Öyle kaptırmışım ki kendimi, bilgisayarın başından kalkmak istediğimde, seksen yaşındaki bir ihtiyarın romatizma ağrıları gibi her yerim tutulmuştu! Maksadını aşan bu bilgisayar muhabbetim aslında biraz olsun günün stresinden kurtulmak sanal da olsa ekmek su istemeyen, sırtıma hiçbir yük getirmeyen birkaç eş dost ile sohbet etmek efkâr dağıtmaktan öte değildi. Sonra buzlu camın ardından gerçek hayata transfer olduğumda içten candan arkadaşlar ile hafta sonları birkaç saatlik buluşmamızdan bu değişiklikten müthiş zevk alır olmuştum. Hele ki araya sıkıştırdığımız bir iki sosyal hadise sanki bizi farklı kılar olmuştu. Bir topluluğun yani sevgi yumağının bir parçası olmak çoluk çocuğumla birlikte beni çok ama çok mutlu etmişti. Şehrin her yerinden, diğer şehirlerden ve hatta yurt dışından edindiğim dostlar ile kurduğumuz diyaloglar, yazdığım birkaç yazı ile beni onore eden arkadaşlar, kardeşler, ağabeyler... Bir karınca yuvası gibi çalışkan işçi karıncaların boyundan büyük taşıdığı yük gibi bizlerde hep birlikte kocaman bir sevgi yumağını taşıyorduk. Bal arıları gibi her birimiz kendi zenginlilerimizi petek yerine buzlu camın ardındaki web sayfamıza taşıyorduk. Yapılan organizasyonlara çekilen resimlere bakalım ve o resimlerdeki arkadaşların gözlerindeki kıvılcımları görelim isterim. Buraya katılan burada bizimle olan insanlarımızın kendi özel hayatlarındaki sıkıntılarından arınıp bu topluluğun içine saf bir yağmur tanesi kadar temiz katıldığına ve tüm sorunlarını evlerinde bıraktıklarına şahit olacaksınız. Balık organizasyonlarında ki buluşmaların aslında eş dost tanışması, kaynaşması ve muhabbet ortamı yaratılmasından başka bir amacı olmadığı görülmüş olmasına rağmen, arkadaşlarımız dostlarımız kardeşlerimiz adlarını filanca balık organizasyonu altında listelere yazdırıyorlar. Balık hakikaten bahane muhabbet şahane hesabı... Heybelerimizde yiyeceğimiz, kalbimizde sevgimiz, bir elimizde oltamız bir elimizde yemlerimiz. Oltanın ucuna takıp attığımız her “yem” parçası; arkadaşlarından ayrılıp denize boca edildiğinde geldiği yerden yani denizden gelip, geldiği yere yani denize gitmesine sevinmeli mi, yoksa arkadaşlarından ayrılmak zorunda bırakıldığı için üzülmeli mi? Kendimizi bir an için o yemlik balıkların yerine koyalım biri bizim kulağımızdan tutup kancasını bize takıyor ve gerilip fırlatıyor. Fakat bir ipin ucunda halen fırlatan kişiye bağlısın! Hadi bunu bir rüya kabul edelim ve bu rüyayı yorumlayalım; Biri bizi arkadaşlarımızdan yanından alıp kapı dışarı ediyor ama arkadaşlarımızın gönlünden bizi koparmaya gücü yetmiyor! Nasıl ki atan kişi kendine yakın bildiği koruduğu kolladığı dostlara sahipse, fırlatılan kişilerde o şekilde korunan ve kollanan kişiler olduğu gerçeği unutulmamalı dersi çıkmaz mı bu rüyadan? Benim pörtfeyimde ilk günkü gibi herkes yerli yerinde duruyor asla yapılan ve yaşananları unutmam, benden yana hiçbir vefasızlığın yaşanmasını yazmayacak tarih kitapları! Sanal ortamda sevgiye ipotek koymak değil onu yaşamak yaşatmak gerekir o zaman bizler kaçtığımız gerçek hayatın acılarından kurtuluruz! Haddimizi bilerek; Her zaman kalp kırmaya karşıyım oysa en kolayıdır bu! Fakat kırılan kalbin tamircisi yok. Hiç kimse sırf kendi ego manyası için bir başkasının kalbini kırma hakkına sahip olduğunu düşünmemeli ve başkalarına çanak tutmamalı bunun vebali çok büyüktür... Ben bu alemde hepinizi sevmeye devam edeceğim... Haydi, rast gele! Not: Ortaya yazılmış bir yazı üye olduğum tüm sitelerde yayınlanmaktadır.
