Değerli üyeler Malum bu sene kış hayli sert geçmekte,özellikle rüzgar,genelde kuzeyli olarak kuvvetli esmekte,bu durum genel olarak balıkcı teknelerinin faaliyetlerini aksatmaktadır. Elbette ne kadar çok gün balığa çıkılamıyorsa,bu durumun gelecek günlerde balık nesline faydalı olabileceği varsayılır. Ancak geçimlerini,mesleklerini balıkcılık olarak seçmiş kişilerin,maalesef sürdürülebilinir balıkcılığın ne olduğu,ne olması gerektiği konusunda oturmuş bir fikirleri dahi yoktur. Günü kurtarmak güdüsüyle,dolayısıyla yasak sezona belkide tam manasıyla karşı olanların sayısı daha fazladır. Hemen yakın geçmişte,böylesine hava şartları sonucunda,özellikle büyük tekne sahiplerinin hemen kulis faaliyetlerine başladıklarını,birkaç sezon öncesinde avlanma süresini ilk 15 gün ertesi yılda,açık sularda olması kaydıyla 1,5 uzattırdıkları,sonuçtada bazı ekenomik balık sürülerinin katledilip,halende kendilerini toplayamadıkları malumunuzdur. Bu senede böylesine bir tehlikenin kapıda olduğunu belirtmek isterim Bütün Balık dostlarının,doğa ve vatan severlerin ellerinden geleni yapmaları gerekmektedir. Sevgi ve saygımla kalınız
evet vedat abi bu sene'de aynı teraneler dönecek gibi görünüyor mart sonu gibi çıkar kokusu banghead önemli bir başlık ince bir düşünce olmuş teşekkürler.
Çok net bir tespit ve açıklama olmuş Vedat abi, umarım mesaj alması gerekenler anlayıp önlem alabilirler.
önemli bir uyarı, dikkate alınması gerekir. eski balıkçılar sık sık anlatırlar da dinlerim; balık gitigide azalıyor. hele Mersin körfezinde hiç balık yok. hadi ben acemiyim balık tutamıyor peki orası tamam ama ben körfezde balık tutanda görmüyorum. Yasaklar kurallar bir tarafa, kıyılarda hemen her yerde ağlar görüyorum. bu ağlar balıkları ne kadar etkiliyor bilmiyorum Bizim buradaki manzaralar bundan ibaret
Kesinlike haklısın Veday Ağabey. Hatta daha 3 gün evvel Çanakkale tarafında sadece tek bir tekne 15 ton Sardalya yakalamış. Tekne sahibi "Havalar yüzünden çıkamıyorduk ama bu iyi geldi," diye de açıklama yapmış. Tek tekne 15 ton!
Bu sefer Amatörlerin ön alması gerekiyor. Hatta; olumsuz hava şartlarından balıkların çok hırpalandıklarını söyleyerek, (kırgınlar vb) yasağın öne alınarak, balığın sağlıklı üremesi için gerekli şartların sağlanmasını istemek lazım.
bizde deniz bakanlığı olmadığı ve bu paragözlü insanlar olduğu sürece bu aşırı avlanmalar, avlanma zamanlarının uzaması gibi durumlar çok olacaktır, biraz bilinçlenmek ve bazı durumlarda net tavrımızı koymamız gerekli, yoksa balıkları norveçten yemeye devam ederiz
Sayın ABAYOĞLU'nun öngörüsü çok yerinde. :thumb: 4 senedir olanların bu sene de olma ihtimali çok kuvvetli. Ancak sevgili Nuri, bu işin önünü almaya imkan ve ihtimal yok. Bir düşünün 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu 4. senedir köklü değişimler için girdiği TBMM den neden revize edilerek çıkamaz? AB Uyum Yasaları gereği yapılması gerekenler için tüm detay (faaliyetlerin uydu aracılığı ile izlenme yöntemlerinden, denetime, kotalara ve denetleme biçimine kadar) taslak kanuna işlendi, bunlar tüm alt komisyonlardan geçti, bir Genel Kurula gelse bu işlerin bir çoğu düzene girecek. Ama olmuyor. Olamıyor. idk Neden dersiniz? Ticari Balık Avcılığı dev bir sektör. Biz duyarlı Amatörler tabii ki her yerde bu seneki tehlikeyi duyuralım. Yanlışı şimdiden işaret edelim. Ama ne yazık ki o kadar. Yani göreceksiniz, ne yazık ki iş yine olacağına varacaktır. Yanılmış olmayı o kadar isterim ki.
