maaşlı devlet güvencesi altında, diğeri Allaha emanet. Ayrıca Birleşmiş Milletler madencilikten sonra tehlikeli "meslek" adı altına almış balıkçılığı ve raporunda yılda 24 bin insanın öllümünden bahsediyor... Onun için sorum şudur ki; Mahallemizin, semtimizin yada şehrimizin bir köşesinde tezgah / dükkan açan, Allahın izniyle Ya Bismillah diye balık avına çıkan, onları satan, evine ekmek götüren okul görmeyen, ama tüm incelikleri bilen "Ben ona bakmazsam, o da bana bakmaz" mantığıyla denize sahip çıkan bir balıkçı "Balıkçılık "mesleğini" icra eden kişi olmuyor mu? Bana göre oluyor... sizce? Lütfen yanıtlarınız önemli...
Mühendisliğini okuyan Mektepli, okumayan Alaylı ama ikisi de bu işi meslek olarak yapıyordur. Ben okulunu okuyup mezun olan insanlar nasıl geçimini sağlıyor bilmiyorum yani çalışma ortamları ne kadar risk altında, ama ölüm rakamını verdiğin tüm insanlar Alaylılardan çıkmış olsa gerek bu nedenle de aslında Balıkçılık Mesleğinin esas itibariyle hak eden Alaylılar dır diye düşünüyorum.
Bu işi hobi olarak zevkine balık tutan "sportif balıkçı" diye tabir ettiğimiz kişiler topluluğudur. Bu kişiler maddi imkanları el verdiği sürece hemen her fırsatta bulundukları yerin coğrafi koşullarına göre veya gideceği herhangi bir yerde (ki bazı avcılar yutdışı turlara katılarak bu zevki paylaşmaktadır) avlamak istediği balık cinsine göre farklı avlanma ekipmanları ve yöntemleri kullanarak "zevkini" tatmin eder. Ama balık avlayarak yakaladıklarını satana ve bu işten para kazanan kişilerin "mesleği" haline gelmiştir. Çünkü; diğer taraftan kendi kişisel zevkleri için binlerce dolar harcayıp ülke dışına sadece zevk için 3-4 günlüğüne balık avlamaya çıkan insanlar yanında, bu harcanan para ile 5-6 ay geçinmek zorunda kalan insanlarda var. Demek istediğim "balıkçılık" yaparak para kazanan insanların önlerine zamanında belki başka fırsattar çıksaydı sorsanız şimdi o yolu tercih ederlerdi.Ama yıllardır bu işi yapan insana "gel şurada bu işi yap "derseni de o insandan verim alamazsınız. Çünkü artık "balıkçılık" onun ekmeğidir, suyudur, havasıdır..O işi yapmazsa yaşayamaz.Çünkü hayatında anladığı, bildiği, öğrendiği, gezdip gördüğü ve ona gösterilen "iş" budur..
Balıkçılığı profesyonel olarak yapanlar tabii ki, meslek edinmiş kişilerdir. Biz burada 6 - 7 metre sandallarında pancar motorun gürültüsünde yağmurun güneşin altında balığa çıkanların yanında, 20 metre profesyonel teknelerle ve 8-10 kişi ile açık denizde balığa çıkanları da hatırlamalıyız. İşin en önemli kısmı, bu kişilerin sosyal güvencelerinin olup olmadığı. Çalışanların çoğu yevmiyelerini bile doğru dürüst alamamaktalar bırakın sigortayı vs.. Denizcilik bakanlığının eksikliği de burada devreye giriyor. Bazı kuralların konulması uygulanması ve takibi şarttır. Siz bu konuda tez hazırlıyorsunuz galiba.