Talip Bey,uzun Zamandir Bu Net Ortaminda Gördüğüm Konuya çok Güzel Açiklik Getirmişsiniz. Ama Kişilik Sorunu Olanlar Günlük Yaşamda Yada Sanal Denen Aslinda çok Reel Olan Internet Ortaminda En Kolay Tatmini Sağlamaktadir. Aslinda Bu Kişiler Bir Aile Babasi,iş Sahibi Yada çevresinde Iyi Taninan Biride Olabilmekte. Bizim Sitemizde Künye Denen Bir Bölüm Var, Buradaki Sinirli Olsada Bilgiye Azicik Bakip "konuştuğu Kişinin En Azindan Yaşina Bakarak Ki Bu Bizim Büyüğe Saygi Denen Bir Geleneğimiz Vardir" Yazdiklarini Iki Kez Okuyup öyle Yayinlamasi Gerekirken Tam Tersine Kirici Ve çoğunluklada çok Basit Hitab Larla Eklemeler Yapmaktalar. Bu Kişiler Azda Olsa Var. Sitenin Yasaklamalar Bölümüne Bu Kişileri Atarsak Birdaha Bizlere Ulaşamayip Kendiliklerinden Bu Ortamdan Düşerler Sanirim. Geçende Siteden Sirf Bu Nedenle Ayrildiğini Ve çok Kirildiğini Belirten Bir Arkadaşin Yazisini Hak Vererek Okudum. Yazdiğimiz Mesajlara Saçma Eklemeler Yapan Birisi Olduğunda Lütfen Yasaklilar Listemize Ekleyelim. Dostlukla Kaliniz.
Cumhur Bey güzel bir öneriniz olmuş, aslında bu tür yorumlara cevap vermeme hakkımızı kullanacağımız gibi bu mesajları sayfadan atma hakkımızda olmalı veya yöneticilerden böyle haddini aşan mesajları silmesini de isteyebiliriz. Burası ve ya bu gibi siteler MSN ortamı ile karıştırılmamalı saygı olmazsa, sevgi olmazsa ve birde hitab şekli uslübu bozuksa bırakın o kişinin kulağından tutmayı yaka paça dışarı atmalı. Veya dediğiniz gibi onu ceza köşesine çekmeli! Katkınız için teşekkür ederim sağ olun görüşmek üzere selamlar...