Çok yerinde bir açıklama kanun koyucular ve uygulayıcılar işlerini layığıyla yapmazsa kaçınılmaz sonuç bu olur ve bu işin son durağı ise şudur yorgan gider kavga biter biz istediğimiz kadar konuşalım kafa patlatalım bu işe dur diyecek olan devlettir orasıda dur demiyorsa yorgan gidecek kavga bitecek sonra bön bön birbirimize bakıcaz biz demiştik diycez ama ne çare olan denizimize olan doğaya olacak çok acınası bir durum ne yazık ki hal böyle.
bilinç değerli arkadaşlarım vedat ağbinin açıklamaları çok yerinde olmasına karşın zaten avlanan balıkların geçiş popülasyonunun hemen av yasağı bitimine denk düşmesi ve ilerleyen teknoloji balığın maximum geçiş anında darbeyi vuruyor. bence kulise dahi gerek yok, 1 teknenin 15 ton sardalye avladığı iç sularda bu yazılı basında bir zafer nidasıyla gösteriliyorsa bu ülkede vedat abi ve onun öğretileriyle yeşeren yeni bilinçli gençlikten çin nüfusu kadar olması gerekmektedir. umarım benim gibi geçmişte acımasızca av yapan insanlar bilinçlenir ve limit altı balıkların suda bırakıldıktan sonra izlediği yolu seyretmekten zevk alır.
Tatlı kazancı bırakmak istemeyenler elbette her çareye baş vuracaktır. Ancak geçen defa yasağı erteletme istekleri, profesyonel ve amatör balıkçılarla STK el birliğiyle nasıl boşa çıkarıldıysa bundan sonra da bu ses daha güçlü bir şekilde çıkacak ve olumlu sonuç alacaktır. Tek şart, kimsenin ya da hiçbir kuruluşun aslan payını kendisine ayırmamasıdır. Avrupa Birliği normları da geleneksel kıyı balıkçılığından yanadır. Unutulmaması gereken bir nokta da kıyıdan olta atanlarla kıyıya ağ atanların birbirlerine gerekli saygıyı göstermede kusur etmemeleridir.
Mesele "kime dert anlatiyoruz, kimden medet umuyoruz" meselesi malesef. Gerekli oldugu acik olan yeni yasalari ve mevcut yasalarda ihtiyac duyulan duzeltmeleri yapacak olan zat-i muhteremlerin bazilari ticari balik avciligindan dolayli da olsa kazanc elde eden kisiler. Bunu bilmeyen yok artik neredeyse memlekette. Sadece balikta degil, meyvede, sebzede, cicekte durum boyle. Turkiye'nin her yerinde hal esnafi, kabzimal, araci, tasiyici adi altinda kimler ne rantlar yiyor, bunu yiyebilmek icin de nerelerin tavassutuna basvuruyor, kimleri kazancina ortak ediyor, hepimiz az cok biliyoruz. Kacak isler sadece akaryakit sektorunde olmuyor yani. Rant neredeyse tezgah orada kuruluyor. En tepelerden saglama alinmayan bir tezgah kalici olamayacagi icin adamlar da muhterem amcalari tezgaha buyur ediyorlar. Amcanin ismi yok ortada, kagitta, evrakta, fakat cebine giren giriyor. Hal boyleyken, biz saf amatorler de bekliyoruz ki AB uyum yasalari gecsin, Balikcilik Bakanligi kurulsun, limitler, tebligler daha siki denetlensin, deniz ve balik korunsun. Hey yavrum heyyyy...
değerli arkadaşım size aynen katılıyorum maalesef balıkçılık olarak irdelediğimiz sektör dışında kısa yoldan köşe dönme babında birçok sektörde bundan payını alıyor mesela geçen sene soğan 3;3,5 iken bu sene 60 kuruşada aldık aradaki bu 5 misli fark soğanın bilinçsiz avlanmasından olmuyor tabi tamamiyle vurgun vurma zihniyeti bundan nasibini gariban balıklarda alıyor tabi..maalesef mantaliteyi değiştirmek..