Öyle kaptırmışım ki kendimi, bilgisayarın başından kalkmak istediğimde, seksen yaşındaki bir ihtiyarın romatizma ağrıları gibi her yerim tutulmuştu! Maksadını aşan bu bilgisayar muhabbetim aslında biraz olsun günün stresinden kurtulmak sanal da olsa ekmek su istemeyen, sırtıma hiçbir yük getirmeyen birkaç eş dost ile sohbet etmek efkâr dağıtmaktan öte değildi. Sonra buzlu camın ardından gerçek hayata transfer olduğumda içten candan arkadaşlar ile hafta sonları birkaç saatlik buluşmamızdan bu değişiklikten müthiş zevk alır olmuştum. Hele ki araya sıkıştırdığımız bir iki sosyal hadise sanki bizi farklı kılar olmuştu. Bir topluluğun yani sevgi yumağının bir parçası olmak çoluk çocuğumla birlikte beni çok ama çok mutlu etmişti. Şehrin her yerinden, diğer şehirlerden ve hatta yurt dışından edindiğim dostlar ile kurduğumuz diyaloglar, yazdığım birkaç yazı ile beni onore eden arkadaşlar, kardeşler, ağabeyler... Bir karınca yuvası gibi çalışkan işçi karıncaların boyundan büyük taşıdığı yük gibi bizlerde hep birlikte kocaman bir sevgi yumağını taşıyorduk. Bal arıları gibi her birimiz kendi zenginlilerimizi petek yerine buzlu camın ardındaki web sayfamıza taşıyorduk. Yapılan organizasyonlara çekilen resimlere bakalım ve o resimlerdeki arkadaşların gözlerindeki kıvılcımları görelim isterim. Buraya katılan burada bizimle olan insanlarımızın kendi özel hayatlarındaki sıkıntılarından arınıp bu topluluğun içine saf bir yağmur tanesi kadar temiz katıldığına ve tüm sorunlarını evlerinde bıraktıklarına şahit olacaksınız. Balık organizasyonlarında ki buluşmaların aslında eş dost tanışması, kaynaşması ve muhabbet ortamı yaratılmasından başka bir amacı olmadığı görülmüş olmasına rağmen, arkadaşlarımız dostlarımız kardeşlerimiz adlarını filanca balık organizasyonu altında listelere yazdırıyorlar. Balık hakikaten bahane muhabbet şahane hesabı... Heybelerimizde yiyeceğimiz, kalbimizde sevgimiz, bir elimizde oltamız bir elimizde yemlerimiz. Oltanın ucuna takıp attığımız her “yem” parçası; arkadaşlarından ayrılıp denize boca edildiğinde geldiği yerden yani denizden gelip, geldiği yere yani denize gitmesine sevinmeli mi, yoksa arkadaşlarından ayrılmak zorunda bırakıldığı için üzülmeli mi? Kendimizi bir an için o yemlik balıkların yerine koyalım biri bizim kulağımızdan tutup kancasını bize takıyor ve gerilip fırlatıyor. Fakat bir ipin ucunda halen fırlatan kişiye bağlısın! Hadi bunu bir rüya kabul edelim ve bu rüyayı yorumlayalım; Biri bizi arkadaşlarımızdan yanından alıp kapı dışarı ediyor ama arkadaşlarımızın gönlünden bizi koparmaya gücü yetmiyor! Nasıl ki atan kişi kendine yakın bildiği koruduğu kolladığı dostlara sahipse, fırlatılan kişilerde o şekilde korunan ve kollanan kişiler olduğu gerçeği unutulmamalı dersi çıkmaz mı bu rüyadan? Benim pörtfeyimde ilk günkü gibi herkes yerli yerinde duruyor asla yapılan ve yaşananları unutmam, benden yana hiçbir vefasızlığın yaşanmasını yazmayacak tarih kitapları! Sanal ortamda sevgiye ipotek koymak değil onu yaşamak yaşatmak gerekir o zaman bizler kaçtığımız gerçek hayatın acılarından kurtuluruz! Haddimizi bilerek; Her zaman kalp kırmaya karşıyım oysa en kolayıdır bu! Fakat kırılan kalbin tamircisi yok. Hiç kimse sırf kendi ego manyası için bir başkasının kalbini kırma hakkına sahip olduğunu düşünmemeli ve başkalarına çanak tutmamalı bunun vebali çok büyüktür... Ben bu alemde hepinizi sevmeye devam edeceğim... Haydi, rast gele! Not: Ortaya yazılmış bir yazı üye olduğum tüm sitelerde yayınlanmaktadır. -Yukarıdaki yazımın formatını değiştiremediğim için tekrar bu formatta yayınladım umarım okumakta zorlanan arkadaşlarımız bu kez okuyabilirler...
Talip bey, İlk yazınızı biraz zorlanarak ancak ilgi ile okudum. Zorlanarak diyorum zira sizin de dikkat çektiğiniz gibi yazı formatı benim için biraz sıkıcı ve yorucu geldi. Bu hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederim. Bu davranışınız “Sanal ortamda sevgiye ipotek koymak değil onu yaşamak yaşatmak gerekir” sözünüze de çok uygun düşmüş. Bunun üzerine yeniden okudum. Evet, şimdi daha iyi geldi. Tekrar teşekkür ederim.
Talip abi yine çok güzel bir yazı kaleme almışsın. Yaşadığımız sorunları, tattığımız mutlulukları öyle ustaca kaleme alıyorsun ki yazdığın yazılarda çoğu zaman kendimi buluyorum. Tebrik ederim..
-Asıl ben teşekkür ederim efendim tekrar okuma zahmetine katlandığınız için. Sennur hanımın mesajı ile bu durumdan haberdar oldum bu vesile ile ona da buradan tekrar teşekkür ediyorum. Selamlar...
-Beğendiğin çok teşekkür ederim Önder kardeşim bu sözler bana feyiz veriyor sağ ol. Görüşmek üzere selamlar...
Tüh gözden kaçan bir Talip abi yazısı iyiki listelemişsin abi.Çok güzel betimlemeler yapmışsın olayları sanki canlı canlı yaşıyoruz.Anlatım şeklin okuyucuyu bir sonraki satırı merak ettiren türden bu çok iyi.KOlay gelsin eline sağlık abi.
Talip abi, sevgili Gürcab gibi, benimde gözümden kaçmış, yazılarını severek okuyor ve her birinden kendime feyz alacak nöanslar buluyorum, Bu yazıda en çok dikkatimi çeken nokta; okurken insan bir ara, acaba ben miyim? yok canım değilim, hayır hayır bazen bende bencilce davranıyorum, yok canım hiçte davranmıyorum, Talip abi beni mi kastediyor? hayır neden beni kastetsin gibi düşünmemizi sağlamasıdır,, eminim bir çok arkadaşımda bunu hissetmiştir, Silkinerek, kendimize gelmemizi sağlayan, maksimum seviyede değindiğin noktalara hassasiyetimizi arttıracak yazıların için teşekkür ederim, Saygılarımla
Bu gidişle size hep teşekkür edeceğim galiba Gürcan kardeşim, sayende bende eski yazılarımı bir daha okumuş oluyorum İyi ki sizin gibi okumayı seven dostlarım var selamlar... Murat kardeşim yorumunuzla beni güldürdünüz Biliyormusun ben bu yazımla anlatmak istediğimi anlattım ve bir çok sitedeki arkadaşlarımızdan ve yönetici dostlarımızdan olumlu yorumlar aldım. Ancak bir tek site var ki. Balıkçı forumlarına ilk girişim buradan olmuştur ve halen bir çok dostumun orada var olduğunu biliyorum. (Doğrusu hale şaşkınım) Bu yazımı yayından aldılar ve bir süre sonra - Talip Girgin xxxÜYELİK İPTALxxx yazısı ile karşılaştım. Hiç bir açıklama olmadan. Sizleri yazımdan olumlu mesajlar çıkardığınız için kutluyorum. defalarca teşekkür ediyorum. Balıkçı siteleri için de, kendi üyelerinin peşinde koşan, dedekliktif yapan şahsiyetlere, yazılarıma gelen bu güzel yorumlarınız cevap olsun! Daha ne diyebilirim ki? "Tarih kitapları hiç bir zaman benim vefasız olduğumu yazmayacak!" Ben yine, yarası olmayan, gocunmayan arkadaşlarımla yoluma devam edeceğim...size iyi bayramlar diliyorum sevgili kardeşim, sağ olun, bu güzel yorumunuz için.